12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 16 Temmuz 2015 haber 7 ‘Katarlılar Digitürk’ün tamamını alamaz’ yapan Digitürk’ün bu satışı hukuki ve etik açıdan tartışmalı ürkiye’nin en büyük dijital platformu Digitürk’ün tamamı Katarlı AlJazeera bünyesindeki BeIN Media Group tarafından satın alındı. Bu platformun iki ortağı Çukurova Grubu (yüzde 53) ve Providence Equity Partners idi (ABD’nin en büyük fonlarından biri, yüzde 47). Murat Çukurova’nın u c n u b a S elindeki hisselerin yönetimi, grubun devlete olan borçları yüzünden 2013 yılından beri Tasarruf Sigortası Mevduatı Fonu’nun (TMSF) elindeydi. Digitürk’e yurtiçinden medya grupları da talip olmuştu. Ancak satış AKP Hükümeti’nin uzun süredir iyi ilişkiler içinde bulunduğu Katarlılara yapıldı. Her ne kadar TMSF “Mülkiyeti devir almadık, yönetimi devir aldık” dese de satış sürecini daha şeffaf hale getirebilir, satış için ihaleye çıkabilirdi, bunu yapmadı. Satış açıklandığında kamuoyunun bilgilendirilmesi açısından “fiyat” açıklanabilirdi bu da yapılmadı. TMSF bayramdan sonra fiyatın açıklanabileceğini söyledi. 3.5 milyon abonesi olan platformun kaça satıldığı önemle takip edilmesi gereken bir konu. Kafanızda bir fiyat oluşssun diye Doğan Grubu’nun 2014 yılında Çukurova’nın elindeki yüzde 53 hisseye 880 milyon dolar teklif ettiğini hatırlatayım. Bu fiyat yüzde 100’ü için 1.6 milyar liraya denk geliyor. Cumhuriyet’te satış fiyatı üzerine çıkan yazıdan sonra dün platformdan bir yetkili ile bir dönem aynı yerde çalışmış şimdi farklı bir yerde görev yapan iki kişi aradı. Arayanların ortak noktası 2011 yılında çıkan RTÜK Kanunu’nu PKK ile HDP Digitürk’ün tamamı BeIN Media’ya satıldı. 3 farklı lisansla yayın başkalaşabilir mi? T Digitürk’ün satışından birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Katar Emiri Şeyh Temim Bin Hamed Al Sani ile görüştü. Al Sani’yi havaalanında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu karşıladı. hatırlatmasıydı. O kanundaki kritik nokta şuydu: Bir yabancı tek başına bir televizyonun yüzde 50’sinden fazlasına sahip olamaz. Şu an sizin de aklınıza geldiğine emin olduğum soruyu onlara yönelttim: İyi de bu bir televizyon değil bu bir platform. Kaynakların cevabı şu oldu: Burası özellikli bir platform. Eğer isterse içeriğini dışarıdan alarak ya da kendileri ekip kurarak yeni kanallar oluşturabilir. Ya da mevcut kanallardan “yer kısıtlı” diye kimilerini çıkarıp “kendi politikasınasiyasi görüşüne uymuyor” diye kimi grupların başvurusunu reddedebilir. Kaynaklar; Digitürk’ün 3 farklı lisansla yayıncılığını sürdürdüğüne dikkat çekerek “muhtemelen bir boşluk buldular” diye konuşuyor. Hukuki ve etik açıdan tartışmalı bir durum yani. or bir soru ve zor bir konu; olsa bile zor bir başkalaşım olur. PKK, silahları elinde bulunduran örgüt. KCK ile Kürdistan yapılanmasını sürdürüyor. HDP, en masumundan, devletle PKK arasında “aracılık” yaptığını söylese de, yapı ve oluşumunda PKK’nin güçlü söz sahibi olduğunu bilmeyen yok. Devlet yapımsı örgütlenmelerini sürdürüyor. Belediyelerde önemli kararlarda son sözü PKK “görevlisi” veriyor. Ciddi bir işyeri, mesela lokanta vb. mi açacaksın, PKK’ye yardım vermek zorundasın. “Çünkü sizler için savaşıyoruz, para gerekiyor.” Bunları herkes biliyor. PKK’nin bu baskısından “mustarip” olan, Türkiye çapında örneğin Diyarbakır’da iş yapacak işadamı Kürtlerle konuşun, anlatsınlar. Z HDP, PKK uzantısı olarak yaşayamaz... PKK ateşkesin bittiğini ilan etti ve öncelikle barajları ve baraj çalışmalarını hedef alan saldırılara girişti. Devamı şüphesiz gelir, eğer sürerse çatışmalar daha genişler. HDP Eşbakanı S. Demirtaş ise PKK’ye çağrı yaptı: “PKK kesinlikle Türkiye’ye karşı silah bırakmalıdır. Bunu, inanarak, yürekten söylüyorum, laf olsun diye değil. Ama benim çağrım çözüm değil, A. Öcalan çağrı yaparsa bırakacak...” Ben de Demirtaş’ın “silahsız siyasi mücadele”den yana olduğuna inanmaya başladım. Demirtaş şunu gördü: Siyasi mücadeleye yoğunlaşırsa önü açık. Yüzde 20’ye kadar gider. Türkiye çapında bir siyasetçi olur. Hükümete ortak olur, Türkiye’yi yönetir; diğer partilerdeki “Kürt siyasi”lerden farklı, bir “Kürt partisi lideri” olarak! Olması gereken de budur zaten. HDP ile PKK, her şeye rağmen, “aynı örgüt” değil. HDP “PKK’nin uzantısı” olarak, onun “güdümünde” gelişemez. Dahası, küçülür. PKK HDP’yi, “siyasi bir araç” olarak görüyor. Yanılıyor. Çünkü Türkiye’nin siyasi yapısı ve HDP’ye baraj aştırtan seçmen kitlesi (Kürt olsa bile), buna elvermeyecektir. Kürtlerin önemli büyük çoğunluğu Türkiye’nin ta kendisidir. HDP sivil ve siyasi. Şüp hesiz PKK ile pek çok paralel amaçlara sahip. PKK’nin kontrolü var parti üzerinde, bu denetim ne kadar güçlü bilmem, ama zayıf değil. Türkiye çapında “siyasi çalışma”ya girerseniz, yayılmak, güçlenmek isterseniz, ister istemez PKK gibi silahlı örgütün hedef ve amaçlarıyla tam örtüşmezsiniz. HHH Daha önce belirtmiştim: PKK, Türkiye’de siyaset üzerinde “silahlı vesayet”tir. Tıpkı bir zamanlar TSK’ninki gibi. Bizim liberaller, PKK sempatizanları, mesela ordunun vesayetine şiddetli karşıdır, bunun için şeytanın koynuna bile girerler; ama PKK’nin siyaset üzerindeki silahlı vesayetine sıra gelince, zil çalıp oynarlar. Oturup yazılar döşenirler, PKK’nin neden haklı olduğunu anlatırlar. Neyse ki PKK’nin organlarını izlemeye gerek kalmıyor, yazdıklarından hemen PKK’nin ne istediğini anlıyoruz. Onlar sanıyor ki, PKK hedeflerine ulaşırsa, Türkiye demokratik olacak! Kanundaki kritik nokta 112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Kanunu’nun 19. maddesinin f bendi: f) Bir medya hizmet sağlayıcı kuruluşta doğrudan toplam yabancı sermaye payı, ödenmiş sermayenin yüzde ellisini geçemez. Yabancı bir gerçek veya tüzelkişi en fazla iki medya hizmet sağlayıcı kuruluşa doğrudan ortak olabilir. Medya hizmet sağlayıcı kuruluşların ortağı olan şirketlere yabancı gerçek veya tüzelki Kanun ne diyor? 6 şilerin iştirak ederek yayın kuruluşlarına dolaylı ortak olmaları halinde, yayıncı kuruluşların yönetim kurulu başkanı, başkan vekili ile yönetim kurulu çoğunluğu ve genel müdürünün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması ve ayrıca yayıncı kuruluş genel kurullarında oy çoğunluğunun Türkiye Cumhuriyeti tabiyetini haiz gerçek veya tüzelkişilerde bulunması zorunludur. Şirket ana sözleşmelerinde bu hususları sağlayan düzenlemeler açıkça belirtilir. Öcalan’ın çağrısına PKK uyar mı? BİR GÜNDE 3 YOLCU OTOBÜSÜ KAZA YAPTI. YURT GENELİNDE BİLANÇO AĞIR: 15 ÖLÜ, 100’E YAKIN YARALI Bayram öncesi facia Yapılan tüm uyarılara rağmen bayram tatili yine yolları kan gölüne çevirdi Demirtaş, “Öcalan çağrı yaparsa PKK silahları bırakır” diyor ya, bu ne kadar gerçekçidir, PKK buna uyar mı bilemem, emin değilim. İzlenimim, Öcalan ile Kandil arasında da bir “konum farklılığı”, önderlik çekişmesi olduğudur. Kandil giderek daha çok, ne yapılacağına kendilerinin karar vereceğini vurgular oldu. Öcalan da “silahları bırakın, artık siyasi mücadele var sadece” çağrısı yapar mı? Yoksa, PKK’yi de idare edecek bir ara yolu mu tercih eder? İkincisi, sanırım. Çünkü Öcalan liderlik etkisini yitirebilir. PKK, Öcalan’a uymayabilir, çünkü hedef büyüttü. Suriye’deki “Kürt bölgesi”ni kontrol ediyor, burada uluslararası destekle bir Kürt yapısını gerçekleştirmek birinci derecede önem kazandı. Bu yapının ayakta kalması için de, Türkiye’deki yakın Kürt bölgesiyle “bütünleşik hareket etmek” siyasi ve askeri politikalarının bir parçası. Silahla dayatılan bir çözüm zor; bir siyasi iktidar bunu kabul edemez. PKK’nin silahlı mücadelesi, hem ülkede demokrasiyi iyice zora sokar, hem de HDP’yi “bitirir”. ayram tatili resmen başlamadan birbiri ardına kazalar meydana geldi. Bolu’da aynı firmaya ait 2 yolcu otobüsü kaza yaparken, Çorum’da da bir yolcu otobüsü devrildi. Yurt genelindeki kazalarda 15 kişi yaşamını yititirken, yaklaşık 100 kişi yaralandı. TEM otoyolunun Bolu Dağı Tüneli mevkiinde Niğde’den İstanbul’a gittiği belirtilen 68 DK 464 plakalı otobüsün sürücüsü Tuncay Sütçü, yağıştan kayganlaşan yolda direksiyon kontrolünü yitirdi. Kayan otobüs bariyerlere çarptıktan sonra devrildi. Bu otobüsün arkasında bulunan ve Ordu İstanbul seferini yapan 34 ZZ 5974 plakalı otobüsün sürücüsü kazayı fark edince ani fren yaptı. Bu otobüs de kayarak çelik bariyerlere çaptı ve ardından beton bariyerlerin üzerine çıktı. Otobüste bulunan ve kaza sonucu yaralanan 40 yolcu çevre illerdeki hastanelere kaldırıldı. Devrilen otobüste sürücü Tuncay Sütçü, yardımcısı Murat Karakaya, yolcular Aycan Efkan, Şahin Kanak, Ahmet Polat, Adem Kılıç ve Gülay Akarsu yaşamını yitirdi. Çoğu ilk otobüste olmak üzere her iki otobüstekilerden 15’i ağır 40 kişi yaralandı. Devrilen otobüslerin ikisinin de Metro Turizme’e ait olduğu öğrenildi. 04.15 sıralarında meydana gelen kazanın ardından ulaşıma kapanan İstanbul istikameti yaklaşık 7.5 saat sonra ulaşıma açıldı. Çorum’dan Ankara’ya giden İlyas Akman yönetimindeki 19 KK 385 plakalı otobüs de Sungurlu ilçesi girişinde şarampole devrildi. Kazada Mustafa Özel öldü, 32 yolcu yaralandı. Ankara’dan dün sabah bayram tatilini geçirmek için Yozgat’ın Saraykent İlçesi’ne giden Şahin ve Kurt ailelerinin fertlerinin içinde bulunduğu araç yol kenarındaki tepeye çarptı. Kazada 1 kişi öldü, 5 kişi yaralandı. B MİT TIR’ları davası Yargıtay’a taşındı 4 savcı ve 1 albaya müebbet isteniyor İT’e ait TIR’ları aratmaları ile ilgili soruşturma kapsamında tutuklanan 4 savcı ve 1 albayın, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde yargılanmalarına karar verildi. 1 Ocak 2014’te Hatay, 19 Ocak 2014’te de Adana’da ‘mühimmat ve silah’ taşıdıkları iddiasıyla durdurulan TIR’larla ilgili yürütülen soruşturmada dönemin Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, Özel Yetkili Başsavcı Vekili Ahmet Karaca, Özel Yetkili Savcılar Aziz Takçı ve Özcan Şişman ile Adana eski İl Jandarma Komutanı Albay Özkan Çokay, Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce ‘casusluk’ suçlaması ile tutuklanmıştı. Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı, savcılar ve Albay Çokay hakkında M İkisi de Metro Turizm’in Trafik başladı, otoyollar felç! larının oluşmasına neden oldu. 4 günlük bayram tatilini İstanbul dışında geçirmek isteyen tatilciler akşamdan yola çıkınca, trafik altüst oldu. Özellikle İstanbul’un Avrupa yakasında TEM Otoyolu ve D100 Karayolu ile bağlantı yollarında uzun araç kuyrukları oluştu. Sürücüler saatlerce adım adım ilerlemek zorunda kaldı. Trafik yoğunluğu gecenin ilerleyen saatlerinde de devam etti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı trafik ekipleri, yolcu otobüslerine yönelik denetimlere başladı. Helikopter destekli denetimlerde ekipler, muayenesi olmayan, emniyet şeridi ihlali yapan otobüs sürücülerine idari para cezası kesti. Bayramı öncesi yollara çıkan yurtŞeker taşlar birçok noktada uzun araç kuyruk Çorum’da da otobüs devrildi ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırma teşebbüs veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemek’ suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle iddianame hazırladı. 324 sayfadan oluşan iddianameyi Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesi kabul etti. İddianamenin incelenmesinden sonra mahkeme ‘son soruşturma’ için dosyayı ele aldı ve sanıkların görevlerinin özelliği nedeniyle Yargıtay’da yargılanmalarına karar verdi. TIR’ların Adana’nın Ceyhan ilçesinde durdurulmasıyla ilgili Osmaniye Başsavcılığı ve Hatay’ın Kırıkhan İlçesi’nde durdurulmasıyla ilgili de İskenderun Başsavcılığı’nca kovuşturma devam ediyor. l ADANA / DHA Cezaevine bayram son gün C ezaevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular için bu bayram hüzünlü geçecek. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün talimatıyla, Şeker Bayramı’nın ilk 2 günü cezaevlerinde açık görüş olmayacak. Görüşlerin 3. gün ve sonrasına bırakılması tutuklu ve hükümlü yakınlarının tepkisine neden oldu. l ANKARA/Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle