13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 2 Temmuz 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 12 İmam nikâhı kıyılmış, resmi nikâh yakındır… evlet Bahçeli’nin TBMM Başkanlığı seçimine ilişkin “HDP desteklerse biz oy vermeyiz” diyerek Deniz Baykal’ın seçilme şansını sıfırlaması hem gazete ve televizyonlarda hem sosyal medya denen Facebook ve Twitter dünyasında çalkalandı. Bu satırlar yazılırken çalkantı hız kesmeden sürüyordu. Bahçeli’ye ateş püskürenler var. Sanki başka bir siyasal çizgi izleyecekmiş, buna söz vermiş de şimdi caymış gibi onu suçluyorlar… Ben Bahçeli’nin AKP’ye, hele AKP’nin en tepesindeki Tayyip Erdoğan’a yağıp gürlediği anlarda bile bir koalisyon kapısını hep aralık tuttuğunu gözledim. Düzenli Tırmık okurları hatırlayacaktır, bunu birkaç kez yazdım da… Bahçeli’nin Meclis Başkanı seçimlerine ilişkin son çıkışı sanırım pek çok kuşkuyu da kof beklentiyi de dağıtmıştır. Kanımca MHP ile AKP imam nikâhını kapalı kapılar ardında kıymışlar. Sıra resmi nikâhta. Onun için de Meclis başkanının seçilmesi, Cumhurbaşkanı’nın, Ahmet Davutoğlu’na hükümeti kurma görevini vermesi; onun da Devlet Bahçeli’nin kapısını çalması gerekiyor. Yani yakındır… Kanımca AKPMHP koalisyonunun eli kulağında… HHH Bu uyumlu bir koalisyon hükümeti olacak. (Parantez açıyorum: Uyumlu olmak ülkenin başını belaya sokmaya, halkın tepesine bir karabasan gibi çökmeye engel bir özellik değil. Parantezi kapatıyorum.) Uyumludur çünkü: Her iki parti de katışıksız milliyetçidir. AKP İslami referansları yüzünden milliyetçi değil ümmetçi görünme zahmetine bile girmiyor. Zaten kökleri de “Milli Görüş” diye aslında İslamla pek de uyumlu olmayan bir ideolojik çizgiye dayanıyor. Nitekim kendilerini “Türk milletinden, İslam ümmetinden” diye tanımlayan AKP sözcülerine rastladık. Burada kullanıldığı bağlamda milliyetçiliğin “ırkçılık”la yakın akraba olduğunu da gözardı etmeyelim. Barış sürecinin tırmanışa geçtiği günlerde bile AKP lideri Erdoğan’ın “Tek dil, tek bayrak, tek millet” vurgusundan asla vazgeçmediğini unutmayalım… MHP kanadına gelince… O kanatta laik, hatta pagan dininden izler taşıyan, kımız içen, İslami duyarlıklara pek de yakın durmayan, ırkçı bir parti hayali kuranlar defalarca avuçlarını yaladılar. Başka kanıtlar sergileyip sözü uzatmaktansa katıldığımız bir TV programının reklam arasındaki sohbette Muhsin Yazıcıoğlu’nun söylediklerini paylaşayım daha anlamlı. Ona, partisi BBP ile MHP arasındaki farkı sordum. Gülerek yanıtladı: Yav biz “Hira Dağı kadar Müslüman, Tanrı dağı kadar Türk’üz” diyoruz; onlar da “Tanrı dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslümanız” diyorlar… Yazıcıoğlu haklıdır. AKP ile MHP arasındaki fark Türklüğe ve Müslümanlığa yapılan vurgulardaki farktan ibaret. Bu koalisyonun çok uyumlu olabileceğinin başka göstergeleri de var. Ama sanırım onları bir koalisyonda buluşmaya yönelten en önemli itici güç belli. Kürt düşmanlığı… Her ikisi de Kürtlerden nefret ediyorlar. Yani yüzde 13 dolayında oy almış, parlamentoda 80 milletvekili ile temsil edilen bir siyasal partinin, HDP’nin omurgasını ve seçmen kitlesinin ağırlığını oluşturan Kürtlerden. HHH Bu yazı AKP MHP koalisyonunun kurulduğunu veri kabul etti. Yanılmış olabilir miyim? Elbette olabilirim. Üstelik yanılmayı hiç bu kadar istememiştim… ‘Bozuk plak gibiydim gramofon olacağım’ Sivas’ta katledilen Metin Altıok’un kızı CHP milletvekili Zeynep Altıok, 22 yıldır aynı şeyi söylediklerini belirterek “Adaletsizlikleri gelecek kuşaklara anlatmak için gramofon görevi görmek istiyoruz” dedi ivas Madımak Katliamı’nda yaşamını yitiren şair Metin Altıok’un kızı ve CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, 22 yıldır adaletin sağlanmadığını, bir arpa boyu yol gidilmediğini belirterek, “Biz daha iyiye gitmesini beklerken, aklımıza dahi düşmeyecek saçmalıklarla dava daha da kötüye gidiyor. 22 yıl geçmesine karşın yeni şeyler söylemek mümkün D S Zeynep Altıok, dün Meclis’te bu tişörtü giydi değil” diye konuştu. plak olmaktan çıkıp gra22 yıldır kendini “bomofon olmayı hayal ediyozuk plak” gibi hissettiğiruz. Geçmişte kalan acılani, davaya ilişkin hep ayrı, olumsuzlukları, adaletnı cümleleri kurduğunu sizlikleri gelecek kuşaklabelirten Altıok, “Bu sera anlatmak, bu durumla EMRE DÖKER nenin şöyle bir farkı var. yüzleşmelerini sağlamak TBMM çatısı altına talepiçin gramofon görevi görlerimizi yineleyebilecemek istiyoruz” dedi. ğiz bir alana kavuştuk. Bundan Önce insan hakları sonra parlamento çatısı altında, bağımsız yargı eksenli adaleTBMM’de önceliğinin insan tin tecelli edebilmesi için verdiği hakları, özgürlükler ve barış olmiz mücadelenin takipçisi olabiduğunu, bu doğrultuda sesini duleceğiz. O umut sayesinde bozuk yurmaya çalışacağını ve farkın dalık yaratacağını da kaydeden Altıok, şöyle konuştu: “Bu yeni dönemde AKP’nin baskıcı gücü toplum tarafından zaten kısıtlandı. Seçmen bir mesaj verdi. ‘Senin baskıcı iktidarını herkese zulmeden şiddet ve nefret içeren yaklaşımını istemiyoruz’ dedi. Bundan sonra salt AKP oylarıyla önlenen, yerine getirtilmeyen taleplerimizin yer bulabilmesi için başka olanak sağlıyor. Bunu deneyeceğiz. Bu kez Meclis’te taleplerimizin karşlığını bulacağına inanıyorum.” l İZMİR Acılar derinleşiyor Sivas’ın en küçük kurbanları 12 yaşındaki Koray ve 14 yaşındaki Menekşe Kaya’nın annesi Hüsne Kaya, Sivas’ta üniversite öğrencisi olan kızı Menekşecan’la yaşama tutunuyor MEHMET MENEKŞE HDP’nin Alevi milletvekilleri Turgut Öker, Ali Kenanoğlu, Müslüm Doğan, Çilem Öz, Alican Önlü, Ali Haydar Konca, TBMM’de Sivas katliamının 22. yıldönümü nedeniyle basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, katliamda yaşamını yi CHP’den Sivas ‘Meclis’te de ses çıkaracağız’ çıkarması tirenlerin aileleri de katıldı. Aile üyeleri toplantı sırasında gözyaşlarını tutamadı. Öker, amaçlarının sadece Madımak’ın önünde değil Meclis çatısı altında da seslerini çıkarmak olduğunu söyledi. Öker, “Türkiye’nin neresinde Alevilere yönelik hak ihlali varsa Meclis’te gündeme getirilmesini sağlayacağız” dedi. Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu temsilcileri de toplantıya “Unutmadık, unutturmayacağız” yazılı tişörtlerle katıldı. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ) FIRAT KOZOK adımak’ta yakılarak katledilen 12 yaşındaki Koray ve 14 yaşındaki ablası Menekşe Kaya katliamın en küçük kurbanlarıydı. Menekşecan Kaya ise ağabey ve ablasının katledilmesinden 15 ay sonra doğdu. Bugün 21 yaşında ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde öğrenci. Menekşecan ile hayata sarılan anne Hüsne Kaya’nın acısı ise hiç dinmiyor. Acının azalmadığını aksine giderek derinleştiğini vurgulayan Kaya, şunları söyledi: “Yavrularımızın anılarını yaşatmak için ayaktayız, dire M niyoruz. Menekşeme tutundum, onu okutuyorum, bir iş güç sahibi olması için çalışıyorum. Menekşe olmasa bu kadar direnebilir miydim bilmiyorum. 22 yıl geçti ama benim için hiçbir şey değişmedi, tam tersine acılarımın giderek artıyor. Çocuklarımın yaşıtları okullarını bitirdiler, iş sahibi oldular, çocukları oldu, askerlere gidip geldiler. Yobazlar çocuklarımızı yaktı, birileri onları affetti, acı bizde kaldı. Hâlâ mahkemeler devam ediyor, hâlâ adalet yerini bulmadı. Yavrularımızı yakanları savunanlar milletvekili oldu, meclise girdi. Adeta ödül verildi bunlara. Yurtdışlarına ellerini kolları nı sallayarak gittiler, iş kurdular, hayatlarını yaşıyorlar. Nasıl bir devlettir, nasıl bir adalettir, nasıl bir vicdandır? Koray’ım 12 yaşındaydı, neydi günahı? Menekşe’nin suçu neydi.” Her sabah okula giderken Madımak otelinin önünden geçtiğini anlatan Menekşecan ise “İki yıldır Sivas’tayım, Sivas’a alıştım, hiçbir sıkıntı yaşamadım. Madımak Oteli değiştirilmiş, restore edilmiş ama yine de otelin yanarken çekildiği görüntüler ister istemez her geçtiğimde gözümün önüne geliyor” diye konuştu. l AMASYA Her gün önünden geçiyor HP, Sivas katliamının 22. yıldönümü için Sivas’a çıkarma yapacak. CHP kalabalık bir milletvekili heyetiyle kentteki anma törenlerine katılacak. Vekillerin bir bölümü 5 Temmuz’da da 33 sivilin katledildiği Erzincan’ın Başbağlar köyüne gidecek. Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, 2 Temmuz’un “Ulusal Yas” ilan edilmesi gerektiğini belirtirken, “2 Temmuz Türkiye tarihi için bir utanç ve ibret günü olarak görülmelidir. Bu eylemin tarafı, sadece orada yaşamını yitirenler değil, tüm Alevi halkıdır. Aradan geçen 22 yılda maalesef bu zihniyet AKP’yle de birlikte daha da palazlanmıştır” dedi CHP Erzincan Milletvekili Erdoğan Özyalçın da, Türkiye’nin Temmuz ayının ilk haftasına evrensel hukuk ve insanlık adına “utanç” ile girdiğini söyledi. Özyalçın, şöyle konuştu: “Başbağlar, Madımak, Çorum, Maraş, Uludere... Hepsi insanlığa karşı işlenmiş büyük suçlar olarak tarihe geçti. Bütün bu acılar hepimizin ortak acısı, ortak vicdan yarasıdır. Bu acıların unutturulmasına müsaade etmeyeceğiz. Kardeşi kardeşle karşı karşıya getirmek için karanlık eller tarafından hazırlanan bu kirli oyunlar amacına ulaşamadı ve ulaşamayacak” dedi. l ANKARA C Ankara’da anıldılar Pir Sultan Abdal Derneği, Komünist Parti, Birleşik Haziran Hareketi ve Halk Evleri’nin Ankara’da düzenlediği etkinlikte, Madımak Oteli’nde 2 Temmuz 1993’te katledilen 33 aydın anıldı. 2 Temmuz Parkı’ndaki etkinlikte Sivas Belgeseli gösterildi, Erdal Erzincan ve Zeynep Karababa da bir konser verdi. Madımak önünde buluşulacak Katledilen 33 aydın ve sanatçı ile 2 otel görevlisi bugün Sivas’ta da anılacak. Seyrantepe Mahallesi’nde toplanacak binlerce kişi, Mevlana Caddesi üzerinden yürüyüşe geçerek Madımak oteli önünde anma etkinliği düzenleyecek. Cumhuriyet Meydanı’nda bin 500 kişi semah dönecek. l ANKARASİVAS / Cumhuriyet asıl bir hükümet kurulacağını ve bu hükümetin güvenoyu alıp almayacağını bayramdan sonra göreceğiz. Görünen o ki MHP’nin HDP konusunda aldığı, demokratik ilkeleri çiğneyen tavrı sürdürmesi, Meclis’teki fiili güç dengesini belirleyecek. Eğer Devlet Bahçeli HDP’yi gayri meşru görmeye devam eder ve HDP’nin desteklediği her türlü girişime sistematik olarak karşı tavır alırsa, bunun somut anlamı Meclis’te AKP’nin her konuda çoğunlukta olacağıdır. MHP Genel Başkanı, “HDP’nin desteklediği adaya kesinlikle oy vermeyiz” diyerek açtığı yolda devam edecekse, yolsuzluklardan, hukuksuzluklardan ve dış politika hatalarından hesap soracak bir Meclis çoğunluğunu torpillemiş olur. Meclis’te, Cumhurbaşkanı’nın hareket alanını eski sınırlarına çekme, hukuk devletinin temellerini yeniden oluşturma girişimlerini hayata geçirecek bir çoğunluk olmadığını ilan etmek ve AKP’ye Meclis’te basit çoğunluk güvencesi vermek demektir bu. Devlet Bahçeli, HDP’nin kendisiyle aynı sayıda milletvekiline sahip olmasının kendisinde yarattığı aşağılanma hissinin tepkisiyle mi davranıyor? Sadece Meclis Başkanlığı seçimiyle sınırlı olan bir taktik mi bu? Yoksa normal tarihinden önce yapılması kaçınılmaz olan seçimlere saldırgan milliyetçi tah N Hesap sormaya MHP tıkacı mı? kimat yaparak hazırlanma stratejisinin adımlarını mı atıyor? Ama her durumda bu taktik veya strateji, milletin kendine ana muhalefet olma görevi verdiği safsatasıyla milliyetçiliği köpürtürken AKP ve Tayyip Erdoğan’ın geçmiş tasarruflarından hesap sorma önünde tıkaç işlevi görmeye soyunmak demektir. rine uygun gerçekleşmesinin altyapısının hazırlanmasıdır. Bu da bazı yasalarda düzeltme, AKP’nin son dönemde oluşturduğu özel ceza yargısı pratiklerini kaldırma ve en önemlisi yolsuzluk dosyalarındaki hukuki açıdan sakat olan belgeleri ayıklayarak soruşturma sürecini yeniden başlatmak gibi hazırlıklar demek. 1725 Aralık soruşturmalarının dosyaları ayıklanıp temizlenmeden, hukuken güçlü hale getirilmeden başlatılacak bir süreç başarısızlığa mahkumdur. Ayrıca hukuki altyapı gözden geçirilmeden başlatılacak böyle bir girişim, Ergenekon, Balyoz, Paralel Yapı ve daha birçok davaya damgasını vuran hukuksuzluklarla malul olur. Zaten bu nedenle Meclis’in hedefi restorasyon olmamalıdır. Restorasyon, tahrip olmuş, eskimiş bir şeyi tamir etmek, onu eski haline kavuşturmak demektir. Türkiye’de restorasyona, yani eskinin yıpranmış, bozulmuş yönlerini tamir edip eskiye dönmeye ihtiyaç yok. Eldeki eski hukuksuzluk devleti. AKP hükümetinin bıraktığı enkazı restore etmek değil, o enkazı kaldırmak, demokratik hukuk devleti temellerini atmak ancak söz konusu olabilir. Bu da Meclis’in bu yönde bir dizi yasal değişikliği gündeme getirmesi ve hızla yasalaştırmasıyla mümkün olabilir. Adalet Bakanlığı’nın AKP denetiminde olmaması bu süreci hızlandıracaktır. Bu Meclis aritmetiği geçmişten hesap sormayı mümkün kılıyor. Bunun için AKP dışındaki üç partiden birinin girişimde bulunması yeterli. Ama HDP’nin attığı her adımda bunun tam karşısında yer almayı temel strateji olarak benimseyen, bu sayede milliyetçilik pazarında dükkân büyütmeye odaklanan bir MHP’nin, sonuçta AKP’nin ve Erdoğan örgütünün can simidi olmaktan başka bir işlevi olmayacak. Seçim kampanyasında herkesten fazla AKP ve Erdoğan’a heyheylenen bir partinin, milliyetçi saplantısı veya taktiği nedeniyle AKP’nin stepnesi haline gelmesi ibretlik bir durum olacaktır. Bir girişim yeterli Hedef: Restorasyon Halbuki bugünkü Meclis yapısı, Tayyip Erdoğan’ın icraatlarının yarattığı hukuk devleti yıkımını kısa vadede kısmen de olsa tamir edecek bir dizi Meclis girişimini mümkün kılıyor. Elbette bunların alelacele ve yalapşap değil, güçlü bir temelde yapılması gerekiyor. Geçmişle hesaplaşmanın ön adımı, bu hesabın bu kez demokratik hukuk devleti ve adil yargılama ilkele C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle