15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 10 Haziran 2015 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK haber 11 Üniversitelilerden Dündar’a destek skişehir Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi öğrencileri fakültenin önünde gazetemize ve genel yayın yönetmenimiz Can Dündar’a destek eylemi yaptı. Öğrenciler Türkiye’deki tutuklu gazeteci sayısının üst sıralarda olduğunu vurguladı. Basın açıklaması yapan öğrenciler açıklamada, “Ülkemiz tarihi boyunca basın, bu zorluklarla hep mücadele etmiştir fakat bu durum artık karşı konulamaz bir hale gelmiştir. Tüm E halkı ilgilendiren gerçeklerin devlet sırrı adı altında gizlenmeye çalışılması ve işini yapan gazetecilere tehditler savrulması, akabinde susturulmaları tarihte ilk kez rastladığımız bir şey değildir. Baskı ve sansüre artık yeter demenin vakti geldi de geçiyor. Basın ve ifade özgürlüğünün gerekliliğini yerine getirerek gazetecilik başarısı gösteren Can Dündar’ın yanında olduğumuzu belirtmek isteriz” dedi. l CAN HACIOĞLU/ESKİŞEHİR Üniversiteliler: “Sadece hükümeti destekleyen gazetecilerin rahatça konuşabilmesi ve akredite çılgınlığı, biz gazeteci adaylarını da geleceğe yönelik endişelendiriyor.” Savcı Balyoz’da 7 sanık için beraate itiraz etti Sanıklar arasında emekil Orgeneral Çetin Doğan da var CANAN COŞKUN nayasa Mahkemesi’nin (AYM) hak ihlali kararı vermesinin ardından başlayan yeniden yargılama sürecinde beraat eden emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın da aralarında bulunduğu 7 sanık hakkındaki beraat kararına itiraz edildi. Savcılık, Yargıtay Ceza Dairesi Başkanlığı’na sunulmak üzere davanın görüldüğü İstanbul Anadolu 4’ün A cü Ağır Ceza Mahkemesi’ne verilen dilekçede, Doğan’ın da arasında bulunduğu 7 asker hakkında verilen beraat kararının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtildi. Savcılık, eski MHP milletvekili Engin Alan ile 2015 genel seçimlerinde İstanbul’dan milletvekili seçilen Dursun Çiçek’in de aralarında bulunduğu diğer askerler yönünden ise temyiz incelemesi talebinde bulunulmayacağını kaydetti. Dilekçede, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın 1. Ordu Komutanlığı’na rutin seminer planı kapsamında “Egemen” planının uygulanması yönünde talimat vermesine karşın Çetin Doğan’ın güncel olmamasına ve o tarih itibarıyla tehlike arz etmesine rağmen irticai başlığı altında olasılığı en yüksek senaryonun oynanması yönünde hazırlık yaptığı ve yaptırdığı iddia edildi. Doğan’ın açık emre karşın olasılığı en yüksek senaryoda ısrar ettiği savunuldu. Emekli Tümgeneral Behzat Balta, emekli Tuğgeneral Mehmet Kaya Varol, emekli Tümgeneral İhsan Balabanlı, emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın, emekli Albay Erdal Akyazan ve emekli Kurmay Albay Emin Küçükkılıç’ın da plan seminerindeki konuşmalarının içeriği itibarıyla Doğan’ın konuşmasına paralellik arz ettiği ve benzer mahiyette olduğu belirtildi. l İSTANBUL DOĞAN LİDER İDDİASI Çetin Doğan’ın oluşturulan yapılanmanın lideri olduğu, bununla ilgili emirler verdiği ve bu doğrultuda görevlendirmelerin yapıldığı öne sürüldü. Tanık olarak ifade verecekti UMUT İÇİN BEKLİYORLAR 2 GÜN ÖNCE SAĞLIKLIYDI İki gün önce 7 Haziran seçimi için İstanbul’da Yeniköy İlkokulu’nda oy kullanan Tansu Çiller, 5 günlük sağlık raporu sundu. (DHA) Çiller’den 28 Şubat raporu Şubat sürecinde, hükümeti devirmeye teşebbüs ettikleri iddiasıyla 103 kişi hakkında açılan davanın 77. duruşması başladı. Tanık sıfatı ile ifade vermesi için kendisine çağrı kâğıdı çıkarılan Tansu Çiller, mahkemeye sağlık raporu sundu. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Çetin Doğan ve Çevik Bir başta olmak üzere çok sayıda sanık katılıyor. Dönemin ana muhalefet partisi başkanı ve başbakan yardımcısı Tansu Çiller, mahkemeye 5 günlük sağlık raporu sundu. Bu nedenle Çiller’in ifadesi alınamadı. Duruşma başladıktan sonra sanıklardan Abdullah Kılıçaslan söz alarak, 28 Şubat davası iddianamesinin “paralel yapı savcıları” tarafından yazıldığını ileri sürdü, iddianamenin bazı bölümlerinin çıkarılmasını istedi. l ANKARA/Cumhuriyet uriye’nin Haseke kentine bağlı Rasulayn bölgesindeS ki çatışmalardan kaçan bir grup Suriyeli, Türkiye sınırına geldi. Bölgede bazı Kürt gruplar ile terör örgütü IŞİD arasındaki çatışmalar sürüyor. Çatışmaların şiddetlenmesi üzerine Akçakale ilçesine bağlı Zenginova Mahallesi sınır hattına gelen Suriyeliler, tel örgülerin önünde bekle meye başladı. Önceki sınır hattında bekleyen Suriyelilerin geri döndüğü bir grubun ise tekrar sınır hattına geldiği görüldü. Güvenlik güçlerinin ülkeye geçmelerine izin vermemesi nedeniyle Suriyelilerin sınır hattındaki bekleyişi sürüyor. Bu arada Rasulayn bölgesinin uçaklarla bombalanması sürüyor. l ŞANLIURFA/AA KP iktidarı, içte ve dışta karşıtlık yaratma temelinde siyaset üreten bir dönem olarak anılacak. Öyle ki tam olarak kendine benzetemediği her devlet kurumunun hemen yanına benzerini koydu. İnsani yardım kuruluşunda bile bunu yaptı. Toplumda yarattığı karşıtlık ise önümüzdeki dönemin en önemli restorasyon konularından biri. İnançlara dayalı farklılıklardan mesleklere yönelik çatışmalara kadar gerilmedik yanımız kalmadı. Erdoğan, bu yöntemi özellikle kendi tabanını bir arada tutmak için çok sık kullandı. Gezi Direnişi sırasında söylediği, “ben evdeki yüzde 50’yi zor tutuyorum” sözü takındığı tutumun tek cümleye indirgenmiş anlatımlarından biriydi. Cumhurbaşkanlığına başbakanlıktan geçen Özal ve Demirel’in siyasi yaşamı “cumhurbaşkanlığı öncesi ve Köşk süreci” diye ikiye ayrılır. Zira o koltuğa oturan devletin başında olduğunu, tüm Türkiye’yi temsil ettiğini hep göz önünde tutar. Erdoğan ise tam tersini yaptı. Eline geçen gücün daha yükseğini düşünüp bunu tek adam yönetimine, yani başkanlık sistemine çevirmek istedi. HHH Bir kez daha vurgulamak gerekirse, 7 Haziran genel seçiminin en önemli sonucu, Erdoğan’ın AKP’yi arkasına alıp Türkiye’yi sürüklediği bu belirsizlikten kurtarmasıdır. Erdoğan’ın tek adam olma hevesi sandığa gömülmüştür. Halkımız bu kez sarraf terazisinde sağduyu tartıp, 4 partiyi birbirine muhtaç hale getirmiştir. AKP’ye “Yok öyle tek başına iş pişirmek, bu kadarı yeter” demiştir. CHP’ye, “Bize, hedeflerini, vaatlerini tek başına gerçekleştirecek ölçüde güven vermedin” demiştir. HDP’ye, “Türkiye partisi olma hedefini önemsiyorum” demiştir. MHP’ye, “HDP ile milletvekili sayını eşitledik, siz kardeşsiniz” demiştir. Parlamentoya, “Kurumsal kimliğine sahip çık. Anahtarı tekrar sana veriyorum, ona buna kaptırma” demiştir. Tüm siyaset üreten kişilere de “Artık kutuplaşmadan kucaklaşmaya geçin. Her biriniz birbirinizle varsınız. Ötekileştirmeyi de bir tarafa bırakın” demiştir. HHH Bütün bunlardan sonra şunu söyleyebiliriz: Gerçek çözüm sürecini halk başlatmıştır. AKP, iktirada gelişinin ilk yıllarında her şeye demokrasi ve özgürlükler perceresinden baktığı izlenimini vermiştir. Gerçekte ise ülkenin tüm sorunlarını çözmek değil, kullanmak için siyaset üretmiştir. Pek çok konudaki görüşü, “seçimden önce ve seçimden sonra” olmak üzere ikiye ayrılıyordu. Halk şimdi parlamentoya soktuğu 4 partiden çözüm beklemektedir. İktidarını “korku imparatorluğu” kurarak pekiştirmeye girişen AKP, bu kez “ben yoksam kaos olur” korkusunu yerleştirmeye çalışıyor. Bu durum her şeyden önce AKP’nin demokrasiye inançsızlığının göstergesidir. AKP’siz bir iktidar Türkiye’nin dengelerini yeniden rayına oturtacaktır. İlk bakışta çileli ve zor gibi görünen bu yola girmemenin sorumluluğu, girmekten daha büyüktür. Zira çok daha zorunu halk başarmıştır; ülkeyi diktatörlüğe giden yoldan çevirmiştir. Devamını getirmek siyasetin görevidir. Siyasi partiler sadece yaptıklarından değil, yapmadıklarından da sorumludur. Kutuplaşmadan kucaklaşmaya... A 28 Askeri uzmanlar: Kurulacak üs Türkiye’nin değil ABD ve Batı’nın yararına olacak SERTAÇ EŞ Türkiye Katar’a üs kuruyor ürkiye Cumhuriyeti, tarihinde ilk kez yurtdışında bir askeri üs kurma kararı aldı. Genel seçim sonuçlarının tartışıldığı dönemde sessiz sedasız Resmi Gazete’de yayımlanan karar uyarınca Katar’a kara, hava ve özel kuvvet birliklerinin bulunduğu tugay düzeyinde bir üs kurulacak. Askeri uzmanlar ise kurulacak üssün Türkiye’nin değil ABD ve Batı’nın yararına olacağına, Kürecik Radar Üssü’nün ardından ikinci kez İran’la kar T ‘ABD’NiN YÜKÜNÜ PAYLAŞIYORUZ’ Askeri uzmanlar, “ABD’nin stratejik hedefleri çin Türkiye alt yüklenici konumuna getirilyor. Türkiye’ye getireceği İran’la ilişkilerin düşmanlık düzeyine yükselmesi ve İsrail’in üzerindeki tehdidin azalması olacaktır” dedi. şı karşıya gelineceğine dikkat çekti. Türkiye’nin Basra Körfezi’ne üs kurma kararını değerlendiren emekli Tuğgeneral Ali Er, “Bu üs ülkemizin bir ihtiyacından kaynaklanmıyor. Türkiye’nin körfez ülkeleriyle eğitimişbirliği anlaşmaları var, bu başka bir konu” dedi. Kamuoyuna yansıdığı şekliyle savunma sanayisini geliştirmek için üs kurulamayacağını söyleyen Er, “Üs operatif bir faaliyeti kapsar. Katar’da stratejik üs kurmak, Türkiye’nin gücünün üzerinde olur. Oradaki güç odakları ABD’nin bölge komutanlığının harekât alanıdır. Obama’nın son yayımlanan güvenlik stratejisinde, Güney Çin Denizi’ndeki Çin’in faaliyetlerine engel olmayı birinci öncelik olarak yer alıyor. Eski savunma bakanları Panetta, ‘Abileriniz Ortadoğu’da savaştı, sizin harekât alanınız Güney Pasifik olacak’ dedi” değerlendirmesini yaptı. ABD’nin isteği Eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin de üssün, bü yük ölçüde ABD’nin isteği üzerine kurulduğunu söyledi. Üssün aynı zamanda Katar için güvence olacağını belirten Pekin, “Türkiye, o bölgede körfezin işlerine karışacak. İran’a karşı Katar’ı savunma, ABD’nin bazı görevlerini kendi üzerimize almak gibi olacak” dedi. Pekin, üssün Türkiye’den çok ABD ve Batı’nın menfaatına olduğunu, “Türkiye’nin getirdiği kadar gücü, ABD bölgeden çekecektir. ABD’nin yükünün bir kısmını Türkiye üzerine alıyor” diye konuştu. l ANKARA C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle