28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 12 Eylül 2015 EDİTÖR: EMİNE ÖZCAN TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ haber 3 İstanbul Ankara İzmir Bursa Antalya Adana Trabzon Artvin Çanakkale 210 /2 6 0 170 /3 2 0 220 /3 0 0 210 /30 0 260 /3 5 0 230 /3 7 0 220 /2 7 0 190 /3 0 0 230 /28 0 Yağmurlu Yağmur geliyor Meteoroloji Genel Müdürlüğü, hafta sonu yurdun kuzey kesimlerinin serin ve yağışlı havanın etkisi altına gireceğini, sıcaklıkların mevsim normallerine döneceğini duyurdu. 39 36 33 30 27 24 19 16 12 8 Balıkesir 170 /3 0 0 Sivas 150 /3 4 0 Diyarbakır 200 /3 9 0 Mersin 250 /3 4 0 Erzurum 120 /2 9 0 Eskişehir 170 /2 9 0 Aydın 230 /3 4 0 Gaziantep 210 /3 7 0 Konya 190 /33 0 Gökgürültülü yağmur Atina 230 /3 2 0 Berlin 230 /1 2 0 Girne 270 /3 3 0 Londra 150 /1 7 0 Moskova 70 /1 5 0 Paris 150 /1 8 0 Madrid 160 /2 8 0 Amsterdam 100 /20 0 Roma 170 /2 7 0 Çok bulutlu Güneşli Parçalı Bulutlu Karla Karışık Yağmur Devletin meşruiyeti iddet yöntemini kullanan örgütlerin pratikte en büyük işbirlikçileri karşılarındaki şahin kanattır. Kürt vatandaşlara yönelik saldırılar örgütün propagandası için paha biçilmez bir malzeme. Saldırıları düzenleyenler PKK’den daha bölücü bir işlev görüyor. Milyonlarca Kürt’ü tedirgin bir şekilde yaşamaya itmek bir arada yaşamak iradesine vurulabilecek en büyük darbelerden biri. Devleti hukuk dışına çıkmaya zorlamak da silahlı örgütlerin işine gelir. Devlet, şiddet kullanma tekeline sahip. Bunu da meşruiyetine borçlu. Bu sebeple devlet şiddet kullanırken bir terör örgütünden farklı olarak hukuk kurallarına uymak zorunda. Bu terörle mücadeleyi ne kadar güçleştirse de kaçınılmaz bir zorunluluk. Aksi hal, yani devletin hukuk kurallarına uymaması, zamanla kendi varlığını erozyona uğratır. Sadece hukuk kurallarına uymamak da değil, olağanüstü hallerin olağanlaşması da aynı sonucu doğurur. Bir vatandaş bir terör örgütünü ancak kınayabilir. Fakat devletten hesap sorar. Ondan hukuk kurallarına uymasını talep eder çünkü vatandaş terör örgütüne vatandaşlık bağıyla bağlı değildir ve vergisini devlete ödemektedir. Bu sebeple bugünlerde Cizre’de terörle mücadele yöntemi hatalıdır. Birkaç yüz militana operasyon düzenlemek için 140.000 kişiyi günlerce evlerine hapsetmek “kolektif bir cezalandırma” niteliğindedir. Bu, bırakalım insan hakları hukukuna, çok daha esnek olan “savaş hukuku”na da aykırı. Bu “kolektif cezalandırma” ve sivil ölümleri sonucu ne olursa olsun devletin elini zayıflatır ve örgütü güçlendirir. Kaldı ki yakın tarihimiz benzer operasyonlarla dolu. Aynı savaşı senelerdir aynı şekilde yürütmenin bir faydası olmadığı ortada. iliyorum, Cumhuriyet gazetesi okurlarıyla sosyal medya kullanıcıları bire bir aynı insanlar değil... Ama hem Twitter, Facebook ve Instagram gibi sosyal medya hesaplarını kullanıp hem de Cumhuriyet okuyanların sayısı da hiç az değil; onu da biliyorum... Çünkü yazılarıma Twitter ve Facebook’tan hatta Instagram’dan gönderme yapan, eleştiri ve yorum yazan çok kişi var. HHH Bugünkü yazıma Cumhuriyet okurları ve sosyal medya kullanıcıları ile başlamamın nedeni, benim de kullandığım Twitter, Facebook ve Instagram gibi sosyal medya hesaplarından aldığım okur izlenimleri hakkında yazacak olmam! Aslında sosyal medya hesapları için ayrı bir yazı yazacağım, çünkü oralarda da Türkiye’nin siyasal kamplaşmalarına benzer kutuplaşmalar ve çirkin aşırılıklar yaşa B Hürriyet, Bugün ve Cizre! nıyor... İlerde onları da okurlarımla paylaşmak istiyorum. HHH Ama bugün, Hürriyet’e ve Bugün’e yapılanlara, sosyal medya hesaplarım aracılığı ile karşı çıktığım için gelen sosyal medya eleştirilerine yanıt vermek için bu yazıyı yazıyorum: Ben Hürriyet’i ve Bugün’ü ya da Doğan Grubu’nu veya İpek Grubu’nu savunmuyorum: Hürriyet’e de, Bugün’e de yapılanlara, “Basın Özgürlüğü”, “Demokrasi” “Hukuk Devleti” ve “Adalet” adına karşı çıkıyorum. HHH Hürriyet de Bugün de birer simge... Gazete isimleriyle günlük yaşamda kullandığımız sözcükler arasındaki benzerlikten yararlanarak şöyle demek istiyorum: Hürriyete saldırılara karşı çıkmayan kimliğini yitirir! Bugüne yapılan saldırılara karşı direnmeyen yarınını kaybeder! NİÇİN? Çünkü bu gazetelere, onların ait oldukları gruplara ve cemaat lere yapılanlar “Basın Özgürlüğüne”, “Demokrasiye”, “Hukuk Devletine” ve “Adalete” uygun değildir de onun için! HHH Bir haksızlığa, hukuksuzluğa karşı çıkmak, o haksızlığın, hukuksuzluğun yapıldığı kişiyi ya da grubu korumak değil, hakkı, hukuku, adaleti, demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri savunmak demektir! HHH Terörün ilk hedefi, hak, hukuk, adalet, demokrasi ve özgürlük kavramlarını yok etmektir... Çünkü ancak o zaman baskı, şiddet, korku ve diktatörlük egemen olur. Elbette insanları korkutarak, baskı ile yönetmek isteyen politikacılar da bundan yararlanır! Cizre’de olup bitenlere bakın: Bunların kimin, kimlerin işine yaraması için yapıldığını, yaptırıldığını düşünün, ne demek istediğimi anlarsınız! Ş Devrilen kasadan 51 işçi çıktı! atay’da inşaat işçilerini taşıyan kamyonetin taklalar atarak boş araziye devrilmesi sonucu meydana gelen kazada ölenlerin sayısı 7’ye yükseldi. 38 kişinin tedavisi sürerken kamyonette 51 kişinin olduğu ortaya çıktı. İskenderun ilçesinde, inşaatta çalışan işçileri taşıyan ve sürücüsünün kimliği henüz belirlenemeyen kamyonet, önceki gün lastiğinin patlaması sonucu kontrolden çıktı. Tamamına yakını kasasında olmak üzere 51 kişinin bulunduğu kamyonet, taklalar atarak boş araziye ters düşerken işçilerin bazıları kamyonetin altında kaldı bazıları da etrafa savruldu. Kazada 24 yaşındaki Ahmet Öksüz ile Suriyeliler Muhammed El Ahmed (19), Ömer Hasan (21), Usayd Hasan (24), Ali Çite (14), Beşar Çite (30) ile ismi öğrenilemeyen bir kişi daha olmak üzere 7 işçi yaşamını yitirdi. 28’si Suriyeli olan yaralılardan 6’sının da sağlık durumun ağır olduğu bildirildi. Ölen işçilerden Ahmet Öksüz’ün 4 ay önce evlendiği ve eşinin de 3 aylık hamile olduğu belirtildi. Suriyelilerin cenazelerinin 3’ü ise yakınları tarafından alınarak ülkelerine götürüldü. l DHA Hatay’da cinayet gibi kaza. Suriyelilerin de bulunduğu inşaat işçilerini taşıyan kamyonet devrildi H I ÖLÜ SAYIS Dİ L E S K Ü Y E 7’Y Kazanın ardından çevredekiler de olay yerine giderek hurdaya dönen kamyoneti ters çevirip altındaki ölü ve yaralı işçilere ulaştı. Tam bir can pazarının yaşandığı kaza sonrası çevrede toplanan kalabalık nedeniyle ambulanslar olay yerine gelmekte zorlandı. Bir devlet hukuka uymadığı oranda mücadele ettiği örgütle eşitlenme riskiyle karşılaşır. Devletin hukuka uymayarak zayıflayan meşruiyeti örgütün tabanında meşruiyet kazanmasına yol açar. Özellikle bölgede ciddi bir meşruiyet transferi ihtimali baş gösterir ki bu örgütün yapabileceği en büyük şiddet eyleminden daha yıkıcıdır. HDP’nin 6 milyon seçmenden oy alması bu meşruiyet transferini engelleyebilecek bir olgu. Ancak belli ki bu durum iktidarı olduğu kadar PKK’yi de rahatsız etmiş. Kürt halkının temsilcisi olma rolünü kaptırmaya hazır görünmüyor. Silahların konuştuğu bir ortamda, Meclis’in de işlevsiz kalmasıyla bu 6 milyon oy ve karşılığı olan 80 milletvekiliyle HDP’nin seçmenlerinin iradesini demokratik ortamda ifade etme imkânları sınırlandı. Toplumsal barış için ele geçirilen tarihi bir fırsat telafisi zor bir şekilde kaçmak üzere. Şuurlu ya da şuursuz bir şekilde devletin PKK’yi cezalandırması için gerekirse hukuk kurallarını görmezden gelmesi gerektiğini düşünenler bugün devletin meşruiyetinin altını oymakta. Demokrasi olmadan çözümün gelmeyeceği herhalde artık iyiden iyiye ispat edilmiştir. Çözüm olmazsa Türkiye’nin bulanıklaşmış sınırlarından hızla Ortadoğu kaosuna sürükleneceği de. AKP ve MHP’den bir medet ummanın anlamı olmadığına göre CHP hiçbir komplekse kapılmaksızın çözüm eksenli politikalar üretmeli. “Türkiye’nin birleştirici gücü” sloganının altının doldurulması çoğu kişinin zannettiğinin aksine CHP’ye güç kazandıracaktır. Bu seçimin konusu çözüm ve demokratikleşme. Bunu sağlayabileceğine kamuoyunu ikna eden siyasi akımların toplumda karşılık görmemesi için hiçbir sebep yok. Türkan Saylan’a iftira belgelendi Harddisk değil zaman makinesi! ağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Çağdaş Eğitim Vakfı yöneticileri hakkındaki iddialara ilişkin dosyaların birleştiği Poyrazköy Davası’nda Kadıköy ÇYDD’de el konulan harddiske sonraÇYDD kurucusu dan bilgi yüklemesi ya Türkan Saylan pıldığı saptandı. Bilirkişi, sabit harddiskte yer alan üç kritik belgenin derneğin sabit diskine Windows kapatıldıktan sonra kopyalandığını tespit etti. İddianamede suç unsuru içeren dosyalar arasında gösterilen “Türkan Saylana ön yazı.DOC” isimli Word dosyası 4 Nisan 2009 tarihinde oluşturulmasına rağmen, son kayıt tarihi geçmişe ait 27 Eylül 2008 olarak görünerek hayatın olağan akışına aykırı bulundu. Mahkeme heyeti, ÇEV yöneticisi Gülseven Yaşer’in duruşmalardan vareste tutulmasına hükmetti. Mahkeme başkanı, davada kararın da çıkabileceğini belirterek duruşmayı 2 Ekim tarihine erteledi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Ç Bayrampaşa cezaevi planları 3. kez iptal H ayata Dönüş Operasyonu olayıyla hafızalara kazanan “Eski Cezaevi Alanı” ilişkin planlar 3. kez iptal edildi. 150 bin metrekarelik projede konut, okul, hastane, kültür merkezi, cami otopark ve kent meydanı yer alıyor. Kentsel dönüşüm amaçlı imar planları, İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nce verilen kararla iptal edildi. Açtıkları 2 davada projenin kamu yararına aykırı olduğunun ispatlandığına dikkat çeken TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi “Alanın çevre koşullarının çok üzerinde bir yapılaşma şartının bölge için tanımlanmasının yapı, nüfus ve araç yoğunluğunu arttıracak” denildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle