18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 14 Mayıs 2015 haber EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 16 Cizre’de polis 8 yaşındaki çocuğu gözünden vurdu ırnak’ın Cizre iltiğimiz ocak ayında poçesinde geçtiğilisler tarafından başınmiz Ocak ayından vurularak öldürüda bir hafta arayla 14 len 12 yaşındaki Nihat yaşındaki Ümit Kurt Kazanhan’ın yaşamını ve 12 yaşındaki Nihat yitirdiği Yafes mahalleMAHMUT Kazanhan’ın polis tasinde polisler kendileriORAL rafından vurularak ölne taş attıkları iddiasıyla dürülmesinin ardından oyun oynayan çocuklara önceki gece 8 yaşındaki M.A. biber gazı ve plastik mermiyle da gözünden plastik mermiyateş etti. Bu sırada 8 yaşındale vurularak yaralandı. Retinaki M.A gözünden vuruldu. Çevsında yırtılma olan M.A. ameli rede bulunanlar tarafından Cizyat edilmek üzere Diyarbakır’a re Devlet Hastenesi’ne kaldırısevk edilirken, küçük çocuğun lan M.A’nın retinasında yırtılgözünü kaybetme riski olduğu ma olduğu belirlendi. Görme belirtildi. yetisini kaybetme riski olan Şırnak’ın Cizre ilçesinde geç M.A.’nın, ameliyat edilmek KONUK YAZAR AYŞE KULİN Barış için de bir Oyun oynarken plastik mermiyle vurulan 8 yaşındaki M.A’nın retinasında yırtılma tespit edildi şeyler yapabiliriz Ş üzere Diyarbakır’a sevk edildi. Kazanhan ailesinin de avukatı olan Filiz Ölmez, “Olayın Nihat Kazanhan’ın öldürüldüğü Yafes mahallesinde olması, Kazahan davasının başlamasından birkaç gün sonra meydana gelmesi dikkat çekici. Yaşananlara karşın Cizre sağduyu gösteriyor. Seçimler yaklaşırken, ilçede sükunet hakimken böyle bir ortamda böyle olayın yaşanması bizi endişelendirdi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Bizler, müdahil olarak davanın takipçisi olacağız. Aileye hukuki destek sunacağız” dedi. lDİYARBAKIR Mayın patladı: Çocuk ağır yaralı Mardin’in Derik ilçesinde Suriye sınırında mayınlı alana yakın Dicle Mahallesi’nde boş arazide mayın patlaması sonucu 5 yaşındaki Muhammet Mustafa Boğa ağır yaralandı. Nusaybin Devlet Hastanesi’ne kaldırılan çocuğun hayati tehlikesinin olduğu belirtildi. Mahalle sakinlerinden Edip Tekin, bölgede geçen ay mayın bulunduğunu tespit ettiklerini ve durumu güvenlik güçlerine bildirdiklerini söyledi. lMARDİN Darbe iddialarını böyle yalanladılar İT ile iletişime geçip Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a darbe planı yaptığı şüphesiyle ev hapsine alındığı iddia edilen Suriye Muhaberat şefi Ali Memlük, Esad’ın yanıbaşında ortaya çıktı. İran meclisinin Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komitesi Başkanı Alaaddin Borucerdi ile yaptığı görüşmeye Memlük’ü de götüren Esad, Memlük ile birlikte boy boy fotoğraf çektirdi. Böylece MIT’le darbe planı haberini pazartesi günü yayımlayan Britanya’nın Da M ily Telegraph gazetesini yalanladı. Muhaberat şefinin faaliyetlerine ya da görüntüsüne yer verme alışkanlığı olmayan Suriye medyasının, İranlı yetkiliyle toplantıyı haberleştirmesi, Telegraph’a yanıt olarak yorumlandı. Telegraph, Tahran’ın Suriye yönetiminde giderek daha fazla söz sahibi olmasından rahatsız olan Memlük’ün Türk istihbaratı ve sürgündeki Suriyeli yetkililerle haberleştiğini iddia etmişti. l Dış Haberler Telegraph’a yanıt Esad, ev hapsinde olduğu iddia edilen Suriye Muhaberat şefi Ali Memlük ile fotoğraf çektirdi. Ali Memlük İran’dan Türkiye’ye sert eleştiri İran Genelkurmay Başkanı Yardımcısı Cezayiri, Yemen konusunda Suud’a gözdağı verirken, Suriye içsavaşıyla ilgili Türkiye’yi acı biçimde eleştirdi. Suriye’deki krize yalnızca Arap koalisyonunun değil Türkiye’nin de müdahil olduğunu belirten Cezayiri, “Arap gericiliğinin yanında diğer bölge ülkeleri de yoğun şekilde orada bulunuyor. Kimse Suriye milleti ve devletine karşı Türkiye’nin üslendiği rolünü unutmayacak” dedi. lDış Haberler 12 Eylül ruhu yaşıyor FIRAT KOZOK Mahkumun mektubundaki karikatürler 12 Eylül yöntemiyle sansürlendi incan Cezaevi’nde yatan bir mahkumun CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’ya gönderdiği, içerisinde karikatürlerin de bulunduğu mektup, cezaevi yönetimi tarafından 12 Eylül yönetiminin sık sık başvurduğu yöntemle sansürlendi. Mektuptaki karikatürlerin üzeri kapatıldıktan sonra fotokopisi çekildi ve TBMM’ye bu şekilde gönderildi. Sincan 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutulan Zeki Demir isimli tutuklu, CHP’li S Ağbaba’ya içinde karikatürlerin de bulunduğu iki sayfalık bir mektup yazdı. Ancak karikatürler, cezaevi idaresinin sansürüne takıldı. İdarenin kararıyla karikatürlerin üzeri kapatılarak fotokopileri çekildi ve Ağbaba’ya bu şekliyle gönderildi. Ağbaba, 12 Eylül döneminde dikta yönetiminin hoşuna gitmeyen gazete haberlerini çıkartıp, sayfaların “beyaz boşluklarla” çıktığını anımsattı. Demir, Ağbaba’ya gönderdiği mektubunda çizdikleri ka Beyaz boşluklarla çıktı Nihat’ı anan çocuğa dava Polisin Nihat Kazanhan’ı (12) öldürmesini protesto etmek için 16 Ocak’ta siyah giyinerek, Beşiktaş Kaymakamlığı duvarına “Devlet on günde beş kardeşimizi katletti / Edi Bese (Yeter artık)” yazan U.Ç. (16) hakkında “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla dava açıldı. İddialara göre, olay günü çocuklardan birinin elindeki kağıtta “Yasin 19, Musa 16, Barış 15, Umut 14, Nihat 12 / Edi Bese / Liseli Anarşist Faaliyet” yazıyordu. l İSTANBUL/CUMHURİYET rikatürlere cezaevi yönetimince sansür getirildiğini belirterek, karikatürlerinden bazı örnekleri mektuba iliştirdi. Ancak karikatürlerinin sansüre uğramaması gerektiğine yönelik bir mektup kaleme alan Demir’in bu mektubu da sansüre uğradı. Demir, mektubunda şunları kaydetti: “Burada Vız Gelir isimli bir karikatür dergisi çıkarıyoruz. Dergimizin istisnasız her sayısının çok sayıda sayfası idarece sansüre uğruyor. Son çıkan 170. sayının 93 sayfasından 49 sayfası sansürlendi. İnfaz Hâkimliği de bu sansür kararını gözü kapa lı onayladı. Bu konuda yazdığı gerekçe ilginçtir; ‘... çizimlerde Cumhurbaşkanı’nın ve resmi kurum binalarının resimlerinin kullanıldığı ve bu çizimlerde kişi ve kurumları küçük düşürücü, alaya aldığı, olayların ve benzerlerinin pratikte karşılığının olması ile halen devam eden terör saldırıları karşısında yakın tehlikenin mevcut olduğu, bu sebeple düşünce ve ifade özgürlüğü ile haberleşme özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varıldığından talebin reddine karar vermek gerekmiştir.’” rhan Veli, “Neler yapmadık şu vatan için” der, “kimimiz öldük, kimimiz nutuk söyledik!” Bugünlerde meydanlar, vatan için ölümü göze alanların kadrini bilmeyenlerin nutuklarından, palavralarından, çığırtkanlığından geçilmiyor. Neyse ki Uluslararası PEN Barış Konferansı bahane oldu da bu gürültü ve görüntü kirliliğinin dört gün uzağında kalabildim. Bu ayrıcalığa bir de gittiğim ülkenin güzelliği eklendi. Tanrı, dünya üzerinde bir cennet tasarlamak için Slovenya’yı seçmiş olmalı. Doğanın eşsizliğini, o muhteşem doğada otlayan hayvanların etinin, sütünün, kremasının lezzetini haydi bir kenara bırakayım; tutuklu yazarların ifade özgürlüğünü gözetmek amacıyla kurulmuş bir örgütün üyelerini, saraylarda ağırlayacak kaç kültür bakanı vardır acaba bölgemizde? Değil tarihe mal olmuş bir sarayda, bir bakanın konuğu olmak, beş dakikalık görüşme olanağı yaratmak dahi çoğu zaman mümkün olmaz, özgürlük mücadelesi veren derneklere. Kısacası Slovenya’da sadece memleket cennet değil, kültür bakanları da melek! Dünyanın dört bir köşesinden, dünya liderlerine barış çağrısı yapmak üzere gelen biz yazarlar, böyle bir atmosferde, şu anda yaşanmakta olan tüm sıcak savaşların hemen durdurulması için bir yıl önce kaleme alınan BARIŞ MANİFESTOSU’nu nasıl etkin bir hale getirebileceğimizi tartıştık aramızda. Barışa nasıl dikkat çekseydik? Amaçlara dikkat çekmek için cinayet ve teröre başvuranların çok yol kat ettiği çağımızda, biz yazarların yolu ancak sadece söz ve yazıdan geçebileceği için elbette önce medyayı aracı etmeyi hedefledik. Bu yüzden, benden gazetemizin konuk köşesinde, savaşların kazanana dahi hiçbir yararı olmayacağına dair yazıları sıkça okuyacaksınız, bundan böyle. Ama sadece yazarlara değil, hangi meslek dalından olursak olalım, hatta özellikle çocuklu ev kadınları olalım, hepimize düşen bir iş var. Dünya liderlerine, savaşan ülkelerin başkanlarına, başbakanlarına ve savunma bakanlarına mektuplar, dilekçeler, mesajlar, tweet’ler yollayalım. Mesajlarımız basit ve samimi olsun: Savaşmayın Beyler, diye yazalım, çocuklarımızın geleceğini, sağlığını, mutluluğunu çalmayın! Yeryüzü ve dünya nimetleri, savaşmadan da hepimize yeter! Barışa inanan gazeteler yazılanları yansıtsın, televizyonlar ayda bir kerecik olsun, SAVAŞMAYIN kampanyasına yer versin. Özellikle biz kadınlar, bıkmadan usanmadan mesaj atalım, savaşlar dursun diye. Mektuplarımız milyonları bulsun ve savaşan, savaşı özendiren, manipüle eden liderlerin kimini rahatsız etsin, kimini uyarsın, kimini vicdanlarından vursun. Kulağa hayal gibi geliyor ama bakarsınız bir mesaj menzile ulaşıvermiş! O Karakolda dayağa ‘basit yaralama’ cezası arabağlar Polis Karakolu’nda 4 yıl önce Fevziye Cengiz adlı kadını döven polis memurlarından 2’si hakkında, “basit yaralama” suçundan 1’er yıl 3’er ay hapis cezası verildi. 2011 yılının temmuz ayında gözaltına alınan Cengiz, Karabağlar Polis Karakolu’na götürülmüştü. Polislerin burada Cengiz’i dövmeleri, karakolun güvenlik kameralarına da yansımıştı. Daha sonra 4 polis hakkında açılan “işkence ve eziyet” davasıyla, Cengiz hakkında açılan “basit yaralama” ve “hakaret” davaları İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sonuçlandı. Cengiz, polise hakaretten 442 gün hapis cezası karşılığı 8 bin 840 lira adli para cezasına çarptırıldı. Polislerden Beyit S. ve Hakan Y.’ye ise 1’er yıl 3’er ay hapis cezası verildi. Bu cezalar ertelenmedi. l İZMİR / Cumhuriyet Yüzbaşıya işkence davası Koçer, engelli haline getirecek şekilde işkence yaptığı için yargılanacak ALİCAN ULUDAĞ K O polisler ve savcılar tutuklu Çağdaş Hukukçular Derneği’ne üye 22 avukat hakkında açılan davanın görülmesine dün devam edildi. Duruşmada verilen aranın ardından İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan dernek üyesi yaklaşık 50 avukat, “Devrimci avukatlar onurumuzdur” yazılı pankart açarak slogan attı. Avukat Ebru Timtik, “Tutuklanmamızı sağlayan, o soruşturmada görev alan polisler, savcılar ve mahkeme üyeleri bugünkü siyasi iktidar tarafından mahkum edilmiştir. Yine de onların uğradığı bu hukuk dışılık bizim uğradığımız hukuk dışılıkla aynı” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet amsun Cumhuriyet Başsavcılığı, 12 Eylül döneminde öğretmen Sait Özdemir’e işkence yaptığı gerekçesiyle Yüzbaşı Metin Koçer hakkında işkence suçundan 8 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Öğretmen Özdemir, bu işkenceler yüzünden yüzde 42 oranında engelli oldu. Ancak savcılık, işkenceyi azmettirmekten 12 Eylül’ün lideri Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkındaki şikâyete takipsizlik kararı verdi. Ordu’nun Aybastı ilçesinde öğretmenlik yapan Sait Özdemir, 9 Ekim 1980’de dersteyken sol örgüt mensubu olduğu iddiasıyla polis ve jandarma tarafından gözaltına alındı. Önce Aybastı Jandarma Karakolu’na götürülerek işkence yapılan öğretmen Özdemir, 40 gün S sonra Fatsa’ya gönderildi. Fatsa’nın ünlü işkence merkezi EtBalık Kurumu’nda 10 gün kalan Özdemir’in ifadesi ilk kez burada alındı. Tutuklanarak Ordu Efilli Cezaevi’ne konulan, daha sonra Amasya, Çorum, Samsun ve Bursa cezaevlerine nakledilen Özdemir, 1991’de İnfaz Yasası ile birlikte tahliye oldu. Özdemir, 29 Mart 2012 tarihinde Bursa Başsavcılığı’na verdiği suç duyurusu dilekçesinde, bu işkenceleri o dönemde MGK üyeleri şüpheliler Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya başta olmak üzere diğer sıralı üst amirlerin azmettirmesi ile Samsun Cezaevi’nde görevli Kurmay Yüzbaşı Metin Koçer ve emrindeki personelin yaptığını bildirdi. Özdemir, savcılığa Uludağ Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden aldığı engelli sağlık raporunu verdi. Samsun Cumhuriyet Savcısı Muhitdin Çiçek, şikâyet üzerine Koçer hakkında işkence yapma suçundan dava açtı. Şikâyetçinin tutuklu olarak 19841986 yılları arasında kaldığı Samsun Özel Askeri Ceza ve Tutukevi’nde müdür olarak görev yapan Koçer tarafından şikâyetçinin bedensel ve ruhsal açıdan acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak şekilde dayak, hakaret, dipçikleme, soğuk beton üzerinde tutma ve benzeri eylemlerle sürekli ve sistematik işkence yapıldığı ve emrindeki personele uygulatıldığı anlatıldı. Şüpheli hakkında AİHM’nin işkence suçlarında zamanaşımı hükümlerinin uygulanmayacağına ilişkin içtihatlarına vurgu yapılan iddianamede, kamu davası açılması için yeterli şüpheli oluşturacak delillerin bulunduğu belirtildi. A Haber, Meral Akşener iddiası için para ödeyecek TÜK, MHP İstanbul Milletvekili Meral Akşener hakkında “kaseti var” iddialarının canlı yayında dile getirilmesi nedeniyle A Haber’e para cezası verdi. A Haber, bir önceki ayın reklam gelirlerinin yüzde 1’ini ceza olarak ödeyecek. A Haber kanalında, 10 Mayıs tarihinde yayınlanan programda Cemil Barlas ile Latif Erdoğan, Meral Akşener’le ilgili “kaseti var” ifadesini kullanmıştı. Büyük tepki alan yayının ardından, Meral Akşener RTÜK’e başvurarak, “müeyyide” talep etmişti. Konu ile ilgili olarak Üst Kurul Üyesi Esat Çıplak da, kurul başkanlığına dilekçe yazarak, yayında gerçekleştirilen ihlallerin raporlaştırılmasını istemişti. l ANKARA / Cumhuriyet R 9 Ekim 1980’de gözaltına alınan Sait Özdemir, aldığı rapora göre işkence nedeniyle yüzde 42 oranında engelli. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle