16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 10 Haziran 2015 EDİTÖR: HAYRİ ARSLAN TASARIM: YALÇIN ERZAN haber 5 İktidar kalemlerine ‘Sakin ol şampiyon’ diyorum a, siz ne kahramanmışsınız, ne objektifmişsiniz, ne tarafsızmışsınız. İnanın gözüm doldu. Daha seçim gecesinden itibaren AKP’nin de hataları oldu, demeler; Erdoğan’ın tarafsız kalmaması yanlış oldu, oylar kaçtı, diye efelenmeler; Kürtlerin milli rengi sarıkırmızıyeşil kolyelerle ekranlarda arzı endam etmeler... Eyyyy sandık sen nelere kadirsin, diye bağırası geliyor insanın. Ya çalıştıkları medya kuruluşundan çıkarılınca “bu işi AKP’nin oy kaybına” bağlayanlar. Hadi sondan başlayalım. Efendim biliyorsunuz bir TMSF var. İnanın çok tarafsızdır onlar. Gider “ekonomik gerekçelerle” kanallara el koyar sonra da oradaki gazetecileri yollayıp yerine “iktidarlı gazetecileri” getirir. Akşam’da da, 360’ta da bu operasyon olmuştu. Atama Cengiz Özdemir hem gazetede hem televizyonda AKP’li olmayan ve “Gezi”ye sempati duyan herkesi işten çıkarmıştı. Sonra da televizyonu ve gazeteyi AKP’lileştirmişti. Yayın politikasıyla da çalışanıyla da. 360 ve Akşam, Ethem Sancak’a satıldı ve “AKP aşkı” sürdü gitti. O dönem Show TV de Ciner’e satıldı. Sonra problemler yaşandı, mahkemeler açıldı, kanal TMSF yönetimine dön Y dü. Bir süre orada kaldı. Geçen hafta sonu tekrar Ciner’e geçti. Tesadüf bu ya, kanal TMSF’de iken “Saray havayollarının” sürekli mürettebatı Melih Altınok orada program yapmaya başladı. Ciner’e döndüğünde de programı yayından kalktı. Altınok durur mu “tweet’ten bir ok sallayıvermiş” hemen: merkez medyada ilk seçim sonuçları gelmeye başladı. Ciner programımıza son verdi. Şimdi bu cümlenin “iktidarın adamı olduğunu itiraf” kısmını mı alayım, TMSF patır patır gazeteci atarken başkaları için gıkını çıkarmamanı mı? Ne kimse işsiz kalsın, ne kimsenin programı kalksın; ama “iktidara bağlı gazeteciliğin sonuçları” bu. Sevilay Yükselir. Sabah yazarı a haber programcısı. O da işten çıkarıldı. HDP’ye sempatisini açıkladığı ve Yalçın Akdoğan’ı eleştirdiği için. Nazlı Ilıcak’la Twitter üzerinden yaptığı kavga ise evlere şenlikti. Ilıcak, Yükselir’e “Önce başörtü sü ve Erdoğan düşmanıydın. AKP iktidarını perçinleyince onlara yanaştın. Şimdi yeni bir çıkış arıyorsun ama nafile” ifadelerini kullandı. Yükselir de Ilıcak’a “Oğlunun puro işini halletmedi diye Unakıtan’la kavga ettin” diyecekti. Hay Allah, yine başkası adına utanma huyum depreşti. Gelelim ağır abilere. Star başyazarı Ahmet Taşgetiren, 7 Haziran seçiminde AKP’nin tek başına iktidarını kaybetmesine ilişkin olarak, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meydana inmesi. Bu bir yönüyle Ak Parti’de Tayyip Erdoğan coşkusunu devreye sorarken diğer yandan Ak Parti’ye oy veren daha ortadan kesimlerde ‘tarafsızlık eleştirileri’ne hak verme tepkisi doğurdu” dedi. Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, 7 Haziran seçimi sonucunda AKP’nin tek başına iktidarını kaybetmesinin perde arkasında yatan nedenleri “Niçin oldu bu” sorusuna cevap arayarak irdeledi. “Hiç kimse ‘ama Guardian, ama New York Times, ama paralel’ falan diye söze başlayıp mazeret aramaya kalkmasın” diyen Kılıçarslan, “Asgari ücret çok düşük, sosyal adaletin tesisi şart, diyenlere kulaklar tıkandığı için oldu. ‘Bakara makara’ diyerek açık ara AK Parti tabanının en nefret ettiği adam haline gelen, Meclis’teki oylamada verdiği o fotoğraf yüzünden partiyle ilişiğinin o gün kesilmesi iktiza eden adamların balkonlara çıkarılması sebebiyle oldu” diye yazdı. Yazıyı yazarken meslektaşlardan biri “passport media” diye bir tweet hesabı açılmış gördün mü dedi. Görmemiştim. Kimin dedim. “Cemaate yakın diyorlar ama AKP içinden birileri diyenler de var” diye yanıt verdi. Hesaba girip baktım, Sabah yayın yönetmeni Erdal Şafak emekli oluyor, Star medya grubu küçülüyor, Mehmet Metiner ile Yiğit Bulut’a ekran yasak diye haberler vardı. İlginç geldi, izlenebilir. Şimdi gelelim kolyeye. Medya yazısının içinde kolyenin ne işi var diyenlere yanıtım şudur: Nagehan Alçı, iktidarın yakını. Seçim gecesi, kayıplar belli olmaya başladığında “Erdoğan’ın taraf tutması oy kaybettirdi” diye konuşan gazeteci. İşte o, önceki gece ekrana sarıkırmızı yeşil kolye ile çıktı. Kanal 24’teki “Esas Mesele” programında konuşulanlardan çok, sosyal medyada Alçı’nın “esas meselesi”, “kazanan sevgisi” konuşuldu. Elma dersem çık, ayva dersem çıkma!... aç saattir ortalıkta yoktun, çok özledik seni haydi çık, bak muhtarlar gelmiş bekliyor kapında... Niye kızdın öfkelendin bu kadar, seçim sonucu neden sıktı canını? Halkın iradesine karşı çıkılmaz! Seçmen niçin “hayır” dedi sana, önce AKP’ye bak, başbakan yardımcısının “Dağdan gelen bağdakini kovuyor” çıkışını düşün... Haydi çık, bir çift söz söyle! Özgürlüklerin üzerinden nasıl silindir gibi geçildiğini, muhalif medyayı sindirmek için neler yapıldığını anlat... Basın özgürlüğü neymiş, demokrasi neymiş usta, istersen çıraklık günlerinden bahset bize. Yargı bağımsızlığının, kuvvetler ayrılığı ilkesinin nasıl çiğnenip geçildiğini, merkez medyanın nasıl susturulmak istendiğini, Cumhuriyet gazetesinin başına nasıl bir çorap geçirileceğini bir bir anlat! Hiç çekinme sakın... HHH Halk karar verdi, senin baskıcı, ötekileştirici söylemlerinden ötürü “artık yeter” demeye... Halk iradesi derler bunun adına... Demokrasi, özgürlük! Güzel şey keyifli olmak, aydınlık bir günün içinde uyanmak, çocuksu düşler kurmak, yarınlardan umutlu olmak. Yasaları, anayasayı çiğnedin, sabah akşam demedin hep karşımıza çıktın televizyon ekranlarda. Neredesin, çok özledik sizi sevgili RTE... Ne yazık ki kaybeden sizsiniz, Başbakan değil... Halk, öyle sanıldığı gibi baskıya zulme karşı “evet” demez; hiç beklemediğiniz anda sizi şaşırtan kararlar verir. Dikkat edin, salt AKP değil kaybeden... CHP ve MHP de kaybetti... Kazanan HDP, barajı yıkıp geçti işte bileğinin gücüyle... HHH Başkanlığınız artık gitti, çıkın dışarıya yüzünüzü görelim... Halk sizi bekliyor, çünkü cumhurun başısınız, tarafsız olmanız gerekirdi ama AKP adına seçimlere giden süreci baştan sona siz yürüttünüz. Televizyonların tümü yanınızdaydı neredeyse! Benim vergimle, halkın vergisiyle, telefonumuzdan kesilen vergiyle yayın yapan devletin televizyonu bile seçim yasaklarının olduğu gün K Yandaşlar günah çıkarırken saldırmayı da ihmal etmedi 7 Haziran’da AKP’nin güç kaybetmesini yorumlayan yandaş kalemler yenilginin nedenlerini tartışıtı Haziran seçimlerinde AKP’nin güç kaybetmesi, aldığı oylar sonucunda tek başına iktidardan uzaklaşması AKP’ye yakın gazetecilerde her gün yeni yazılarla irdeleniyor. Dün yandaş basında yer alan birçok köşe yazısında yine koalisyon ve yenilginin nedenleri tartışıldı. Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi seçimlerden sonra ortaya çıkan “koalisyon” seçeneklerini analiz eden bir yazı kaleme aldı. Selvi, MHP ile koalisyon tartışmalarına değinerek “MHP ile koalisyon olur mu tartışmaları netleşmiş değil ama Meclis başkanlığı seçiminde MHP’li bir isme jest yapılması gibi seçenekler de konuşulmuyor değil. Örneğin Meclis Başkanlığı MHP’li Meral Akşener’e verilse bu jest koalisyon kapısını aralar mı şeklinde fikir egzersizleri yapılıyor” diye yazdı. AKP’nin ilk seçeneğini MHP olduğunu vurgulayan Selvi, CHP ile bir koalisyonun “B planı” olduğu ama daha çok AKP dışındaki çevrelerce gündeme getirildiğini söyledi. C planı olarak da “azınlık hükümetine” işaret eden Selvi, “1979 yılında Demirel, 1999 yılında ise Ecevit kurmuştu. AK Parti’nin böyle bir imkânı olur mu orası belli değil. Hatta biraz zor gözüküyor. Ama azınlık hükümetinin ipinin destek veren partinin elinde olması, icraat yapmayı zorlaştırıyor” diyerek bu seçeneğin en zor seçenek olduğunu yaz 7 Abdülkadir Selvi Nagehan Alçı İsmail Kılıçarslan Alçı’nın sarı, kırmızı, yeşil kolyesi KP hükümetinin medyadaki en saldırgan savunucularından biri olan gazeteci Nagehan Alçı’nınsa 8 Haziran akşamı AKP’nin yayın organı Kanal 24’teki “Esas Mesele” programın oda taktığı kolye dikkat çekti. Alçı’nın taktığı kırmıdı. Son seçeneğinse bir koalisyon ortaya çıkmayıp “kaos” ihtimalinin ortaya çıkmasıyla gündeme gelecek “seçim hükümeti” olduğunu ama bunda zorluğun “milletin buna ikna edilmesinde” olduğunu yazdı. Star gazetesi başyazarı Ahmet Taşgetiren, AKP’nin tek başına iktidarı kaybetmesine ilişkin analizinde, bu nedenleri altı başlık altında yorumladı. Taşgetiren, “Ne oldu, ne olabilir?” başlığıyla yayımlanan dünkü yazısında “koalisyon”un ülke için istikrarsızlık demek olduğu tezini bir A İlk seçenek MHP zı, sarı ve yeşil renkteki kolye, “Nagehan Alçı HDP’ye göz mü kırpıyor” sorularına neden oldu. Kürt folklorik renkleri olan kırmızı, sarı ve yeşil renkteki kolye takan Alçı, seçim değerlendirmesinde ise AKP’yi eleştirdi, HDP’yi de övdü. kez daha tekrarladı ve muhalefetin AKP’ye karşı birleşmesinin dinamiklerini değindikten sonra AKP’deki gerilemenin nedenlerini sorguladı. Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan da dünkü köşe yazısında Ahmet Taşgetiren’in saptamalarını da kapsayan bir AKP “özeleştirisi” kaleme aldı. Taşgetiren’in yazısını başlığını da çağrıştıran ‘Niçin oldu bu’ adlı yazısına “2015 genel seçim sonuçları AK Parti’yi sarstı. Yaklaşık yüzde 9 oy kaybının nedenleri araştırılıyor. Peki AK Parti neden oy kaybetti?” di ye sorarak başlayan Kılıçarslan, “AKP’nin ‘sosyal medya politikası ne idüğü belirsiz birtakım kifayetsizlerin eline bırakılır mı’ diye yazdım, küfür işittim” ifadelerini kullandı. Kılıçarslan, en sert eleştiriyi ise 17 Aralık sürecine gönderme yaparak “Partiden atılması gerekenler balkonlara çıkarıldığı için bu oldu” diye yazdı. Kılıçarslan, “Bakara makara diyerek açık ara AK Parti tabanının en nefret ettiği adam haline gelen, Meclis’teki oylamada verdiği o fotoğraf yüzünden partiyle ilişiğinin o gün kesilmesi iktiza eden adamların balkonlara çıkarılması sebebiyle oldu” diyerek Egemen Bağış’ı eleştirdi. 7 Haziran seçimleri öncesinde “AKP kendini toparlamazsa bir koalisyon ihtimali gözüküyor” diye yazan Abdulkadir Selvi’ye “terbiyesizlik ediyorsun” çıkışını yapan Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç de “Kaçmak yok! O koalisyon kurulacak” diye yazdı. Seçimlerden sonra ortaya çıkan sonucu, “AK Parti’ye ‘13 yıldır tek başına ülkeyi yönetiyorsun. İlelebet bu görevde kalamazsın. Başka partilere de kendilerini sınama imkânı tanımalısın. Dolayısıyla yeni bir seçime kadar kenarda beklemeyi sindirmelisin’ diyen seçmenin muhalefete de ‘koalisyon kurun’ diye seslendiğini, bu yüzden de erken seçim çağrısı yapılmayacağını, halkın direktifine uyulup o koalisyonun kurulacağını” diyerek yorumladı. lHaber Merkezi Kaçmak yok bangır bangır sizin seçim sürecinde yaptığınız konuşmalarınızı tekrar veriyordu. Tarafsız cumhurbaşkanı! Halkını seven, kucaklayan! Ne ırk, ne din, ne mezhep ne de inanç ayrımcılığı yapan! Bir sadaka toplumu yaratıp, bir torba kömüre, nohuta, bulgura oy toplayan... Dini siyasate araç eden, köktendinci terör örgütlerine göz kırpan, Suriye sınırımızı onlara açtığı iddia edilen... Halk ne dedi halk? Ben öyle başkancı sistem istemiyorum, parlamenter sisteme inanıyorum, sana yüzde 50 oy vermem eskisi gibi... Anayasayı çiğnetmem, çiğnedin, yetmezmiş gibi devletin olanaklarını AKP için kullandın, vergilerimi partin için harcatmam... Ötekileştirmeye, ayrımcılığa karşıyım! Bu ülkede demokrasi ve özgürlükler genişletilmiyor, daraltılıyor; bu sorunların içinde yer alan Kürt sorunu görmezden gelinip üstü örtülüyor... HHH Evet! Demokrasi ve Kürt sorunu! Halk hiçbir partiyi tek başına iktidar yapmadı... Haydi o zaman oturun masaya ve karar verin, gerçekleri görmezden gelmeyin. Çözüm, toplumun geniş kesimini yanınıza alarak olur! Böyle bir fırsat bir daha gelir mi bilemem! Geniş katılımlı bir “mutabakat”la mutlaka çözülür, demokrasimiz ve özgürlükler genişler. Çare koalisyon hükümetidir! Cumhurun başı artık yüzünü göstermeli... Tehdit, yıldırma, ötekileştirme, korkutma dönemi bitti... Türkiye bir demokratik, sosyal hukuk devletidir... Hiçbir parti tek başına iktidar olamadığına göre, gerçekleri görüp tüm siyasi partiler demokrasimiz ve özgürlükler için kolları sıvamalıdır... HHH Cumhurun başı Sevgili RTE... Elma dersem çık ayva dersem çıkma! Elma, dedim bile... Haydi çık ortaya, özledik seni, konuş... Güzel şeyler söyle hayata dair, çocuklara, gençlere, tüm insanlara... Cumhurun başısın sen! Bilmem uyanabildin mi başkanlık rüyasından! Uyanmadıysan uyan!... ‘Kadın bakanlığı kurulsun’ Kadın örgütleri yeni Meclis’ten AKP’nin yapmadıklarını bekliyor İKLİM ÖNGEL Erdoğan’ın başdanışmanı Binali Yıldırım, “Bölgede yaptıkları ortada” dedi eçimlerin ardından sessizliğini koruyan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan ilk tepki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı Binali Yıldırım’dan geldi. Yıldırım, “Bakın ülkede kardeşliği, birliği ve beraberliği bugünlerde telaffuz edenlerin bölgede yaptıkları ortadadır” ifadesini kullandı. Türkiye partisi olma iddiasının boş bir iddia olduğunu ileri süren Yıldırım, “Daha düne kadar binlerce insanın ölümüne neden olanlar ve hayatının kaybolmasına, terör belasından yerlerinden yurtlarından olmasına sebep olanların Saray’dan Demirtaş’a ağır suçlama S bugün ağızlarından bal damlıyor” dedi. Yıldırım, Facebook sayfasından yaptığı açıklamada şunları kaydetti: “Türkiye partisi olmak gibi bir iddianın peşine düşmüşler, geçmiş sicillerini unutup geleceğe yönelip kardeşlikten bahsediyorlar. İtirazımız yok ama samimiyet lazım. Samimiyet olmadıktan sonra ülkede kardeşlik iddiası da boş bir iddiadan öteye geçemez. Memleketin her köşesinde hizmetlerin izi var. Bakın ülkede kardeşliği, birliği ve beraberliği bugünlerde telaffuz edenlerin bölgede yaptıkları ortadadır.” eçim sonuçlarına göre kadın bedeni üzerinden siyaset yapan AKP tek başına iktidar olamayacak. Kadın örgütleri kadın vekil sayısını halen az bulmalarıyla birlikte 3 muhalefet partisinin kadın meselesini siyaset üstü görerek birlikte hareket etmesini bekliyor. Öncelikleriyse kadın bakanlığıyla kadın cinayetlerindeki “tahrik indirimi”nin Türk Ceza Yasası’ndan ayıklanması. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Canan Güllü, seçimin AKP’nin kadın cinselliği üzerinden yaptığı siyasete karşı alınmış bir zafer S olduğunu söyledi. Bu zaferin Meclis sandalyesine yansımadığını söyleyen Güllü, “İktidar değişimi iyi ancak bir devrim değil. Kadın ve Hatice Kapusuz kil oranı çok az. Bu nedenle de 2015 Türkiyesi’nin yüzkarası” yorumu yaptı. Yakın zamanda bir seçim daha yaşanma olasılığına dikkat çeken Güllü, “İlk olarak seçim yasasında değişiklik yapılmalı. Kadın cinayetlerinde tahrik ve iyi hal indirimine son verilmeli” dedi. Türk Kadınlar Birliği Başkanı Sema Kendirci, önceliği “kadınerkek eşitliğiyle kurulacak bir hükümette” kadın bakanlığının kurulmasına verdi. Meclis’e Gülsüm Kav giren kadın vekillere de “erkekleşmeyin” uyarısında bulundu. KA.DER Ankara Şube Başkanı Hatice Kapusuz, daha önce iktidara yakın sivil toplumla ilişkide bulunulduğuna dikkat çekerek “Kadın vekil sayısı yeterli olmamakla birlikte daha iyi bir süreç için fırsat olacaktır. Yeni Meclis’te kadını yalnızca şiddet üzerinden ele alan bir parlamento değil, her konunun kadın bakış açısıyla ele alındığı bir parlamento bekliyoruz” dedi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Başkanı Gülsüm Kav ise ilk değişikliğin “kadın cinayetlerindeki indirimin kalkması için ceza yasasında düzenleme yapılması” olduğunu kaydetti. Kav, taleplerini şöyle sıraladı: “Kadınların korunması yasası uygulanmalı. Kadın bakanlığı kurulmalı. Kadınlara yönelik bir olayda tüm siyasetçiler bu yönde açıklama yapmalı. Cinsiyet eşitliğini temel alan yeni anayasa hazırlanmalı.” l ANKARA/Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle