16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR SANAT 18 TASARIM: AYNUR ÇOLAK Çarşamba 10 Haziran 2015 Düşünce ve İfade Özgürlüğü raporu 20 yıldır verilen Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülleri bu akşam sahiplerine verilecek. Cumhuriyet’in yakın geçmişte yayımladığı Charlie Hebdo mizah eki, MİT TIR’ları haberi ve Musa Kart’ın çizgileri ile, Sarkis’in Venedik Bienali sergisinde yaşanan sansür olayı ve gazetemiz muhabiri Ahmet Şık’ın kitabıyla ilgili soruşturmanın da yayımlanan raporda adı geçiyor. ürkiye Yayıncılar Birliği’nin (TYB) geleneksel Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülleri, bu akşam İstanbul’da yapılacak bir törenle sahiplerini bulacak. Bu yıl 20’nci kez verilen ödüller, Alman Düşünce Kuruluşu Friedrich Ebert Vakfı katkılarıyla düzenlenirken, Türkiye’nin ‘Düşünce ve İfade Özgürlüğü Raporu’ da, bugün kamuoyu ile paylaşılıyor. Raporda, Cumhuriyet gazetesinin bu yılın Ocak ayında düşünce ve ifade özgürlüğü adına dayanışma için okurlara sunduğu ‘Charlie Hebdo’ mizah dergisi eki, ve bunun üzerine gazetemiz Dış Haberler Şefi Ceyda Karan ile Köşe Yazarı Hikmet Çetinkaya’ya yönelik başlatılan adli sürece ve beraberinde gazetede yaşanan dağıtımı engelleme ve ablukaya atıf yapılıyor. Haziran 20142015 tarihli raporda, gazetedeki MİT TIR’ları içerikli haberler veya 56. Venedik Bienali’nde Türkiye Pavyonu Sarkis sergisinin kataloğunun resmen sansürlenmesi haberlerine de ‘vaka’ bazlı göndermede bulunuluyor. Bu yılki raporda ayrıca, Cumhuriyet karikatüristi Musa Kart’a, 17 Aralık yolsuzluk operasyonlarını işleyen 1 Şubat 2014 tarihli karikatürü nedeniyle “Başbakana hakaret”, “iftira” ve “soruşturmanın gizliliğini ihlal” suçlamalarıyla 9 yıl 10 ay hapis istemiyle dava açıldığı da hatırlatılıyor. Raporda yine, gazetemiz muhabiri Ahmet Şık’ın, hakkında adli takibat yapılmış ‘Paralel Yürüdük Biz Bu Yollarda’ isimli kitabı üzerinden, çok çeşitli örneklere yer veriliyor. ‘Gezi Fenomeni’, ‘Yüzde On: Adil Düzenden Havuz Düzenine’ ve ‘Big Boss’ ya da ‘Hırsız vaaaar’ gibi kitaplara açılan davalar, soruşturmalar ve toplatmalarla birlikte, 2015 raporunda ayrıca, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ‘billboard’larında kimi kitap ilanlarının yer bulmaması, Mart ayında Yaşar Kemal’in adının Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerince bir kitaplığa verilememesi ve Penguen Dergisi’nin kapağını çizen Bahadır Baruter ve Özer Aydoğan için verilen hapis cezaları da gündeme getiriliyor. Leman mizah dergisinden Milli Eğitim Bakanlığı’nca yasaklanan kitaplara uzanan çok geniş bir listeyi barındıran bu yılki raporda ayrıca, Bianet 2014 Medya Gözlem Raporu üzerinden şu bilgi ve rakamlar 40 İstasyon M T MİT TIR’ları haberimiz sonrasında okurlarımızdan büyük destek aldık. ürkiye Yayıncılar Birliği’nin ‘Düşünce ve İfade Özgürlüğü Raporu’nu değerlendiren yazar Ragıp Zarakolu, yayıncılığın etik bir misyonu olduğunu belirterek “Yayınlama özgürlüğüne sahip çıkarak aynı zamanda tüm yurttaşların ifade, yazma ve okuma özgürlüklerini gerçekleştirmelerine olanak sağlamak ve sansüre asla başvurmamak biz yayıncılar için etik bir görev” dedi. Zarakolu, Cumhuriyet’e şunları söyledi: Uluslararası PEN’in 70. kongresine, “Şairleri de vururlar” başlıklı bir tebliğim ile katılmıştım, kendim gidemediğim için. Ermeni şairi Siamanto, Rupen Sevag ve diğer Ermeni yazar, yayıncı, gazeteci ve aydınlarla birlikte 1915 yılında katledildi. Türk şairi Sabahattin Ali’nin ensesine doğduğum yıl, yani 1949 yılında kurşun sıkıldı. Arkadaşım gazeteci Hrant Dink ise 2007 ocağında, aynı yöntemle, yani ensesine kurşun sıkılarak infaz edildi. Yayıncı ağabeyim Mehmet Ali Ermiş, 20 yıl sonra bir Türk mah Kelimelere özgürlük T Zarakolu, “Yayıncılık sadece bir ‘business’tan ibaret olamaz. Üyesi olduğumuz Uluslararası Yayıncılar Birliği’nin ilkesini benimsiyoruz: Etik bir misyona da sahiptir” diyor. Sosyalizm tabusu, Kürt kemesinde öldü. Kalp tabusu, Ermeni tabusu, krizi... Suçu: Nazım Pontos Tabusu, MilitaHikmet’in Yaşamak Güzel Şey Kardeşim adrizm tabusu, Cezasızlık lı kitabı. Ne garip haya/ Inpunity tabusu, 7.Aletı öven kitap yargılanırvilik tabusu, Irak Kürdisken ölmek. Başka bir tanı tabusu, PKK tabusu, suçu daha vardı: klasik Kayıplar ve yargısız inbir Kürt destanını yafazlar tabusu. Sorunlar yınlamak. Dahası var: devam etse de bu tabuRagıp Zarakolu Maksim Gorki’yi, hatların hemen hepsi kırılta hatta Lenin’in seçme yazılarıdı. Ama iki önemli tabu olan cinnı çıkarmak... sellik ve din tabusu devam ediyor. Kenan Evren’in askeri diktaTüm yaşadığımız sıkıntılara kartörlüğü sırasında bir yayıncı arşın, yürüttüğümüz sivil itaatsizkadaşım daha öldü, askerlerce lik ile devleti düşünce özgürlüğüvahşice dövülerek: İlhan Erdost. nün alanını genişletmek zorunda Ağabeyi Muzaffer, Marx, Engels bıraktığımız için mutluyuz. Hiçbir ve Lenin’in yayıncısıydı, o ise şey bedel ödemeden kazanılmıyor. Darwin’in, Newton’un, Einstein’in. Türkiye Yayıncılar Birliği olaBirlikte linç edildiler. Muzafrak, 1995 yılından beri yılda bir fer sağ kaldı ama İlhan öldü. Ben kez Yayınlama Özgürlüğü Rapoeşimle birlikte sağ kaldım ama 40 ru hazırlıyor ve kamuoyuna açıkkitabımız yasaklandı ve yargılanlıyoruz. Ve her yıl bir yazar, bir dı 35 yılda. Kimler mi? Hangi koyayıncı ve bir kitapçıya Düşünnular mı? Başlıca tabu konular: ce ve İfade Özgürlüğü Ödülü ve da paylaşılıyor: l 2013’te 59 gazeteci ve 23 dağıtımcı hapisteyken, 2014’te hapisteki gazeteci sayısı 22’ye, dağıtımcı sayısı 10’a düştü. 22 gazetecinin 14’ü ve tüm dağıtımcılar Kürt medyasından. l 2014’te 339 gazeteci, yazar ve medya çalışanı işten atıldı veya istifaya zorlandı. Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Basın Özgürlüğü Sıralaması’nda 180 ülke içerisinde beş sıra gerileyip 149. sırada yer aldı, temel özgürlükler bakımdan “yarı özgür” sayıldı. l Hemen her konuda sıcağı sıcağına konan haber yasaklarıyla belli başlı gündem maddeleriyle ilgili ana akım medyadan haber almak hayli zorlaştı. Geçtiğimiz dönemde alınan mahkeme kararlarıyla Bingöl suikastı, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması, IŞİD’in Musul Başkonsolosluğu baskını, Böcek soruşturması, Soma faciası, Reyhanlı saldırısı, Suriye kayıtları, Adana’da MİT TIR’larına yapılan baskın, Şike soruşturması, Uludere olayı, Aktütün saldırısı, Hakkâri Yüksekova’da 25 Ekim 2014’te 3 askerin şehit edilmesi, Irak ve Suriye’deki çatışmalara Türkiye’den yapılan yasadışı yardımlar, askeri casusluk davasının da aralarında bulunduğu çok sayıda konu başlığına yayın yasağı getirildi. l Twitter’ın Şeffaflık Raporları’na göre, 2014’te en çok içerik kaldırma talebinde bulunan ülke Türkiye oldu. TemmuzAralık döneminde dünya genelinde yapılan toplam 1982 içerik kaldırma talebinin 1820’si Türkiye’den geldi. Türkiye’de talep üzerine gizlenen Twitter hesabı sayısı 62 oldu. Türkiye OcakHaziran arasında 304 hesap ile ilgili 183 tweet sildirme talebiyle yine 1. sırada yer almış, ayrıca 17 hesap askıya alınmıştı. Yılın iki yarısında Türkiye’den tweet sildirme taleplerinde büyük artış dikkat çekti. l Facebook da 2014’te Türkiye’den gelen sansür taleplerini uygulamayı sürdürdü. Facebook Şeffaflık Raporu’na göre 2014’te Türkiye içerik kaldırmada dünya ikincisi oldu, 5 bin 517 içerik engellendi veya erişimleri kısıtlandı. 2014 yılının Temmuz Twitter’da sansür lideri Aralık döneminde 3 bin 624 içerik, OcakHaziran döneminde ise bin 893 içerik kaldırılmıştı. İkinci yarı yılda Facebook’un talep üzerine erişime engellediği içerik sayısındaki artış oranı yüzde 91.4’ü buldu. Türkiye’nin hükümet başta olmak üzere resmi kanallarla Facebook’tan istediği bilgi sayısı 318, bu taleplerin ilgilendiren hesap/ kullanıcı sayısı ise 527 oldu. l Gezi Parkı Direnişi ve AKP ile ilgili yolsuzluk haberlerini takip eden dönemde Türkiye’de internet yasakları zirveye ulaştı. 8 Mayıs 2015 tarihli Engelli Web’in verilerine göre, 2006’da sadece 4 siteye erişim engellenmişken, 2013’te bu sayı 19 bin 689 oldu. Son 9 yılda yasaklanan internet sitesi sayısı 78.500’e dayandı. 2015’te bu sayının yüz binleri bulması bekleniyor. 2015’te 8 Mayıs 2015 itibariyle engellenen içerik sayısı 7231. Erişim engellemelerinin yaklaşık yüzde 93,5’i Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından, yüzde 3.3’ü (2 bin 139) mahkeme kararlarıyla, yüzde 1.4’ü ise savcılık kararıyla yapıldı. l Kültür Servisi Gezi, internette etkili uammer Yanmaz’ın yaşamında 40 rakamının ayrı bir yeri olmuş. Bir fotoğraf sanatçısı olarak 40 rakamı ile simgelenen projeler yapmış. Bu kırklı projelerine bakınca çalışmalarının odağında hep insanın olduğu anlaşılıyor. 40 sinema yönetmenini, 40 tiyatro sanatçısını, doğumlarından başlayarak hayatlarının dönüm noktalarına dek 40 çocuğu çekmiş. Yıllardır sürdürdüğü ve şimdi kitaplaşmış olan projesi “40 İstasyon”un konusu da tahmin edilebileceği gibi istasyonlar değil yine insanlar. “40 İstasyon” (Som Yay.) kitabının tanıtım toplantısı geçen hafta İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nde yapıldı. Kitabı görünce adını Muammer Yanmaz’ın “40” takıntısından aldığını, işin çok daha büyük olduğunu anlıyorsunuz. On yıldan fazla bir süreyi kapsayan, yine kırklardan oluşan üç ayrı proje söz konusu, yani 120 istasyon var. 2001’de fikir olarak filiz veren proje 2002 yılında biçimlenmeye başlamış ve Muammer Yanmaz proje kapsamında deklanşöre 2003’te Paris’te basmaya başlamış. “40 İstasyon” projesinin amacı “Türkiye dışında yaşayan Türkiyeli insanları belgelemek”. Paris, New York ve Londra’da yaşamlarını sürdüren Türkiyeliler bunlar. Aralarında hemen aklımıza gelecek olanlar da var, ilk kez ismine rastladıklarımız da... Ama hepsi alanlarında başarılı olmuş yaşadıkları şehirde de, Türkiye’de de bilinen adlar. Paris’ten Komet, Güzin Dino, Kenize Mourad, Talip Özkan, Nedim Gürsel, New York’tan Burhan Doğançay, Peter Hristoff, Şirin Devrim, İlhan Erşahin, Mehmet Öz, Londra’dan Hüseyin Çağlayan, Emre Aracı, Hüseyin Özer ve Moris Farhi gibi farklı bilim ve sanat alanlarından insanlar poz vermiş metro istasyonlarında. Muammer Yanmaz’a metro istasyonlarında poz veren bu insanların vatanlarını terk edip başka bir ülkede, baş ka bir şehirde yaşamayı seçmelerinin hepsi en az bir romana konu olabilecek öyküleri olduğu kesin. Yeni bir yaşam kurmak, mesleğinde, sanatında gelişmek, belki de bir insanın, aşkın izini sürmek için oralar gidenler olduğu gibi vatanından sürülenler, gitmeye mecbur edilenler hatta vatandaşlıktan atılıp kapılar yüzlerine tamamen kapatılanlar da var. Her fotoğraf hüzünlü ya da umutlu başka bir öykü anlatıyor. Bu tip çok insanlı, çok mekânlı projeler heyecan verici hoş işler olmasına rağmen gerçekleştirmesi pek de kolay değildir. Üstelik kendi şehrinizin, ülkenizin dışında pek de hâkim olmadığınız alanlarda gerçekleştiriliyorsa. Örneğin Londra’da Türkiye kökenli 40 bilim, sanat ya da iş dünyasında başarılı olmuş kişiyi bulmak, fotoğraflamak kolayca akıl edilebilecek iyi bir fikirdir ama o kırk kişiyi tespit etmek, onlarla bağlantı kurup uygun zamanda buluşup fotoğraflarını çekmek pek de kolay değildir. Hele o şehirde sürekli yaşamıyorsanız, zamanınız kısıtlı ise. Bu işin organize edilmesinde Muammer Yanmaz’a projeyi birlikte düşündükleri Selen Akçalı destek olmuş. Kitapta projenin gerçekleştirilişinin hoş bir öyküsü de var. Yaşanan zorluklardan ise pek söz etmemişler. On yıldan fazla süren proje çeşitli aşamalarda sergilenmiş. “40 İstasyon Paris” sergisini İstanbul’da gördüğümü hatırlıyorum. New York ve Londra aşamaları segilendi mi bilmiyorum. Ama bir fotoğrafın kitapta yer alması ile sergilenmesinin farklı etkiler yarattığını söylemeliyim. Tabii fotoğrafa her bakan da farklı şeyler görür. “40 İstasyon” kitabındaki şair ve fotoğraf sanatçısı Merih Akoğul’un yazısı Muammer Yanmaz’ın çalışmalarının sanatsal değerini ortaya koymakla kalmıyor, estetik bakışın nasıl olması gerektiğini de örnekliyor. Fotoğrafın böyle farklı işlevleri var. Bir yanıyla sanat bir yanıyla belge, hatta hatıra. Facebook’ta zirve Çağdaş sanatçı Jülide Mardin New York’ta sergi açtı sanatçı Jülide (Juce babasını, ardından annesiÇağdaş lie) Mardin, ABD’nin New ni kaybetmesiyle her zaman taYork kentinde yapılan “Bushwick Açık Stüdyolar” sanat festivali kapsamında New York’un Bushwick’te bulunan stüdyosunda “Yeni Eski Çalışmalar, Değiştirilmiş Kataloglar ve Paket Açma” adlı sergi açtı. Grammy Ödüllü Türk müzik yapımcısı Arif Mardin’in kızı Jülide Mardin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, önşınmaya mahkum olmasından olumsuz etkilediğini belirtti. Mardin, böylece sergi kataloglarını keserek farklı bir forma dönüştürüp yeni eserler yapmaya başladığını ifade etti. Sergisindeki eserleriyle, şiddet ve savaş kadar bürokrasiyi de eleştirdiğini ifade eden Mardin, stüdyosunda fotoğraf, kolaj, küçük heykeller ve video yerleştirme sanatını sergiledi. l Kültür Servisi riyoruz. Yayıncılık sadece bir “business”tan ibaret olamaz. Üyesi olduğumuz Uluslararası Yayıncılar Birliği’nin ilkesini benimsiyoruz: Yayıncılık “business” olmanın yanında, etik misyona da sahiptir. Bu da yayımlama özgürlüğüne sahip çıkarak aynı zamanda tüm yurttaşların ifade, yazma ve okuma özgürlüklerini gerçekleştirmelerine olanak sağlamak ve sansüre asla başvurmamak biz yayıncılar için etik bir görev. Yani yayımlama özgürlüğünün stratejik bir önemi var, düşünce, yazma ve okuma özgürlüğünün hayata geçmesi bakımından. ‘Yaşamaya Dair’ devam ediyor Dostlar Tiyatrosu’nun, “Yaşamaya Dair – Bursa Cezaevi’nden Mektuplar”ı İstanbullu tiyatro severlerle buluşmaya devam ediyor. Usta oyuncu Genco Erkal’a, sahnede Tülay Günal’ın eşlik ettiği oyun 12 1314 Haziran saat 21.00’de, Ali Paşa Hanı’nda izleyicisiyle buluşuyor. Baraj patladı, çöktü Artık hayal etmekten bile korkan bir ruh haline mahkum olmuştu bu biat ülkesi. Şükürler olsun, bu günü görmek de varmış. Gördük ya. Hayal et, hayal et yeter! Arkası gelir. Baraj patladı ve çöktü... Bu deli su durmaz artık. “Yeni Türkiye” tiranın değil senin ülken olacak, herkesin ülkesi olacak. Imagine! Hayal et yeter! Gezi’nin masum hayali gibi. Aynen... C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle