18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Salı 19 Mayıs 2015 Göçmen krizi için deniz gücü AB, Akdeniz’da göçmen trajedisi yaratan insan kaçakçılığıyla mücadele için deniz gücü oluşturmayı onayladı. AB Temsilcisi Federica Mogherini deniz gücünün kaçakçılarla ilgili istihbarat toplayacağı, tekneleri saptayacağı ve yok edeceğini söyledi. EDİTÖR: GÜLRİZ ERGÖZ TASARIM: BETÜL BERİŞE Polisin askeri gücüne ket ABD Başkanı Barack Obama, silahsız siyahları öldürüp protestocuları bastıran polise kısıtlama getiriyor. Polisin paletli zırhlı araç, süngü, bomba atan tüfek ve büyük kalibre gibi askeri silahlar kullanması engellenecek. 19 [email protected] Biden’ın (sağda) Barzani ile samimi ilişkileri var. ‘Kürt devletine İbadi, ABD’nin devredışı bıraktığı Şii milisleri Ramadi’yi kurtarmak için cepheye çağırdı. IŞİD Şii milislerin konuşlandığı üsse ilerliyor ömrümüz rak’ın en büyük ve neredeyse tamamen Sünni yetecek’ nüfuslu eyaleti Anbar’ın rak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani’nin bu ay bağımsızlık dosyasıyla yaptığı ABD çıkarmasına katılan İmar Bakanı Derbaz Kosret, ABD yönetiminin yanıtlarını aktardı. Rudaw TV’ye konuşan Kosret, Barzani’nin Kürt milletinin kendi kaderini tayin edebilecek durumda olduğunu söylediğini ve “Komşu ülkelerin bizimle nasıl ilişki geliştireceklerini bekleyecek değiliz. Bağdat’ta yeni bir yönetim var. Bağdat’a yardımcı olmamız, milletimizin haklarından vazgeçtiğimiz anlamına gelmiyor” dediğini kaydetti. Irak’ta Şii milisler olmadan olmuyor Mısır’ın derdi bizi gerdi I I Buna göre ABD Başkanı Barack Obama “Biz de Kürt milletinin taleplerini öğrenmek istedik. Taleplerinize karşı değiliz ancak şu durumda bizim için öncelikli olan IŞİD örgütünün bitirilmesidir” yanıtını verdi. Yardımcısı Joe Biden ise Barzani’ye “Sayın Başkan, müsterih olun. İkimizin de ömrü Kürt devletini görmeye yetecektir” dedi. ‘Karşı değiliz ama’ başkenti Ramadi’yi ele geçiren IŞİD, geçen yazki yayılmasından beri Irak hükümetine en ağır darbeyi indirdi. IŞİD’in 500’den fazla Irak askeri, polisi ve hükümet yanlısı sivili öldürdüğü, Irak askerlerinin geri çekilmek zorunda kaldığı haberleri gelirken, Başbakan Haydar İbadi İran’ın eğitip silahlandırdığı Iraklı Şii milisleri (Haşdi eş Şa’bi) göreve çağırdı. Dün binlerce Şii milis Ramadi eteklerine yığılırken, IŞİD de Ramadi’nin 30 km doğusundaki Habbaniye üssüne ilerleyişe geçti. Zira Habbaniye’de dün itibarıyla IŞİD’e karşı savaşacak 1180 Sünni milisin mezuniyeti söz konusuyken üzerine Şii milisler de konuşlanmaktaydı. ısırlı yazar Ghada Abdel Aal; “Müslüman Kardeşler’le askeri rejim sonunda anlaşır. Mursi, yol arkadaşlarıyla birkaç yılda serbest kalır” diyor ve devam ediyor: “Mübarek gibi tıpkı! Başta ona da ölüm cezası istenmişti ama öyle anlaşılıyor ki serbest kalacak. Mursi’ye de eninde sonunda bir sağlık nedeni bulurlar. Bir cumhurbaşkanını asmazlar. Böyle bir teamül hiçbir ‘reis’in işine gelmez. Uluslararası toplum da buna göz yummaz.” Oyunu seçimlerde “Müslüman Kardeşler” için kullanan Ghada Abdel Aal buna rağmen, SisiMursi arasındaki “intikam tiyatrosuna” “halkın mesafeyle yaklaştığını” söylüyor, ardından ekliyor: “Bunun adalet olmadığının farkındayız. Mursi’yi ölüm cezasına çarptırmanın bir gerekçesi olmadığını biliyoruz. Ama İhvan rejimle el sıkışır, biz ezilmeye devam ederiz!” M Kahire ‘kayıtsız’ Kadın, çocuk ve yaşlı 8 bin kişi kaçıyor. Şii milisleri davet eden Sünni liderlerin görüntülerini yayımlandı. NATO gücüne İstanbul veya Ankara adresi DUYGU GÜVENÇ N ATO dışişleri bakanları toplantısında Yüksek Hazırlıklı Ortak Görev Gücü’ne Türkiye’nin ev sahipliği yapma önerisi kabul edilirken, komutanlık için Ankara Mamak’taki 4. Kolordu’daki Barışı Koruma Tugayı ya da İstanbul’da 3. Kolordu’ya bağlı Acil Müdahale Gücü’nün karargahının kullanılması planlanıyor. Rusya ile Ukrayna krizi sebebiyle 2016’da hayata geçirilecek ve karahava ve deniz unsurlarından oluşacak güçte Türkiye kara kuvvetlerinde etkin görev üstlenecek ve 800 bin Avro’luk destek verecek. Evsahipliği için İspanya, Polonya, Fransa, Almanya, İtalya, Britanya’nın ardından Türkiye’nin 2021 için koyduğu adaylık tarihi, 2324 Haziran’daki NATO savunma bakanları toplantısında netleşecek. l Ankara İran Savunma Bakanı Hüseyin Dehkan Bağdat’a gidip Iraklı mevkidaşıyla görüştü. İran dini lideri Ali Hamaney’in danışmanı Ali Ekber Velayeti, Lübnan ziyaretinde “Irak hükümeti onlarla başa çıkmasına yardımcı olacak herhangi bir adım için İran’dan resmen talepte bulunursa, İran yerine getirir” dedi. İran Devrim Muhafızlarının sınırötesi faaliyetlerini yürüten Kudüs Gücü’nün komutanı Kasım Süleymani’nin Şii milisleri komuta etmesiyle Irak hükümeti IŞİD’e karşı önemli kazanımlar elde etmişti. Ama Süleymani’nin cephede görüntülenmesi ve şöhret haline gelmesinin Sünni ülkelerin tepkisini çekmesi üzerine ABD’nin baskısı devreye girdi. Şii milisleri Anbar’a göndermenin Sünni nüfusta geri tepme yaratacağını hesaba katan İbadi de bir süredir Sünni milislerin eğitimine odaklanırken, Şii milisleri geri plana çekti. Ve Ramadi hezimeti geldi. İranlı bakan gitti Halk Bağdat yoluna düştü Bağdat’ın 100 km. batısındaki Ramadi’nin 850 binlik nüfusundan 1.5 yıllık çatışmaların ardından kaç kişinin kaldığı meçhul. Nisanda 114 bin kişinin terk ettiği kentten IŞİD’in bayrağını dikmesinin ardından 8 binden fazla kişi daha kaçışa geçti. Ramadi halkı Bzeibez Köprüsü’nden geçerek başkent Bağdat’a gitmeye çalışıyor. BM’ye göre, 2014’ten beri Irak’ta en az 400 bini Anbar’dan 2.7 milyondan fazla kişi yerinden oldu. İbadi’nin “Pozisyonlarınızı terk etmeyin” emrine rağmen, askerler cesetlerin sokaklara yayıldığı Ramadi’den jip ve kamyonlarla kaçtı. Kente son 72 saatte 19 hava saldırısı düzenleyen ABD yönetimi, Ramadi’nin düşmesinin yenilgi olduğunu, ama bunun inişli çıkışlı uzun bir savaş olacağını söyledi. Suriye ve Ürdün’e dek uzanan Anbar eyaletinin yüzde 60’ı IŞİD kontrolünde. Sünniler karışık Irak televizyonu, İbadi’den Haşdi eş Şa’bi’yi Anbar’a göndermesini talep eden Anbar yerel yöneticileri, aşiret liderleri ve din adamlarının görüntüsünü yayımladı. Hükümet güçleriyle Ramadi’yi geri alma planları yapmaya başlayan Şii milislere gö re, Ramadi, kendileri olmadan hükümet güçlerinin başarılı olamayacağının göstergesi. Habbaniye’ye giden Bedir Tugayları komutanı Hadi Ameri, “Ramadi’nin düşmesinden Anbar’ın yerel liderleri sorumlu. Başta yardım teklifimizi reddetmişlerdi” dedi. Irak Hizbullah Tugayları üç koldan Ramadi’ye ilerlediğini duyurdu. Sünni aşiret lideri Naim el Gaud “Ramadi’nin militanlardan kurtarılmasına yardım edecek her grubu, Şii milisler dahil, memnuniyetle karşılarız” derken, diğerleri “IŞİD ile Şii milisler arasında fark olmadığı, hükümetin komplo yaptığı” görüşündeydi. Şii milisler iki ay önce Tıkrit’in alınmasında yargısız infaz ve yağmayla itham edilmişti. Türkiye’de fırtınalar koparan “Mursi’ye idam kararı”; Mısır’da meğer “mesafeyle” karşılanmış... Bunu söyleyen yalnız Ghada Abdel değil. “Tahrir”in gelişini önden gören bir yönetmen ve yazar olarak tanınan Khaled Al Khamissi de aynı tespiti yapıyor. Repubblica’ya konuşan Al Khamissi; “Karar Avrupa’yı şaşırtabilir ama Mısır’da kimse bu konuyla ilgili değil” diyerek şu kişisel izlenimleri paylaşıyor: “Haberi duyduğumda sokağa çıktım ve yaklaşık kırk kişiyle konuştum. Konuştuklarımdan otuzunun hiç umuru değildi. İnsanlar yorgun ve düş kırıklığı yaşıyorlar. İş güç, sükunet istiyorlar. Ne Mursi, ne Sisi hakkında bir şey duymak istemiyorlar. Karara tepki duyan sade üç kişiyle karşılaştım. Onlar da ya İhvan destekçisiydi ya da benim gibi, seçilmiş bir siyasetçinin ölüm cezasına çarptırılmasına karşı çıkıyorlardı...” Mısır’ın derdi sonunda bizi gerdi. N’oluyoruz? Abdülhamit sansürüne dönüş Benna Traore Varoşları isyan ettiren Fransız polisi ‘aklandı’ Fransa’da 10 yıl önce isyanla karşılanan iki göçmen asıllı gencin ölümüyle ilgili davada “tehlike anındaki kişiye yardım etmemekle” suçlanan iki polise beraat kararı çıktı. Paris’in banliyösünde polisten kaçarken trafoya girip elektriğe kapılan 15 ve 17 yaşlarındaki Bouna Traore ve Zyed Benna ölmüş, 17 yaşındaki Türkiye asıllı Muhittin Altun ağır yaralanmıştı. Dün kurban yakınları karara tepki gösterip temyize gideceklerini belirtti. Altun da 10 yıldır adaletin yerini bulmasını beklediğini söyledi. Polislerin gençlerin trafoya girdiklerini bildiği halde itfaiye ya da ambulans çağırmadığı, telsizden “Girdilerse de çok da dert etmem” dediği ortaya çıkmıştı. 3 hafta boyunca ülke genelinde isyan çıkmış, kimi bölgelerde OHAL ilan edilmişti. Üsküp’te Gezi çadırları Makedonya hükümetinin yolsuzluk, seçim hileleri ve polisin bir cinayetinin örtbas edilmesine dair ses kayıtlarının çıkması sonrası, muhalifler başkent Üsküp’teki başbakanlık binası önüne kurdukları çadırlara yerleşti. Hükümetin istifası talebiyle pazar günü 20 bin katılımlı protestonun ardından, 100 eylemci caddeye kurdukları 50 çadırda sabahladı. Eylemciler 9 yıldır iktidardaki sağcı Başbakan Nikola Gruevski istifa edene dek eve dönmeyeceklerini duyurdu. Dün 4 parti liderinin görüşmesinden sonuç çıkmazken, akşam muhaliflerden 2 km. uzakta Gruevski yandaşlarına gösteri izni verildi. Sağcı lidere destek için 30 bin kişi toplandı. “Mursi” üzerinden üst perdeden yöneltilen “darbecilik suçlamaları”, aba altından sopa göstermeler, mağduriyet devşirmeler... Hiç bitmiyor. Mısırlıların “Filler tepişirken çimenler ezilir. Biz aradan çekilelim; onlar anlaşır” gözüyle baktığı olay, Türkiye’de sözüm ona büyük bir “demokrasi davası”na dönüştürülüyor. Ölüm cezası elbette kabul edilemez. Seçilmiş liderin darbeyle al aşağı edilmesi desteklenemez. Ama insan hakları ve demokratik değerler sırf bu iki konuyla mı sınırlıdır? Ortadoğu’da “demokrasiyle” yönetilen tek İslam ülkesi yok. Her gün bu coğrafyanın bir başka köşesinden kan donduran haberler geliyor. Suudi Arabistan’da misalinsanların habire kellelerini kesiyorlar, kadınları recmediyorlar... Ankara’nın bir gün “insan hakları” adına tepki verdiğini gördünüz mü? Konu Mursi olunca akan sular duruyor. Mursi olayı çünkü Yeni Şafak’tan Yusuf Kaplan’ın yazdığı gibi; “Erdoğan’a verilen bir mesaj.. dikkat sizin de sonunuz böyle olur mesajı” olarak okunuyor. Erdoğan meseleyi doğrudan şahsına yönelik ima olarak değerlendirdiği için; “Şok karar, yüzde 52 halkın oylarıyla seçilmiş Mursi idama mahkum oldu!” haberini veren gazetelere öfke saçıyor. HürriyetDoğan Grubu’nu bu başlıktaki bir haber yüzünden hedefe koyuyor: “Sen ne demek istiyorsun?” diye topa tutuyor. Bir şey diyeyim mi... Abdülhamit günlerine geri döndük. Suikast, anarşi, dinamit, dinamo, infilak, kargaşa gibi sözcükleri kullanmak, yabancı hükümdarlara yöneltilen suikastlardan, ayaklanmalardan bahsetmek, “zihin karıştıracak yayınlar yapmak” 19. yüzyıl sonunda, geçen yüzyıl başında yasaktı biliyorsunuz... Aynı yere geldik. “Yüzde 52 halkın oylarıyla seçilmiş Mursi idama mahkum oldu” haberi, içerdiği “tehdit iması” nedeniyle sakıncalı bulundu! Siz siz olun bir daha asla “Mursi”, “ölüm cezası” ve “yüzde 52” sözlerini yan yana getirmeyin! Savcılık: Denizden ceset çıkarmayın, çok masraflı İtalya’da Katanya Savcılığı 18 Nisan’da Libya açıklarında 800 göçmene mezar olan teknenin denizden çıkarılmamasına karar verdi. Gerekçe, maliyetin yüksekliği. Cesetlerin soruşturmaya katkısı olmayacağını, hatta çıkarmanın soruşturmayı geciktireceğini savunan savcılık, “Hükümet insani bakımdan isterse çıkarır, ama Katanya bu mali yükü kaldıramaz” dedi. Bu şekilde tam ölü sayısı ve 200 kadınçocuğun ambarda kilitli olduğu iddiası açığa kavuşmayacak. Geçen hafta Başbakan Matteo Renzi “Özgürlüğü ararken ölenleri çıkarmak için her şeyi yapacağız” demişti. Kurbanların Nijer, Gambiya, Mali, Gana, Eritre ve Somali’deki aileleri hergün Kızılhaç’ı arıyor. yanmar’daki zulümden kaçarken Güney Asya denizlerinde teknelerde mahsur kalan Arakan Müslümanlarının yardımına yerli halk koşuyor. Ancak göçmenleri geri çeviren Müslüman ülkeler Malezya, Endonezya ile Budist Tayland, acımasızlıkta ‘Boğulsalar da kurtarmayın’ M sınır tanımıyor. Tekneleri karasularına sokmamak için üç savaş gemisi ve bir uçak görevlendiren Endonezya, geçen hafta batmak üzere olan bir teknedeki 700 kişiyi kurtaran Açeli balıkçılara “Boğulsalar bile göçmenleri kurtarmayın” dedi. Ordu sözcüsü Fuad Basya, balıkçıların teknelere yakıt, yiyecek ve su götürebileceğini, tamirlere yardım edebileceğini, ancak göçmenleri kıyıya getirmelerinin yasak olduğunu duyurdu. Şeriatla yönetilen Açe’nin balıkçıları ise “Onlar da insan” diyerek göçmenleri kurtarmaya devam edeceklerini söylüyor. Açe’de 1500 göçmenin tutulduğu Langsa’daki kampları ziyaret eden 62 yaşındaki İsmail Hanife, “İlk gördüğümde hayvan gibilerdi, kıyafetleri, hiçbir şeyleri yoktu. Aleykümselam dedim, hepsi ağlıyordu. Çok açlardı” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle