15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 10 Haziran 2015 EDITÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ekonomi 9 HSBC Türkiye’den çıkıyor binlerce kişinin işi tehlikede ngiliz HSBC, Türkiye birimini satmak istediğini teyit etti. İçinde bulunduğu mali zorluklardan dolayı daha önce Brezilya, Türkiye, Meksika ve ABD’den çıkabileceğini açıklayan banka, önceliği Brezilya ve Türkiye’ye verdi. Brezilya ve Türkiye’nin ortak noktası ise yolsuzluk skandalları. Türkiye 1725 Aralık 2013’te yolsuzluk operasyonlarıyla sarsılırken Brezilya’da da Devlet Başkanı Dilma Rousseff’in adı Petrobras’taki yolsuzluğa karışmıştı. HSBC’nin her iki ülkeden çıkma kararı yolsuzluk ve hukuk skandallarının kararda etkili olduğu Markus J. Beyrer İngiliz banka yolsuzluk skandallarıyla öne çıkan Türkiye ve Brezilya’dan çıkma kararı aldı. İki ülkede toplam 25 bin kişi işini kaybetme riskiyle karşı karşıya Avrupa’dan destek sözü vrupa İş Dünyası Konfederasyonu (BUSINESSEUROPE) Genel Direktörü Markus J. Beyrer, “Avrupa iş dünyası demokratik, güçlü ve açık bir Türkiye’yi destekliyor” dedi. Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve BUSINESSEUROPE tarafından, yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen BaşaranSymes ise tam üyeleri olduğu BUSINESSEUROPE’un Avrupa iş dünyasının çatı temsil kuruluşu konumunda bulunduğunu belirterek, “Her zaman olduğu gibi TÜSİAD, Türkiye’nin demokratik geleceği, toplumsal kalkınması ve küresel ekonomik rekabet gücü yönünde AB sürecini her kademede desteklemeye devam edecektir” dedi. İ 25 T yıllık serüven ürkiye’de 1990’dan itibaren kurumsal bankacılık ve sermaye piyasaları alanlarında faaliyet gösteren HSBC, 1997’den bu yana bireysel bankacılık hizmetleri sunmaya başladı. Yüzde 100 yabancı sermayeli Midland Bank AŞ’nin ismi 1999’da HSBC Bank olarak değişti. HSBC, 2014’te 55.9 milyon lira zarar açıkladı. Bankanın toplam aktifleri 2013’teki 36.23 milyardan 33.8 milyar liraya geriledi. Bankanın Mart 2014’te 316 olan şube sayısı 2015 Mart itibariyle 291’e gerilerken, aynı dönemde 5 bin 967 olan personel sayısı da 5 bin 536’ya düştü. Banka ilk çeyrekte 32 milyon TL zarar etti. yorumlarına yol açtı. HSBC CEO’su Stuart Gulliver’in açıklamasına göre banka, maliyetleri düşürmek ve yavaşlayan performansı yeniden canlandırabilmek için Türkiye ve Brezilya’daki operasyonlarını satıp 50 bine yakın kişiyi işten çıkaracak. İşten çıkarmaların yarısı Brezilya ve Türkiye birimlerinin satışından kaynaklanacak. HSBC Türkiye CEO’su James Emmett ise “Bu süreçte, müşterilerimize kesintisiz bir şekilde hizmet sunmaya devam edeceğiz” dedi. HSBC, Brezilya’da kurumsal hizmetlere devam edecek. Meksika ve ABD birimlerini de yeniden yapılandırarak performanslarını gözlem altında tutacak. HSBC aktiflerini 2017’ye kadar 290 milyar dolar azaltacak. Bu tutarın üçte biri yatırım bankacılığı biriminden gelecek ve birimin bankanın faaliyetlerindeki payı yüzde 40’tan yüzde 33’ün altına inecek. Bankanın Türkiye birimini satın almak için bağlayıcı olmayan tekliflerini veren üç bankayla görüşmeler devam ediyor. Reuters’ın haberine göre HSBC’nin Türkiye birimi için Hollanda merkezli ING Group, Bahreyn merkezli Arab Banking Corporation (ABC) ve Fransa merkezli BNP Paribas’ın bağlayıcı olmayan teklif vermişti. Konu hakkında bilgi sahibi bir kaynak, üç bankanın incelemelerinin devam ettiğini ve ABC’nin en istekli banka olarak göründüğünü söyledi. l Ekonomi Servisi A 5 YIL ÖNCE YILDIZ DEDİ, SATMAYA KARAR VERDİ HSBC’nin eski Üst Yöneticisi (CEO) Michael Geoghegan, 2010’da Hong Kong’da Amerikan Ticaret Odası’nda yaptığı açıklamada küresel ekonomiyi yeni yıldız ülkelerin şekillendireceğini belirterek Türkiye’yi bu ülkeler arasında göstermişti. Bu açıklamadan beş yıl sonra banka, yeniden yapılandırma kararıyla birlikte, Türkiye birimini satma kararı aldı. HSBC CEO’su Stuart Gulliver, göreve geldiği 2011’den bu yana bankayı ikinci defa yeniden yapılandırıyor. Stuart Gulliver Piyasalarda sakin seyir eçimden sonra hükümetin nasıl kurulacağına ilişkin belirsizlikle önceki gün 2.8094’e çıkarak tarihi zirvesini gören dolar/TL, dün tepki alımlarıyla günü sakin geçirdi. Kur gün içinde 2.7360’a kadar geriledi. Diyarbakır’daki saldırı ise akşam saatlerinde doların yönünü yine yukarı çevirdi. Serbest piyasada dolar 2.7490 TL’den kapandı. Bir bankanın döviz masası işlemcisi, “Doğuda yaşanan olaylar endişeleri arttırdı ve kurun 2.74’ten yeniden 2.75’li seviyelere yükselmesine neden oldu” dedi. Gün içinde yüzde 1 civarı yükselen Borsa İstanbul da yüzde 0.44 artıda kapandı. Bankacılar sürecin erken seçime doğru gitmesine karşın henüz koalisyon olasılığının da tam olarak ortadan kalkmadığını bu nedenle sert satış baskısı ardından piyasada tepki alımlarının gözlendiğini belirttiler. S Üç teklif inceleniyor Teker teker gidiyorlar SBC, yılbaşından bu yana çeşitli gerekçelerle Türkiye’den ayrılma kararı alan yabancı devlerin sonuncusu oldu. Bank Pozitif’in ana hissedarı İsrailli Hapoalim Investments, mayısta bu bankadaki yüzde 69.83’lük payını satma kararı aldı. eticaret sektörünün önemli oyuncularından Alman Limango, 30 Mart 2015 itibariyle Türkiye’deki faaliyetlerine son verdi. Limango Türkiye pazarına 2009’da girmişti. ABD’li banka H cılık devi Citigroup Akbank’ta kalan yüzde 9.9’luk hissenin satışını martta tamamladı. Fransa merkezli petrol ve gaz şirketi Total Türkiye’deki akaryakıt dağıtım faaliyetlerini satmak üzere Societe Generale’i yetkilendirdi. Türkiye’de tek şubesi ve 70 çalışanı bulunan RBS’in “ayrılma” kararının ardından Çin, Japonya ve Körfez’in en büyük bankaları İngiliz bankanın Türkiye’deki birimini almak için harekete geçti. İki yeni kitap: Dünyayı anlamak için iyasi gündemimizin son derece hareketlendiği bir haftadayız. Bu yoğun gündemin arasına Yordam Kitap tarafından yayımlanan iki dev eser sıkıştı: ODTÜ İktisat Bölümü emekli öğretim üyesi Prof Dr. Oktar Türel’in yazarı olduğu “Uzun” XIX. Yüzyılda Orta Avrupa ve Marx’ın ünlü Kapital’inin üçüncü cildinin Almancadan doğrudan Türkçemize kazandırılması. O ünlü deyişle, “dünyamızı anlamak için” kitapçıların raflarında tam da zamanında yer alan iki dev eser... Oktar Hoca, kitabında I. Dünya Savaşı’nın ardından çözülen AvusturyaMacaristan İmparatorluğu’nun ana bileşenlerinin XIX. yüzyıldaki toplumsal tarihine eğiliyor. “Uzun XIX. yüzyıl” ile 18. yüzyılın son çeyreğindeki ekonomik ve siyasal devrimlerle başlayan ve 1914’te I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle son bulan dönem kastedilmekte ve “ulusalcı hareketlerin düşünce ve eylem planında yükseldiği çağ” (sf.13) ele alınmaktadır. Oktar Hoca’yı kitabının ilk hazırlıklarını sürdürdüğü günlerde ODTÜ’deki seminer ve söyleşilerinde dinleme fırsatı bulmuştum. Oktar Hoca, Orta Avrupa ulusalcılığını ve ulusal sorunu “iki arada bir derede” olarak nitelemekte ve “bu coğrafyanın arızi ve düşünsel bir sapması olarak değil, sanayileşme ve modernleşmenin yarattığı ortam ve şartların bir parçası olarak” (sf. 312) bizlere aktarmaktaydı. Nitekim kitabın son bölümünde ulusalcılık S üzerine şu uyarılar paylaşılmaktadır: “Son yarım yüzyılda kapitalizmin hızla küreselleşmesine ve ulusüstü oluşumların yaygınlaşmasına rağmen, böyle bir yeniden yapılanmanın temel aygıtı hâlâ ulusdevlettir. Ulusdevlet, günümüzde tartışmasız kabul gören ve henüz kendi ulusdevletlerini kuramamış halkların erişme özlemi duydukları bir norm olmaya devam etmektedir; ulusalcılığın yakın gelecekte gerileyeceğini düşündüren güçlü belirtiler de yoktur. Gelişmekte olan ülkelerdeki sanayileşme ve modernleşme çabaları süregeldikçe ve kapitalizm bir sistem olarak aşılmadıkça, böyle bir beklenti gerçekçi de değildir.” (sf. 311). HHH Yordam Kitap’tan yayımlanmış bulunan ikinci kitabımız Karl Marx’ın ve Marksizmin temel yapıtı olan Kapital’in üçüncü cildi. 875 sayfa tutarındaki bu devasa yapıtı Almancadan çevirenler Mehmet Selik ve Nail Satlıgan, editörleri ise Erkin Özalp ve gene Oktar Türel Hoca. Yordam Kitap, Kapital’in I. cildini Nisan 2011 tarihinde, II. cildini ise Kasım 2012’de yayımlanmıştı. Haziran 2015’te III. cildin yayımlanması ile birlikte, Yordam Kitap’ın Kapital’in tamamının Almanca aslından çevrilmiş olarak Türkçeye kazandırma, böylece Türkçe Marksist edebiyatın en büyük eksiğini giderme yolundaki girişimi de tamamlanmış oluyor. Yordam Kitap’ın tanıtım yazısından okuduğumuz üzere, “Kapital’de Marx’ın en ünlü önermelerinin ardındaki muhakemeyi buluyoruz. Bu önermeler arasında, kapitalizmin ilerlemesi ve gerilemesinin temelinde üretimin yattığı; kapitalizmin tarihte iktisadi ilişkilerde sürekli altüst oluşlara dayalı ilk sistem olduğu; bir yedek işsizler ordusuna ihtiyaç duyduğu, iktisadi gücü tekeller hâlinde yoğunlaştırma eğilimi gösterdiği; ve bunalımların kapitalizmin ayrılmaz bir parçası olduğu görüşünü sayabiliriz. Marx, Kapital’in başından sonuna dek, kapitalizmin bu doğrultuda gelişmesinin emek ile sermaye arasındaki çatışmaya dayandığını göstermektedir. Anlatılan hikâye, işçi sınıfı ile kapitalist sınıfın, özellikle bunların iktisadi rollerinin nasıl doğduğu, geliştiği ve farklılaştığıdır.” Louis Althusser’in deyişiyle, “Ama gün gelir, Kapital’i harfi harfine okumak, metnin kendisini okumak, gerekli olur.” HHH Yazımızı Oktar Hoca’nın “Uzun XIX. Yüzyıl”ının son satırlarında Cumhuriyet’te Nilgün Cerrahoğlu’nun 31 Ocak tarihli “Podemos’un Guru’su Juan Carlos Monedero: Egemenliği Ele Geçirmeliyiz” başlıklı yazısından yaptığı alıntıyla bağlayalım: “Bizim için vatan, Garcia Lorca’nın vatanı, yaşayan, çalışan insanların, halkın vatanıdır. ‘Vatan’ı uzun zaman sağcılara bıraktık. Bunun sonucunda ‘vatan’, yalnız nefret söylemlerinin aracı yapıldı. Marine le Pen’lere, ‘Çay Partisi’ne, aşırı Yunan sağına kaldı ‘vatan’. Bu çok büyük bir hata. ‘Vatan’ın özgürleştirici, güçlü bir yanı var. ‘Vatan’ yurttaşlar toplamını siyasi kaderin ortağı yapar.” (sf. 314.) Demokrasinin ve yurttaş olmanın temel kavramlarını tartıştığımız şu günlerde, “dünyayı anlamak için” kaleme alınmış iki dev eser... C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle