23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 31 Mayıs 2015 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY haber 7 ‘Derdimiz bayrakla değil sistemle’ ÖZGÜR MUMCU etroyla Kazlıçeşme’ye giderken vagon, haliyle HDP mitingine gidenlerle dolu. Kürt siyasi hareketinden gelenlerle yeni seçmenler bir arada. Birlikte slogan atıyorlar ve belli ki dillerinde bir ortaklaşma sağlanmış. “Seni başkan yaptırmayacağız” en popüler olanı. Miting alanı dolu. Bayrak çeşitliliği ilk anda göze çarpıyor. Türk bayrağının yanında Öcalan resmini, Galatasaray flamasının yanında parti bileşenlerinin bayraklarını görmek mümkün. Kazlıçeşme’de daha evvel görmediğim kadar büyük bir kalabalık var. Zaman geçtikçe yeni katılanlarla meydan tamamen doluyor. Bir süre sonra miting alanının etrafında da hatırı sayılır bir kalabalık yerini alıyor. İstanbul milletvekili adayları çıkıyor önce sahneye. Ardından Altan Tan ve Celal Doğan konuşuyor. Kalabalığı ise Aynur Doğan’dan fazla hareketlendirmeyi bir tek Selahattin Demirtaş başarıyor. Konuştukça önlere doğru bir baskı oluyor. Bariyerleri aşıp kürsüye yaklaşmak isteyen çok. Ancak bir şekilde izdiham engelleniyor. Demirtaş’ın konuşmasında da diğer konuşmalarda da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı büyük bir tepki var. Daha doğru onun isminin her anıldığında izleyen kitlede. Kobani ve IŞİD de belli ki diğer hassas sinir noktaları. Fotoğraf: CAN EROK M Cumhuriyet çıplak kralı kızdırdı umhuriyet’in, “gizlenen”, aslında uzun süredir içlerinde nelerin gizli olduğunu hemen herkesin tahmin ettiği; arayan savcıların tutuklandığı MİT TIR’ları ile ilgili gerçeği kanıtlaması, iktidarda, iktidar medyasında öfkeye neden oldu. Neyi, neden, kimden gizliyorsunuz ki? Can Dündar sordu; “Neyi kimden gizliyorsunuz; halktan mı? MİT’ten mi, yoksa IŞİD’den mi?” MİT herhalde adına “MİT TIR’ları” dendiğine göre içlerinde ne olduğunu biliyordur TIR’ların. Eh, el hak IŞİD ya da hangi “muteber teşkilatsa” o da bilgi sahibidir; bakmıştır gelen mühimmata. Kim kaldı geride? Halk mı? Halktan gizliyorsanız, bileceksiniz ki gazeteciliğin tanımında olmazsa olmaz bir ilke var: Hiçbir gerekçe halkın haber alma hakkının önüne geçemez. “Ama işte devletlerin gizli işleri olur” mu diyorsunuz? O sizin sorununuz, halkın ya da gazetecinin değil. HHH Şu “gizli iş” meselesine şöyle bir yakından bakalım mı? İktidar sahipleri, devletin kurum ve kuruluşlarını ele geçirdiklerinde uzun uğraşlar sonucu bir parça kazanılmış olan, adına “temsili demokrasi” denilen formu bile fazla bulur, yasaklara sığınırlar. O yasak, bu yasak, toplanmak yasak, yürümek yasak, sendika yasak, fikir yasak, örgütlenmek yasak, grev yasak... O zaman yasaklara boyun eğmeyenler bu yasakları aşmanın demokratik yollarını ararlar. İstekleri meşrudur çünkü. Tarih boyu da böyle yaptılar. “Aman Franko’yu, Salazar’ı, Hitler’i, Pinochet’yi kızdırmayalım” demediler; halkın hakkını, hukukunu savundular. Sizin “casusluk”, gizli iş dediğiniz bu mu? Bu gizli iş değildir. Halktan gizli değildir çünkü. HHH Sizin işleriniz ise halktan gizli. O nedenle de halka haber verilmesi gerekiyor. Halkın bilmesinin yolunu bulmak gerekiyor. Şimdi mahkemeler haberin, fotoğrafların yayımını yasakladı. İnternet siteleri bu habere yer veremeyecekler. Peki, gizli kalacak mı? Hayır. O haberler, fotoğraflar artık halkın elinde, gözünde, kulağındadır. Yapacağınız tek bir şey kaldı yalnızca. Fotoğrafların, haberin yalan, kurgu, uydurma ya da her zaman iddia ettiğiniz gibi fotomontaj olduğunu kanıtlamak. Sizden beklenen budur. Bunu yapabilir misiniz? Gerçeğin gerçek olmadığını kanıtlayabilir misiniz? “Ya da gizlilik devletin hakkıdır, bu hakkın çiğnenmesine izin vermeyeceğiz” mi diyeceksiniz! Öyleyse biz buna itiraz edeceğiz; gazetecilikten vazgeçmedikçe de sizin bu savınızı kabul edemeyiz. Mahkemelerden birisi “gerçek olmayan fotoğraflardan, gerçeği yansıtmayan haberden” söz ediyor; bu “gerçek olmayan haberin, fotoğrafların” yayımını yasaklıyor. Diğeri ise ise bu “gerçek olmayan fotoğrafların orijinallerini” istiyor. İşte fotoğraflar orada, internet sitesinin, sitelerinin yasakladığınız haberlerinde duruyor. Kaldırın yasağı, hep birlikte bir kez daha bakalım o fotoğraflara; orijinal midir, değil midir anlayalım. HHH Cumhuriyet gazetesi gazeteciliğin gereğini yaptı. Gerçeği kanıtladı. Gizlediklerinizi ortaya çıkardı. Ve size kötü bir haber verelim; gerçek bir kere ortaya çıktı mı bir daha gizlenemez. Çağımızın denetleyemediğiniz teknolojisi size ihanet etti. Ne yapsanız boş artık. Bu arada haberi değil kaynağını merak eden “gazetecilere, pek âlim akademisyen yazarlara” öteki gazetecilik ilkesini hatırlatmakta yarar var mı, işe yarar mı bilemiyorum: Kardeşler, kaynağı boş verin, komplo teorilerini bırakın, habere bakın; gerçek mi değil mi onu arayın, araştırın; gazetecilikte kaynak açıklanmaz, haber açıklanır, haber sorgulanır. Bilmem bildiniz, hatırlayabildiniz mi? C İstanbul’da on binlerce kişinin katıldığı HDP mitingi, bayrak çeşitliliğiyle de dikkat çekt. (Fotoğraf: CAN EROK) İzdihama önlem ‘HDP’sİz BİR MEcLİs GRİ RENKTE OLUR’ Kazlıçeşme’de konuşan Demirtaş: İstanbul ayağa kalkmışsa, ‘ben varım’ demişse yıkılmıştır o baraj CANAN COŞKUN DP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş partisinin İstanbul Kazlıçeşme’de düzenlediği “Büyük İnsanlık” mitinginde İstanbul’un fethi etkinliklerine değinerek, “Şu saatlerde Yenikapı’da kardeşlerimiz toplanıyor. Yenikapı’da bir araya gelecek halk bizim düşmanız değil. Beraber yaşayacağız. Bunu unutmadan siyaset yapacağız. Buna layık bir yaşamı inşa edeceğiz” dedi. HDP, Zeytinburnu’ndaki Kazlıçeşme Meydanı’nda “Büyük İnsanlık” isimli miting gerçekleştirdi. HDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, İstanbul milletvekili Levent Tüzel ve İstanbul milletvekili adaylarının da katıldığı mitinge on binler aktı. Mitingde Aynur Doğan, Hakan Vreskala ve Zelal Gökçe de konser verdi. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş eşi Başak Demirtaş ile katıldı. Mitingte konuşan Demirtaş, 7 Haziran seçimlerinin sadece HDP’nin barajı aşıp aşmayacağı mevzusu ve seçimi olmadığını vurgulayarak, “Toplumda biriktirdikleri kin, öfke ve düşmanca duyguların yok edileceği hep birlikte birbirimizden korkmadan, birbirimizi inkâr etmeden, devletten korkmadan hep birlikte barışı yaratacağımız bir seçimdir” dedi. Demirtaş, çirkin bir politikayla Türkiye’nin kutuplaştırıldığını kaydederek, “Bu meydanda çarşaflısı, başörtülüsü, sakallısıyla, yaşam tarzıyla Müslüman kardeşlerim var. Genciyle yaşlısıyla her dinden kimlikten insan var. Bu şekilde yaşamak hiç de zor değilmiş. Birbirimizden nefretle, kinle söz etmeden, müdahale etmeden nefret etmeden, birbirimizin yaşam hakkına sahip çıkarak çoğulcu demokrasiye sahip çıkacağız” dedi. Demirtaş, “7 Haziran akşamı bütün barışseverlere zafer armağan etmek istiyoruz. İstanbul ayağa kalkmışsa, ‘ben varım’ demişse yıkılmıştır o baraj. IŞİD barbarlığının bütün insanlığı tehdit ettiği dönemde bizler bütün kimlik ve inançlarımızla parlamentoda olursak o parlamento artık savaş kararı alamayacak” dedi. Demirtaş HDP’siz bir parlamentonun tek renk, gri ve karamsar olacağını dile getire H Eş Genel Başkan Figen Yüksekdağ, Ankara’da Kolej Meydanı’ndan HDP’lilere seslendi. (AA) Ankara’daki mitingde konuşan Yüksekdağ ‘TIR’larla IŞİD’i beslediler’ Selahattin Demirtaş MAHMUT LICALI Özgür Mumcu Kazlıçeşme’deydi. ‘Kutuplaştırdılar...’ Demirtaş kutuplaşmaya karşı renkliliği, çoğulculuğu ön plana çıkaran kısa bir konuşma yaptı. “Birbirimizin yaşam tarzına sahip çıkarak, çoğulcu bir demokrasi kuracağız” taahhüdünde bulundu. Değişim, ezilenleri Meclis’e taşıma ve bütün anneler için barış vaat etti. “Yaşatılan kâbusu rüyaya çevirmek için” oy isteyerek konuşmasını bitirdiğinde artık bariyerleri atlamanın yolunu bulan birkaç gencin hızla kürsüye doğru koşması dikkat çekiciydi. Belki de alandaki bir pankart vaziyeti özetliyor. Bir Türk bayrağının yanındaki pankartta “Derdimiz bayrakla değil sistemle” yazıyor. Çoğulculuk vurgusu rek, “Ama HDP’nin olması parlamentoda güllerin açması demektir. Yaşadıklarımız birer kâbus olabilir. Bize dayatılan şey bir kâbus olabilir. Ama 7 Haziran’da HDP barajı aşmışsa kâbus ortadan kalkacak, hayallerimiz, rüyalarımız gerçek olacak” diye konuştu. Demirtaş, yeni anayasa yapacaklarını da ifade ederek “Kenan Evren’in başımıza bela ettiği AKP’nin arkasına sığındığı bu anayasayı ortadan kaldırıp gıcır gıcır bir anayasa yapacağız. Kenan Evren gitti anayasasını da arkadan göndermeye evet diyor musunuz” diye sordu. Demirtaş, “Beraber yaşamaya karar vermişsek değişimden korkmayın. HDP bütün Türkiye’yi değiştire değiştire ilerliyor” dedi. l İSTANBUL DP’nin başkentteki mitingi HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve Ankara adaylarının katılımıyla Kolej Meydanı’nda gerçekleştirildi. Müzik dinletisi ve adayların konuşmalarının ardından partilere seslenen Yüksekdağ, Cumhuriyet’in kamuoyuna duyurduğu MİT TIR’larındaki mühimmat görüntüleriyle insanlık düşmanı IŞİD çetelerinin beslendiğini belirterek “Savaş siyasetinin altında kaldılar, 7 Haziran’da da sandığın altına kalacaklar” dedi. HDP Ankara adayı Sırrı Süreyya Önder de HDP’nin baraj altında kalması ve hükümetin kurulması durumunda “AKP’nin bölgede savaş açacağını” ifade etti. H ‘MİT TIR’ları ellerinde patladı’ Bahçeli, Gümüşhane’den Bayburt’a gitmeye hazırlanırken partili Mehmet Kızılet, otel bahçesine 1952 model ‘Willys Wagon’ marka cipi getirerek armağan etti. Bahçeli, “Ankara’ya kadar gelir mi” diye sordu. “Evet” yanıtı üzerine Bahçeli‘nin korumaları Kızılet’in telefon numarasını aldı. (DHA) Bayburt’ta Erdoğan’a yüklenen Bahçeli, ‘Aylarca ihanet dedin gerçek ortaya çıktı’ dedi azetemizin “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşetiyle duyurduğu Adana’da MİT TIR’larından çıkan silahları gündeme taşıyan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Erdoğan aylarca buna ‘ihanet’ dedi. Şimdi tüm gerçekler fotoğraflı bir şekilde ortaya çıkmıştır. MİT TIR’larının içinde bir şehri tümden havaya uçuracak silah ve mühimmat olduğu açıklığa kavuşmuştur. Erdoğan hangi yetkiyle eli kanlı gruplara silah sevkıya G tı yapmış, ne gibi çıkarlar elde etmiştir? MİT TIR’ları AKP’nin elinde patlamıştır” dedi. ‘Zorba denetimden çıktı’ Bahçeli, Bayburt Saat Kulesi Meydanı’ndaki mitinginde AKP iktidarına yüklendi. 8 gün sonra ya huzurun ya da hüsranın kazanacağını ifade eden Bahçeli, “Ya zillet ya da millet kazanacak. Ya Türkiye kazanacak ya da milliyetsizler istikbalimizi karartacak. Baş ka bir seçenek kalmamıştır. Artık ihanetin perdesi yırtılıp atılmalıdır. Tehdit çok yakındır. Tehlike her köşededir. Zulüm her yerdedir. Zorba kontrol ve denetimden çıkmıştır” diye konuştu. “Komşu coğrafyalardaki iç savaşa taraf olan, teröristleri, isyancıları ahlaksızca silahlandıran Erdoğan ve Davutoğlu vatana, millete ve devlete ihanet etmiş olmayacak mıdır?” diye soran Bah ANKARA’YA KADAR GELİR Mİ? ‘Utanç verici durum’ çeli “Bu utanç verici durum Türkiye’yi uluslararası toplumda suçlu ve mahcup durumuna düşürecektir. Soruyorum; Erdoğan hangi yetkiyle eli kanlı gruplara silah sevkıyatı yapmış, ne gibi çıkarlar elde etmiştir? Barzani’ye, PKK’ye, PYD’ye ağır silahlar verilmiş midir? Davutoğlu’nun yaptık dediği piyade silahları kimlerin elindedir, hangi hasımları öldürmektedir? AKP, siyasi namusu varsa bu soruları aydınlatmalıdır” dedi. l BAYBURT/DHA C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle