18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Olaylar ve GOrUSler 18 EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA TASARIM: BAHADIR AKTAŞ KÜLTÜR SANAT Pazar 27 Eylül 2015 Barışın etiği ve gerekçesi Ö. İskender Özturanlı Toplumcu Düşünce Enstitüsü, Y.K Üyesi Türkiye besbelli ki bu kanlı şiddetli dönemden sonra kendisi için bir toplumsal ve ulusal barışı inşa etmek üzerine hummalı bir çalışma içine girecek. azımın konu başlığını bilerek çatışan toplumlar üzerinde çalışmaları ile tanınan Ari Sitas’ın kitabına göndermede bulunarak seçtim. Toplumların çatışmalı hallerinin tarihi uzun ve acılıdır, çözümleri, mutabakatı, anlaşmayı zorlaştırır, ölümler, yaslar, birbirine karşıt hale getirilene kadar zorlanır hayat çünkü. Oysa hayat paylaşılan, birlikte üretilip birlikte tüketilmek zorunda olan geçişleri ile kendini yaşanılır kılar. Toplumsal zorunluluklar, bireysel tercihler bizleri ayrıştırmamakta, tersine bir yaşamı sürdürme adına birbirimizi tamamlamamıza izin vermekte, zorluklara, sorunlara, kaygılara karşı direnebilmemizin, yeni bir yaşamı kurguluyor olmamızın yolunu açar. Faşizmin köhnemiş ülküleri olmasa bu ayrışımın gerçekliği de yok aslında. Y Bayram sonu ayram bitti. Bugün son günü... “Yaşasın tatil” geride kaldı... Savaşı, nefreti, kini, intikamı, ayırımcılığı körükleyenlerin “Barış” mitingi geride aldı... “Tarafsız” Cumhurbaşkanı’nın, “HDP’ye sakın barajı geçirtmeyin!” emriyle, HDP’ye sağladığı avantaj da şimdilik askıda aldı... Meclis çalışmasın diye mi bunca uzatıldı bu tatil sorusu da geride kaldı... Bayram bitti ama bayram kutlu olmadı. Bayram barış olmadı. Bayrama Tevfik Fikret’ten Sait Maden’in uyarladığı “Yağma Sofrası” şiiri ya da bilinen dizesiyle “Yiyin efendiler yiyin”le girmiştim... Yollarda telef olmaktansa, bayramı yine şiirle kapatalım diyorum... İlk seçimim yine Tevfik Fikret’ten: “Sis” şiirini yeniden yeniden okumanın tam zamanıdır. (Ama bu köşeye sığamayacak denli uzun, ondan buraya alamadım.) “Şiir bizim eski suç ortağımız/ biz ne işledikse onunla işledik” demişti Gülten Akın... Öyleyse suç ortaklığına devam... “Şiir yazılan toplumda asla umut kesilmez” diyordu Ceyhun Atuf Kansu... Öyleyse umut etmeye devam... “Şiir bir çalar saattir/ Dakik/ Tam zamanında çalan./ Zırvasız/ Ve zartasız, zurtasız...” diyordu Can Yücel... Her yanda öyle çok “zarta zurta” var ki, şiire devam diyorum... B Ortak zemin Demokrasi, tam da bu anlamda, hem “demos” hem de “ethnos” arasındaki karşıtlıkların tek bir yaşam deneyimi adına yürütülmesi işidir. Toplumsal veya etnik talepler birbirinin karşıtı olarak başlayıp ortak bir zemin üzerinde mücadele ve müzakere platformunda birer hak mücadelesi haline gelir, yarışır, çekişir, birleşir, çatışma üzerinde yaratıla dinamik başka bir alana tahvil edilmeksizin yürür gider. Barış, kendi başına bir değer olmaktan öte, kendi felsefesi ve etiği ile kurulursa ancak sürekli olacaktır. cek büyük demokrasileri kurabilmişlerdir. Boş hamasetin aldatıcı kardeşliğindense sahici dayanışmaların zorunlulukları yer değiştirmiştir orada. Yani demokrasileri gelişmiş yerlerde olan bizde asla olmaz türünden önyargılı teslimiyet politikaları, esasında farklı halklara olan toleranslar ile zaten bu demokrasileri geliştirmiş olduklarından dolayı, bizlerin ikinci sınıf demokrasi algısında kendi kendimizi kandırdığımız bir uyutma olarak bizleri atalete ama acıya da iten bir mekanizma olarak çalışmakta. Bundan elli sene önce, birbirimizden kız alıp verdik, beraber savaştık türünden hamaset uykuları yerine, anayasal oydaşma veya nispi anlamda temsil rahatlıklarının toplumsal taleplerine karşılıklar arıyor olsaydık, bizler de büyük demokrasiler arasında olacaktık zaten. Hamaset üzerine kurulan şiddet, hamaset üzerine kurulan yas, karşılıklı olarak birbirimizi tahrip ettiğimiz, arada taktiksel anlamda molaların olduğu karmaşık, kaçamak süreçler de yaratmamış olacaktı. Türkiye besbelli ki bu kanlı şiddetli dönemden sonra kendisi için bir toplumsal ve ulusal barışı inşa etmek üzerine hummalı bir çalışma içine girecek. O zaman bizlere çözüm süreci gibi taktiksel, ekonomizme hamasete dayalı bir felsefi muhakeme, etik bir arınma, siyasal bir programa ihtiyaç duyacak. Birbirimizin yüzüne bakabilmek için en azından, bunu kurmak zorundayız. Boş hamaset Bizde pek bilinmez ama İngiltereİskoçya, İngiltereGaller meselelerinde olduğu gibi siyasal anlamda sonsuz derecede karşıt radikal çekişmelerin bir süreç içerisinde müzakere ve verili haklar üzerine 1940’larda açılan nispi haklar ve talepler açılımıdır, bugün yetersiz kalmasına rağmen, ideale varan bir birliktelik olmamasına rağmen yaşamıştır. Siyasal talepler ile gerçekliğin adım adım dayattığı nispi iyileşmeler üzerine kurulan bu yaşam alanında toplumlar kendi gelecekleri üzerine söz sahibi olabile Sonuç Barış, kendi başına bir değer olmaktan öte, gelecekte kurulacak eşit ve ortak bir yaşam adına ancak anlamlı bir çağrı haline gelecek, kendi felsefesi, etiği, normu ile kurulursa ancak bir mola anı değil sürekli olacaktır. Türk solunun bagajına yeni bir program, bir felsefi gerekçe lazım. Kürt siyasal hareketi için de her iki taraftan sıkıştırılmış siyaset dışı şiddetin kendi yol haritasını ortadan kaldırmasına izin vermeyen bir siyasal arzu ile mümkün olacaktır. Açık cümle Kaçamak süreçler Benim için her şiir bir mektuptur... (Elbet şiirin hasından söz ediyorum) Zarflı ya da zarfsız... “Zarf” adlı şiir kitabında (Kırmızı Kedi Yayınları), “Açık Cümle” adlı şiirinde ne güzel anlatır bunu Haydar Ergülen. En açık seçik biçimiyle! İşte zaten ben de bunu söylemek istiyordum dedirtircesine! “Bazen hiçbir şey çıkmaz zarftan hiçbir cümle doldurmaz mektubu ne günışığı sızar ne akşama ermenin saadeti kapalı bir yara gibi gezer öyle mektuplar kim açsa, kim dokunsa eli yanar bazen sözler boşa gider mektuplar boşa bazen bir cümleden mektup yanar” Şair, daha kitabın zarfından yani kapağından söylemişti söyleyeceğini: “Bazı mektuplarsa boş yere ‘zarf edilir’ aşklar ‘sarf edildikten’ sonra, kelimeler toplanıp ‘zarf edilirse’ O mektup ne yazar ki” Eylül biterken: Seni Seviyorum. Bayram bitti. Eylül de bitiyor. İçimdeki hüzün bundan. Eylül ayı, Yahya Kemal’in belki de en güzel dizelerini bana her sonbahar yeniden anımsatan ay: Şaire göre ilkbaharda “aşinalık, aşk oluverse” de, sonbahar “Bitmez bir özleyiştir, ölümden beter bile.”... İşte “Eylül Sonu” şiirinden en sevdiğim dizeler: “Günler kısaldı. Kanlıca’nın ihtiyarları/ Bir bir hatırlamakta geçen sonbaharı./ Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa.../ Yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa...” Çaresiz günler kısılıyor... Bari o çok gereksinimiz olan sevgiler, aşklar kısalmasa! İşte, Türk edebiyatında en sevdiğim aşk şiirlerinden biri. Nâzım Hikmet’ten: “Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi geceleyin ateşler içinde uyanarak ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi, ağır posta paketini, neyin nesi belirsiz, telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi, seviyorum seni denizi uçakla ilk defa geçer gibi. İstanbul’da yumuşacık kararırken ortalık içimde kımıldanan bir şeyler gibi, seviyorum seni ‘Yaşıyoruz çok şükür!’ der gibi.” T.C. İSTANBUL ANADOLU (SULH HUKUK MAH.) SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2015/25 SATIŞ Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN Özellikleri: İstanbul il, Tuzla ilçe, Merkez Mahalle/Mevkii, Köyiçi Mevkii, 2717 Parsel No, 162,00 m2 yüzölçümlü ev ve bahçe vasıflı taşınmazın tamamı. Gayrimenkul konum olarak sahilde iskele önünde, ticari alan içinde, toplu taşıma araçları ve minibüs yolu üzerindedir. İ.T.Ü. denizcilik fakültesi ve Piri Reis Üniversitesi’ne yakın konumdadır. Resmi binalara çok yakın olmamakla beraber ulaşım kolay ve rahattır. Su, elektrik, doğalgaz, ulaşım, altyapı ve her türlü belediye hizmetlerinden yararlanır durumdadır. Gayrimenkulün üzerinde yaklaşık 60,00 m2 alanlı, harabe şeklinde kerpiç, tuğla karışımı yığma bir bina mevcuttur ve ardiye olarak kullanılmaktadır. Çevresi tahta çitle çevrili olan gayrimenkulün yaklaşık 22,00 m2’si yolda kalmaktadır. İmar durumunda da görüldüğü gibi 4 kat inşaat yapılabilmektedir. Adresi: İstanbul il, Tuzla ilçesi Merkez Mahallesi, Kavala Sokak, 2717 parsel kapı No: 5 Yüzölçümü: 162,00 m2 İmar Durumu: Tuzla Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 26.02.2015 tarihli yazısında Merkez Mahallesi, 2717 parsel sayılı yer, 02.02.2013 tt.li 1/1000 ölçekli Tuzla Evliya Çelebi, Yayla İstasyon ve Cami Mahalleleri 4. etap uygulama imar planında kısmen yol kısmen de E: 1,25, göre; H= 12,50 m yapılanma şartlarında konut alanında kalmaktadır. Kıymeti: 484.980,00 TL KDV Oranı: %18 Kaydmdaki Şerhler: Satış vaadi şerhi vardır. 1. Satış Günü: 06/11/2015 günü 10.40 10.50 arası 2. Satış Günü: 03/12/2015 günü 10.40 10.50 arası Satış Yeri: Anadolu Adalet Sarayı mezat salonu Satış şartları: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2015/25 satış sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 20/08/2015 (İİKm.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. * : Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 148465) C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle