28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Çarşamba 10 Haziran 2015 İranlı kadınlara stadyum izni Kadınlara stadyum yasağını kaldırmak için ilk adımı atan İran, Tahran’daki Dünya Voleybol Şampiyonası’nı sınırlı sayıda kadının izlemesine izin verecek. Uygulama milli sporcuların aileleriyle başlayacak. EDİTÖR: CEYDA KARAN TASARIM: BETÜL BERİŞE Fransa’da maça uçakla gitme krizi Sosyalist Partili Başbakan Manuel Valls ve iki oğlu hükümetin uçağıyla Şampiyonlar Ligi finalini izlemeye gidince, kriz çıktı. Yolculuk masrafını ödemesi talep edilen Barça taraftarı Valls “Fransa’daki spor organizasyonları için yerinde inceleme yaptığını” savundu. 17 ABD Suriye temsilcisi Tunus’a atandı Obama’dan ilk kez Türkiye şikâyeti lmanya’nın evsahipliği yaptığı G7 zirvesinin kapanışında Türkiye’yi eleştiren ABD Başkanı Barack Obama, Ankara’yı Suriye ve Irak’a yabancı savaşçı akınını durdurmamakla suçladı. Basın toplantısı düzenleyen Obama, IŞİD karşıtı koalisyonun, yabancı savaşçıların Suriye ve Irak’a akınını durdurmakta önemli bir yol kat ettiğini söylerken, “Ama bu yeterli değil. IŞİD, Türkiye’den Suriye’ye geçen binlerce savaşçıyla güç sağlıyor. Hâlâ binlerce yabancı savaşçının önce Suriye’ye sonra da, çoğu zaman, Irak’a gittiğini görüyoruz” dedi. “Bunların çoğu önlenebilir, eğer ki daha iyi işbirliği, daha iyi koordinasyon yaparsak, daha iyi istihbarat paylaşırsak, TürkiyeSuriye sınırında olanlar daha iyi, daha etkin gözetlersek” diye devam eden Obama, Türk yetkililerin sorunu bilse de yeterli önlem almadığını söyledi. “Burası, sorunun farkında olan ancak bu alanda ihtiyaçları olan kapasiteyi tam artırmayan Türk yetkililerle işbirliğini derinleştirme arayışında olduğumuz bir bölge” diyen ABD Başkanı, “Bu konu üzerinde daha fazla zaman harcamak zorundayız” vurgusu yaptı. Obama, IŞİD’in tecridinin yabancı savaşçı geçişinin durdurulmasına bağlı olduğunun altını çizdi. Türkiye’deki seçim kampanyasında açıklama yapma Dünya ‘ohh..’ dedi Haziran sabahı sadece Türkiye ahalisi rahat bir soluk almadı. Bizler ülkeyi kutuplaştıran, bölen, ahaliyi birbirine kırdırma hedefli iç söylemden bezmiştik. Kuvvetle muhtemel ki, Türkiye gibi Avrupa ve Ortadoğu’yu bağlayan köprü konumunda bir ülkeyle elbette kendi çıkarlarını gözeterek ekonomik ve siyasi işbirliğine önem atfedenlerin durumu farklı değil. Onlar da dış politikada teammülleri altüst eden, her meseleyi neye dayandığı meçhul komplolara bağlayan, sürekli efelenen, diplomatik nezaketten uzak bir retorikten mustaripti. Biz iki gündür Ankara’da bağırıp çağıran sesin kısılmasıyla şimdilik bile olsa “huzura ermişsek”, onlar da derin bir “ohh...” çekmiştir. HHH Salt Türkiye’nin Batılı müttefiklerinde değil, İran gibi komşular ve Arap medyasına bir bakın, tezahürlerini görürsünüz. Her yerde sular seller gibi Türkiye analizleri... İktidar partisinin 13 yıldır ilk kez Meclis çoğunluğunu yitirecek bir darbe yemiş olduğunu “idrak edemeyip” seçim sonuçlarını “AKP zaferi” diye yorumlamayı seçen “İhvanist” Katar şeyhliğinin yayın organı El Cezire’yi hariç tutarsak elbette... HHH Türkiye’yi esir alan “şahin” retoriğin memleket ahalisinin ne menem çıkarına olduğu zaten malum. Kapatılan diplomatik temsilciliklerimizin sayısına bakmak kâfi. Elbette iş bu kadarla kalmayacak. Bu siyasi heyetin yüzüne gözüne bulaştırdığı dış politikanın detayları daha net ortaya serilecek. Ama daha seçimlerin “dumanı tüterken” ilk işaretin bizzat ABD Başkanı Barack Obama’dan gelmesini şahsen beklemiyordum. O da oldu. Obama, G7 zirvesi için bulunduğu Almanya’daki basın toplantısında radikal cihatçı IŞİD’le küresel mücadeleyi anlatırken lafı dolandırmadan Türkiye’ye getirdi. Şöyle dedi: “Hâlâ binlerce yabancı savaşçının önce Suriye’ye sonra çoğu zaman Irak’a gittiğini görüyoruz. Bunların çoğu önlenebilir, eğer daha iyi işbirliği, daha iyi koordinasyon ve daha iyi bir istihbarat paylaşımı yapabilirsek, eğer TürkiyeSuriye sınırını daha etkili biçimde izleyebilirsek.” Yetmedi, “Türk yetkililerin sorunu bildiğini ancak yeterli önlem almadığını” da söyledi. “İşbirliğini derinleştirmek arayışında olduklarını” da “bu konu üzerinde daha fazla zaman harcamak zorundayız” vurgusuyla dile getirdi. IŞİD’in tecritinin yabancı savaşçı geçişinin durdurulmasına bağlı olduğunun altını çizmesi cabası... HHH Bu sözler, en başta aylardır diplomatların “iki ülkenin derin ve etkili işbirliğini zaten yaptığı” demeçlerinin birinci ağızdan yalanlanmasıdır. Nitekim dün Batılı ajanslara konuşan Amerikalı yetkililerin uzun süredir ilk kez Ankara ile Washington arasındaki “keskin farklılıkları” vurgulaması manidar. Özellikle Suriye konusundaki ayrımlar sıralanırken Ankara’nın Esad’ı devirme arzusuyla ABD’yi askeri eyleme zorlaması ile mültecileriler gerekçesiyle tampon bölge kurulmasındaki ısrar sayılıyor. HHH ABD’nin eski Büyükelçisi Frank Ricciardone’nin Hürriyet’ten Tolga Tanış’ın dünkü yazısında yer verdiği seçim değerlendirmesi de dikkate şayan. Ricciardone’nin, bir yandan “Türkiye 90’lardan çok farklı. Koalisyon Türkiye’yi zayıflatmaz” sözlerini not etmeli. Diğer yandan da seçim sonuçlarının ardından “Atatürk’ün ‘yurtta sulh cihanda sulh’ ilkelerine döndüğünde Türk dış politikası için bölgede prestij ve etkinliğini artırma şansı doğduğunu” açıkça vurgulaması manidar. Memleketin denge ve kontrol sistemleri yeniden tesis edildiğinde, dış politikamızın da, parlamento ve kamuoyunda demokratik tartışma süzgeçlerinden geçirilerek şekillendirilmesinin yolu açılır. Böylece siyasal İslamcı masallar sallamak yerine, müttefiklerimiz ve komşularımızla daha soğukkanlı ve çıkarlarımızı gözeten bir ilişki kurabileceğimiz günleri de görebiliriz. HHH Biz yıllar var ki yazıp çiziyoruz da, Türkiye’ye yalnızlaştıran, yozlaştıran, kutuplaştıran, Ortadoğu’nun kan gölüne dönmesinde büyük dahli olan, memleketin “terörle aynı cümlede anılmasına” yol açan hayalperest, kindar zihniyet artık kabak gibi ortada. Bundan sonrası sarayın odalarında arpacı kumrusu gibi volta atmakta... Belki bir süre sonra bir yolculuk iyi gelir... ABD’nin Suriye Büyükelçiliği’nin kapalı olmasına rağmen Mart 2014’ten beri Suriye Özel Temsilcisi olan Daniel Rubinstein, Tunus Büyükelçiliği’ne atandı. ABD Başkanı Barack Obama, Tunus’un ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı olan laik lider Bacı Kaid Essebsi’yi ağırlayıp Tunus’u “NATO dışı ana müttefik” statüsüne yükseltmesinin ardından bu atamayı yaptı. Geçen ayki Türkiye ziyaretinde Suriyeli muhaliflerle görüşen ve eğitdonat programıyla ilgilenen Rubinstein, daha önce Ürdün, İsrail, Mısır, Irak’ta görev yaptı, Arapça biliyor ve “Ortadoğu hakkında derin bilgisiyle” tanınıyor. Obama’nın 3. Suriye Özel Temsilcisi’nin kim olacağı netleşmedi. Değişiklik Esad yönetiminin ard arda yenilgi aldığı döneme denk gelirken, geçen hafta Suriye Özel Temsilciliği’nin Twitter hesabından Esad’ın IŞİD’in elini güçlendirecek şekilde bombardıman yaptığı öne sürülmüştü. ABD Başkanı, Türkiye’yi IŞİD’e yabancı savaşçı akınını durdurmamakla suçladı. Bu çıkış özellikle Suriye konusundaki görüş ayrılığına yoruldu 8 A yan Obama’nın eleştirisinin pazar günkü seçimin ardından gelmesi dikkat çekerken, Suriye’ye dair görüş ayrılığına yoruldu. Reuters’e konuşan ABD’li yetkililer, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın meclis çoğunluğunu yitirmesinin, Washington ile Ankara arasında özellikle Suriye kaynaklı anlaşmazlıkları bitirecek gibi görünmediği yorumunu yaptı. Koalisyon ya da erken seçim de olsa, AK Parti hala açık ara en büyük parti ve Erdoğan’ın muazzam etkisi olduğundan, Türk dış politikasında önemli değişiklik beklenmediğini belirten ABD’li yetkili ve analistler, iki NATO müttefikinin ayrıca Mısır ve İs rail konularında da ayrı düştüğünü ekledi. İsminin açıklanmasını istemeyen bir Amerikalı yetkili, Washington’da kimilerinin AKP’nin yenilgisini kutlamaya eğilimli olmasına rağmen “Erdoğan öldü fakat mesele bu değil” yorumunu yaptı. Eski ABD Dışişleri yetkilisi Henri Barkey, AKP’li bir koalisyonun var olan politikaları sürdüreceğine dikkat çekerken, “Eğer Erdoğan’a hasmane bir koalisyon kurulursa, çatışma olur, çünkü o ne istiyorsa onu yapmaya devam edecek” dedi. Barkey Erdoğan’ın güvenlik politikalarını MİT’le gizli kapaklı oluşturma sicilini anımsattı. ları. O yüzden İran’ın muzaffer çıkmasını istiyor” diye konuştu. 2008 ABD başkanlık seçimlerinde İran basını Obama’nın Şii olduğunu ima edince, Irak başkentinin Şii Sadr semti “Artık Beyaz Saray’da bir kardeşimiz var” diye sevinmişti. Ama babasının ailesi gibi Kenyalı Müslümanlarda ve Obama’nın okula gittiği Endonezya’da Sünnilik baskın. Kutlama eğilimi İşbirliği arayışı KIBRIS Doğdukları kentte tiyatro izlediler Kıbrıslı Türk ve Rum liderler doğdukları şehirde sanat için buluştu. Yürüttükleri müzakerelere ‘Güven Yaratıcı Önlemler’le ivme kazandıran KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis eşleriyle birlikte Limasol’da tiyatroya gitti. Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’nun Faize Özdemirciler’in şiirlerinden hazırladığı, Kıbrıs’ın son 60 yılıyla yüzleşme niteliğindeki “Kıbrıs, Rumca Küstüm Türkçe Kırıldım” oyununu izlediler. Böylece Lefkoşa’nın iki tarafını birlikte gezmelerinin ardından bir ilke daha imza attılar. Halktan büyük ilgi gören liderler tiyatroya gelişte uzun süre alkışlandı. Akıncı, “İki halkın da geçmişte hataları oldu. Amaç hatalardan ders çıkarmak ve genç nesle daha iyi bir gelecek bırakmak” mesajı verirken, Anastasiadis kuzeyde bir etkinliğe katılacağını belirtip “Kuzey ülkemin bir parçası ve Güney de Mustafa’nın ülkesinin bir parçası. Bu tüm Kıbrıslılar için böyle. Orası benim de memleketim” dedi. ABD Başkanı Barack Obama’nın Müslüman olduğuna dair komplo teorilerine Amerikalı Cumhuriyetçilerin yüzde 54’ü hâlâ inanırken, bunu bile sollayan bir iddia ortaya atıldı. TV’ye çıkan Iraklı Sünni eski milletvekili Taha el Lahibi, Obama’nın aile kökenlerinde Şiilik olduğunu, göbek adının Hüseyin olmasının bunu kanıtladığını, bu yüzden İran ile işbirli ‘Obama üstelik Şii’ ğine istekli olduğunu söyledi. Suriyeli gazeteciaktivist Muhydin Lazikani de “Ne komplo teorisyeniyim ne de ırkçıyım, ama Obama Kenyalı Şii bir babanın oğulu. Beyaz Saray’ı yöneten adamın tüm çocukluk anıları, Şii anı uBBC için gizli çekilen videolarda Musullular bir yıldır IŞİD’den çektiklerini anlattı Esir şehrin insanları konuştu I ŞİD’in Irak’ın kuzeyinde hızla ilerleyip hilafet ilan etmesinin yıldönümünde, BBC, IŞİD hâkimiyetindeki Musul’un gündelik hayatından görüntüler yayınladı. Gizli kaydedilen videolarda tepeden tırnağa kapanmaya zorlanan kadınlar, terk edilmiş okullar, havaya uçurulan camiler gibi halkın artık kanıksadığı sahneler yer alıyor. Kentte kalanlar yaşadıklarını şöyle anlatıyor. Hanaa: “IŞİD Musul’u aldığından beri evden çıkmamıştım. Bir gün çok sıkıldık, çarşafla da olsa kocamdan beni dışarı çıkarmasını istedim. Giyinirken yüzümü de kapatmam gerektiğini söyledi. Şoke oldum, evde kalmayı düşündüm, ama sonra vazgeçtim. Restoranda kocam etrafta yalnızca aileler olduğunu, yüzümü açabileceğimi söyledi. Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle peçeyi açtım. Resto ENDONEZYA Peçe şoku Kadınlara sokağa çıkma yasağı Endonezya’nın şeriatla yönetilen Açe eyaletinde bu kez de kadınlara gece 11’den sonra kafe, restoran, turistik yerler, spor merkezleri, internet kafelerinin de aralarında olduğu “eğlence mekanlarına” giriş yasağı getirildi. Halihazırda eşcinsellere, kumar, alkol tüketimine yönelik yasaklarıyla, bunu çiğneyenlere kırbaç cezalarıyla gündeme gelen Bande Açe kenti belediye başkanı kadınlara yönelik engellemeye gerekçe olarak “cinsel tacize karşı koruma” savını ortaya attı. Karara göre kadınlar yanlarında eşleri ya da erkek akrabaları olmaksızın bu mekanlara gece 11 sonrası giremeyecek, çalışamayacak. Geçen ay da Açe’deki bölgelerden birinde evli olmayan kadın ve erkeklere birlikte motosiklete binme yasağı getirilmişti. ranın sahibi derhal yanımıza gelip yüzümü kapatmam için kocama yalvardı. IŞİD beni öyle görürse kırbaçlanırmış. Hıristiyan jineokolog Meryem: “Kitap kurduyum. Musul düşmeden önce de Sünni aşırılıkçıların tehditlerine rağmen her inançtan kadını doğurttum. Musul düşünce kaçmak zorunda kaldım. Erbil’de kötü haberi aldım. IŞİD evime el koyup kitaplarımı soka ğa atmıştı. Zeyd: “IŞİD ‘Hilafet Yasaları’ dediği kuralları uyguluyor. En hafif ceza kırbaç, sigara içenlere falan veriliyor. Hırsızlığın cezası el kesme, zina eden erkekler yüksek binalardan atılıyor, kadınlar taşlanarak öldürülüyor. Gözdağı için halk izlemeye zorlanıyor. IŞİD tüneller kazıp, barikatlar kurup, mayın ve bomba döşeyerek şehri yok etti. Her yer kes kin nişancı doldu. Hükümet Musul’u geri almayı başarırsa çok mutlu olacağım. IŞİD insanlığın düşmanı.” Fuad: “IŞİD işkencecisi yorulana kadar durmuyordu. Beni elektrik kablosuyla kırbaçlayıp psikolojik işkence yaptı. Öyle sert vurdular ki izleri hala sırtımda duruyor.” Hişam: “İşimi kaybettim, üniversiteden ayrılmak zorunda kaldım. Herkes gibi temel haklardan yoksunum. IŞİD’e göre her şey haram, o yüzden hep evde oturuyorum. Piknik gibi basit eğlenceler ‘vakit ve nakit kaybı’ diye yasak. IŞİD herkesin maaşının çeyreğini alıyor. Kiralar onlara ödeniyor, hastaneleri sadece üyeleri kullanıyor. Camiye gitmiyoruz çünkü bağlılık yemini ettiriyorlar. Kardeşim namaz vakti dükkanı kapamadığı için 20 kırbaç cezası aldı.” Her şey haram Sigara parasına kadın satıyorlar “IŞİD, hilafetine kattığı bölgelerde ilk iş genç kızları kaçırıp bazen bir sigara paketi karşılığında köle pazarlarında satıyor.” Bu tespitin sahibi, çatışma bölgelerindeki cinsel saldırıları araştıran BM temsilcisi Zeynep Bangura. Irak ve Suriye’de cihatçıların elinden kurtulan kadınlarla, dini ve siyasi liderlerle konuşan, bölgedeki mülteci kamplarını ziyaret eden Bangura, özellikle Ezidi kadınların seks kölesi yapıldığını aktardı. “Bu, kadın bedenleri üzerinden verilen bir savaş” diyen Bangura, örgütün savaşçı çekmek için de kız kaçırdığını, “Evlenmek için sizi bekleyen bakireler var” diyerek erkekleri cezbettiğini belirtti. Ezidi liderlerin kadın kurbanlara sahip çıkıp yardım edilmesini istediğini hatırlatıp, Türkmen liderlerden bu yönde çağrı gelmediğine dikkat çekti. Dünya güçleri ile İran, nihai nükleer anlaşmayı 30 Haziran’a yetiştirmek için müzakere ederken, ABD olası anlaşmanın baş düşmanı İsrail ile de görüşüyor. Geçen hafta CIA Başkanı John Brennan’ın İsrail’e gizli ziyaret yaptığını duyuran Haaretz, Mossad şefi Tamir Pardo’nun yanısıra Başbakan Benyamin Netanyahu ile görüştüğünü yazdı. İsrail’e giden Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey de mevkidaşı Gadi Eizenkot ve Savunma Bakanı Moşe Yaalon’la İran’ı görüşecek. Önce CIA Başkanı sonra ABD Genelkurmayı İsrail’de C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle