18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 18 Nisan 2015 TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 13 Torun Anzaklar Çanakkale’de Anzak Koyu’ndaki mezarlıklara ilgi gösteren Avustralyalılar, mezar taşlarındaki isimleri detaylı inceliyor ve çiçek bırakarak dedelerini anıyor. Anzakların torunları savaşların son bulmasını dileyerek barış mesajları vermeyi ihmal etmiyor. lkelerindeki kura çekimi sonucu 2425 Nisan’da gerçekleştirilecek Çanakkale Kara Savaşları’nın 100’üncü yıl törenlerini izlemek için belirlenen 10 bin Anzak to Ü runu, gruplar halinde bölgeye gelmeye başladı. Avustralyalılar, turlar kapsamında savaşların geçtiği Gelibolu Yarımadası’nı gezerken zaman zaman duygusal anlar da yaşıyor. Yabancı ziya retçiler, bir asır önce dedelerinin savaştığı yerleri fotoğraf makinesi ve kameralarla görüntülüyor. Anzak torunları, dünyada yaşanan savaşların da son bulmasını dileyerek barış mesajları veriyor. Avustralyalı ziyaretçilerden radyografi uzmanı Loraine White, Türkiye’ye ilk kez ziyarette bulunduğunu ve Gelibolu Yarımadası’nda gördükleri karşısında çok duygulandığını dile getirdi. Ali Ağaoğlu’na soruşturma açıldı 1725 Aralık yolsuzluk ve rüşvet skandalına adı karışan ünlü işadamı Ali Ağaoğlu’nun, Başakşehir’de bulunan My World Europe sitesini korumalarıyla basarak dernek başkanını tehdit etmesi üzerine Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. İşadamı Ali Ağaoğlu’nun karıştığı olayla ilgili Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan dün açıklama yapıldı. Söz konusu olayla ilişkin soruşturma başlatıldığı belirtilen açıklamada, “Bilindiği gibi Anayasa madde 10 uyarınca, ‘herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi düşünce, din, inanç, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.’ Söz konusu adli olayın Cumhuriyet Başsavcılığımıza iletilmesinden itibaren gerekli tüm yasal işlemler resen başlatılmış ve soruşturma 2015/18477 soruşturma dosyası üzerinden Anayasanın eşitlik ilkesi Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemeleri Kanunu hükümleri uyarınca titizlikle sürdürülmektedir” denildi. Soma’da deliller sanık avukatında çıktı EMRE DÖKER/OĞUZ YILDIZ ‘Topçu defteri’ni mahkemeye vermemişler oma maden faciasıyla ilgili Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamanın 4. duruşmasında sanıklar yine suçu kazada yaşamını yitiren başmühendis Mehmet Efe’ye attı. Madendeki topçu defteri ise sanık avukatlarından çıktı. 301 işçinin yaşamını yitirdiği olayla ilgili 8’i tutuklu 45 sanığın yargılanmasına dün devam edilirken duruşmaya tutuksuz yargılanan 37 sanıktan 27’si katıldı. Dünkü duruşmada Vardiya Amiri Mehmet Ali Günayçelik, bir önceki duruşmada ifade veren İşletme Müdürü Akın Çelik gibi, başmühendis Mehmet Efe’yi suçladı. Günayçelik, Efe’den aldığı emirleri yerine getirdiğini, karar mekanizmasında bulunmadığını söyledi. Hâkimin bazı sensörlerin 12 saat boyunca yüksek ısı dereceleri göstermesine karşın bunu neden kontrol etmediğini sorması üzerine Günayçelik, “Sensörleri takip eden kişi Mehmet Efe” yanıtını verdi. Günayçelik, havalandırma kanallarının ve gaz maskelerindeki kusurların belirlenmesi görevinin de başmühendiste olduğunu öne sürdü. İfadeye tepki gösteren Hâkim Aytaç Ballı da, “Bu kadar büyük bir işletmede her şeyden Mehmet Efe mi sorumlu? Mehmet Efe yaşasaydı, ‘herşeyi ben sakladım mı diyecekti?” dedi. Efe’nin babası Resul Efe, “Ölünün üzerine basarak suçlarından kurtulmak istiyorlar. Sanki madeni oğlum yönetiyordu” dedi. CHP Milletvekili Özgür Özel de, sanıkların ortak savunma kurgusu hazırlayarak tüm suçu ölen S 709 bin liralık makam aracına tepki ERK ACARER Okulda polis işgali lere yüklemeye çalıştığına dikkat çekti. Akhisar’da oluşturulan mahkeme eğitimi de aksattı. Mahkeme salonunun yanı başındaki Ülkü İlköğretim Okulu’nda polisin konuşlandığını belirten Eğitim Sen Akhisar Temsilcisi Ramaları ise bu delilin yeni ortaya çıktığını belirterek, defterin mahkemeye sunulmasını ve tutuksuz sanıkların tutuklanmasını istedi. Mahkeme başkanının bu delilin neden daha önce ortaya konulmadığını sorması üzerine sanık avukatları, “bizden istenmedi” yanıtını verdi. Bunun üzerine iddianameye bakan Ballı, bu defteri istediğini ancak verilmediğini söyledi. Bu defterin yeni ellerine geçtiğini belirten sanık avukatları ise bu defteri “tasnif etttikten son zan Dede, “Emniyet güçleri, okulun bahçesini ve kantinini kullanarak öğrencilerin oyun, eğitim ve sosyal alanlarını işgal etti. Ailelerin birçoğu çocuklarını okula göndermiyor” dedi. ra” mahkemeye sunacaklarını söyledi. Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, mahkemeden delil kaçırıldığını söyleyerek “Tutuksuz sanıklar, bu defterlerin yani delillerin yanına gittiler. Bunu kabul edemeyiz. Delil tasnif etmek avukat işi değil” dedi. Kozağaçlı, tanık, müştekî ve mağdurların, şirketin yönetici ve avukatlarının içinde bulunduğu komisyonca yönlendirilmeye çalışıldığını öne sürdü. l AKHİSAR Delil skandalı Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda, dinamitlerin patlatılması anında tutulan ve “topçu defteri” olarak adlandırılan defterlerin sanık avukatlarında olduğu ortaya çıktı. Sanıkların madendeki yüksek sıcaklığı dinamit patlatmasıyla yorumlaması üzerine avukatları, topçu defterini mahkemeye sunacaklarını söyledi. Mağdur avukat oma davası duruşmaları sürerken, Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın 709 bin TL karşılığında makam aracını yenilediğinin ortaya çıkması büyük tepkiyle karşılandı. Soma’da yaşamını yitiren madencilerin yakınları ve arkadaşları Taner Yıldız’a, “Utanmadan çocuklarımızın kan paralarını yiyiorlar, biz aç yaşarken sefa sürmeye devam ediyorlar” sözleriyle tepki gösterdi. Kendisi gibi madenci olan kardeşini yitiren Sezai Yıldırım, “durumu şiddetle kınıyoruz” derken, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Bu kaza bir başka ülkede olsa, sorumluları bir dakika bile yerlerinde duramazlardı. Utanmayı bilseler bunlar da istifa ederlerdi. Ancak Rıza Sarraf’la ortaklık kuranlardan bunu beklemek yersiz.” S Guardian: Türkiye rezil oldu İngiliz Guardian gazetesi, Türkiye’nin Çanakkale Savaşı’nın 100. yıl anma törenlerini 24 Nisan’da organize ederek, “Ermeni soykırımının 100. yıldönümünü hor görmek” ile suçlandığını yazdı. Gazetenin dış haberler sayfasındaki haber, İstanbul muhabiri Constanze Letsch ve Jon Henley’nin imzalarını taşıyor. Haberin gazetedeki başlığı, “Türkiye, Ermeni soykırımı yüzünden ‘rezil’ oldu”. Guardian’a konuşan İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Profesör Ayhan Aktar, Türk hükümetinin kararının kendisini şaşırtmadığını söylemiş. Economist: İlişki düzeltilmeli Haftalık Economist dergisi son sayısında başyazılarından birini, 1915 olaylarının 100. yılında TürkiyeErmenistan ilişkilerine ayırdı. Dergi “İyileştirme zamanı” başlıklı yazıda, “Türkler, soykırım kelimesi üzerinde tartışmaktansa Ermeniler ile ilişkilerini düzeltmeli” yorumunu yaptı. Economist’in başyazısı, “Günümüzde hiçbir şey geçmiş kadar tahrik edici olmaz” cümlesiyle başlıyor. Yazıda Papa Francesco’nun Pazar günü Vatikan’da Ermeniler için düzenlediği bir ayinde “soykırım” sözcüğünü kullandığı, Türkiye’nin de öfke ile Vatikan Büyükelçisini geri çağırdığı hatırlatılıyor. ‘Nezaket telefonuydu’ SchulzDavutoğlu görüşmesinin Başbakanlık’tan farklı aksettirilmesine jet yalanlama Boğaziçi’nde konferans İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin organizasyondan çekildiği “Ermeni Soykırımı: Kavramlar ve Karşılaştırmalı Perspektifler” başlıklı konferans, 26 Nisan Pazar günü, University of California Los Angeles (UCLA) ve Tarih Vakfı tarafından, Boğaziçi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilecek. Konferans, üniversitenin Uçaksavar Kampüsü’ndeki Garanti Kültür Merkezi’nin Ayhan Şahenk Salonu’nda saat 10.00’da başlayacak. İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2005’te, Ermeni Konferansı’na ev sahipliği yapmıştı. Shulz’a mektup da yazılmış Davutoğlu, Çankaya’da, AP’nın Ermeni Soykırımına ilişkin Shulz’un kendisini araması ile ilgili soruyu da yanıtladı. Shulz’a telefon konuşmasının yanında mektup da yazdığını dile getirdi. AP’nin 750 kişilik bir parlamento olduğunu, içinde birçok “marjinal grubun olduğunu”, çok az katılımla kararların çıkabildiğini dile getiren Davutoğlu, “Muhatap alınmayacak kadar gayriciddi bir yapıya sahip. Avrupa’da ne kadar marjinal grup varsa, ırkçı, İslam karşıtı, Türk karşıtı unsur varsa AP’ye gidecek imkânlar buldular” dedi. oykırım kararının ardından, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu arayan Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz’un sözleri, Türk basınına “izahat” gibi yansıtılınca yanıt gecikmedi. Schulz’un sözcüsü Armin Machmer, “Başkan, geçtiğimiz hafta Ankara ziyareti sırasında görüşemediği Başbakan ile önceden planDUYGU lanmış bir neGÜVENÇ zaket telefonundan böylesi sözlerin aktarılmasına hayret etti” dedi. Sözcü, Başkan’ın Parlamento’nun kararıyla ilgili pozisyonunu da “Parlamentonun kabul ettiğidir” diye aktardı. Sözcü Machmer, telefon görüşmesi sırasında birçok ko S Martin Schulz nunun konuşulduğunu belirterek, Davutoğlu’nun da Ermeni soykırımı ile ilgili Parlamento’nun kabul ettiği kararı gündeme getirdiğini söyledi. Sözcü, “Başkan’ın pozisyonu, her zaman olduğu gibi, Parlamentonun kabul ettiğidir” dedi. Başbakanlık kaynaklarına atfen paylaşılan bilgi şöyleydi: “Schulz görüşmede, 1915 Ahmet Davutoğlu olaylarına ilişkin dünkü Avrupa Parlamentosu kararının kendisinin bulunmadığı bir oturumda kabul edildiğini, şahsen ülkemizin bu konudaki yaklaşımını bildiğini ve tepkimizi anladığını ifade etmiştir. Sayın Başbakanımız AP kararına ilişkin tepkimizi kuvvetli ifadelerle Schulz’a iletmiştir. Sayın Başbakanımız, Avrupa ve yakın çevre sindeki siyasi krizler karşısında Türkiye ile Avrupa kurumları arasındaki işbirliğinin en yüksek seviyede olması gereken bir dönemde, AP’nin aldığı bu mesnetsiz kararın zarar vereceğini vurgulamıştır.” Dışişleri Bakanlığı’nın AP’nin meşruiyetini sorgulayan açıklaması da tepki çekti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Türkiye’den Parlamento’nun meşruiyetini sorgulayan açıklamalarla ilgili rahatsızlığın da görüşmede belirtildiği ifade edildi. Bir Avrupalı diplomat, Dışişleri’nin açıklamasına atıfta bulunarak, “Parlamento seçimlerine katılımın yüzde 42 olması, Türkiye’ye bunun meşruiyetini sorgulama hakkı vermez. Parlamento, bizi aynı çatı altında biraraya getiren en önemli yapıdır” dedi. l ANKARA Papa: Öfkeli insan diyalog kuramaz Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Francesco, katıldığı bir ayinde, “Öfke ve susturma isteği, bir insanın diyalog kurmayı bilmediğinin, açık fikirli olmadığının işaretidir” dedi. Papa konuşmasında Türkiye’nin adını zikretmese de İtalyan basını bu sözlerin hedefinde Türk yetkililerin olduğu izleniminin doğduğunu yazdı. Papa, selefi Emerit Papa 16. Benediktus’un 88. doğum günü için bu sabah bir ayin düzenledi ve buradaki konuşmasında “diyaloğa girmeyenlerin Tanrı’ya itaat etmediğini” de söyledi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle