24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 14 Mayıs 2015 KULTUR 51 saatlik tango Tango Garaj tarafından bu yıl ilk kez düzenlenecek olan İstanbul Tango Experience (ITX), 2024 Mayıs tarihleri arasında Innpark Venue’de gerçekleşecek. EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ ‘Denize Bıraksam’ Göksel, Avrupa Müzik etiketli “Sen Orda Yoksun” albümünün 2. video klibini Midilli Adası’nda Mabel Matiz’le yazdığı “Denize Bıraksam” şarkısına çekti. 23 New York’tan ‘üst düzey’ selamlar! Frieze Sanat Fuarı kurucu ortağı Matthew Slotover New York’ta üç gün sürecek etkinlikle ilgili konuştu DENİZ ÇAĞLAR Simon Rattle Şefim neredesin? Dünyanın önde gelen orkestralarından Berlin Filarmoni Orkestrası’nın üyeleri, Sir Simon Rattle’ın yerini alacak yeni şef ve sanat yönetmenini seçmek için yaptıkları toplantıda bir sonuca varamadılar. Orkestra yönetiminden Peter Riegelbauer, yaptığı açıklamada, klasik müzik dünyasının en saygın mevkilerinden birini üstlenecek şefi seçmek için üyelerin bir yıl içinde yeniden toplanacağını açıkladı. Müzik dünyasının “papalık seçimi” olarak nitelenen seçime Berlin Filarmoni’nin 123 üyesi katılıyor. Üyeler Berlin’in Dahlem bölgesindeki İsa Mesih kilisesine yakın bir evde gizli bir biçimde toplanıp yeni maestrolarını seçiyorlar. Toplantıya cep telefonları ve elektronik kayıt cihazlarının alınması yasak. Toplantıda, üyelerden bir bölümünün Alman orkestra şefi Christian Thielemann’ı, bazılarının da Birmingham ve Boston senfoni orkestralarının başında bulunan Letonyalı şef Andris Nelsons’ı aday gösterdikleri belirtildi. Berlin Filarmoni Orkestrası’nın 2002’den beri şefliğini yapan Simon Rattle’ın ise, görev süresinin 2018’de bitmesinin ardından Londra Senfoni Orkestrası’nın müzik direktörlüğünü üstlenmesi bekleniyor. 1882’de kurulan Berlin Filarmoni’yi son 60 yıldır yalnızca 3 orkestra şefi yönetti: Herbert von Karajan (195489), Claudio Abbado (19892002) ve Simon Rattle (200215). l Kültür Servisi Berlin Filarmoni maestrosunu seçemedi rieze Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı, henüz dördüncü yılında olmasına karşın, dünyanın önde gelen organizasyonlarını geride bırakıyor. Sanat dünyasının her yıl merakla beklediği fuar, üniversiteden yeni mezun iki gencin girişimi olarak ortaya çıkan ‘Frieze’ dergisinin bir uzantısı aslında. Bugün ise ‘Frieze’ bir dünya markası. Her geçen yıl hızla büyümeye devam ediyor. Cumhuriyet’in sorularını New York yolunda, Londra’dan yanıtlayan Frieze kurucu ortağı Matthew Slotover, ‘Aslında çağdaş sanatı yeni yeni anlıyorum’ diyerek çarpıcı bir itirafla başlıyor anlatmaya... Nasıl olur diyorum içimden ‘Yoksa bunca yıl boşuna mı okudum?’. ‘Evet’ diyor. ‘Ne işletme bilgim vardı, ne de sanat. Güncel sanatı öğrenmek takip etmek istiyordum fakat beni tatmin edecek hiçbir yayın yoktu.’ Oxford Üniversitesi Edebiyat Bölümü mezunu olan Matthew ‘O zamanlar yapmayı bildiğim tek şey yayıncılıktı’ diyor. “Kafamda bu iki gerçeği birleştirdiğim andan itibaren ise tek isteğim ‘okumak isteyeceğim bir dergi’, kendimi tatmin edebilecek bir yayın yaratmaktı.” Henüz yeni mezun olan Matthew’un hayalini okul arkadaşı Amanda Sharp ile paylaşmasıyla ortakların ‘Frieze’ macerası başlıyor. İki genç 1991 yılında ilk Frieze çağdaş sanat dergisini çıkarıyor. Hemen ilk sayının kapağını gösteriyor Matthew; kendi tasarımı. Damien Hirst’e ait bir kelebek tablosunun detayı yer alıyor. “İnanır mısın ilk sayı sadece 20 küsur sayfaydı” diyor, F Anish Kapoor ‘Arasında’(2015) Londra ve Newyork’tan sonra sıradaki Frieze’i soruyorum son olarak. Yanıtlıyor: “Istanbul, Sao Paolo, Dubai, Hong Kong – sanat alanında hepsinde heyecan verici gelişmeler oluyor. Yakından takip ediyoruz.” “Frieze New York bir riskti, almaya değerdi ve değdi. Ama artık daha az risk almak, daha seçici davranmak zorundayız. Ilk Frieze fuarını kurarken kaybedecek birşeyimiz yoktu; artık var. Iki düşünüp bir hareket ediyoruz.” “Başlangıçta o riski aldığımız için kazandık ama bugün aynı riski alırsak çok şey kaybedebiliriz.” Şimdilik yeni bir marka haline getirmeyi planladıkları kâr amacı gütmeyen kuruluş Frieze Projects’e yoğunlaşmak hedefleri. Dünyanın dört bir yanından gelen sanat projelerine destek veriyorlar... 1317 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek FRIEZE New York’a bu yıl Türkiye’den katılan tek galeri olarak Leyla Tara Suyabatmaz’a ait Rampa Istanbul dikkat çekiyor. Rampa, Ahmet Oran, Gülsüm Karamustafa, Nevin Aladağ, Selma Gürbüz ve Servet Koçyiğit gibi Çağdaş Türk sanatının önemli isimlerini temsil ediyor. Fuara önceki yıllarda Türkiye’den Galeri NON ve Rodeo’nun katıldığı biliniyor. l NEW YORK Fuarda yer alan Richard Mosse imzalı ‘Kongo’ serisinden bir eser. “Editorleri ise Amanda ve ben – İstanbul’a takip sadece ikimizdik.” Bugün Londra versiyonu ile İşte bu dergi herşeyin başlanbirlikte, Frieze, New York’un gıç noktası. Her yıl katlanarak Randall Adasında dünyanın dört artan satışlarla 2000’li yıllara bir yanında toplam 190 galeri gelindiğinde Frieze Dergisi artık ve 1000 sanatçıyı bir araya getiriyor. Bir şey dikkatimi çekiçoktan bir marka oluyor. yor. Neden her seferinde parkSlotover geçen zamanı aktalar adalar yeşil alanlar üzerirırken, ‘Çok hızlı gelişti. Bugun geldiğimiz noktaya hâlâ ina ne kuruluyor Frieze? “Her şekle giriyor parklar.” diyor Slotonamıyorum’ diyor ve ekliyor: ver. “Ziyaretçi“Londra henüz ler her yıl aynı New York’u geşeyi görmek isriden takip editemez, değişikyor, şehirde lik sever. Her birbiri ardına yıl başka misanat galerileri mar, başka giaçılıyordu. Fariş, başka dekat tek bir çağkorasyon, başdaş sanat fuka ışık kullaarı yoktu. En nılıyor. Bu esönemli adım neklik sırabu boşluğu fardan bir binada Deniz Çağlar ile Matthew Slotover sağlanamaz.” ketmek oldu.” ‘Suriye’nin Tüm Gelecekleri’ adlı videodan bir görüntü. Esad’lı esere ‘engel’ Abounaddara’nın Esad’ı eleştiren filmi, Venedik Bienali’nden ‘çıkarıldı’. 56. Uluslararası Venedik Bienali’nde bir ‘sansür vakası’ da Suriyeli kolektif Abounaddara’ya yönelik, hem de Bienal organizasyonu üzerinden gerçekleşti. Teması ‘Dünyanın Tüm Gelecekleri’ olarak belirlenen ve küratörlüğünü Nijeryalı sanat tarihçi, eleştirmen Okwui Enwezor’un üstlendiği bienaldeki ‘Arena’ da, temaya göndermede bulunan ‘Suriye’nin Tüm Gelecekleri’ filmini izleyici ile 5 Mayıs’ta paylaşabilmeyi bekleyen sanatçılar, “önceden alınmış bu karara karşın ilgili çalışmalarının bienalde gösterilmemesi üzerine etkinlikten tamamen çekilerek Venedik Bienali organizasyonunu kınadıklarını” açıkladı. Yapımda, Suriye lideri Beşer Esad, bir makam aracından inerek kırmızı halıda yürüdükten sonra tören kıtasını selamlıyor ve belli bir yapıya doğru ilerliyor. Aniden ‘yayını kesilen’ sanat eserinde daha sonra, Bienal logosu eşliğinde ‘Bu teknik arızadan ötürü üzgünüz. Lütfen izleyiciyi eğlendirmeye devam ediniz.’ ifadesi okunuyor. Öte yandan, Bienal yetkilileri ise filmleri anlaşmaya uygun şekilde eksiksiz olarak göstermiş olduklarını ve kolektifin emeğine de verdikleri ödülle karşılık verdiklerini savunuyor. l Kültür Servisi Cannes’ın açılış filmi ‘Başı Dik’, ülkemizde tüm politikacıların, hakim ve savcıların, özellikle de başlarını dik tutamayacak konumda olanların acilen izlemeleri gereken bir film. konunun dallı budaklı sorumlulukları konusunda her izleyiciyi düşünmeye çağıran yoğun içeriğiyle iz bırakacak bir yorum. İki eliniz ‘Cannes’da da olsa izleyin! Çekim öncesi, Paris’te, çoCannes Festivali, 68 yaşında cuk mahkemesinin çalışmalarıgenç bir etkinlik olduğunu kanı uzun süre izleyen Catherine nıtlayan şaşırtıcı bir açılış geDeneuve, hakimlerin, önyargıcesi yaşadı. Geniş kitle sinema sız sevecen bir yaklaşımla ‘suç sından çok, sanat sinemasına işleyen’ çocukları hemen yargıverdiği önemin altını çizen açılayıp cezalandırmaktan çok, onlış filmi, alışkanlıkları kıran, ları anlamaya, devlet kurumlageleneksel beklenrının yardım elini uzatilere kulak asmatarak normal yaşamın yan, sosyal içerikraylarına oturtmaya çali bir sinema yapıbalayan uzman eğitimtı niteliğiyle, bekcilerin olağanüstü çalenmedik bir gibalarına tanık oldukriş, daha doğrusu, tan sonra, “İşte, medeçarpıcı bir ‘çıkış’ ni bir ülkede yaşadığıyaptı! mızın gerçek kanıtı” Fransız Emmadiye düşünmüş... nuelle Bercot, “BaBırakın çocuk suçluşı Dik”te (La Tête Catherine Deneuve ları tutuklamak yerine, haute) daha önce de birlikte ça eğitip topluma kazandırmak gilıştığı Catherine Deneuve’e, bir bi yapıcı bir yaklaşımda bulunçocuk mahkemesi hakimi rolümayı; ‘suçsuz’ yetişkinleri binü vermiş. Güzel ve zor bir göle önyargıyla, daha da vahimi revin nasıl özveri ve sabırla, emirle ‘yargılayıp’ cezalandıdaha da en önemlisi, humanist ran ve hemen tutuklayan adayaklaşımın sonsuz insan sevgi let(!) anlayışının hakim oldusi eşliğinde gerçekleştirildiğiğu ülkemizde, tüm politikacılani gösteren gerçek olaylardan rın, hakim ve savcıların, özelesinlenen bu önemli karakter likle de başlarını dik tutamayayorumu, Catherine Deneuve’e cak konumda olanların acilen bir ödül getiremese de, çocukizlemeleri gereken bir film “Baları yargılamak gibi ciddi bir şı Dik”... Suçluyu anlamak Film, çocukları yargılamak gibi ciddi bir konuda her izleyiciyi düşünmeye çağıran yoğun içeriğiyle iz bırakacak bir yorum. PEN Türkiye’den ‘Can’a destek PEN Türkiye Merkezi, geçen günlerde yasaklanmak istenen ve Can Yücel şiirlerini temel alan ‘Can’ oyununa destek amacıyla bir açıklamada bulundu. Tarık Günersel imzalı açıklamada şunlar kaydedildi: “Son günlerde kültür ve sanat dünyamıza şimdiye dek görülmemiş bir açık şiddet uygulanmakta dır. “Can” oyununun Edirne valiliğince yasaklanması kabul edilmez bir baskı ve şiddet olayıdır. Sanatçı ve yazarların iktidar yandaşlarınca hedef gösterilip tehdit bombardımanına tutulmalarını kınıyor, tehdit ve baskıyla korkutulmaya çalışılan yazar ve sanatçıların yanında olduğumuzu bildiriyoruz.” l Kültür Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle