28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 6 Eylül 2015 SAĞLIK SİBEL BAHÇETEPE Milas’ta kene paniği: 1 hasta, 65 aday Milas’ta hastaneye şiddetli ağrı ve kanama şikâyetiyle başvuran Ö.K. (31) adlı kişide, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) virüsüne rastlandı. Milas Belediyesi personeli olduğu belirtiEDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK len hasta, Adnan Menderes Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gönderildi. Hastanın ailesi ve temas ettiği düşünülen 65 kişiden incelenmek üzere kan örnekleri alındı. l MİLAS/Cumhuriyet Vücudu konuşturuyor Aslında ses mühendisi olan Su Somuncuoğlu, 12 bin farklı frekansla vücudu tarıyor. Doğru titreşim verilirse iyileşmenin de hızlanacağına inanıyor ÖNCE RİSK GRUBUNDAKİLER er bir organ hücresinin farklı frekansları var. Bu hücreler doğru titreşimdeyken organlar sağlıklı. Hücrelerin titreşimi bozulduğunda bir rahatsızlık var demektir. Eğer bir şekilde bu hücrelere doğru titreşimleri geri gönderebilirsek, vücudun kendi kendini iyileştirmesini hızlandırır.” Bu sözler, frekanslar ve sağlığı bir arada ele alan Su Somuncuoğlu’na ait. Ses mühendisi Somuncuoğlu, Romanya’da aldığı eğitimin ardından biofeedback (biyolojik geribildirim) konusunda çalışmalar başlatmış biri. Biofeedback yönteminin asla tıbbi teşhis ve tedavinin yerine geçmeyeceğini vurgulayan Somuncuoğlu, “Bedenimiz aslında kendi kendini iyileştirmeye programlamış bir makinedir. Ama bunu engelliyoruz. Genetik faktörler, duygusal ve fiziksel travmalar, antibiyotikler, sakatlıklar, toksinler, genetiği değiştirilmiş yiyecekler (GDO) ve daha birçok faktörle kendi kendimizi iyileştirme yetimizi köreltiyoruz. Hücrelerin titreşimi bozulduğunda bir sorun var demektir. Eğer bu hücrelere doğru titreşimler verilebilirse vücudun kendisini iyileştirmesi hızlanır” iddiasında bulunuyor. Enerji veya titreşimlerle vücutta meydana gelen sorunları ortadan kaldırdığını öne süren kişilerin sayısı dünyada her 17 “H Biofeedback sistemi Grip aşısı için ekimi bekleyin onbaharda etkisi artan grip virüsünün önlenmesi için yaptırılan grip aşılarının, değişen hava koşulları nedeniyle ekim ayı sonlarına doğru yapılması öneriliyor. Sağlık Bakanlığı Grip Danışma Komisyonu Üyesi ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Eskiden eylülde ‘aşı yapın’ demeye başlıyorduk, şimdi biraz daha geç, ekimin sonlarına doğru yapılmasını öneriyoruz. Çünkü bu aşılar 6 ay koruyor. Eskiden grip vakaları nisan ayının ortalarında biterdi, şimdi mayıs ayının ortalarında azalıyor” dedi. Ceyhan, kronik akciğer hastaları, dalağı alınanlar, şeker ve kronik böbrek hastaları, 65 yaşın üzerindekiler, kreşe giden çocuklar ve sağlık personelinin risk grubu içerisinde yer aldığını ifade etti. l ANKARA/AA Uygulama odasına geçerken merakım artıyor. Bir koltuğa oturuyoruz. El ve ayak bileklerime EKG çekimi sırasında takılan kabloların benzerleri, kafama da yine üzerinde kabloları olan çember şeklinde bir cihaz takılıyor. Su Somuncuoğlu, bir seansın yaklaşık 1.5 saat sürdüğünü söylüyor. Somuncuoğlu “Vücuda 12 bin farklı frekans gönderiliyor ve her bir frekansa vücudun tepkisi ölçülüyor. Bu sırada cihaz bir anti virüs programının taradığı gibi vücudu tarıyor. Bu yapılanlar tıbbi bir teşhis veya tedavi değildir” diyor. Uçak fobisini yenen de var terapi olan da omuncuoğlu kullandığı yöntemi şöyle anlatıyor: “Kullandığım biofeedback sistemi mikro voltajlar kullanarak vücut üzerinde çalıştığı için seans sırasında herhangi bir şey hissedilmiyor. Örneğin tek seans ile uçak fobisini yenen, sigarayı bırakanlar olduğu gibi, 10 seansta bırakmayanlar da var. Uygulamalar kişiden kişiye aslında farklılık da gösterebiliyor. Bir şekilde en azından duygusal rahatlama oluyor. Çıkan test sonucuna göre de terapi yapılıyor. Yaptığımız, vücudun kendini iyileştirme sistemini hızlandırmak. Cihazın sporcular üzerinde etkili olduğu da biliniyor. Dünyaca ünlü bir İtalyan futbol kulübünün cihazı kullandığı ilk 6 ay içerisinde sakatlanmalarının yüzde 91 oranında azaldığı görüldü. Ünlü tenis şampiyonu Novak Djokovic benim kullandığım cihazla çalıştığını açıkladı. Çin olimpiyat takımı aynı şekilde olimpiyatlara hazırlanırken bu cihazı kullandı.” S S Doğru titreşim... Asansör kapalı, hastalar çarşafta DİYALİZ MERKEZİ Derneği yolda... geçen gün artıyor. Enerji Tıbbı veya Titreşimsel Tıp olarak adlandırılan bu alanla uğraşanlara pek çok eğitim seminerleri veriliyor. Hatta Türkiye’de de bu konuda bir derneğin kısa süre içinde kurulacağı belirtiliyor. Somuncuoğlu Türkiye’de bu çalışmaları yapanlardan yalnızca biri. Somuncuoğlu’nun neler yaptığını görmek için Fenerbahçe’deki ofisine doğru yola çıkıyoruz. Somuncuoğlu bize bunu uygulamalı olarak anlatmayı tercih ediyor. Somuncuoğlu, Quantum biyofeedback yani biyolojik ge ri bildirimin 40 bine yakın Avrupa kullanıcısının yanı sıra ABD’de de uygulanan bir yöntem olduğunu belirterek “Ülkemizde bu yöntemleri kullananlar artmaya başladı fakat eğitim programı yok. Bu konuda eğitim alan kişiler bunu uygulamalı. Ben aslında ses mühendisiyim. İstanbul’da ve ABD’de eğitim aldım. Lise çağlarından bu yana hep seslerin, frekansların vücut üzerindeki etkisini araştırdım, çalışmalar yaptım. Sonra kendi çalışmalarımı yürütürken bu cihazı keşfettim ve bunun eğitimini aldım” diyor. Konuşmamız sırasında Somuncuoğlu, bana test sonuçlarım hakkında da bilgi veriyor. Somuncuoğlu “Nasıl DNA kodumuz varsa frekans bazında da her organın kodu var. Akciğerin, kaslarımızın, cildimizin, pankreasımızın her şeyin frekansları da farklı. Bir rahatsızlık başladığında bu rahatsızlık frekans bazında olmuş demektir. Frekans dengesini ayarlayabilirsek doğru enzimler salgılanır ve organ kendini iyileştirmeye başlar. Cihazın bir bölümü bunu yapıyor, olması gereken frekansları geri veriyor” diye anlatıyor. l İSTANBUL Akıl almaz yöntemler dana’da Makine Mühendisleri Odası teknik heyetinin yetersiz raporu verdiği Çukurova Dr. Aşkım Tüfekçi Devlet Hastanesi yerleşkesindeki Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne bağlı Diyaliz Merkezi’nin asansörleri kullanıma kapatılınca, 2’nci kattaki servise hastalar çarşafla taşındı. Yürüyemeyecek durumda olan ve merkeze ambulansla getirilen hastalar sedyeden görevliler ve vatandaşlar tarafından alınıp çarşafla taşındı. Merdivenlerden çekiştire çekiştire çıkartılan hastaları görenler de tepki gösterdi. l ADANA/DHA A Dar gelirli hileli gıdaya mahkum T Türkiye’de dar gelirli kesimin her geçen gün gelirlerinin daha büyük bir bölümünü gıda alımına ayırmak zorunda kalmasından kaynaklanıyor. Yetkin, gıda enflasyonuna çare bulunmadıkça gıda fiyatlarının yükselmeye devam edeceğini ve gıdaya para yetiştiremeyen dar gelirli kesimin, hileli olduğunu bilse bile ucuz gıdaya yöneleceğini belirtti. Yetkin, “Özellikle tarım ürünlerinde tarladaki ürün ile marketteki ürün arasındaki fiyat farkı yüzde 200 civarında. Yani, ucuz fiyatla sürüm yaptığı için hileli gıda sektörüne yönelik ciddi bir talep var ve bu talep olduğu sürece gıdalarımıza her geçen gün yeni zehirli maddeler katılacak, hile konusunda yeni yöntemler bulunacak” dedi. Türkiye’de gıda denetimi Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın denetimlerine göre bu yıl 74 firma teşhir edildi. Bu firmaların içinde et ve süt ürünleri, takviye edici gıdalar ve benzer ürünler, zeytinyağı, bal, alkolsüz ve alkollü içecekler, kahve, çikolata ve tahin üretiminde taklit ve tağşiş yapan, yurttaşa at ve eşek eti yediren firmalar da var. Örneğin, köftede at eti, kebapta kanatlı eti, kıymada sakatat, sucukta da deri dokusu tespit edildi. l İSTANBUL HaYAT O KADAR UCUZ DEĞİL! Sağlığa zarar verse de ucuz olduğu için mazotlu üzüm, boyalı zeytin, soyalı çikolata yiyor PINAR YILDIZ Paketteki ‘zehir’ T uzun, erken yaşta yeme alışkanlıklarında yer edinmesi, hayatın ilerleyen dönemlerinde sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Uzmanlar özellikle “Bebekleri tuzun tadından uzak tutun” diyor. Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, çocukların fastfood tarzı gıdalarla “ödüllendirilmemesi” gerektiğini belirtti. Erk, hazır gıdalardaki yüksek tuz oranının çocukların sağlığını tehdit ettiğini vurguladı. l İSTANBUL/AA ürkiye Ziraatçiler Derneği (TZD) tarafından yayımlanan “Hileli Gıda Raporu”na göre gıda enflasyonuna çare bulunmadığı ve gıda fiyatları yükselmeye devam ettiği sürece dar gelirli yurttaş “hileli” olduğunu bile bile ucuz gıdaya yönelmeye devam edecek. Rapora göre gıdalara eklenen tehlikeli maddelerin önemli bir bölümü kanserojen etki yaparken; bu maddeler nedeniyle kansere yakalanan ve yaşamını yitiren insan sayısı terör kurbanlarının sayısından daha fazla. TZD Başkanı İbrahim Yetkin’e göre sorun Eşek eti yediriyorlar l Şekere tekstil boyası, yumuşak şekere domuz jelatini ve tekstil boyası katılıyor. l Küp şekeri kalıp haline getirmek için mumsu maddeler kullanılıyor. l Çikolataya hayvan yemi olarak kullanılan soya tozu karıştırılıyor. l İncirler hidrojen peroksitle ağartılıyor. Bozuk, ezik ve kurtlu incirlerden “incir lokumu” gibi ürünler yapılıyor. l Kuru üzümler kurutulmadan önce mazota bulanarak “haşerelere karşı önlem” alınıyor. l Helvanın içine beyaz susam yerine Sudan’dan ithal edilen ucuz susam konuluyor. l Kırmızı bibere kiremit tozu, karabibere renk alması için kanserojen boya katılıyor. l Zeytinler kimyasal boya ile renklendiriliyor. l Dökme baharatlar arasına kurutulmuş otsap karıştırılıyor. l Kaçak sigaralarda kullanılan tütünün içine tahta tozu katılıyor. l Kaçak çaylar kimyasal renklendiriciler hatta domuz kanıyla renklendiriliyor. l İçkiye katılan metil alkol zehirliyor ve körlüğe neden olabiliyor. l Atık yağ olarak anılan kullanılmış kızartmalık yağ çeşitli gıda maddelerine karıştırılıyor. Mobbing raporla tespit edildi HİLAL KÖSE Hasan H. Kalaycı Akademide yaşadığı psikolojik şiddeti mahkemeye taşıyacak olan Fatih Üniversitesi’nden Yrd. Dç. Dr. Kalaycı, hukuk mücadelesini sürdürmeye kararlı. akıf üniversitelerindeki her yıl yaşanan işten çıkarmalar giderek daha çok akademisyeni işsiz bırakıyor. Fatih Üniversitesi (FÜ) Sosyoloji Bölümü’nden Yrd. Dç. Dr Hasan Hüseyin Kalaycı (45) da bu güvencesiz ortam nedeniyle akademiye veda edecek. Kenya’daki yapılacak toplu kurban kesimi için para vermeyince, 2013’te yönetimle arası açıldı. İşe iade davasıyla geri V döndüğünde, ne ofisi ne de ders verecek öğrencisi vardı. Mobbinge maruz bırakıldı ve işten çıkarıldı. İstanbul Tıp Fakültesi’nden aldığı mobbing raporuyla hukuk mücadelesini sürdürecek. Kalaycı, ODTÜ İktisat’tan mezun olduktan sonra Fransa’da iktisat ve Kanada’da siyaset bilimi çalıştı. 2007’den beri üniversitelerde ders veriyor. FÜ’ye, davet üzerine Eylül 2011’de başla ‘Kapıdan alınmadım’ dı. Bölümün düzenlediği Kürt sorunu sunumuyla dikkatleri üzerine çekti. Kenya’da adına kesildiği söylenen kurban parasını da ödememişti. Aralık 2013’te işine son verildi. Kalaycı, 7 ay sonra davayı kazanıp geri döndüğünde yaşadıklarını ise şöyle anlattı: “İlk gün kapıdan alınmadım. Ofis ve ders verilmedi. Ne dekan ne bölüm başkanı benimle görüştü. Herkese yapılan maaş zammından yararlanmadım. 4 ay sonra bir öğrencinin şikâyetiyle kınama cezası aldım. Dersime ait ödevler ve yoklama kâğıtları kayboldu. 3 gün sonra yönetim, kâğıtları istedi. Destek olan öğrencilerime baskı yapıldı. Ve bana şerefsiz diyen ve hiç derse girmeyen bir öğrenciye hakaretten atıldım. Yönetim, bazı cemaatçi öğrencileri, iftiralarla, düzmece soruşturma açmak için kullandı.” Kalaycı’nın psikolojik olarak ciddi tahribata uğradığı İs Şiddet raporda... tanbul Tıp Fakültesi’nin raporuyla belgelendi. Adli Tıp Anabilim Dalı’nın 31 Ağustos’ta verdiği raporda, kişiye ‘yaygın anksiyete bozukluğu’ ve ‘psikotik özellik göstermeyen major depresyon’ tanısının konulduğu belirtildi. Kalaycı’nın yaşadığı durumun, işyerinde psikolojik şiddet ve yıldırma (mobbing) davranışı olarak değerlendirildiği belirtildi. Mobbing davası da açacak. Kalaycı, yaşadığı travmanın bedelinin ödenmesini istiyor. l İSTANBUL C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle