Katalog

Salı 28 Nisan 2015 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BARIŞ AKTAŞ ekonomi 9 Yolsuzluk zirve yaptı Yurttaşların yüzde 67’si son iki yılda yolsuzluğun arttığını, yüzde 54’ü önümüzdeki iki yılda da artacağı görüşünde. Yolsuzluğu şikâyetin ise işe yaramayacağı düşünülüyor luslararası Şeffaflık Derneği’ne göre son iki yılda AKP seçmenleri içinde yolsuzluğun arttığını düşünenlerin oranı yüzde 26 iken, bu oran CHP ve MHP seçmeninde yüzde 88’e, HDP seçmeninde ise yüzde 80’e çıkıyor. Uluslararası Şeffaflık Derneği Başkanı E. Oya Özarslan tarafından açıklanan, “Türkiye’de Yolsuzluk: Neden, Nasıl ve Nerede?” araştırmasının sonuçları, son iki yıl içinde yolsuzluğun arttığını gösterirken, toplum yolsuzluğun önüne geçilmesi için umut da beslemiyor. Katılımcıların siyasi tercihlerine göre tutum belirlemeleri de araştırmanın en dikkat çekici noktalarından biri oldu. Türkiye’nin tüm bölgelerinde toplam 2 bin kişiyle yürütülen araştırma sonuçları şöyle: l Katılımcıların yüzde 67’si yolsuzluğun arttığını, yüzde U 54’ü ise önümüzdeki 2 yıl içinde de yolsuzluğun artacağını düşünüyor. Yaralar Nasıl Kapanacak? (2) atan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, partisinin seçim bilgirgesine ilişkin 25 Nisan tarihinde İstanbul’da yaptığı sunumunda, Ermenilerin soykırım dayatmalarını daha iktidara gelmeden kökten bitirdiklerini söyledi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde açtığı davayı kazandığını anımsattı. AİHM kararı gerekçesinde yer alan, “1915 olaylarının Yahudi soykırımına benzemediği, dolayısıyla soykırım tanımına girmediği..” vurgulamasının altını çizdi. Hukuksal duruma ilişkin durum değerlendirmesini şöyle özetledi: “Artık elimizde uluslararası mahkeme kararı var. Dünyada hiçbir güç, Ermeni soykırımı yalanıyla bize diz çökertemez. AKP İktidarının, devletin yapamadığını yaptık.. Türkiye’ye yöneltilen en önemli tehditlerden birini hukuk düzleminde geçersiz kıldık. Söz veriyoruz: Yabancı devlet meclislerinin Ermeni soykırımını tanıyan kararlarını tek tek kaldıracağız. Ermeni soykırımı yalanını, yabancı ülkelerin okul kitaplarından çıkartacağız...” Seçim bildirgesinde yer alan bu “soykırım” karşıtı tezin, bu ülkedeki vatandaşların duygu ve yaklaşımlarındaki karşılığı üzerinde söz söylemeye kalkışacak değilim... Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanması sürecinde, koskoca imparatorluğun emperyal paylaşım kavgalarının da katkılarıyla, yaşatılan kanlı iç savaşlarda, ırklar, dinler üzerinden aynı imparatorluğun vatandaşlarının akıtılan kanlarının boyutunun unutulmamasını diliyorum... Açılan yaralar, travmaların boyutlarının, yaşanılanlar, yaşatılanların bütünlüğü anımsanarak, yüz binler, toplam milyonları bulan can kayıplarının derinliği algılanarak... Yaşanmışlıkların tarihi gerçekleri içinde, yüz yüze hesaplaşmalarında, insancıl, adil yaklaşım, hukuksal tartıda terazinin ağırlıklarının düşünülmesi gereğini, yaraların kapanması yolunda yaşamsal değerini, bir önceki yazımda olduğu üzere bir kez daha anımsatmak istiyorum... HHH Balkanlar’da yaşayan Osmanlı vatandaşı kökenli olarak, oralarda Osmanlı aidiyetini savunanlar cephesinden vatandaşı olmanın bedellerini en hafifi ile zorunlu büyük göçler, kırımlar, can kayıpları olarak ödemişler cephesinden, Ermenilerin yaşadıklarına hem acılar kardeşliği ile çok yakın.. Hem de tek yanlı “soykırım” suçlamasına; “adil olmayan, haksızlık..” penceresinden bakan Balkan göçmenlerinin önyargılarıyla beni tarafsız bulamayabilirsiniz. Oysa mutlu çocukluğumun güzelim anıları ile dopdolu Tito Yugoslavyası’nın benzer çıkar dengeleri içinde parçalanışını, halklarına yaşatılanları, acıları, sonrası kapatılamayan yaraları Türkiye’den nefesini tutarak izleyen bir gazeteci, gözlemci olarak, kimi küçücük ayrıntılar üzerinden, “Yaralar Nasıl Kapanacak” sorusuna yanıt aramayı sizlerle paylaşmak niyetindeyim... Önce dünkü Hürriyet’te yayımlanan, Cansu Çamlıbel’in “Yüz Yüze” başlıklı söyleşisini okumanızı rica edeceğim... Ermenistan Amerikan Üniversitesi’nde ders veren tarihçi Vahram TerMatevosyan, Ermenilerin öncelikli gündemini anlatmış... “Soykırım, siyasi ve hukuki sonuçları olan bir eylem. Soykırımın tanınmasını iade ve tazminat takip etmeli.” Amerika ve AB’de odaklanmış Ermeni diyasporasının “soykırım” seferberliğini çok net özetleyen yaklaşıma ekleme yapmanın gereği bile yok. Sadece ve sadece diyasporanın “soykırım” önceliği ile, Ermenistan’da sokaklarda yapılan söyleşilerdeki bu bitmez kavganın mağduru yoksul, bedel ödeyen Ermenilerin öncelikleri arasındaki uçurum farklarının örneklerine dikkat çekmek isterim... Onlar Türkiye’de yaşayan Türkiye ya da Ermenistan vatandaşı kendileri gibi olanlarla birlikte öncelikle barışın gelmesi, sınırların kalkması, birlikte ekonomik işbirliğinin getirilerinin düşlerini görmekteler. Bu önceliklere göre siyasi erklerden çözüm yaklaşımları beklemekteler. Bizde kaçak çalışanları en çok Erdoğan’ın kızgın, gizli “geri gönderirim” tehdidinden büyük korku, kaygı yaşamaktalar... Rusya ekonomik bütünleşmişliğin içinde destek veriyorsa da, ABD’nin, dahası diyasporanın da pek hayrını görmüyorlar... Bire bir akrabaları varsa kimi özel destekleri saymazsanız, Ermenistan’a anlamlı yatırım, işsize iş söz konusu değil. Açık söylenemese de diyaspora odaklı çelişkileri, çatışmaları derinleştiren siyasetlerden yarar değil, zarar görmekteler... AKP’liye göre düşük l AKP seçmenleri içinde yolsuzluğun arttığını düşünenlerin oranı yüzde 26 iken, CHP ve MHP seçmeni yüzde 88, HDP seçmeni yüzde 80 oranında artış görüyor. l AKP seçmenleri içinde yolsuzluğun artacağını düşünenlerin oranı yüzde 18 olurken, CHP ve MHP seçmeni yüzde 75, HDP seçmeni ise yüzde 63 oranında artış öngörüyor. l Hükümetin yolsuzlukla mücadeledeki çabalarını, katılımcıların yüzde 55’i etkisiz buluyor. AKP seçmeninin yüzde 12’si hükümeti etkisiz görürken, CHP seçmeninde bu oran yüzde 86’ya, MHP seçmeninde yüzde 82’ye, HDP seçmeninde yüzde 84’e çıkıyor. 50 40 30 20 10 0 V Diğer AKP döneminde kurumsallaştı Uluslararası Şeffaflık Derneği toplantısına katılan konuşmacılar, yolsuzluğun AKP hükümeti döneminde kurumsallaştığına dikkat çektiler. Gazeteci Nedim Şener, AKP’nin yolsuzlukları sistematikleştirdiğini, medyanın da yolsuzlukların paydaşı haline gelmesiyle siyasi tercihlerle yorum yapıldığını söyledi. Ekonomistgazeteci Mustafa Sönmez de AKP döneminde, çok farklı bir yolsuzluk düzeneği ortaya çıktığını, kurumsallaşmış bir mekanizma kurulduğunu vurguladı. l “Son bir yıl içinde usulsüz ödeme yapmanız ya da hediye vermeniz istendiyse, bu konuda yasal bir şikâyette bulundunuz mu” sorusuna katılımcıların yüzde 88’i hayır cevabını verdi. Katılımcıların yüzde 60’ı şikâyette bulunmanın faydası olmayacağını söyledi. l Yüzde 28.35’i son 12 ayda usulsüz ödeme yapmak durumunda kaldığını söylüyor. l Yüzde 61’i, “Özel sektör rüşvet, hediye vb. vererek kamusal işlemler ve hukuki düzenlemeler üzerinde çok etkilidir” diyor. l Yolsuzluğun en yaygın olduğu kurumlar arasında yerel yönetimler ve partiler ilk sıralarda. Belediyeler yüzde 13 ile en fazla usulsüz ödeme yapılan kurumlar oldu. l Ekonomi Servisi Şikâyet işe yaramaz Her bir yurttaş fark yaratabilir Yolsuzluğun nedenleri arasında dokunulmazlık ve yolsuzluğun cezasız kalması 10 üzerinden yüzde 8.14’le ilk sırada yer aldı. Katılımcıların yüzde 84’ü devlet memuruna bahşiş vermenin yolsuzluk olduğunu düşünüyor. Yüzde 61’i kamu kurumlarında işlerin halledilmesi için kişisel bağlantıların tanıdıkların olmasının etkili olduğunu belirtti. Her yurttaşın yolsuzlukla mücadelede kişisel çabasıyla fark yaratabileceğine inananların oranı ise yüzde 71 oldu. Ziraat, Etiyopya’da ofis açacak Muş ticari riskte birinci TÜGİAD’a göre Türkiye’nin en yüksek ticari riskine sahip illerinin başında Muş gelirken ticari riskin en düşük olduğu il Siirt oldu. olar kurunun 1.8 TL’den 2.7 TL’ye çıkması bile ticari riski artırdı. Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Türkiye’nin il bazında ticari risk analizini yaptı. Karşılıksız çek, protestolu senet ve takipteki alacaklar gibi verilerden elde edilen araştırmada, Türkiye’de ticari riskin en yüksek olduğu illerin başında yüzde 71.59 ile Muş geliyor. Muş’u yüzde 70.23 ile Tokat takip ederken Bayburt yüzde 65.98 ile listenin 3. sırasında yer alıyor. Araştırmaya göre Türkiye’de ticari riski en düşük il yüzde 27,52’lik skoruyla Siirt olurken, bu ilimizi yüzde 28,66 ile Kilis ve yüzde 33,83 ile Hatay izledi. Ticari riskin en düşük olduğu iller sıralamasında Kocaeli 6. İstanbul ise 9. sırada yer aldı. iraat Bankası Etiyopya’da ofis açacak. TürkiyeEtiyopya İş Forumu’nda konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Ziraat Bankası’nın Etiyopya’da bankacılık yapmak için lisans alan ilk yabancı banka olacağını söyledi. Ziraat Bankası yurtdışında Azerbaycan’a banka kurmak için harekete geçmişti. Z D Japonya’ya not darbesi redi derecelendirme kuruluşu Fitch, Japonya’nın kredi notunu bir kademe düşürerek A+’dan A’ya indirdi, kredi notu görünümünü ise ‘durağan’ olarak açıkladı. Fitch, Japon hükümetinin iptal edilen vergi reformu yerine getirilmezse, notun daha da düşeceğine işaret etti. K Gıda enflasyonunda yıllık artış oranı yüzde 14.66 oldu. Türkİş’e göre yoksulluk sınırı 4 bin 344 TL oldu ürkİş’in Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’na göre, nisanda dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 1334 TL, yoksulluk sınırı ise 4 bin 344 TL oldu. Bekar olan bir çalışanın yaşama Doğu’da daha yüksek Analizine göre Doğu Anadolu Bölgesi genelinde bir ticari risk görülüyor. Karadeniz bölgesindeki risk düzeyi Türkiye ortalamasının üzerinde bir seyir izliyor. TÜGİAD Başkanı Rahmi Çuhacı, 2013 verileriyle gerçekleştirilen çalışmanın, 2014 ve 2015’in 6 aylık verileriyle güncelleneceğini belirtti. l Ekonomi Servisi Varoufakis ekipten çıktı unanistan Başbakanı Alexis Tsipras, cuma günü Litvanya’nın başkentinde yapılan Avro bölgesi maliye bakanları zirvesinde Maliye Bakanı Yanis Varoufakis’in eleştirilere hedef olmasının ardından ABve IMF ile müzakereleri yürüten ekipte değişikliğe gitti. Dışişleri Bakanı Yardımcısı Euclid Tsakalotos Varoufakis’in yerine görevlendirildi. Tsakalotos kreditörlerin temsilcileri tarafından beğenilen ve sakin mizaçlı bir isim T maliyeti ise bu ay 1631 TL olarak hesaplandı. Oysa yılbaşından bu yana geçerli olan ve seçim kampanyalarında artacağı vaat edilen net asgari ücret halen 949 TL ve aradaki fark ise 682 TL. Y Elmasta BİSTBelçika işbirliği Borsa İstanbul (BİST) dünyanın en önemli elmas merkezlerinden Belçika’nın Anvers kentinde elmas ticaretinin geliştirilmesi için çalışmalar yapan Anvers Dünya Elmas Merkezi (AWDC) ve Mücevher İhracatçıları Birliği (MİB), Türkiye ile Belçika arasındaki elmas ticaretinin geliştirilmesi amacıyla mutabakat zaptı imzaladı. BİST Genel Müdürü Tuncay Dinç açıklamasında, Türkiye’nin altınmücevher ihracatında dün ‘İnşaatta her şey güllük gülistanlık değil’ İstWest, iTower, Mai Residence, Parima Ofis ve Premier Kampüs Ofis projelerine imza atan FerYapı’nın Yönetim Kurulu Üyesi Ramadan Kumova, son yıllarda birçok sanayicinin inşaat sektörüne girdiğini belirterek, “Burada her şey güllük gülistanlık değil. Sektörü çok kârlı sanıyorlar, herkes inşaatçı olmak istiyor. Sektöre girenler bir süre sonra inşaatçılığın hayal ettikleri sektör olmadığını görmeye başladı. Bu konuyla ilgili sorunlar bir yıla biter tahmin ediyorum. Sektörde balon riski yok ama hatalı projeler olacak” dedi. Kumova, FerYapı olarak bundan sonra kentsel dönüşüm projeleriyle de ilgileneceklerini, girecekleri bölgelerin ise Beşiktaş ve Şişli civarı olacağını aktardı. Kumova devam eden projeleri için 2015’i teslim yılı olarak ilan ettiklerini anlatarak, “Eşzamanlı yürüttüğümüz ‘Mai Residence’, ‘Parima Ofis’ ve kiralamalar başladı. ‘Premier Kampus Ofis’i yıl bitmeden teslim edeceğiz” diye konuştu. yada ikinci ve genel olarak sektörde beşinci sırada yer aldığına dikkat çekti. Törene katılan Belçika Dış Ticaret Bakanı Pieter de Crem de “Geçen yıl Türkiye’ye 20 milyon dolara eş değer olan 11 bin karattan biraz daha fazla işlenmiş elmas ihraç ettik. Bu mutabakat zaptı ile bunu artırmak istiyoruz” diye konuştu. De Crem, Türkiye’de yıllık yaklaşık 235 milyon dolarlık iç elmas tüketimi olduğunu vurguladı. Ramadan Kumova C M Y B