18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 25 Mayıs 2015 yorum TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 16 İhanet mi Teslimiyet mi? ABD kalıcı olsun DP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ile İmralı tutanakçısı Sırrı Süreyya Önder, HDP’nin Kürt milliyetçiliği üzerinde yükselmediğini, solun her çeşidinin partinin içinde var olduğunu ileri sürmüşler. O kanat, bir şeyleri yadsıyabilir, ama ne oldukları bilinir. Bir örnek verelim: Gazeteci Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın son kitapları “Gizli Belgelerde Türkiye’nin SırlarıMahrem” kitabında, Kürt edebiyatının temsilcisi olarak tanıtılan Mehmed Uzun’un, ABD Adana Konsolosluğu Siyasi Memuru Eric Green ile 15 Haziran 2007’de yaptığı görüşmede söylediklerine yer verilmiş. Green’in ülkesine gönderdiği kriptoya göre Mehmed Uzun, “Kuzey Irak’taki Kürt hüküme H nayasa Mahkemesi seçimlerin arifesinde kararını açıkladı. Yüksek Mahkeme, AKP’nin bir gece yarısı, sessiz sedasız çıkardığı petrol yasasıyla ilgili CHP’li A milletvekillerinin iptal istemini reddetti. Ülkenin geleceğini ilgilendiren bu tarihi karar, geçen hafta Res mi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Böylece çok önemli ulusal varlıklarımızdan birisi daha küresel güçlere açıldı. [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK tinin, bölgenin diğer yerlerinde de liberalleşmenin yolunu açacağına inandığı demokratik kazanımlarını korumak ve onu dış güçlerin tehdidini önlemek için ABD’nin veya NATO’nun kalıcı bir varlık oluşturmasını” istemiş. Türkçüler de, Kürtçüler de, dinciler de oldum olası, hep dünya egemenleri ile iç içe olmuşlardır. Soğuk Savaş döneminde Turancılar kullanıldı. Küreselleşme çağında da Kürtçüler ve dinciler kullanılıyor. Kendileri reddetse de... Bela arayanlar için Ömrü gazetecilik dersleri ile örülü Sedat Ergin’i tutuklamaya kalkışacak kadar zıvanadan çıkanlara bir anımsatma: Kamuoyunu aydınlatma görevini ilkeli olarak sürdüren gazeteciyi kovan, kovdurtan, baskı altına alan, tutuklayan, tutuklatanların sonu hiç de iyi olmamıştır. Gazete belgelikleri ve tarihin sayfaları, bu gibi özseverlerin, büyüklük hastalığına tutulmuşların, kıymeti kendinden menkul iktidar hırslılarının ne hale geldiklerini gösteren örneklerle doludur. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Bursa’da neler oluyor? Bursa’da gelişen olaylara soğukkanlı bakmak gerekiyor. Türk Metal Sendikası’nı beğenir ya da beğenmezsiniz, ama sonunda işçinin topluca sendikasızlaşmasına gidebilecek bir sürece mutlaka dikkat çekmek gerekiyor. Filmi başa saralım: Türk Metal Sendikası, MESS ile grup toplu iş sözleşmesi imzalıyor. Alınan zamlar, gece vardiyalarında açıklanıyor ve eylemleri başlatan Renault işyerinde bile alkışlarla karşılanıyor. Bu sürece Bosch işyeri, yetki tartışması nedeniyle katılmıyor. Yargıtay kararı ile yetki Türk Metal Sendikası’na verilince Bosch işyeri ile de bir sözleşme imzalanıyor. Ancak 2012’den bu yana sözleşme imzalanmamış Bosch işyerindeki işçilere geriye dönük de zam alınıyor. Bunun üzerine diğer işyerindeki sendikalı işçiler, Bosch işçilerinin daha fazla zam aldığı gerekçesiyle Türk Metal Sendikası’nı sıkıştırıyorlar. Sendika, Bosch işyerindeki işçilerin 38 ay gibi uzun bir süre zam alamaması yüzünden farklı bir sözleşme imzalandığını dillendiriyor. Sendikanın gerekçesini dikkate almayan bir kısım işçi, Renault işveren vekiline durumu iletiyor ve yeni zam istiyor. İşveren vekili de “Bir telafi neden olmasın? Fransa ile görüşelim, size haber veririz” diyor. Zam olasılığı ortalığı karıştırıyor ve kimi işçiler sendikadan istifa etmeye başlıyor. Tam bu aşamada işveren, “Fransa’ya sorduk, zam veremeyeceğiz” açıklamasını yapıyor. İşte bu açıklama ile birlikte Renault işyeri işgal ediliyor. Olayların geri planını yakından izleyenlerle görüştük. “Bursa’daki işverenler, sendikalardan çok rahatsız. Son olayları bahane edip işçileri sendikalardan uzaklaştırmayı fırsat biliyor” görüşünü dile getirdiler. Emeği gerçekten savunanlar, Bursa’da işçilerin kırmızı gül açtırdığını sananları uyarıyor: “İşverenler, işçi eylemlerini kullanarak dikensiz gül bahçesi yaratabilirler.” HARBİ SEMİH POROY ‘Hedef Türkiye’ için CHP’ye tavsiyeler HP’nin Hedef Türkiye ya da Megakent Projesi’ni duyduğum zaman aklım 1978 yılına gitti. Dünyadaki “Dünya Ticaret Merkezlerini” inceledikten sonra zamanın başbakanı Ecevit’e bir rapor göndererek öneride bulunmuştum. İstanbul’da bir Dünya Ticaret Merkezi’nin kurulmasını önermiştim ve gerekçelerini yazmıştım. (erolmanisali.org’a girenler ayrıntıları bulabilirler.) İstanbul Belediyesi, İstanbul Sanayi Odası ve İstanbul Ticaret Odası’nın girişimleri ile benim koordinatörlüğümde proje başladı ve on beş yılı aşkın bir süre sonra gerçekleşti. CHP’nin yeni önerileri ile benzer gerekçelere sahipti; “Merkez İstanbul” bağlamında “Merkez Türkiye” kapsamına çok yakındı. “Türkiye’nin Avrupa, Ortadoğu, Asya hatta Amerika arasında ticari ve iktisadi bir odak noktası olmasını hedefliyordu.” Uygulamalar daha sonra kısmen değiştirildiği için: hele hükümetlerin, “makro bir ticaret politikası izleme konusundaki yanlışları”, esas hedeften büyük ölçüde sapılmasına yol açtı. Güneydoğu Anadolu Kalkınma Projesi (GAP) kapsamında yaptığım araştırma ve yayınlarda GAP’ın nasıl bir etkinlik alanı haline getirilip, Avrupa ve Ortadoğu arasında Türkiye’nin iktisadi kazançlarını yaratabileceğini 80’li ve 90’lı yıllarda dile getirmiş; 1988’de Atatürk Barajı yeni tamamlandığı yıl, İstanbul Üniversitesi ve AlmanyaTürkiye Araştırmaları Merkezi olarak Urfa’da uluslararası bir konferans düzenlemiştik. Neler yapılmalı? Yeni bir “ekonomik çekim C Çocuklar istismar ediliyor Bu köşeden, Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Mareşal Mustafa Kemal, Mustafa Necati ve 23 Nisan okullarının adlarını değiştirme gerekçesini okurlarımıza duyurmuştuk. Müdür Mukadder Gürsoy, 4. sınıf öğrencileri arasında yaptıkları anketten imam hatip okulu istendiği sonucunun çıkması üzerine bu okulların niteliğinin ve adlarının değiştirildiğini açıklamıştı. Küçücük çocuklara “Hangi okulu istiyorsunuz” diye sorulmasının bilim ve akıl dışı olduğu kadar, ahlaki olmadığı da çok açık. Konuyu Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Bahar Gökler’e sorduk. 910 yaşın, henüz mesleki seçimleri konusunda kesin bir yönelim ve karar vermek için çocukların bilişsel ve ruhsal gelişimleri açısından yeterli bir dönem olmadığının altını çizdi: “Okullarının imam hatip okullarına dönüştürülmesi kararının çocukların anket sonuçlarına göre belirlenmesi, bu nedenle yerinde bir tutum değildir. Ayrıca, Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan, Mustafa Necati gibi ülkemizin kuruluşunda temel değerleri oluşturan kişi ve tarihleri, okullarının üzerinden silmek, bu kişi ve tarihleri ülkemiz çocuklarının belleklerinden de silmek gibi bir eğilimin göstergesidir. Buna benzer politik aldatmacaların çocukların üzerinden yürütülmesi kesinlikle etik dışıdır.” Ahlak, eğitbilim umurlarında bile değil. Kendileri gibi kindar nesil yetiştirme peşindeler. merkezi”nin önceden hazırlanan bir plan (hedef) çerçevesinde başarılabilmesi için, asgari olarak düşünülmesi gerekenler şunlardır; 1) Ankara’nın iktisadi, siyasi, fiziki altyapı, eğitim politikalarını, “bu projeyle tamamlaşacak biçimde” yürütmesi gerekir. 2) Proje ile ilgilenme olasılığı bulunan ülkelerin çıkarları ile, “karşılıklı yararların örtüşmesi” zorunludur. Rakip ya da karşıt değil, tamamlaşma olgusunun, “yeni dışsallıklar yaratılarak” sağlanması düşünülmelidir. 3) “Denge” meselesi çok önemlidir; bir bölgenizi veya yeni kentinizi “imtiyazlı bir yer olarak uluslararası piyasaların emrine sunarak” bir “kıyı bölgesi” haline getirebilirsiniz. Bunun dünyada çok örneği vardır. Ama işin eksileri de söz konusu. Serbest ticaret bölgesi (ya da şehri) haline getirdiğiniz mekânın sizin makro politikalarınızın denetimi altında olması gerekir. Aksi halde “kaçakçılığın ve kanundışılığın” egemen olduğu bir canavar yaratmış olursunuz. Bu dengenin iyi kurulması gerekir: karşılıklı yararlar, hukuk düzeni içinde görülecek ortamın hazırlanması kolay değildir. Cazibenin koşulları Bu tür projelerde “çekicilik öğeleri” önemlidir; farklılık, cazibe yaratacak koşullar sunmalısınız; Altyapı kolaylıkları mı? Uygun vergi koşulları mı? İşgücünde avantajlar mı? Ulaşım ve sermaye transferi dışsallıkları mı? Daha pek çok faktör eklenebilir. Turgut Özal sermaye, mal ve insan hareketlerine kolaylık sağlayarak makro bir cazibe yaratmak istedi. Ancak, Avrupa ülkelerinin yaptığı gibi uygulamadı. Politika yanlışları yüzünden başarı sağlayamadı. 1989’da, “AB bizi almasa da Gümrük Birliği yükümlülükleri altına gireceğiz” yaklaşımı gibi yanlışlar yaptı. Sistemle örtüşme konusu CHP’nin Hedef Türkiye projesi, “sistemle çatışmamayı” da zorunlu kılıyor mu? İktisadi ve siyasi olarak, “küresel ve bölgesel taleplerle örtüşmek zorunda” kalacak mı? Turgut Özal iktisadi olarak “sistemle örtüştü”, ancak iç siyasi (ve askeri) dinamikler bu yolu kesti; çünkü BOP istenmiyordu. Erbakan sistemle, “antiemperyalist ve dini boyutta çatıştığı için” 28 Şubat’la devrildi. Erdoğan, iktisadi olarak sistemle “uyuşmasına” karşın “koyu İslami yapılanma konusunda” sistemle ters düştü. CHP’nin bu tür çelişkiler tuzağına düşmemesi için, “sistemle, ulusal çıkarlar arasındaki dengeyi kurması; ilşkileri karşılıklı çıkar zeminine oturtması gerekiyor.” Hedef Türkiye gibi projeler bu bağlamda değerlendirilmek durumundadır. Artılar ve eksiler, yan yana ve iç içe yürür. Bu konuyla bağlantılı olarak çıkan bir kitap, bazı sorulara da yanıt getiriyor. (*) (*) Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Mahrem, Kırmızı Kedi Yayınları 2015, syf 280282. Türkiye’nin fabrikalarını, kamu kuruluşlarını, limanlarını, bankalarını iktidarları boyunca özelleştiren, yandaşlarına ve yabancılara satanlar, ülkeye çok büyük bir darbe daha vurmuş oldu. Bundan böyle dileyen ülkeler, küresel petrol şirketleri ve dev petrol tekelleri, Türkiye’deki tüm arama lisanslarına tek başına sahip olabilecek. Ülkenin payı, yüzde 2’lere kadar düşecek. İşgal altındaki Irak’ta bile çıkarılan petrolun üçte biri devletin elindeydi, anımsatayım. Bize gelince devletin çıkarlarının temsilcisi konumunda olan TPAO’nun kazanılmış hakları bile ortadan kaldırılıyor, devasa şirketler karşısında rekabet şansı kalmıyor. Türkiye’nin küresel şirketlere “mülküyle satışıdır” söz konusu olan... İzmir bürosundan arkadaşımız Hakan Dirik geçen hafta konuyu haberleştirdi. Petrol Mühendisleri Odası Genel Başkanı Mehmet Kul’un yorumu çok açık: “Yüksek mahkeme kararıyla son engel de ortadan kalkmıştır. Bu, petrolde teslimiyet yasasıdır.” Haksız mı? Nihayetinde geçen hafta şeker fabrikaları örneğini verirken “Özelleştirmeye karşı olmak artık ülkede bir ihanet olarak görülecek. Bundan böyle hükümetin özelleştirme politikalarına kim karşı çıkarsa; vatana ihanet etmiş olacak!” diyebilen bir Enerji Bakanı var koltukta... Enerji, enerji diye bağırırken HES’ler, RES’ler ve nükleer santrallarla insanımızın, doğamızın geleceğini karartan bir iktidar tarafından yönetiliyoruz... HHH CHP İzmir Bilim Kurulu’nda yer alan enerji uzmanı Salih Ertan’a göre yeni yasa, teslimiyetten de öte “ihanet” niteliğinde. “Kapitülasyon bile değil, sömürge yasası” yorumları da var bu arada. Dünyada petrol üreten ülkelerin tümü kendi devlet şirketlerini koruyup, güçlendirirken, AKP “teslimiyet ya da ihanet” sayılan bu yasayı niçin çıkardı? Sorunun yanıtı için iktidarın ülkeyi küresel yağmacılara açan geçmiş uygulamalarına, özelleştirme kararlarına bakmak yeterlidir sanırım. Oysa cumhuriyetin kuruluşunun ardından çıkarılan 24.03.1926 tarihli ilk yasada petrol ve bileşiklerinin aranması, çıkarılması ve işletilmesi hakkı, tümüyle T.C. Hükümeti’ne verilmişti. Ardından 16.03.1954 tarihli yasa değişikliyle yabancı petrol tekellerinin çıkarlarına uygun biçimde “liberal” düzenlemelere gidildi. 1973 yılında çıkarılan ve kamuoyunda “Petrol Reformu Kanunu” olarak bilinen 08.04.1973 tarihli düzenlemede ise bu kez köklü değişikliklere gidilerek, yasa “daha devletçi” bir yapı kazandı. Şimdiki durum ortada... Dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanan yurttaş, oy verirken meseleye bir de buradan baksak, ne dersin? İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAn ERİnÇ İcra Kurulu Başkanı AKIn ATALAY Genel Yayın Yönetmeni CAn DünDAR Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Ayşe Yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Ahmet Rasim Sok. No: 14 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. nAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İstanbul 03.38 05.32 13.08 Ankara 03.29 05.19 12.53 İzmir 04.01 05.46 13.15 İkindi 17.04 16.46 17.06 Akşam 20.32 20.14 20.32 Yatsı 22.16 21.54 22.16 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle