21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Ünlü dövme ustaları, ekim ayında İstanbul’da düzenlenecek İstanbul Tattoo Convention 2015’te bir araya geliyor Dövme ‘Gezi’den tutkunları sonra iktidar buluşuyor bizi özne görüyor’ 4 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Tecavüze uğramasına rağmen şikâyet için gittiği karakolda kötü davranılan, saldırıdan bir süre sonra Ankara sokaklarında ‘Lut kavminin çirkin işini yapanı görürseniz öldürünüz’ afişlerinin asıldığı Kemal Ördek, Cumhuriyet’le seks işçisi ve LGBT’lerin yaşadığı tüm sıkıntıları paylaştı. İKLİM ÖNGEL ürkiye’nin gündemine tecavüze uğraması, ardından poliste gördüğü tacizle gelen Kırmızı Şemsiye Derneği kurucusu seks işçisi eşcinsel Kemal Ördek, “Eşcinsel olduğunu ne zaman fark ettin?” sorusuna “Sen ne zaman bir erkekten hoşlandın?” sorusuyla karşılık veriyor ve kendisi için de durumun da hemen hemen aynı zamanlar olduğunu belirtiyor. Yaşadığı olayın kamuoyuna yansımasının ardından BM, Avrupa Konseyi gibi uluslararası örgütler de Ördek için destek açıklamaları yayımladı. TBMM’de vekiller soru önergeleri verdi. Başarılı bir eğitim hayatını geride bırakan Ördek öncelikle bir aktivist. Toplumun kabul ettiği iki cinsten biri olan kadınların dahi sayılamayacak kadar çok uğradığı haksızlıklar varken toplumun reddettiği LGBT bireylerin durumunu Ördek, tüm açıklıyla anlatıyor. Öldürülen LGBT’lerin asla bir Münevver Karabulut olamayacağını söyleyen Ördek, bunun toplumdaki nedenini ise “Çünkü onlar seks işçisi, bunu hak ediyor” diye açıklıyor. “Toplumun yüzde 40’ı AKP’ye oy veriyorsa, bu oran LGBT’lilerin de yüzde 40’ının AKP’ye oy verdiğini gösterebilir” diyen Ördek, toplumun LGBT ve seks işçilerinden uzak olmadığını şöyle özetliyor: “Fahişeler, biz kime hizmet ediyoruz. Bana gelenler bu toplumun ‘erkek, hetoroseksüel, aile babası, namazında niyazında’ dediği insanlar. Ama onlara bir şey olmuyor. İşini görüp, çıkıp gidiyor ve aile babalığı, namuslu rollerine bürünüyor, olan bize oluyor. Biz zaten onlarla irtibattayız, onlar bizi biliyor. İktidar gölge etmesin gerisini istemiyoruz, çünkü bu toplum yaşanabilir bir toplum.” T ka bir hükümetle değişmesi için umudumuz olur. CHP ve HDP’nin translar, seks işçileri konusunda daha olumlu yaklaştığını görüyoruz. En azından ulaşma kanallarımız var. Bizi dinliyorlar. Bizim de insan olduğumuzu düşünüyorlar. AKP, bir sürü LGBT’nin polis tarafından işkence edilmesi, darp edilmesi, keyfi para cezalarına maruz kalması, evlerinin basılması, mühürlenmesi gibi birçok konuda polisleri aracılığıyla fail durumda. 13 yılda artan şiddet ve ayrımcılık örnekleri var. Kadınlar ne kadar çekiyorsa biz de o kadar çekiyoruz. Onur Yürüyüşü’nde daha önce rastlamadığımız polis şiddetini gördük. 13 yıldır sakin geçen yürüyüş neden olaylı bitti? Her yıl rahatça yürüyorduk, bir anda polis şiddetine maruz kaldık. Daha önce “Bunları kimse sahiplenmiyor” dedikleri insanlardık. Bu düşünceyi Gezi değiştirdi. Gezi’de LGBT hükümeti protesto etti, bir sürü insan gökkuşağı bayraklarıyla alana çıktı. “Nerdesin aşkım burdayım aşkım” LGBT sloganıydı. Medyada da LGBT konuşulur duruma geldi. Genel seçim öncesinde de bazı LGBT dernekleri iki partiyi destekleyeceklerini söylediler ve bir özne haline geldik. CHP ve HDP’nin samimiyetine ne kadar güveniyorsun? Ben şahsen inanmıyorum. Çünkü siyaset pragmatizmdir. Yani sen ne kadar alttan baskı ya parsan, karar vericileri ne kadar etkileyebilirsen, istediğini alabilirsin. Yoksa kimse seni sevdiği için hak vermeye çaba harcamaz. LGBT’ler Gezi’den bu yana iki parti içinde örgütlenmeye başladı. Politik taleplerini MYK’lerde, yerel toplantılarda dile getirdiler. Partilerin seçim bildirgelerine bu meseleyi koymasını, bu çabanın meyvesi olarak görüyoruz. Ne kadar görünür olursanız o kadar samimiyetle savunurlar, yoksa bırakır giderler. CHP ve HDP dışında örgütlenme olamaz mı? Olması gerekir. Ben savunmam, oy da vermem. Ama partilerdeki katılığı dönüştürme açısından iyi olur. Ancak olma ihtimali kısa vadede yok. Eşcinsellere karşı bugüne kadar pek çok taciz, tecavüz hatta cinayet olayları gerçekleşti. Ama sizin bu son yaşadığınız gerek Meclis’te gerekse medyada hakkıyla yer aldı. Bu nasıl oldu? Olayın sabahında arkadaşlarım yaygınlaştırmış. Ben böyle bir beklenti içine girmemiştim. Bu kadar tepki olacağını beklemiyordum. O psikolojide dahi değildim. “Beni bırakın kendimi toplayayım” modundaydım. Translar ya da seks işçileri böyle bir duruma maruz kaldığında ufak tepki verilir ve sonra unutulur. Özgecan bile unutuluyorken bir transın, seks işçisinin unutulmaması iyi. Bir sürü hayat kadınına tecavüz ediliyor, öldürülüyor, başı koparılıyor ama bir Münevver Karabulut olmuyor. “Çünkü onlar seks işçisi ve bunu hak etmişlerdir” deniyor ya da hiç gündeme gelmiyor. Hatta bir insan hakları çevresi kültürü var, onlar da dikkate almıyor, çünkü onlar içinde marjinaliz. Size tecavüz edenler şu an ne yapıyor? Ellerini kollarını sallyarak dolaşıyorlar, dava açılmadı soruşturma süreci devam ediyor. Tutuklama talep ettik, reddedildi. Hatta savcı “Tutuklamaya gerek duymadım” diyor. Ben haftalardır saklanarak, dışarı çıkamayarak yaşıyorum. Savcı benim maddi ve manevi olarak üzerimdeki yükünü bilmiyor. Birileri olmadan dışarı çıkıp nefes alamıyorum. Olayın yaşandığı kendi evimden ayrıldım, arkadaşımda kalıyorum. Şu an ev arıyorum. Karakolda birçok sıkıntı yaşadınız, sizlere karşı devletin tutumunu ne değiştirebilir? Bu hükümetle değişmez ama baş ‘Başı koparılan trans Münevver Karabulut olamıyor’ Kemal Ördek Ördek’in ağzından kendi yaşamı yaşında ve Antakyalıyım. Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde burslu okudum. ODTÜ’deki Sosyoloji yüksek lisansını yarım bıraktım. Bu süreçte aktivizme, 2011’de ise seks işçiliğine başladım. Bu olayların ardından ara verdim. Bir sürü LGBT iş bulamadığı için seks işçiliği yapıyor. Ailem bilmiyor, nasıl bilmiyor ben de bilmiyorum. Olaylardan sonra uzun süredir görüşemediğim bir erkek kuzenim, “Lütfen kendine iyi bak, sen bizim ailenin en zeki çocuğusun, bir şeye ihtiyacın olursa ara” diye mesaj attı. Çok mutlu oldum. Üniversiteyi Hatay birincisi olarak kazandım. Bilgi yarışmalarında validen ödül almış bir tipim (gülüyor). Üniversiteden de 3.96 ile mezun oldum. 30 Milliyetçi bir LGBT yok mudur? Bir sürü AKP’li ve MHP’li LGBT var. Hatta bunlar çoğunluğu da oluşturuyor olabilir. Eğer toplumun yüzde 40’ı AKP’ye oy veriyorsa, bu oran LGBT’lerin de yüzde 40’ının AKP’ye oy verdiğini gösterebilir. Ya da bir sürü seks işçisinin AKP’ye oy vermediğini söyleyemeyiz. Veriyordur. MHP’ye oy veren milliyetçi LGBT var. Ya da İslamcı. Bunlar çelişkili görünebilir ama toplum neyse LGBT’deki yansıması da öyledir. Çünkü toplumdan bağımsız bireyler değiliz. HDP seçilemeyecek sıralardan LGBT adaylar gösterdi. Yakın tarihte Meclis’te olma ihtimali var mı? Ne kadar güçlü olursanız, parti de o seviyede yanıt verir. HDP genel seçimde gerilerdeki sıralara aday koydu. Demek ki baskı o kadar güçlü değilmiş. CHP’nin hiç adayı yok. Bu zaman alacak bir mesele. LGBT’ler her zaman oy kaybettiren tartışma konularından biri olarak görüldü. Bu nedenle çok göz önüne çıkarılmadı. Partiler seçilecek sıralardan aday gösterirlerse o kadar geliştiklerini ispat ederler. LGBT’yi Türkiye gibi muhafazakârların yoğun olduğu bir toplum nasıl kabullenir? Bilinmeyen her şey korkutur. LGBT’ler de böyledir. Klişelerle lanse edilmiş bir topluluk. Toplumda bunlar kötü, günahkâr, ahlaksız, tedavi edilmesi gereken hasta insanlardır. LGBT’ler bilimde hasta, dinde günahkâr üzerinden vuruluyor. Ne kadar iletişim kurarsanız, o kadar çok anlarsınız. Sezen Aksu bir trans kadını sahneye çıkardı ve şarkı söyletti. Klişeyi yıkan bir olay. Ben bir seks işçisiyim. Toplum ne kadar çok görürse, o kadar da benimseyecektir. Hükümet de bu yüzden saldırıyor. Bizim görünürlüğümüz her geçen gün artacak, tarihi geri döndüremezsiniz. Görünürlüğümüz artacak ama karşımızdaki cephe de o zaman daha güçlü saldıracak. Yurtdışına gidip tüm bu baskılardan kurtulmayı düşünüyor musun? İstemiyorum, ben bu ülkede yaşamayı seviyorum. Bu ülke daha da tahammül edilemez hale gelirse belki gidebilirim. Aktivistim ve aktivistler için ülkeyi terk etmek zordur. Bir mücadelen var, örnek olmaya çalışıyorsun. Ben bu olayı sessiz de yürütebilirdim. Daha önce sustuğum olaylar oldu. Politikacılar toplumun arasına nifak sokmadıkları sürece herkes herkesle irtibat kurar. Fahişeler de, ibneler de Kürtler de bu toplumda yaşıyor ve aslında herkes herkesle iyi geçinebiliyor. İnsan birbirini anlayabilen bir varlık. Fahişeler, biz kime hizmet ediyoruz. Bana gelen insanlar bu toplumun “erkek, hetoroseksüel, aile babası, namazında niyazında” dediği insanlar. Ama onlara bir şey olmuyor. İşini görüp, çıkıp gidiyor ve aile babalığı, namuslu rollerine bürünüyor, olan bize oluyor. Biz zaten onlarla irtibattayız, onlar bizi biliyor. İktidar gölge etmesin gerisini istemiyoruz, çünkü bu toplum yaşanabilir bir toplum. ‘Bir sürü AKP ve MHP’li LGBT var’ ürkiye’de ilk defa 2012 yılında gerçekleşen İstanbul Tattoo Convention 2015, bu sene de Türkiye ve dünyada ün yapmış dövme ustaları ile dövme tutkunlarını 234 Ekim’de Maslak Arena’da buluşturacak. Bu sene festivalde bir de rekor denemesi gerçekleşecek. Guinness’e başvuru: “Bir kişi üzerinde en çok dövme sanatçısının çalıştığı dövme” rekoru için yapıldı. Bu rekor 81 kişi ile festivalin açılış gününde gerçekleştirilecek. Festivalde, 70’e yakın dövme standı yer alacak. Türkiye’den ve dünyadan dövmeli güzeller dövme kraliçesi seçilebilmek için yarışacaklar. Ayrıca vücut boyama şovlarının da yapılacağı festivalde, katılımcıların yaptığı dövmeler içinden “En İyi Dövme Sanatçısı” ödülü sahibini bulacak. Festival kordinatörü, N. Şener Öner ile dövmeseverleri bekleyen sürprizleri konuştuk. Festivalde 81 dövme sanatçısıyla bir rekor gerçekleşecek. Nasıl bir çalışma yürüteceksiniz? Rekorun başlangıç saatinden itibaren 81 dövmeci dönüşümlü olarak başlanan bir dövmenin bir bölümünü yapacak sonra yerini bir sonraki dövmeciye bırakacak. Günün sonunda dövme tamamlandığında 81 dövmecinin emek verdiği tek dövme olarak bir ilke imza atacağız. Daha önce bu kategori de herhangi bir re T kor denemesi olmamış. Bu rekor denemesinin bizim için diğer bir anlamı da dövme sanatçılarının arasındaki birlik ve dayanışmanın bir temsili olsun istedik. Bu yıl dövme severleri bekleyen sürprizler neler olacak... Bu yıl geçen yıllarda yaptığımız organizasyonlardan çok farklı ve eğlenceli bir yıl olacak. Bunun için bir yıldır ben, ortağım Ahmet Kunt ve ekibimiz çok büyük emek ve çaba harcadık. Bu yıl etkinliğin başından sonuna kadar birçok sahne şovunun yanı sıra katılımcı ve ziyaretçilerin de katılabileceği çok eğlenceli etkinlikler planladık. 2 Ekim Cuma günü başlayacak olan etkinliğimiz 4 Ekim Pazar günü geç saatlere kadar dopdolu geçecek. Etkinlik esnasında çeşitli dallarda yapılacak dövme yarışmalarının yanı sıra 2015 dövme kraliçesinin de seçimi yapılacak. Dünyanın en önemli festivallerinden biri Tatoo Convention’ın İstanbul’da yapılması oldukça önemli. Neden İstanbul... İstanbul iki kıtaya yayılmış, yaklaşık 20 milyon nüfusuyla kültürel bakımdan dünyanın sayılı şehirlerindendir. Bu nüfusun yüzde 60’ı 30 yaşın altında ve bu yaş grubunun yüzde 50’den fazlasında en az bir dövme var. Bu da bizim etkinlik için İstanbul’u seçmemizde belirleyici oldu. Festivalde bu yıl hangi ülkelerden katılımcılar olacak? Bu yıl 4.’sü gerçekleşecek olan “İstanbul Tattoo Convention” (İstanbul Dövme Fuarı) Türkiye’de ilk defa 2011 yılında gerçekleşti. Istanbul Dövme Fuarı’na Türkiye’nin yanı sıra, Rusya, Almanya, Japonya, ABD, İngiltere, Yunanistan, İskoçya ve Kazakistan gibi dünyanın pek çok yerinden yaklaşık 80 ünlü dövme sanatçısı katılacak. Festivalin bir de müzik kısmı var. Kimler sahne alacak? Rock müziğin en önemli grup ve sanatçıları, Pentagram, Can Gox, Cem Köksal, Gir Akat, Gitarizma, Blacktrick, Rainbow Blues Band, The Ayılar festivalde sahne alması kesinleşen isimler. Ayrıca Dj Soydan Yakuza ve bir de ‘pole dance’ gösterimiz de bulunuyor. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle