23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OLAyLAR ve GORUSLER 22 EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK KÜLTÜR SANAT Pazar 31 Mayıs 2015 muratbeser@muratbeser.com Direnişte temsiliyet boşluğu Dr. Şafak TARTANOĞLU Uludağ Üniversitesi şçi temsiliyeti denildiğinde hiç şüphesiz geleneksel işçi örgütleri olarak sendikalar ve toplu pazarlık mekanizması akla gelmekte, özellikle toplu pazarlık sistemi çıkarların savunulması ve çatışmaların çözümünde yapıcı bir rol üstlenmektedir. İşyerlerinde temsiliyet boşluğunun temel sebeplerinden birisi, tüm dünyada etkisini yitiren emek örgütlenmeleridir. Hiç kuşkusuz Türk endüstri ilişkileri sistemi de bu gelişmeden bağımsız düşünülemez. 1980 sonrasında sekteye uğrayan sendikal demokrasi ve sendikaların temsiliyet gücü; özelleştirmeler, yeni liberal politikalar, taşeronlaşma ve kayıt dışılaşmanın hızla yaygınlaşması ile giderek azalmaya devam etmektedir. İ Temsiliyet boşluğu kavramını, çalışan işçi sayısı ve bunları kapsayan bir sendikal örgütlenme ve toplu pazarlık sistemi arasındaki uyumsuzluk olarak belirlemek mümkündür. da taşımaktadır; her şeyden önce yıllardır süregelen temsiliyet boşluğunun pratiğe yansımasıdır. İşçi hiçbir sendikayı tanımamakta, çoğunlukla sosyal medya üzerinden eylemliliğini artırmaktadır. Sürecin başlamasına sebep olan Renault işçisi ile yapılan görüşmelerden sonra, her birimin kendi temsilcisini seçtiği, sendika dışında örgütlenme stratejileri benimsedikleri anlaşılmıştır. Son derece kararlı bir tutum izleyen işçiler, kendi çıkarlarını kendi savunma yoluna gitmiş, yerleşik aktörlerin hepsini reddetmiştir. Kırkbinsinek ‘Sis Pus Sus’ (World in Sound) lternatif diye tarif ettiğimiz bir camia var, müzik dünyasında; sözcüsü, temsilcisi, avukatı ve sanığı bol, mamafih etrafına ışık saçanı az. İşte azınlığa verebileceğimiz örneklerden biri, ilk çalışmaları “Sis Pus Sus” albümünü çıkaran Kırkbinsinek. İsimlerini Bukowski şiirinden, müzikal ilhamlarını 40 bin sineğin çıkardığı sesten almış bu yedi yıllık topluluk. 2008’de dört genç tarafından kurulduktan sonra bir üye ayrılmış, kısa bir süre üç kişi çalmış, ardından yeni bir katılımla son hallerini almışlar; gitarda ve vokalde Alper Antmen, çelloda Barış Güvenenler, davulda Özgür Devrim Akçay ve basta Tolga Öztürk olarak. A Bu durum nasıl okunmalıdır? Özellikle hiçbir sendikaya yakın olmamaları uzun vadede nasıl değerlendirilmelidir? Kendilerinin deyimiyle planlı hareket etmemekte, sürecin geleceğine yönelik çok da etkin bir düşünme sürecine girmemektedirler. Ancak kararlı ve dirençli tutumlarından da taviz vereceğe benzememektedirler. Burada metal sektöründe güçlü diğer sendikaya da iş düşmektedir. Edinilen izlenimler, alanın çok boş olduğu ve hızlı bir örgütlenmenin önünün açık olduğu yönündedir. Altmışlı yılların saykofolk topluluklarının, KrautRock’ın ve AnadoluPop müziğinin etkileri var üzerlerinde. İki anlayışı ustaca yapıştırmış; sözlü (şarkı) formatını, uzun saykodelik doğaçlamalarla dolu enstrümantal pasajlarla iç içe geçirmişler. Sözler kısa ama etkileyici; varlıkyokluk ikilemleri, dervişvari sorular yanıtlar, modern bir halk ozanı gibi arayışlar, bulamayışlar; Replikas’ın erken dönemindekine benzer, tasavvuf ve düşlerle karışık karanlık, klostrofobik bir dünya. Yılın en iyi alternatif albümü adaylarından... Metal işçilerinin yeri Türkiye işçi sınıfı için metal işçisinin yeri oldukça başkadır ve tarihsel bir deneyime sahiptir. Özellikle 1980 sonrasında işveren sendikası ile mevcut sorunun merkezinde yer alan işçi sendikası, sendikal demokrasinin güçsüzleşmesinde ve altının oyulmasında etkili bir rol oynamıştır. Yıllardır sürdürülen ‘metal sektörü iş değerlendirme uygulaması’ da farklı işyerlerinde farklı ücret uygulamalarına imkân sağlamakta, sektör içinde ücret eşitsizliklerini derinleştirmektedir. Temel olarak bu uygulamanın tıkanma noktasına gelmesi, sendikal demokrasi anlayışının hiçe sayılması ve ayrıca işçiler tarafından yetkili sendikaya Oyak Renault fabrikasındaki işçiler, ücretlerinin iyileştirilmesi talebiyle eylem yaptı. Bursa (AA) karşı oluşagelen olumsuz tavır, Bursa’da 15 Mayıs gecesi başlayan direnişlerin sebebi olmuştur. Eylemler kendiliğinden ve doğrudan olma özelliğiyle Türkiye işçi sınıfı tarihinde farklı bir konuma yerleşmiştir. Endüstri ilişkileri sisteminde, işçi ve işveren sendikalarının ya da işçi sendikası ve işverenin bir araya geldiği iki aktörlü bir toplu pazarlık sürecinin yanında, işçi sendikası, işçiler ve işverenin söz konusu olduğu, temelinde işçi ve işçiyi temsil etmesi gereken sendikanın arasındaki çıkar çatışmasına dayalı, üç aktörlü bir süreç de söz konusudur. Yaşanan durumu bu açıdan da görmekte yarar vardır. Yetkili sendika işçilerin çıkarlarını temsil edemez hale gelmiş, yıllardır kalıplaşan sendikal bürokrasiye ve yapısal sorunlara karşı metal işçisi alternatif yollar denemeye yönelmiştir. İşçiler ücret eşitsizliğine karşı seslerini çıkarmakta, Bursa’da dört fabrikayı işgal ederek, üretimi durdurarak hak talebinde bulunmakta, sendikaya karşı sendikasız örgütlenmektedir. 15 bine yakın işçinin talepleri ortaktır, sektörde imzalanan toplusözleşmenin gözden geçirilmesini ve her işyerinde eşit ücretin uygulanmasını istemektedir. Eylemler yasal olup olmamanın ötesinde çok başka anlamlar Sarp Maden ‘Bilinmez’ (Kalan Müzik) utabilene aşk olsun caz gitarcısı ve besteci Sarp Maden’i. 2008 yılında çıkardığı ilk albümünden bu yana her yıl düzenli olarak albüm çıkarıyor sektirmeden. İçinde bulunduğu müzisyen havuzu; adı konmamış bir ekol, Genç Aslanlar gibi... Ait olduğu kuşağın en yetenekli müzisyenlerinden oluşan dost çevresini albümlerinin genel çizgisine ve türüne göre tasnif ederek değerlendiriyor; onlara geniş alanlar, uzun söz hakları ve kişiliklerin de dile getirebilecekleri pasajlar vererek. Sarp’ın altıncı solo albümü “Bilinmez”de de vaziyet bu; davulda Derin Bayhan, elektrik basta Alper Yılmaz, tuşlu çalgılarda Ercüment Orkut ve T Sendikasız örgütlenme Bağımsız sendika... Direnen işçiler oluşan temsiliyet boşluğunda, var olan sendikalara karşı güvensizliğin de etkisiyle bağımsız bir sendika arayışından da söz etmektedirler. Bağımsız sendika fikri ise kısıtlayıcı yasal düzenlemeler işkolu barajı ve parçalı ücret sistemi dolayısıyla soruna çözüm oluşturacak gibi görünmemektedir. tenor saksofonda Engin Recepoğulları’ndan oluşan kadrosuyla. Uzun yedi parçadan oluşan 64 dakikalık albüm, sanki kulüp ortamında çalınıyormuşçasına taze ve dinamik. Yetmişlerin değil günümüzün diliyle örülü organik bir fusion iklimi altında çalınan albümde, “Çekirdekli” ya da “Sivri” kompozisyonlardaki gibi bolca doğaçlama ve teknik açıdan son derece yüksek bölümler var. “Bilinmez”, Sarp’ın müzikal kariyerinde bir devrin geride kaldığına, olgunluk ve ustalık döneminin resmi olarak başladığına işaret ediyor. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle