23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 24 Mayıs 2015 DUNYA ıbrıs’ta Mustafa Akıncı’nın KKTC cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından çözüm müzakereleri yeniden başlarken, yeni süreçte önemli bir gün yaşandı. Akıncı ile Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis bölünmüş başkent Lefkoşa’nın iki kesimini birlikte gezdi. Böylece Anastasiadis, Rum lideri seçilmesinden beri ilk kez Kuzey’e geçti. İki lider, ortak hedeflerinin en yakın zamanda çözüm olduğunu vurguladı. Mujica Gold piyasada Esad’dan askerlere övgü Suriye lideri Beşar Esad, Nusra’nın ele geçirdiği Cisr eş Şuğur’da bir ay kuşatmaya aldığı hastaneden önceki gün kaçan 150 askerle ailelerinin “kahramanlıklarını” övdü. Esad “Sizin canınızı korumak bizim için en önemli şey” dedi. Uruguay’da marihuanaya da özgürlük getiren eski lider Jose Mujica’nın hayranları, ‘Mujica Gold’ ismiyle marihuana piyasaya sürdü. Üreticiler “Yasallaştıran ilk adamın şerefine güzel bir şey yapmak istedik” dedi. EDİTÖR: GÜLRİZ ERGÖZ TASARIM: BETÜL BERİŞE Çözüm yürüyüşü Hollanda’da göçmenbeyaz okulu ayrışması protesto edildi. 17 [email protected] nilgun@ Akıncı ile Anastasiadis Lefkoşa’nın kuzeyi ve güneyini birlikte gezip bir ilke imza attı. İki lider ‘tez zamanda çözüm’ sözü verdi Göçmenler ‘karma’ eğitim için sokakta ollanda’da yerel halkın çoH cuklarını göçmenlerin gittiği okullara göndermemesiyle eği K Suriye ve Irak tarih olurken rtık çok somut. Göz önünde… İki ülke tarih oluyor. IŞİD, Irak ve Suriye sınırında Suriye denetimindeki son sınır kapısı Tenef’i de ele geçirdi... Böylece SuriyeIrak sınırı baştan sona IŞİD kontrolüne geçmiş oldu. İki büyük Ortadoğu ülkesi arasındaki sınır başka deyişle kalmadı. El Bağdadi geçen haziranda IŞİD adını “İslam Devleti”ne çevirip, “halifeliğe” sahip çıkarken.. Sykes Picot’nun da malum sonunu ilan etmişti. Bir yıl önce kulağa “uçuk” ve “abartılı” gelen iddia göz önünde gerçeklik kazanmaya başladı. IŞİD’ın SuriyeIrak coğrafyasındaki art arda kazanımları ardından; iki ülkenin sınırlarını belirleyen SykesPicot fiilen ortadan kalktı. Son bir haftada IŞİD iki ülkede, Ramadi ve Palmira kentlerini elde etti. Pazar günü Bağdat’a yalnız 100 km. mesafede bulunan Ramadi IŞİD’e geçti. Çarşamba gecesi de Suriye’de, Şam’a gene çok yakın.. 200 km. ötedeki Palmira düştü. Biri Irak, diğeri Suriye’de bulunan bu iki stratejik kent, böylelikle IŞİD’e Şam ve Bağdat yollarını açmış oldu. Ayrıca; IŞİD’in Suriye ve Irak cephelerini “ortak bir savaş tiyatrosunun” parçası yaptı. Uzmanlar şimdi ne zaman Ramadi’nin düşüşünden söz etseler buna Palmira’nın düşüşünü ekliyor; Palmira konuşurken de Ramadi’yi hatırlatıyorlar. Çünkü artık ayrı birer Irak, Suriye savaşları yok. Sünnilerle Şiilerin savaşı var. “Ulus devlet” faslı böylece Ortadoğu’da kapanıyor. A timde ayrışma ortaya çıkarken, Amsterdam’da Arap, Türkiyeli, Faslı ve diğer Afrikalı göçmenler protesto gösterisi düzenledi. Üzerinde “bu sizin için yeterince beyaz mı” yazan beyaz tişörtlerle yürüyen 100 çocuk, ebevenleri ve öğretmenleri, ‘siyah çocuklarla beyaz çocukların’ ayrı okullara gitmesi eğiliminin ağır bastığına, ‘siyah okullarına beyaz çocukların’ kayıt yaptırmadığına dikkat çekti. Göçmenlerin entegrasyonu için kaynaşmanın önemine işaret etti. Gösteriye katılan10 yaşındaki Hollandalı Annelies ile göçmen çocuğu 11 yaşındaki Aminata, arkasında “Tüm çocuklar kaynaşma hakkını sahiptir” yazan tişört giydi. Afro saçlı Aminata, okulda birbirlerinin kültürlerini öğrenmek için daha fazla beyaz görmek istediklerini söylerken, sarı saçlı Annelies “Büyüdüğümüzde farklı kültürlerle anlaşmamız, birlikte yaşamamız gerekecek. Karışık bir mahallede oturmamıza karşın şu anda bizim sınıfta yüzde yüz Hollandalı tek bir öğrenci var, bu çok saçma” dedi. “Birlikte yaşayalım” çağrılarıyla kapı kapı dolaşan çocuklar, büyüklere şu mesajı verdi: “Beyaz düşünme, siyah düşünme, kalbinin renklerini düşün”. ‘Barış görevimiz’ Dün iki lider kuzeydeki Arasta’da kısa bir gezinti yapıp Büyük Han’da kahve molası verdi, hatta fincanları tokuşturdu. Ardından Lokmacı Kapısı’ndan geçip güneydeki Uzun Yol (Ledra Caddesi) ile Faneromeni Kilisesi’nin bulunduğu Faneromeni bölgesini gezdi. Halkın sık sık alkışladığı, kuzeyde sazla barış türküsü çaldığı, güneyde barışı ve Kıbrıs’ı simgeleyen zeytin dalı sunduğu iki liderin gezisi, bir gazeteci ordusu tarafından takip edildi ve televizyonlardan canlı yayımlandı. Akıncı ile Anastasiadis bölünmüş başkentte el ele yürüdü. Sabah kuzeyde kahve içen iki lider, daha sonra güneydeki Halara Cafe’de verdikleri molada kazı kazan oynadı ve Kıbrıs yemekleri eşliğinde geleneksel Zivaniya içkisi içti. Kadehler barış için kalktı. daki herkes için barışı sağlamakla yükümlü kılıyor, bu bizim görevimiz” dedi. Akıncı ise “Umut mesajını vermek istiyorum, çünkü yaşanan pek çok hayal kırıklığının ardından umuda ihtiyaç var, ancak yaşanmasını istemediğimiz tek şey, yeni bir hayal kırıklığı dahadır” uyarısı yaptı. “Yeme içmede Kıbrıslı Türk ve Rumların iyi olduğunu, ama müzakere ve iş yapmaya gelince yeme içmedeki kadar başarılı olunmadığını” belirten Akıncı, bunu ters çevirmek gerektiğini vurguladı. KKTC lideri, “Çok iyi bir başlangıç yaptık, ama daha önemlisi iyi başlangıcı devam ettirip nihai hedefe ulaşmak. Rum toplumuna şu mesajı vermek istiyorum: Gelecek nesillere daha güzel gelecek sunmak için gerekli karalılık, siyasi irade ve ortak vizyona sahibiz” diye konuştu. Anastasiadis Akıncı’yı kapıya dek eşlik ederek uğurladı. Anastasiadis, “Mümkün olan en erken zamanda barışçı çözüm bulmak için durmaksızın çalışacağımıza dair en güçlü mesajı vermek isitiyorum. Tarih bizi bu ada Akıncı’dan hayal kırıklığı uyarısı Batı ulus devleti yok etti Menna’dan yeni Suriye muhalefeti uriye muhalefetinin bir kanadı Heysem Menna liderliğinde yeni bir koalisyon kuruyor. Batı, Arap ülkeleri ve Türkiye’nin destekleyip tanıdığı İstanbul merkezli Suriye Ulusal Koalisyonu’ndan tümüyle farklı olacaklarını belirten Menna, örgütün tamamen Suriyelilerden oluşacağı, finansmanını kendisinin temin edeceği ve tamamen Suriyelilerin gündemiyle hareket edeceğini söyledi. 89 Haziran’da Kahire’de toplanacak konferansa Kürtler dahil 200 asker ve sivil muhalif katılacak. Konferansta yeni kurulacak Suriye Ulusal Muhalifleri örgütünün siyasi komitesi seçilecek, iç savaşı bitirmeye yönelik ulusal sözleşme ve yol haritası belirlenecek. İstisnasız tüm askeri ve sivil kurumların geçiş hükümetine devredilmesini öngörür şekilde Cenevre Bildirisi çerçevesinde müzakerelere açık olduklarını söyleyen Menna, Kahire’den sonra BM’nin Suriye Özel Temsilcisi Steffan de Mistura ile görüşecek. ‘Türkiye Suud’un kara listesinde’ Suudi krallığının Esad’a karşı pakta gittiği Türkiye’yi kara para aklama ve terör finansmanına karışan ülkeler listesine koyduğu söyleniyor uudi Arabistan ile Türkiye’nin Suriye rejimini devirmek için Kaideci cihatçıları desteklemeye yönelik pakt yaptığının ortaya çıktığı bir dönemde, Suudilerin kara listeye aldığı 11 ülke içinde Türkiye’nin de bulunduğu iddiası dikkat çekti. Suudi Dışişleri Bakanlığı’nın sanayi, ticaret bakanlığı ve para konseyine, kara para aklama ve teröristlerin finansmanına karışma ihtimalleri bulunduğu gerekçesiyle mali işlem yapmaktan kaçınılması gereken 11 ülkenin listesini gönderdiği ileri sürülüyor. Buna göre kara listede Kuzey Kore, Myanmar, Suriye, İran, Yemen, Ekvador, Etiyopya, Cezayir, Endonezya, Pakistan ve Türkiye var. Cezayir basını, Suudi gazetesi Mekke’ye dayandırdığı “terörle mücadele etme S S nin bedelini çok ağır ödeyen bir başka ülkeyi yasadışı ilan ediyor. Lakin bu, resmi bir bilgi ve Mekke gazetesinin 17 Mayıs nüshasında basılı” değerlendirmeleri yapıldı. Suudiler Mali Eylem Grubu ve Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu’na üyelik ve BM Güvenlik Konseyi kararlarından kaynaklanan taahhütlerini yerine getirmemekle suçlayıp iş yapılmamasını istedikleri 11 ülkeyi Körfez İşbirliği Konseyi‘ne de taşıyacak. Bu arada Suudilerin özellikle İran’a karşı kurulmasını arzuladığı Ortak Arap Gücü ile ilgili Arap Birliği Genelkurmay Başkanları ikinci toplantısında, Mısır, “Ortak Arap Gücü’nün oluşturulması için gerekli çalışmaların 29 Haziran’dan önce tamamlanması gerekiyor” dedi. KİK’in gündemine Independent’tan Patrick Cockburn, Türkçede de yayımlanan ve mutlaka okunması gereken “İslam Devletinin Yükselişi” adlı kitabında; IŞİD’in sürpriz tırmanışını çözümlerken bu “ulus devletin sonuna” vurgu yapıyor. IŞİD üzerindeki aydınlatıcı rehber kitapçığında Cockburn, “Pandora kutusunun” bölgede, Batılılarca ulus devlet kuyusunun kazılmasıyla açıldığını söylüyor. “(Ortadoğu’daki) Bu devletleri hangi tutkal bir arada tutabilirdi” sorusunu ele alan yazar şunları ekliyor: “Batı, ırkçılık ve militarizm kılıfı gördüğümilliyetçilik / ulusalcılığa iyi bakmıyor; insani müdahaleler ile kürselleşme çağında ulusalcılığı modası geçmiş varsayıyordu... Ortadoğu rejimlerinin muhalifleri için, milliyetçilik, diktatörlerin iktidara tutunmak için kullandıkları araçtan başka bir şey değildi. Ancak ne ki ulusalcılık / milliyetçilik ortadan kalktığında, devletler; etnik ve dini grupların rekabetinin üstesinden gelebilecek bir odak ideolojiden de yoksun oluyorlardı...” Bugün herkes, yalnız bir yıl öncesinde sahneye çıkan, adı duyulmamış IŞİD örgütünün nasıl olup da bunca kısa sürede, sayıca ve ekonomik olanaklar açısından kendisinden kat kat üstün olan rakipleri karşısında beklenmedik başarı elde ettiğini soruyor. Sorunun yanıtı çok... Bunların başında ABD’nin elle tutulur stratejisinin olmaması, hava kampanyalarının işe yaramaması, bölgede IŞİD’e el altından yardım eden ülkelerin bulunması sıralanabilir... Ama hepsinden önemli etken; Suriye ve Irak’ın artık birer ulus devlet olmaktan çıkmalarıyla beliren boşluktur. İki ülke de artık sadece dinler, mezhepler ve etnik kümelerden ibaret... Bu kümeleri yan yana tutacak ne güçlü bir ulusal lider var ortada, ne de ulusal ordular. Her iki ülkenin ordusu da iç çekişmeler ve ağır yolsuzluklarla malul. Irak ordusu bu nedenle Ramadi’yi; Suriye ordusu da Palmira’yı en kritik zamanda IŞİD’e terk edip kaçtı. IŞİD’i kolayına frenleyecek hiçbir güç de ufukta görünmüyor. Benim kendi yaşam süremdeki hiçbir dönemde bölge, bu denli ürkütücü bir “boşluk” ve “bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete!” görünümünde olmamıştı. Bindik bir alamete... Erdoğan ile Suudi Kralı Salman’ın paktı sayesinde Kaide ile bağlantılı Nusra ile Ahrar üş Şam kazanım elde etti. yen ülkelerin kara listesi” haberine geniş yer ayırdı. El Bilad, Cezayir yönetiminin Suudi Arabistan tarafından teröre destek veren ve kara para aklayan ülke olarak suçlanmaya tepki gösterdiğini ve bu tür listelerin yayımlanmasının ikili ilişkilere zarar vereceğini bildirdiğini yazdı. El Vatan, Cezayir’in kara listeye alınmasının Suudilerin Yemen’e yönelik ‘Kararlı Fırtına’ operasyonuyla ilgili görüş ayrılıklarından kaynaklandığı yorumunu yaptı. Basında “Bilim kurgu filminden çıkmış gibi bir haber... İsmi bile aşırılıkçılık ve terörizmi akla getiren bir ülke, Vahhabi sponsorlarının saldığı çetelerle mücadele Cezayir kızdı Palmira’ya bayrak dikip müzeye girdiler uriye’de Çölün Gelini denen 2 bin yıllık Palmira’yı ele geçiren IŞİD, antik kente yukardan bakan, 13. yüzyıldaki Memlüklerden kalma kaleye bayrak dikti. Suriye Tarihi Eserler ve Müzeler Müdürü Mahmut Abdülkerim de IŞİD’in bayrak diktiğini, Palmira Müzesine girdiğini, kapıları kilitleyip dışına muhafız koyduğunu duyurdu. Müzedeki taşınabilir eserlerin hepsini Şam’a naklettiklerini teyit eden Abdülkerim tonlarca ağır olduğundan taşınamayan lahitler için endişelendiklerini belirtti. Abdülkerim yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olan antik kentin içinde henüz militanların dolaşmadıklarını söyledi. Ramadi’yi geri alma operasyonu başladı rak’ta 17 Mayıs’ta IŞİD’in Anbar eyaletinin başkenti Ramadi’yi alması sonrası imdada çağrılan İran eğitimli Şii milisler ilk karşı saldırıyı düzenledi. 3 bin Şii milisin desteklediği Irak hükümet güçleri, Ramadi’nin 7 km doğusundaki Husaybe kasabasını geri aldı. Komutanlar “Husaybe tümüyle kontrolümüz altında, yanındaki Cveybe’yi kurtarmak için ilerliyoruz” dedi. Anbar’ın en önemli aşiret lideri Şeyh Rafia Abdülkerim el Fahdavi’nin bölgeyi çok iyi tanıyan savaşçılarını hükümet güçleriyle birlikte cepheye sürmesi de bu kazanımda önemli rol oynadı. Sünni nüfuslu Anbar’dan S I kaçanların sayısı 55 bini geçerken, Başbakan Yardımcısı Salih Mutlak Bağdat’a açılan kapı niteliğindeki, Fırat Nehri üzerindeki Bzeibez Köprüsü çevresine yığılan halkın içeri alınması çağrısı yaptı. Çocuklar ölüyor Sadece salı günü kısa süreliğine açılan köprünün tümüyle açılmasını talep eden Mutlak “Vatandaşların başkente girmesini engellemek anayasaya göre bir suçtur” dedi. BM İnsani Yardım Koordinatörü Dominik Bartsch, Ramadi’deki yerlerinden olan siviller arasında çocukların aşırı sıcak ve susuzluk yüzünden öldüklerini belirtti. Myanmar’da ‘bazı kadınlara’ doğum yasağı Ramadi’den kaçan 55 bin sivil Bağdat’a alınmazken, BM çocukların sıcak ve susuzluktan öldüğünü duyurdu. Myanmar, Arakan Müslümanlarına ettiği zulüm göçmen trajedisiyle ayyuka çıkmasına karşın, tartışmalı bir karar daha aldı. Budist keşişlerin talepleri uyarınca yoğun nüfuslu bölgelerde annelerin 3 yıl arayla çocuk doğurmalarına yönelik yasa mecliste kabul edilip devlet başkanınca onaylandı. Müslümanları hedef aldığı düşünülen yasayı ABD kınadı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle