24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 31 Mayıs 2015 yorum TASARIM: SERPİL ÜNAY 24 V ugün yazıma izninizle şöyle başlamak istiyorum. Cuma günü gazetemi elime alınca bir gazete çalışanı olarak, kendimi ödevini yapmış bir öğrenci gibi mesut hissettim. MİT TIR’larında Suriye’ye geçirilen silahların görüntüsü gerçek bir gazetecilik olayıydı. Ve o TIR’larda bir kenti yok edecek kadar silah vardı. Bunu yayımladık. Vazifemizi yaptık. Yazıişlerimiz bu olayı en detaylı bir biçimde yayımlamaya çalışırken ben ne yapıyordum, doğrusu bir arkadaşımın “Bu seçimlerin tek kazananı 550 milletvekili olacak” sözüne tüm yüreğimle katıldığım için siyasetin hayatımı esir almasından bıkmış, koltuğumda oturmuş, DVD’den film izliyordum... Film cunta yıllarının Arjantin’inde geçen olayları belli bir dramatik kurgu içinde anlatıyor. Film kahramanının karısı ve on dört yaşındaki kızı askerler tarafından bir gece vakti, bilinmedik bir yere götürü B Turunç diyarı Muratpaşa aleiçi’nde zaman, aslında tüm Antalya’nın olması gerektiği güzellikte durmuş. Geçmişin akılcı ve estetik mimarisini korumuş, yenileyerek günümüze armağan etmiş. Zevksiz ve görgüsüz iştahların beton yığınlarıyla kirlettiği dünya cenneti Antalya’da, “şehir böyle olmalıydı” dedirten bir vaha… Muratpaşa da Antalya’nın beş ilçesi arasında nüfusuyla en büyük, Kaleiçi Mahallesi’ni kapsadığı için de en güzel ilçesi. Trafo kedilerinin görevde olduğu 2014 yerel seçimlerinde, Menderes Türel BBB yapıldıktan sonra bir daha Antalya’ya gitmemeye kararlıydım. Ama beş ilçeden üçünü CHP aldı ve Muratpaşa’da iyi şeyler oluyor, dediler. Gidip bir bakayım, dedim. İyi ki gitmişim. Muratpaşa’nın CHP’li Belediye Başkanı Ümit Uysal, Antalya’nın yerlisi. Kırk dört yaşında ve avukatlık geçmişinden olsa gerek, projeyi gerçekleştirmek için kolları sıvayan Ümit Uysal’ın bir yıllık başarı öyküsünde bir de Turunç Masa var. Çok sayıda kadın görevlinin istihdam edildiği Muratpaşa Belediyesi’nde kurulan Turunç Masa, 112 personeliyle 7 gün 24 saat başvuruları kayıt altına alıyor ve 48 saat içinde ya sorunu çözmüş olarak yanıtlıyor ya da olumsuz görüş bildiriyor. 17 Kasım 2014’ten beri sisteme giren 20 bin 925 sorun bildiriminden 18 bin 872’si, bu yöntemle “çözüme ulaştırılarak” sonuçlandırılmış. HHH Türkiye’nin ulusal ya da yerel yönetimlerinde daha çok sayıda görmek istediğimiz genç, bilinçli ve birikimli politikacılardan biri olan Ümit Uysal’a, ülkemizin genel durumu hakkında ne düşündüğünü sordum. Avukatlık yaparken adliye koridorlarında karşılaştığı, ağzı burnu kırılmış bir postacının öyküsüyle yanıtladı: “Adam, bak postacı geliyor selam veriyor şarkısının çocukluğunda bıraktığı güzel ize kapılmış. Yükseköğrenimini yarıda bırakıp, insanlara sevinçli haberler getirmek umuduyla postacı olmuş, mesleğine gönülden bağlı. Ne var ki taşıdığı mektup zarfları zamanla beyazdan sarıya dönüşmüş, gurbetten haber yerine haciz ya da tahliye tebligatı iletir olmuş. Kapıyı açanlar artık sevinip teşekkür etmek yerine, sarı zarfın alındısını imzalatmak zorunda olan bizim postacıyı küfür hakaretle karşılamaya, hatta dövmeye başlamışlar. İlk dayaklarda şikâyetçi olmuş. Ama dayakçılar Fotoğraflar: muratpaşa/antalya mahkemeye ailecek geliyor, ya hâkime postacı hem çalışkan, hem de uzlaşmacı bize saldırdı diyor ya da şikâyetçi bir bilge. Bir yılda epeyce iş çıoldu diye adliye koridorlarında karmış. bir daha dövüyorlarmış. BizimHHH ki sonunda şikâyetçi olmaktan da İlçede ikamet eden 60 yaş üsvazgeçmiş. Emekli olacağı günü tü yurttaşlar, sabah 9 akşam 17 iple çekiyordu. İşte tablo. Meksaatleri arası, deniz kıyısında tupların güzel haberden haciz ve yemyeşil bir bahçeye açılan Yaş tahliye tebligatlarına dönüştüğü, lı Evi’nde buluşuyor. Gerontolog habercinin de dayak yediği posdenetiminde sosyal etkinliklere tacı, Türkiye’nin resmidir!” katılıyor, hatta AÜ edebiyat öğHHH rencilerine anılarını yazdırıyorlar. Muratpaşa Belediyesi DeYaşlı Evi’nin 837 aktif üyesi ğirmenönü Kültür ve Sanat arasından bir beyefendi, bir haMerkezi’nde gezdiğim “Ellerin nımefendiyle nişanlanmış, yakınBüyüsü” resim sergisinden çok da düğün var! etkilendim. Dünyaca ünlü sanatYine yemyeşil bir bahçe, ençıların el temalı çalışmalarını içegellilerin hizmetine açılmış. Enren bu çok önemli sergi, keşke gelli çocuklar uzman öğretmendaha uzun sürse, daha çok inler denetiminde çalıştırılıyor, yesan tarafından görülebilseydi. tişkinlere bir rekreasyon alanı Ne yazık ki 28 Mayıs’ta bitti. sağlanıyor. Muratpaşa’ya yolunuz düşerBalbey Mahallesi’nde, sosse, Kaleiçi’ndeki hepsi birbirinyal ve ekonomik yetersizlik çeden güzel, restore edilmiş esken ailelerin yükseköğrenime de ki konaklardan oluşan otelleri ve vam eden kız öğrencilerini barın restoranları konaklamasanız bile dırmak amacıyla bir Gençlik Evi gezin, görün. açılmış. Ben yedi konaktan oluşan TuCHP’li belediye, Muratpaşa ilvana Hotel’de kaldım ve birçesindeki tüm cami, mescit, cebirinden güzel bahçelere yayımevi ve kiliselerin temizliğini aylan hepi topu 48 yatak kapasirım yapmaksızın üstlenmiş. Tateli otelin, ölçülü bir zevkle dölep geldiği takdirde bakım ve şenmiş yapısını, görgülü hizmet onarımını da yapıyor. anlayışını çok beğendim. OtelHHH de kalmasanız bile, Seraser adlı 2014 sonunda yerleşik nüfurestoranında mutlaka bir yemek su 465 bin 927 olmasına karşın yiyin. “Gastronomik” sıfatını geryaz aylarında milyon turist ağırçekten hak ediyor. layan Muratpaşa ilçesinde, tüm Yine Kaleiçi’ndeki “şarap baTürkiye’de eksikliği çekilen bir rı” Karaf’ta, yurtdışına ihraç ediOpera, Tiyatro ve Gösteri Merke len Karya şaraplarını tatmadan zi inşa edilmesi planlanıyor. dönmeyin! İlçede örgütlü 163 dernek, inKaraf’ın sahip ve işletmecileşaat alanı 13 bin metrekareri Mustafa Temimhan ile Necye yayılan Sivil Toplum ve Kültür det Akpınarlı’ya da benden seMerkezi çatısı altında toplanıyor. lam söyleyin, çünkü kadim okurSpordan kültüre böyle pek çok larım… Hadi sokaklara! lüyor. O bilinmedik yerde pek çok kadın ve genç kız var. Ve o dayanılmaz sahne başlıyor. Gencecik askerler, başlarında bir teğmen, oturmuş kaba saba şakalar yaparak vakit öldürüyorlar. Bir süre sonra teğmen, “Hadi biraz eğlenelim” diyor ve mahkumlar arasından anne kızın getirilmesi için emir veriyor. Anne kız getiriliyor. Annenin kirli saçlarını örten yüzünde taşlamış gibi bir ifade var. Sadece on dört yaşındaki kızına sarılmış, askerlerin karşısında öylece duruyor. Teğmen, kadına sesleniyor: “Kızın için askerlerimden K bir tanesini seç, sana bu şansı veriyorum.” Kadın hiçbir şey duymuyor, hiçbir harekette bulunmuyor, sadece kızına biraz daha sarılıyor. Teğmen yeniden emir veriyor: “Kızın için askerlerden birini seç!” Kadın gene yanıt vermiyor, bu kez teğmen kadının yakınına gidip bağırıyor: “Bu da cezanın bir parçası, birini seç!” Kadın o zaman pıhtılaşmış kan izleriyle dolu dudaklarını usulca oynatıp, “Beni seçsinler, ben varım ya” diyor. Teğmen, gülümseyerek, “Bunca zamandır senden sıkıldılar” diyor. “Kızından da ben sıkıldım, hadi birini seç!” Ve sahnenin sonunda, teğmen adamlarından birinin adını söylüyor ve adı söylenen kişi kızı alıp gidiyor. Sonra hücresinde tek başına anneyi görüyoruz. Çığlık atmaya çalışıyor ama sesi yok. Çığlık, yüzünde donup kalıyor ve dışarıdan ırzına geçilen küçük kızının ve diğer küçük kızların feryatları geliyor. Benim de kanım donmuş gibi. DVD’yi kapatıp gene derin bir soluk [email protected] Şimdi çığlık atmanın zamanıdır. resim: edvard munch. alıyorum. Başka bir zaman, başka bir mekânda izlediğim bir filmde de böyle soluksuz kalıp, kendimi sinemadan dışarı atmıştım. O bir Alman filmiydi, filmde Filistinli mülteci bir ailenin beş yaşındaki kızı kayboluyordu. Baba, kızını deliler gibi her yerde arıyordu ve o kızını ararken, refah toplumu denilen bir toplumun korkunç yalnızlığı, başka kişiler ve olaylar karşısındaki duyarsızlığı, içinden çürümesi elle tutulur bir biçimde akıp gidiyordu. Ardından bir garajda, bir masanın çevresinde oturmuş bekleyen altı erkek görülüyordu. Erkekler orta yaşlı, kerli ferli adamlardı ve birinin elinde sarı saçlı oyuncak bir bebek vardı. Erkekler bekliyorlardı, sonra adamın biri kucağında kara saçlı, kara gözlü beş yaşında bir kız çocuğunu getirip masanın üstüne koydu ve kız için açık artırma başladı. Bu arada, elinde oyuncak bebek olan adam, bir yandan sürekli fiyat artırıp bir yandan göz kırparak küçük kıza bebeği gösteriyor, kız ona doğru baktığında bebeğin saçlarını okşuyordu. Sonunda açık artırma bebekli adamın üstünde kaldı ve adam küçük kızı kucaklayıp bebeği eline tutuşturdu ve çekip gitti. O an utançtan ölebilirdim. Kızın yüzü aklımdan yıllarca çıkmadı ve her seferinde bu olay bana Nazilerin toplama kamplarına gönderdikleri insanlara dönüş bileti vermelerini anımsattı. Of nasıl da acılı bir dünya, oysa yaz ışığı usulca boy göstermeye başladı. Ve Gezi’nin yıldönümü yaklaştı, hepimiz sokakta olmalıyız, bütün acılarımız için, bütün kaybolan çocuklar için, bütün öldürülen, hadım edilen sevinçlerimiz için olmalıyız, Bu bize kendi dayanma gücümüzü, yaşama sevincimizi bağışlayacak. Hadi! Not: Hani Maltepe Üniversitesi bir yazıma tekzip gönderip, benim olayları saptırdığımı söylemişti ya, ah, ah boşuna o tekzibi yolladılar. Haklarını savunduğum Maltepe Hastanesi temizlik işçileri yargıda kazandılar. Çorbada tuzum olduğu için de pek bir mutlu oldum. Tekzipte taşeron firmaya “alt işveren” diyen avukatı da tebrik ediyorum. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] HARBİ SEMİH POROY SAYISAL LOTO 2, 12, 13, 19, 23 ve 47 6 BİLEN: 3 milyon 51 bin 411 TL, 5 BİLEN: 4 bin 372’şer TL, 4 BİLEN: 53’şer TL, 3 BİLEN: 7,45’er TL “Gerçeğin babası, zamandır.” FrançOıs rabeLaıs umhuriyet gazetesi, 19 Ocak 2014’te sınırda C durdurulan ve Suriye’ye insa G NOKTASI ni yardım taşıdığı iddia edilen MİT TIR’larının gerçek yükü silah fotoğraflarını yayımlayarak, büyük bir habercilik başarısı, Türkiye’de artık azalan bir cesarete imza atmıştır! İstanbul ve Adana cumhuriyet savcılıklarının, gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar hakkında başlattığı “casusluk” soruşturması, yersiz ve dayanaksız olmaktan öteye, gülünç bir çe lişkinin ifadesidir. Çünkü gerçeğin deşifresine değil, şifrelenmesine casusluk denir! Casusluk romanları yazarı olarak, rol dağılımını iyi bildiğime ve tanımını da doğru yaptığıma emin olabilirsiniz: MİT TIR’larının insani yardım yerine silah taşıdığını ortaya çıkaran haberci değil, MİT TIR’larına silah yükleyip “insani yardım” diye geçirmeye çalışan örgüt casusluk örgütü olup, zaten adı da üstünde, MİT’tir. rızası var.” Geçen hafta gazetelerde yayımlanan bir haberin başlığı böyleydi. Bir diğeri: “Bir köy 7 yıl boyunca tecavüzü seyretti.” Elazığ’ın Karakoçan ilçesine bağlı bir köyde yaşayan S.A. 8 yaşından itibaren yedi yıl boyunca yüzlerce kez 20 erkeğin tecavüzüne uğramış. Sanıklar tutuksuz yargılanıyormuş. Bir başkası: “14 yaşındaki 3 kız çocuğunu evine götürüp taciz etmekle suçlanan sanık için istenen ceza ‘çocukların rızaları var’ gerekçesiyle 150 yıldan 3.510 yıla düşürüldü.” Rızaları var ne demek? 14 yaşında bir çocuk markete gitse sigaraiçki satın alamaz. Kendi rızasıyla banka hesabı açtırmaz, ayrı eve taşınamaz. O yaştaki çocuklar velilerinin onayı olmadan rızalarıyla okul bile seçemezken ne demek rızaları var? HHH Özgecan geliyor aklıma. Fotoğraftaki masum gülümseyişi. O pırıltılı yüz. Ne oldu Özgecan yasasına? Bakıyorum imza sayısı 1 milyon 100 bini aşmış. Dünyanın en büyük imza kampanyası platformu change.org’daki kampanyada bugüne kadarki en yüksek imza sayısı. Ne istiyor imzacılar? “Kadına karşı işlenen suçlarda erkeklere verilen iyi hal, ceza ve tahrik indirimleri kaldırılsın.” Peki sonuç? Kampanyayı başlatanlar hükümete imzaları iletememişler. Çünkü yetkililer görüşmeyi kabul etmemiş. 1 milyon insanın istemini “dikkate almayanlar”, neyi dikkate “T ecavüze uğrayan 15 yaşındaki çocuk suçlu çıkarıldı: Öngörmeliydi, Özgecan Yasası’na ne oldu? alır? Kimin sorununa karşı duyarlıdır? Hangi sorunu çözer? Daha doğrusu bu toplumun herhangi bir sorununu çözebilir mi? Muhatap alınmak için imza sayısının kaç milyona ulaşması gerekir? Bundan daha barışçıl bir kampanya olabilir mi? Bu kampanyaya imza atmış 1 milyonu aşkın insan şimdi ne yapacak? Pankartlarla sokağa çıkıp barışçıl bir eylem yapsalar mesela, o zaman yetkililer onları muhatap alırlar mı? Hani demokrasi, “uzlaşma” kültürü? HHH Türkiye’de kadına yönelik şiddet, cinayet, taciz ve tecavüz olayları son bulmuyor. Özgecan’dan bu yana kaç cinayet yaşandı? Erkek egemen sistemin yasaları kadınları korumuyor. Erkekleri kolluyor. Bugün eşini öldüren bir erkek sadece duruşmada kravat taktığı için indirim alabiliyor. Aynı şey bir kadın için geçerli değil. Özgecan’ın vahşice öldürülmesinden sonra başlatılan kampanyada yeni bir dönüm noktasına ulaşıldı. Şöyle diyor imzacılar: “Kadına karşı işlenen suçlar da erkeklere verilen iyi hal, ceza ve tahrik indirimlerinin tarih olması için 4 partinin liderlerinden söz vermelerini istiyoruz. Sizden isteğimiz, ülkemizin bu kanayan yarasını görmeniz ve bu haksız uygulamayı sona erdireceğinize söz vermeniz. Gelin bu adaletsizliği yok edelim ve bunun adına da ‘Özgecan Yasası’ diyelim.” İmzacıların hedefi 1.5 milyon imzaya ulaşmak. HHH Gezi Direnişi’nin 2. yılı animasyonunu izliyorum internette iyikidogdungezi.com sayfası yapmışlar. Kırmızılı kadın var animasyonda. Sonra siyahlı kadın, duran adam, Talcid adam, Redhack, Çarşı… Twitter’da eylem sırasında çekilmiş fotoğraflar, sloganlar paylaşılıyor. “Bıraksan ağaç sadece gölge yapacaktı. Şimdi tarifi imkânsız meyveler verdi” demiş biri. “Gezi’yle, insana güvenmeyi yeniden hatırladık” demiş bir başkası. Dükkânın kapısına asılı kâğıt: “Direnmeye gittim, gelecem.” Yere yazılmış slogan: “Ayy Resmen Devrim.” Taksim Dayanışması’nın yaptığı açıklamanın başlığı “Her yerdeyiz”: “Soru soran, sorgulayan, biat etmeyen, baskıyı kabullenmeyen, özgürlük isteyen, başı örtülü, başı açık, liseli, üniversiteli ya da işsiz; Gezi’nin gerçek yaratıcısı, bu ülkenin umudu gençler olarak her yerdeyiz… EthemAli İsmailAbdocanMehmetMedeniHasan FeritAhmet ve Berkin’in adlarının anıldığı ve suretlerinin yansıdığı her yerdeyiz...” İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAn ERİnÇ İcra Kurulu Başkanı AKIn ATALAY Genel Yayın Yönetmeni CAn DünDAR Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Ayşe Yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Ahmet Rasim Sok. No: 14 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. nAMAZ VAKİTLERİ İmsak İstanbul 03.31 Ankara 03.23 İzmir 03.37 Güneş Öğle 05.28 13.09 05.16 12.53 05.41 13.19 İkindi 17.05 16.48 17.13 Akşam 20.37 20.18 20.39 Yatsı 22.23 22.01 22.26 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle