28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 19 Mayıs 2015 haber EDİTÖR: EMİNE ÖZCAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Başbakan Davutoğlu, HDP’ye yapılan saldırılarla ilgili “Kınıyoruz. Takipçisiyiz. Ama mağdur edebiyatı yapıp AKP’ye saldırmayın. Buna taviz vermeyiz” dedi aşbakan Ahmet Davutoğlu, Karaman’da Mersin ve Adana’da HDP’ye yapılan saldırıları kınayarak konuşmasına başladı. Mağdur edebiyatı yapmayın B olacağız” dedi. Saldırılarla ilgili net bir tavır koyduklarını ifade eden Davutoğlu “Bu saldırılardan hareketle bir provokatif eylem olursa ya da bu saldırlar yön saptırarak AKP’yi ve hükümeti suçlayacak niteliğe bürünürse taviz vermeyiz. Kimse buradan bir mağduriyet ya da hükümeti suçlayıcı tutuma girmemeli. Hep beraber 7 Haziran’a barış içinde gireceğiz” dedi. Nevşehir’deki konuşmasında AKP teşkilatına provokasyona karşı dikkatli olunması çağrısı yapan Davutoğlu, “HDP’ye yapılan saldırıyı hemen Karaman’da kınamışken, bu saldırı üzerinden HDP ve MHP, AKP’ye saldıran açıklamalar yaptılar. Başbakan olarak söylüyorum, bu saldırıların failleri bulunacak. Ama kimse bu saldırı olayları üzerinden mağdur edebiyatı yapıp AKP’ye saldırmasın. Çünkü bizler, barış yolunun çocuklarıyız” dedi. l KARAMAN/ NEVŞEHİR Başbakan: HDP’ye saldırı üzerinden AKP’ye saldırılmasın. 4 Koalisyon Öcüsü ocukları öcülerle korkuttukları gibi, çocukluk hastalığını henüz atlatamamış olan demokrasimizde de seçmenleri koalisyon öcüsü ile korkuturlar. Baskı yöntemlerini istikrar diye adlandırıp, onun gitmesi halinde her şeyin bozulacağını iddia edenler kervanına AKP’nin milletvekili adayı, eski İçişleri Bakanı Efkan Ala da seçim bölgesi Erzincan’da katılmış ve şunları söylemiş: Ben koalisyon olduğu zaman Türkiye’nin herhangi bir probleminin çözüleceğine zinhar inanmıyorum. Geniş bir çoğunluk tabanına dayanan tek parti iktidarlarının istikrarı sağladığı, aksine koalisyonların da kaos getirdikleri iddiası, genellikle çoğunluk baskısını çoğulcu demokrasiye yeğleyenlerin sıkı sıkıya sarıldıkları bir efsanedir. Dikkat edilirse görülür ki, genelde istikrar diye sunulan, dengelenmemiş çoğunluk sultasıdır ki, getirdiği de istikrar değildir. Bugün basının, yargının, ekonominin içinde bulunduğu duruma bir bakın! Sonra da karar verin! Etnik, mezhepsel açıdan bölünmüş, bizden olanlar olmayanlar diye ayrıştırılmış, herkesin ötekileştirildiği, demokrasisinin kurumları baştan aşağı zedelenmiş Türkiye’nin içinde bulunduğu durum “istikrar” olarak nitelenebilir mi? HHH Tek adamın kaynağını anayasadan almayan yetkileri kullanarak yönettiği bu rejimin despot karakterini istikrar olarak tanımlamak mümkün değildir. Demokrasilerde istikrarın temelindeki unsur mutabakattır. Her konuda mutabakat ne kadar genişse, istikrar da o derece sağlamdır. Bu açıdan bakınca Türkiye’nin salim geleceğinin koalisyonlara dayalı istikrar olduğu kesindir. Hatta Türkiye’nin demokrasisinin içinde bulunduğu harabiyetten, yargısının içinde bulunduğu esaretten, toplumca içinde bulunduğu bölünmüşlükten kurtulmasının tek yolunun demokrasiyi yeniden inşa etmeye yönelik ulusal bir koalisyon olduğunu söylemek mümkündür. Koalisyonlardan korkmamak gerek. Evet uzlaşmaya dayalı koalisyonlarda karar alabilmek, tek parti iktidarlarına göre biraz daha uzun bir süreci gerektirebilir, ama buna karşılık keyfilik unsurunu dengeleyebilecek balanslar daha iyi çalışır. O bakımdan, seçimlerden sonra keşke bir koalisyon olsa, olabilse, diyor insan. Tabii şu anda 7 Haziran’da seçimlerden çıkacak sonucun ne olacağını kestirmek ve koalisyon aritmetiğinin oluşup oluşamayacağını söylemek mümkün değildir. Ama oy aritmetiği koalisyon koşullarını doğursa bile, siyaset sahnesinde, böyle bir çözümün önünü açacak olan zihniyet egemen değildir. Eksik olan uzlaşı zihniyetidir. HHH Yalnız uzlaşma zihniyeti de yeterli değildir. Parlamentoda çoğunluğu oluşturabilecek siyasi partilerin üzerinde anlaşacakları ilkeleri de bulmak gerekmektedir. İlkelerde buluşmak, uzlaşıyı da kendiliğinden getirecektir. Ama siyasi partilerin tabanları, Türkiye’nin içinde bulunduğu bölünmüşlük, uzlaşıyı sağlayacak ortak ilkeleri bulmayı da zorlaştırıyor. Aslında siyaset sahnesindeki bütün güçleri demokrasi için de birleştirebilecek somut bir tehdit mevcuttur. Bu somut tehdit, sözleri ve eylemleriyle tehlikeyi her gün biraz daha keskinleştiren Recep Tayyip Erdoğan’dır. Ama Tayyip Erdoğan’a karşı, gelecek seçimlerde de en fazla oyu alabilecek olan AKP’nin katılımıyla ulusal bir koalisyon oluşturmak bugün için mümkün görülmemektedir. AKP şu anda tümüyle Tayyip Bey’in kontrolündedir. Ama siyasetin zemini değişkendir. 7 Haziran seçimleri ertesinin değişik olacağı kesin ortamının neleri doğuracağı, hangi yeni oluşumlara yol açacağı şimdiden belli değildir. Onun için koalisyon konusunda da şimdiden olmaz olmaz derken unutmamalı ki, siyasette olmaz olmaz. Ç Taviz vermeyiz Saldırıyla ilgili İçişleri Bakanı ile görüştüğünü ve talimat verdiğini söyleyen Davutoğlu “Birileri provokasyon yapabilir. Hem saldırıları kınıyorum, hem de saldırıların müsebbipleri kimse sonuna kadar takipçisi Bakan eli sıkma kuyruğu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Sakarya’nın Pamukova İlçesi’nde Hıdrellez Pilavı Şenliği’ne katıldı. Bakan İslam, kendisini karşılayan yüzlerce kişiyle tek tek tokalaştı. Tokalaşma merasimi 15 dakika sürdü. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle