18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 18 Nisan 2015 EDİTÖR: OLCAY BÜYÜKTAŞ TASARIM: EBRU ADALI ekonomi 9 80 bin küçük çocuk korunmaya muhtaç Ekonomik yoksunluk nedeniyle 2010’da 35 bin 298 olan korunmaya muhtaç çocuk sayısı yüzde 100’ü aşan bir oranla 2014’te 80 bin 375’e ulaştı. Politik söylemlerinde sürekli çocuk isteyen ve tecavüz çocuklarının dahi kürtajına izin vermeyen iktidar, muhtaç çocuk sayısını yüzde 128 artırdı. nce üç çocuk şiarıyla meydanlarda haykıran iktidar sözcüleri, daha sonra sayıyı artırarak kadınların doğurmasını arzuladıkları sayıyı dörde çıkardı ancak veriler, iktidarın yardıma muhtaç çocuk sayısını da büyük bir hızla yüzde 128 artırdığını ortaya koydu. İktidarı süresince yoksul ve yardıma muhtaç sayısını yüzde 39’a çıOLCAY karan, ekoBÜYÜKTAŞ nomi politikalarının tıkanması nedeniyle bir muhtaçlar ordusu yaratan ve yaptığı düzenlemelerle yaşamak için maddi yardıma gereksinim duyan bu büyük kitleyi oy deposuna çevirme çabası güden iktidarın, yardıma muhtaç çocuk sayısını da ikiden fazla artırdığı görüldü. Hükümetin uyguladığı ekonomik politikalar sonucu alt tabakada yer alan yoksul ve dezavantajlı kesimler daha yoksul duruma düşerken, ekonomik yoksunluk nedeniyle korunmaya muhtaç çocukların sayısı 35 bin 298’den 80 bin 375’e yükseldi. İzmir Tabip Odası Hekim Meclisi üyesi Dr. Ergün Demir ve İstanbul Tabip Odası TTB delegesi Dr. Güray Kılıç’ın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 2012, 2013, 2014 Yılı İdare Faaliyet Raporları, Bakanlık 2015 Büt Kaçak Göçmen Trajedisi... nsanlık suçlarına duyarsızlık, insanlık suçlarının katlanması, cezasız kalması ile at başı bir sonuç olarak yaşanıyor. Geçen hafta boyunca kaçak göçmenlerin taşındığı teknelerin çoğalması, batmaları, trajik ölümlerin öykülerinin içeriğindeki vahşet, çoklu ölümlerle bağlantılı kaçınılmaz haber yapılsalar da, alışkanlık, sıradanlık içinde geçiştirildiler... İtalya’nın AB katında, “Benim tek başına altından kalkabileceğim bir sorun olamaz. AB ölçeğinde sonuç alıcı çözümler üretmek zorundayız..” çıkışı ile sadece son 5 gün içinde İtalya’ya gelen Afrikalı göçmen sayısının 10 bini bulduğunu öğrenmiş bulunuyoruz... İtalya, Türkiye içinde, ülkelerin sorumlu güvenlik güçlerinin nasıl bir insanlık avı boyutunda kaçakların ülkelerine girmemeleri için önlemler aldıklarını, operasyonları, sonuç olarak göçmen dramı, vahşetinin sayısız birbirinden acımasız sonuçları ile ancak öğreniyoruz... Geçen pazar Libya’dan yola çıkmış bir teknenin devrilmesi ile 400 kaçağın öldüğü biliniyor... Dün yine kıyıya varabilen bir teknenin içinde kaçak Müslümanlardan bazıları, aynı tekne içindeki kaçak başka dinlerden insanları öldürme suçundan tutuklandılar. Kaçakçılık yapanların insanlık dışı suçları işleyerek yaptıkları ticaretin günümüzde silah, uyuşturucu kaçakçılıklarından daha acımasız boyutlarda katlanmış olması, aslında uygarlığın, insanlığın, sözde uygarlığın en güçlü iktidar erkleri, çıkarları adına, hesap verilmesi dahi gündemde olmayan işlenmiş suçların sonuçları... HHH Kaçak göçmenler ticareti, en kesintisiz haliyle dünya ölçeğinde gelir dağılımı uçurumuna, işsizliğe, insan hakları, demokrasi, yaşam hakları gelişmişliğine bağlı yoksul güneyden zengin kuzeye doğru yaşanıyor. Akışın patlaması, insanlık dramı, trajedisi, vahşeti, vicdansızlığın büyümesi uçurumların büyümesi bağlantılı yaşanıyor. Kaçak göçmenliğin trajediye dönüşmesi halleri ise giderek kirlenen çıkar ilişkileri, kaynakların daha az ellere, haksız, hukuk dışı, kuralsız akması... Gücün, siyasetin katlanarak kirlenmesi, sistemin soluksuz suçla ayakta İ Ö çe Sunum Kitapçığı, İnsani Kalkınma Endeksi (Human Development Index HDI) 2014, Ekonomik Kriz, Türkiye’de Ailelerin Refahını Etkiliyor çalışması TEPAV, UNICEF ve 2014 İnsani Gelişmişlik Raporu UNDP’den yararlanak hazırladıkları ‘Türkiye’de Yoksulluk ve Muhtaçlık Durumu/2014’ başlıklı çalışmaya göre, muhtaçlar ordusuna iki yılda 6 milyon 768 bin kişi katıldı. Yardıma muhtaç hane ve kişi sayıları Aile ve Sosyal Planlama Bakanlığı (ASPB) faaliyet raporlarından alındı. 2.5 milyon çocuk yardımla okuyor Korunmaya muhtaç çocukların dışında ciddi bir oran da, eğitim giderlerini karşılamaktan uzak konuma itilmiş durumda. ASPB verilerine göre, türlü adlarla yapılan eğitim ve iaşe yarıdımı alan çocuk sayısı 2 milyon 446 bin 659. Çocuklar için ödenen sosyal ve ekonomik destekler, çocukların öğrenim durumlarına göre değişiyor. Ödemeler, anneler adına açılan banka hesaplarına yatırılıyor. Ekonomik yoksunluk nedeniyle korunmaya muhtaç çocukların kurum bakımı yerine, ekonomik yardım uygulamalarıyla destek sağlanarak aile parçalanmadan bir arada yaşaması amacıyla geçen yıl ortalama çocuk başına 539,47 lira ödeme yapıldı. Yoksulluk artık saklanamayacak kadar yaygın osyal yardım rakamlarına bakıldığında, üzeri örtülmeye çalışılan yoksulluk ve muhtaçlık durumunun artık saklanamayacak kadar yaygın ve aleni olduğu görülüyor. PTT ile yapılan protokol doğrultusunda; coğrafi koşullar, hava şartları, hastalık, yaşlılık, engellilik durumları gibi nedenlerle ödemelerini çekmeye gidemeyen hak sahip 1 milyon kişiye konutta ödeme yapılıyor S lerinin zamanında yardım ödemelerine erişmeleri için konutta ödeme uygulaması yürütülüyor. 2014’te 1 milyon 826 bin kişiye Sosyal Yardım Kartı dağıtıldı. Yoksulluk tescilli Geliri asgari ücretin üçte birinden az olduğu için sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanan yurttaş sayısının da 9 milyonu aştığı, diğer yandan yine sayıları 1 milyon 400 bin civarında olan engellilerin de hayatlarını ancak yardımla devam ettirecek boyutta yoksul olduğu bilinen başka gerçekler. Türkiye, 2014 Sosyal Gelişme Endeksi’nde 187 ülke arasında 69’uncu sırada yer aldı. Bu durum, sağlık, eğitim ve yaşam standartları alanlarında tekrar eden yoksunluklar nedeniyle ne denli yoksul yaşandığını da kanıtı. kalmasıyla bağlantılı büyüyor... En kirli, en çaresiz kaçak göçmenlik trajedileri, günümüzde iç savaşlardan, ölümden kaçışın durdurulamaz örnekleri... ABD önderliğinde AB’nin siyasi iktidarlarının çıkarları adına suç ortaklığında yarıştıkları “terörle yatağında savaşma, demokrasi ihraç etme..” palavralarında gerçekleştirilmiş işgaller, müdahalelerin ardından çıkan iç savaşlar bataklıklarından... Şu son haftanın ölümüne on binlerle kaçanları, Libya’da çok kanlı sürmekte olan aşiretler savaşlarından, pisi pisine ölmekten kurtulma çabalarının can havli halleri... ErdoğanDavutoğlu eksenli, AB’nin Ermeni soykırımı kararına ilişkin eleştirideki sitem, “Yüz yıl öncesinin, tarihçilerin çözmesi gereken insanlık suçu hesaplaşmasında.. AB’nin son kararında olduğu üzere bugünün kendi suçlarını kapatma çabası..” değerlendirmelerinin vicdanen çok da haksız olduğu söylenemezdi belki... Doğrudan İktidarları olarak İslam dünyası, Ortadoğu’da söz sahibi olma, İktidarları çıkarları adına nerede ise gönüllü bir işgüzarlıkla yüklenilmiş benzer suç ortaklıkları, işbirlikleri söz konusu olmasaydı... İktidarlarının tartışılmaz lideri dönemin başbakanı, günümüz Cumhurbaşkanı’nın belleklerde çok taze söylemleri, Libya’da demokrasi aşılama adına yapılan askeri müdahaleye Türkiye’nin doğrudan katılımları... Osmanlı İmparatorluğu’nun sorumluluğunda tarihte kalmadı ki, kendi İktidarlarının sorumluluk icraatları olarak yazılı... Hani “NATO’nun ne işi var” sorusunun sorulmasının hemen arkasından, Fransa bombardımanının başlatılması ile hızla devreye girilmiş, ülkemizdeki üsler komuta merkezi yapılmıştı. Yetmemiş, paylaşım pastasında geri kalmama uğruna, turistik otellerimizde savaşın, Libyalı Kaddafi’ye karşı savaşmış darbecileri tedavi edilmişlerdi. Libya pastasından pay kapmak bir yana, Türkiye hâlâ sadece bedel ödüyor. Libyalılar iç savaşta akan aşiretler kanında boğulmamak üzere ölümüne kaçarken, göçmen trajedisinin azmettiren suçluları arasında siyasi erk olarak biz de yok muyuz?.. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle