16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 28 Haziran 2015 haber EDİTÖR: CANER ÖZTÜRK TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ BM’de Türkiye’ye ağır eleştiriler irleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi bünyesindeki hazırlanan ve Türkiye’nin insan hakları alanındaki durumunu inceleyen Evrensel Periyodik İnceleme Mekanizması (EPİM) Raporu’nun görüşmelerinde Türkiye ifade özgürlüğünü teminat altına almaya çağrıldı. İnsan Hakları Konseyi tarafından hazırlanan rapor ilk olarak 27 Ocak’ta açıklanmış 6 B Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın 42 yıl hapsinin istenmesi de toplantıda gündeme getirildi tı. Önceki günkü görüşmelerde Türkiye Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Büyükelçi Mehmet Ferden Çarıkçı rapor sonrası Türkiye’ye sunulan 278 tavsiyenin 199 tanesinin kabul edildiğini ve yürürlüğe girdiğini açıkladı. Görüşmelerde söz alan sivil toplum örgütleri Türkiye’deki cinsiyet eşitliği, kadınlara uygulanan şiddet, azınlık hakları ve basın özgürlüğü gibi konularda ciddi eleştirilerde bulundu. Londra merkezli İnsan Hakları Örgütü ‘Article 19’ adına söz alan konuşmacı, basın özgürlüğü ihlallerine dikkat çekti. Konuşmacı, konsey toplantılarında söz alan Türkiye temsilcisinin Türkiye’de hiçbir gazetecinin gazetecilik faaliyetinden dolayı hapiste olmadığı şeklindeki açıklamasını hatırlattı ve son dönemde ceza alan veya halen hapiste tutulan gazetecileri örnek verdi. Bir gazete editörünün Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaretten dolayı 21 ay hapis cezasına çarptırıldığını ayrıca Hidayet Karaca’nın Aralık 2014’ten bu yana bir TV senaryosundan dolayı terör şüphesi ile hapishanede tutulduğunu, son olarak da Can Dündar’ın 42 yıl hapis cezası istemi ile yargılandığını söyledi. l Haber Merkezi Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu dün Huber Köşkü’nde haftalık olağan görüşmesini yaptı. Perşembe yapılması gereken görüşme Erdoğan’ın İstanbul’da olması nedeniyle Huber Köşkü’nde gerçekleştirildi. Görüşmede, IŞİDsaldırıları, sınır güvenliği, Meclis Başkanlığı seçimi, koalisyon görüşmelerinin ele alındığı öğrenildi. Davutoğlu, daha sonra Başbakanlık Ofisi’ne geçerek MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Libya/Trablus Başbakanı Halife ElGav’yle 1 saat görüştü. Üçüncü seçenek: Ordu Suriye’ye ve erken seçim KP’nin şiddetle CHP ile koalisyona ihtiyacı var üzerine yazı planlamışken birden gündeme AKP’nin erken seçim için şiddetle Suriye’ye müdahaleye ihtiyacı var, politikası düştü. İstifa etmiş geçiciemanet hükümet bastırıyor Ordu’ya, Suriye’ye gir diye; asker de oyalıyor, yazılı emir istiyor; gelecek emri de “şu virgülün konduğu yer çift anlam doğuruyor, imla hatası düzeltile!” diyebilir! AKP, MHP ile mi, CHP ile mi derken, üçüncü seçenek olarak, önce “aslan şanlı ordumuz Suriye’ye müdahale etti” destanları eşliğinde erken seçime gidiş, yer aldı gibi. Böyle bir durumda yeni seçim için tahminler başlar... AKP’nin seçimlerde “savaş kozu” hep vardı ama bu koz, AKP’nin iktidardan düşüşü karşısında, şimdi kesin muharebe alanına mı sürülüyor? A ‘Kobani’de ocaklar Türkiye sayesinde tütüyor’ Huber Köşkü’nde zirve C umhurbaşkanı Erdoğan, IŞİD terör örgütü üyelerinin Türkiye üzerinden geçtiği iddialarını sert sözlerle eleştirdi. Erdoğan dün akşam katıldığı Birlik Vakfı’nın iftar programında, “Kobani’de ocaklar tütüyorsa Türkiye sayesindedir” dedi. Türkiye’nin IŞİD ile “aynı parantez” içine alınmasını “alçaklıktır, namertliktir” sözleriyle değerlendiren Erdoğan, Son 5 ayda Kobani’ye Türkiye tarafından “2 bin TIR’a yakın” yardım malzemesi gönderildiğini söyledi. “Kobani’de ocaklar tütüyor, kazanlar kaynıyorsa Türkiye sayesindedir” diyen Erdoğan, “678 Ekim olaylarının tekrar yaşanmasına izin vermeyeceğiz. Suriye’nin kuzeyinde, Türkiye’nin güneyinde yeni bir devlet kurulmasına asla izin vermeyeceğiz. Terör örgütlerinin bölgedeki kaosu fırsata çevirmelerine de izin vermeyeceğiz” dedi. Geçen yıl Kobani’de yaşanan olayların ardından “Türkiye’nin terörist ülke” ilan edilmeye çalışıldığını belirten Erdoğan, “Bu asılsız haberleri gündeme taşıyarak vatandaşlarımızı bir kez daha sokağa çağırdılar, provokasyonlarla kirli tahriklerle şehirlerimizde, bir gerilim havası oluşturulmak isteniyor” diye konuştu. Niye gerçeği söylemiyorsunuz! ErdoğanBahçeli atışması MHP lideri Uygur Türklerine yapılan saldırılara sessiz kalındığını söyledi. Erdoğan jet yanıt verdi: ‘Oraya hiç gittin mi?’ HP lideri Devlet Bahçeli, Twitter hesabı üzerinden açıklamalarda bulunarak, Suriye’deki IŞİD katliamlarına tepki gösterdi. Doğu Türkistan’daki Uygur Türkleri’ne yapılan saldırılara karşı sessiz kalındığını öne süren Bahçeli, Erdoğan’ın “zenci Türk” sözlerine de göndermede bulundu. “PYDPKK lobisinin” Kobani’yi fiilen Türkiye’ye taşıdığını öne süren Bahçeli, “Doğu Türkistan’a gözünü kapatıp yönünü dönenler, emperyalizme kule nö M betçiliği yapan Kobani çığırtkanlarını, PKK maşalarını el üstünde tuttu. Bunların robot resmini çizmeye gerek var mı? Zenci Türk olduğunu söyleyenlere bakın faili göreceksiniz” görüşlerini paylaştı. Ayrıca Bahçeli, Erdoğan’ın “Onlara göre zenci Türküz. Ben zenci Türk olmaktan gurur duyuyorum” sözlerine de göndermede bulunarak, “Türk’ün zencisibeyazımavisi olmaz Türk Türk’tür. Türk’te renk arayanlar Türkiye’yi reklam ara sı görenlerdir” ifadelerine yer verdi. Bahçeli’nin twitterdan değerlendirmelerde bulunduğu saatlerde Birlik Vakfı’nın iftarın bulunan Erdoğan, Bahçeli’ye yanıt verdi. Erdoğan, “O zata ben söylüyorum, sen Uygur Türklerinin yaşadığı yere hayatında bir kere gittin mi? Ama Tayyip Erdoğan gitti. Binlerce vatanlarından ayrılan Uygur Türkleri’ni vatandaşlığa kabul eden Türkiye oldu. Sen neredeydin ya?” dedi. l ANKARA Cumhuriyet Burada hep yazdık: IŞİD’in yol açtığı Suriye’deki büyük hasarın sonuçlarından korkuyorsunuz, yapacağınız tek akıllı iş, Esad’la işbirliği yapmaktır. Medyanın ve TV’nin yorumcuları IŞİD’i, Suriye’yi, Kürtleri, ABD’yi her yönüyle tartışıyor, ama Suriye’de devlet düzeninin yeniden kurulabilmesinin tek şartı olan Esad’a desteği es geçiyorlar. Bu konuda dedikleri tek şey şu: “İran ve Rusya Esad’ın arkasında olduğu sürece, Suriye’de parçalanma sürer...” Ayıptır beyler, Esad’ı yıkma tarafında olacaksın ama Esad’ı koruma taraftarlarına bindireceksin. Peki Esad’a ülkesine egemen olmasına verilecek desteğin, sorunu çözecek en önemli, üstelik uluslararası kurallara da en uygun durum olduğunu niye söylemiyorsunuz? TürkiyeSuudi Arabistan ve Katar ittifakıyla, Esad’ı yıkma politikasının, Türkiye’yi güneydoğusunda büyük çıkmazlara soktuğu görülmüyor mu? O zaman “Eyvah Suriyeli Kürtler, ABD’nin desteğiyle IŞİD’i kovalıyor; açtıkları koridoru Akdeniz’e kadar ulaştıracaklar ve bir PKK/PYD devleti kuracaklar” diye niye korkuyorsun! Git Esad’ı IŞİD’e karşı destekle ve Suriye Kürdistanı’nın Suriye’nin bir parçası olarak kalmasını sağla. Suriye’de Kürt varlığı, Suriye içinde bir üst aşamaya yükselmiştir. Dahasını, gelişmeler gösterecektir. Savaşan güç aslan payını alır. ABD ve Batı, orada kendi egemenlik politikaları çerçevesinde hareket ediyor. Mesela Suriye hükümeti ile savaş birliği yapsalar, IŞİD’i daha rahat bitirebilirler. Ama tercihleri bu değil. “Kanlı Esad” kim diyorsa, iç savaşa verdiği destekle hem bu kana bulaşmıştır hem de bugünkü sonucu yaratmıştır. Adama destek verin, ülkesinin bütünlüğünü korusun. Davutoğlu ve RT bu basit gerçeği görüyor da Suriye’de intikamcı nefretin esiri olmayı sürdürüyor. Şimdi daha büyük bir kaybın peşine sürüklüyorlar ülkeyi. HHH İstifa etmiş iktidarın şimdi derdi, orduyu Suriye’ye iteleyerek, içeride büyük bir propaganda makinesini harekete geçirmek ve hemen erken seçime mi gitmek? Bu güçlü bir seçenek olarak masaya kondu. Eğer burada gerçekten ısrarlıysalar, Esad ile ilişkileri düzeltmeyi isteyen CHP ile koalisyon istekleri devre dışı kalabilir. Mutlaka koalisyonla bu işi yapalım derlerse, MHP devreye girer. AKP seçim yenilgisini, kısa sürede nasıl bir seçim yengisine dönüştürmenin hesapları içinde gözüküyor, ama Bumerang geri döner ve atanı vurur. İşin uluslararası ve ekonomi boyutu var ki, bu süreç çok hızlı çalışır. Bir kitap “Sarı Lacivertli Öfkeli Adam: Aziz Yıldırım.” Aytunç Erkin, yaşadığımız en karanlık komplolardan biri olan Şike Davası’nı mercek altına alıyor. Aziz Yıldırım ve arkadaşlarını “terör örgütü” kapsamına sokarak mahvetmeye yönelen o zamanki Cemaat yargısının dava dosyasını, Erkin, didik didik ediyor. Fenerbahçe’yi Balyoz davalarına bağlama girişimlerini gösteriyor. Şike davasında da yaşanılan büyük haksızlıkları içeriden öğrenmek isteyen herkese öneririm. Dava ters tepti ve sonuçta “Fenerbahçe Cumhuriyeti” varlığını koruma savaşını kazandı. Ana başlıklara bakıyorum: Terör örgütü: iki ayrı şema, canavarı yaratan iktidar, taraftarın direnişi, tek sorumlu cemaat mi, durum vahim, operasyonun şifreleri, devrimci karargâhta futbol, şikeMİT ilişkisi ve polisler, hayalet yazar sahnede, Şifre’den balyoz çıktı, Yargı’dan sızan manşet, FB’den iki hamle, Trabzon iddiaları, inşallah bu maçı alacağım, G. Gümüşdağ üzerine savaş... Kırmızı Kedi yayını, Uğur Dündar’ın Önsözü ile... C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle