28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 MART 2015 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER n Baştarafı 1. Sayfada 13 n Baştarafı 1. Sayfada GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Meclis Başkanlık Divanı, muhalefetin iç tüzüğe aykırılık iddiasını reddetti GÜNDEM MUSTAFA BALBAY akordu bozuk seslere dönüştü. HDP’yi ve eşbaşkanını hedef alan Kaçak Saray’ın başlattığı saldırıyı; muhalefetin saraya vekâleten başbakanlık koltuğunda oturduğunu söylediği AD ve de nihayet Başbakan Yardımcısı Bülenç Arınç, üstelik 40 yıllık politikacıya yakışmayan üslupla devam ettirdi. Bu saldırıların temel hedefi ve amacı elbette konuşmaya, tartışmaya değer. HHH Üstelik seçim arifesinde dilediği ve istediği oranda oy alamayacağını gören tepeden tırnağa AKP kadrosunun koro halinde HDP’yi ve eşbaşkanını neden hedef aldığını kestirebilmek için de derin siyasal deneyimlere sahip olmaya gerek yok. 7 Haziran seçimlerinde anayasayı tek adamın diktatörlüğüne terk edecek anayasa değişikliği yapabilmek için gerekli olan 330’u aşan milletvekili kazanmaması olasılığı; öncelikle Kaçak Saray’ın ve ne derse eyvallah deyip yineleyen genel başkandan bakanlarına ve hatta iddiaya göre AKP örgütünün de kâbusu! HDP’yi ve eşbaşkanını doğrudan hedef alan son tartışmaların özü, AKP’nin 7 Haziran seçimini kazanmak için kullanacağı değişik figürlerin başlıcası. HHH Eşbaşkanı doğrudan hedef alan Kaçak Saray’ın başlattığı saldırı HDP’nin türlü engellere karşın yüzde 10 barajını aşarak Türkiye partisi olarak Meclis’e 60’a yakın milletvekili ile girmesini engellemek ve... ....pek arzulu oldukları bu sonucu elde edebilmek için kademeli olarak Cumhurbaşkanlığı seçiminden beri yıldızı parlayan Selahattin Demirtaş’ı eşbaşkanlıktan koparmak ... ...bu partinin olası başarısını engellemek için çözüm sürecinin başarısızlığa uğramasını sağlayacak var olduğunu iddia ettikleri “engelleme projesi”nin başında Demirtaş’ın olduğunu vurgulayarak ... ... HDP yönetiminde ve genelde partide çatlak oluşmasını sağlamaya çalışıyorlar. HHH Bu görevin nihai saldırısını yapmak da, Dolmabahçe açıklamasından sonra bir açıklama yapan Demirtaş’a genelde ağır eleştirilerle saldıran Arınç’a düştü ve kırk yıllık siyasetçiye ve siyasal etiğe yakışmayan söylemlerle Demirtaş’a yüklendi. İç istihbarat örgütlerinden aldığı bilgilere ek olarak Demirtaş’ın “sürecin başarıya ulaşmasını arzu eden birisi olmadığını” söylüyor. Fakat 4 Şubat’ta açıklanması beklenen HDP’den gelen metinde neler olduğunu açıklamadığı kimi istekleri reddetmelerinden sonra HDP’de baş gösteren telaş sonucu bu metin değiştirilerek 28 Şubat’ta okunan son şeklini aldığını iddia ediyor. Kırk yıllık deneyimli politikacılığıyla övünen tavrıyla Arınç, 24 günlük ara süreçte hükümetin kabul edemeyeceği HDP koşullarının neler olduğunu açıklamak zorunda. Böyle muğlak, kafa karıştıran ifadelerle çözüm sürecinin ilerlemesine hizmet ettiğini sanıyorsa Arınç ve AKP kadroları, yanılgı içindeler. HHH Dolmabahçe açıklamasından sonra TV’lerde yayımlanan Demirtaş’ın yorumu, KCK’nin, Kandil’in asla silah bırakmayı engellemeyeceklerini, asıl tartışma konusunun hükümetin bu açıklamadaki demokratik saptamaları hayata geçirmek için ne düşündüğünü açıklamaması idi. Arınç’ın öteden beri karşı olduğu Demirtaş’tan intikam alırcasına bu konuşmasına yakışıksız yorumu aynen şöyle: “Demirtaş’ın bir saat sonraki yüz ifadesine bakın. Çatık kaşlar, sıkıntı, öfke ve nefret!” HHH Başbakan grubunda önceki gün hükümetin İç Güvenlik Yasası gibi valilere, polise yargı yetkisinin yanı sıra polise çok geniş yetkiler, hatta silah kulllanmasına izin veren demokratik kurallarla asla bağdaşmayan İç Güvenlik Yasası’nda bir santim geri adım atmayacağını açıkladı. Oysa çözüm sürecinin önündeki en büyük engel İç Güvenlik Yasası’nda inat eden hükümet! Bu yasa yalnız HDP’nin karşı çıktığı bir yasa değil. Genelde bütün muhalefet partilerinin, kamuoyunun onaylamadığı bir yasa... Daha işin başında uzlaşmayı zorlayan açıklamalar izleniyor. Temenni edilir ki, HDP; partide kargaşa yaratmayı amaçlayan AKP’nin saldırılarından esinlenmez; seçimlerde ve daha sonra AKP’nin değirmenine su taşımaz! HHH Bu seçim rejimsel açıdan çok önemli. Kaçak Saray ülkeyi ya teslim alacak ya da bu gerçeği bugünden gören partilerin çabasıyla bu amacını yitirecek! Pakete devam u TBMM Başkanlık Divanı’nda, muhalefet partilerinin İç Güvenlik Paketi görüşmelerinde içtüzüğe aykırı hareket edildiği itirazı reddedildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, MHP ve HDP’nin İç Güvenlik Paketi görüşmeleri sırasında içtüzüğe ve anayasaya aykırı hareket edildiği gerekçesiyle yaptığı itiraz, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in başkanlığında toplanan TBMM Başkanlık Divanı’nca reddedildi. Toplantıda muhalefetin tüm talepleri Çiçek tarafından kabul edilmedi. HDP’li Sırrı Süreyya Önder, “Çoğunluk olarak siz kararınızı vermişsiniz, burada durmanın anlamı yok” diyerek toplantıyı terk etti. Görüşmelerin ardından yapılan oylamada, 9 AKP’li üyenin oyu ile oylamalarda bir usulsüzlük ve içtüzüğe aykırı işlem yapılmadığına karar verilerek muhalefetin başvuruları reddedildi. İkinci bir oylama daha yapılarak tasarının görüşmelerine devam edilmesi kararlaştırıldı. Muhalefet ayaklandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda, TBMM Başkanlık Divanı’nın, 21 Şubat’ta, Ayşenur Bahçekapılı ve Sadık Yakut’un başkanvekilliği sırasındaki “olaylı” görüşmelerde, Meclis İç Tüzük hükümlerine aykırılık bulunmadığına ilişkin kararı tartışma yarattı. Muhalefetin grup başkanvekilleri, Başkanlık Divanı kararının “demokrasiye ve TBMM’ye vurulmuş bir kara leke” olduğunu belirtince, AKP’li milletvekillerinden TBMM 3 DÖNEMlİKlErDEN sElFİE l Eski bakanlardan Suat Kılıç, Nihat Ergün ve milletvekilleri Necati Çetinkaya, Zeyid Arslan, Hasan Fehmi Kinay, Harun Tüfekçi, Durdu Kasdal, Salih Kapusuz’un çektirdiği selfie sırasında Kılıç, “3 dönem selfiesi çektiriyoruz” dedi. Başkanvekili Güldal Mumcu’ya “İkaz bile etmiyorsunuz” sesleri yükseldi. İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın önceki günkü Genel Kurul görüşmelerinde söylediği “Anayasayı tanımıyorum” sözleri de tartışılırken Ala’nın sözlerini geri alması istendi. CHP’li Mahmut Tanal ise Diyanet İşleri’ne seslenerek “Kamu gelirleriyle, yani devletin uçağıyla Cumhurbaşkanı’nın umreye gitmesi dinen caiz midir?” diye sordu. CHP’nİn kreDİ karTı affı Projesİnİn ayrınTıları neTleşİyor Formül: Hazine’den kaynak ANKARA 7 Haziran seçim stratejisinin ana eksenini “yoksullukla mücadele” odaklı ekonomi politikaları üzerine oturmayı planlayan CHP’nin “kredi kartlarına af” projesinin ayrıntıları netleşiyor. CHP’nin “iktidara geldiklerinde” yaşama geçirme vaadinde bulunacağı projenin ana eksenini, Hazine’den finansman kaynağı ayrılması ve kredi kartı borçlarının kapatılması için özel/kamu bankalarına buradan kaynak aktarılmasının oluşturacağı belirtiliyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek’in yürüttüğü “kredi EKŞİ sÖZlÜK’tE GÜNDEM AYŞE SAYIN kartlarına af” projesi ile ilgili kapsamlı çalışma sürerken, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu; “seçim startı”nı da bu projeyi açıklayarak verecek. CHP yönetiminin, seçim kampanyası için anlaştığı reklamcı Ali Taran’ın da projeyle ilgili kullanılacak “slogan” ve “görsel” malzeme üzerinde kapsamlı çalışma yapması planlanıyor. Sadece kredi kartına af değil, CHP’nin 45 ana başlıktan oluşacak projeleri, kısa, net mesajlar ve sloganlarla duyurulacak. Projenin erken açıklanması halinde, kamuoyu ilgisini yitireceği hesabı yapan parti yönetimi, Meclis’in “seçim tatili”ne gireceği 7 Nisan’dan sonra büyük bir törenle kamuoyuna açıklamayı planlıyor. C HP’nin projesi Ekşi Sözlük’te 214 yorumla en çok konuşulan ikinci konu oldu. Kullanıcılardan bazıları şu ifadeleri kullandı: naletcix : İnsanlar yaşam kaygısı içinde. Eğer gerçekse bence Kılıçdaroğlu’nun şu ana kadar yaptığı en iyi icraat bu vaat olur. do not panic : Maliyeti kaçak sarayın maliyetinin yarısı bile değil! avalanche80 : CHP’nin doğru yolda olduğunu gösteren vaat.. ikiyilimbosamigectipekioyleolsun : Sgk borçları, trafik cezaları, vergi borçları, kart borçları toplamı 8 milyar dolar civarı. Ortada dolaşan yolsuzluk rakamı 200 milyar dolar. Bu da yaklaşık 40 milyon insanımızın temizlenmesi demek. 10 madde bir yanıyla içi boş bir çerçeveyi ifade ediyor, öte yanıyla çok köklü bir değişimi. Türkiye’nin Sırrı Süreyya Önder’in ağzından duyduğu bu maddeleri sıralayalım: 1 Demokratik siyaset tanımı ve içeriği. 2 Demokratik çözümün ulusal ve yerel boyutlarının tanımlanması. 3 Özgür vatandaşlığın yasal ve demokratik güvenceleri. 4 Demokratik siyasetin devlet ve toplumla ilişkisi ve bunun kurumsalllaşmasına yönelik başlıklar. 5 Çözüm sürecinin sosyoekonomik boyutları. 6 Çözüm sürecinde demokrasi, güvenlik ilişkisinin, kamu düzenini ve özgürlükleri koruyacak şekilde ele alınması. 7 Kadın, kültür ve ekolojik sorunların yasal çözümleri ve güvenceleri. 8 Kimlik kavramı, tanımı ve tanımlanmasına dönük çoğulcu demokratik anlayışın geliştirilmesi. 9 Demokratik cumhuriyet, ortak vatan ve milletin demokratik ölçütlerle tanımlanması, çoğulcu demokratik sistem içerisinde yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulması. 10 Bütün bu demokratik hamle ve dönüşümleri içselleştirmeyi hedefleyen yeni bir anayasa. HHH Aslında mutabakat bir maddelik: Yeni bir anayasa! 10. maddeden öncekilerin tümü yeni anayasanın unsurlarını oluşturuyor. Böyle anayasa yapılır mı? Yapılmaz... Eğer yapılırsa bunun adı, AKPPKK anayasası olur. Böyle bir anayasa çerçevesinin içine girecek resimler bellidir. Bunu tüm Türkiye’ye kabul ettiremezsiniz. Böyle bir şeye girişirseniz, Kürt sorununu çözüyorum derken bir bakmışsınız karşınıza “Türk sorunu” çıkmış. Her maddesinde demokrasi geçen mutabakatın ortaya konuş usulünün demokratik olduğu söylenemez. Meclis’te tartışılmakta olan iç güvenliği imha paketi ortada. Hakkında gensoru verilen İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın meydan okuyan, hukuk tanımayan üslubu ortada. Bütün bunlar yaşanırken HDPİmralı hattı, AKP’nin tam demokratik bir çözüm getireceğini düşünüyorsa, seçime de birlikte girmeleri daha samimi olur. Kaldı ki, özellikle HDP açısından yüzde 10’luk seçim barajının indirilmesi birinci koşul olması gerekir. En azından kamuoyu ile paylaşılan metinde bu konunun konuşulduğuna dair ipucu yok. Görüşmelere katılan Buldan’ın, “mutabakat metni üzerinde anlaşmaya varılırsa...” diye başlayan tümcesi hemen yankı buldu. Mutabakatın üzerinden 24 saat geçtigeçmedi, Başbakan bu maddelerin önkoşul olmadığını söyledi. Daha önce, “HDP ile ortak fotoğraf olmayacak” diyen Bülent Arınç’ın da Öcalan’ı barışçı, Demirtaş’ı barışın önündeki engel göstermesi AKP’nin tüm çabasının seçim endeksli olduğunu gösteren bir ironi. HHH 10 maddenin bizde çağrıştırdığı bir anı var... Yıllar önce bir validen dinlemiştim. Kaymakamken bir köye gitmeye karar vermiş, haber göndermiş. Köy aza heyeti toplanmış, ziyareti tartışmış, karar defterine şunlar yazılmış: 1 Kaymakam için ziyafet verilmesine. 2 Dört koyun kesilmesine. 3 İki kazan pilav pişirilmesine. 4 İki kazan hoşaf yapılmasına. 5 Komşu köyün de çağrılmasına. 6 Kasada para olmadığı için ziyafetin iptal edilmesine... Fotoğraf: AA Perinçek Şam’da Beşşar Esad ile görüştü Suriye’de temaslarına devam eden Vatan Partisi (VP) Genel Başkanı Doğu Perinçek ve beraberindeki 13 kişilik heyet, Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad ile görüştü. Suriye’nin başkenti Şam’da 1 saat 45 dakika gerçekleşen görüşmenin ardından Esad, heyeti kapıya kadar uğurladı. Tam bir görüş birliğinin sağlandığı belirtilen görüşmede güvenlik, ekonomik, sosyal ve kültürel alanda ortak çalışma kararı alındı. Perinçek, “Suriye’de barış, Türkiye’de barıştır. Suriye’nin toprak bütünlüğü, Türkiye’nin toprak bütünlüğüdür” dedi. “Türkiye’nin bölünmesi Suriye’nin bölünmesidir. Suriye’nin bölünmesi ise Türkiye’nin bölünmesi” diyen Esad, “Son zamanlarda sadece Türkiye’nin baş düşman olduğu izlenimi yaratıldı. Bu algı açısından sizin ziyaretiniz çok önemli oldu. Erdoğan, tekfirci güçleri destekleyerek yıkıcı politikasıyla halkının çıkarlarına hizmet etmiyor” dedi. Berkin Elvan ve Ali İsmail Korkmaz’dan sonra Yaşar Kemal’in adı da Narlıdere’de yaşayacak. Dışİşlerİ Çark eTTİ Ali İsmail Korkmaz o sokakta yaşayacak İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Yavuz Bingöl Sokağı’nın adını Berkin Elvan Sokak olarak değiştiren Narlıdere Belediyesi, bu kararı veto eden ilçe kaymakamı Osman Aslan Canbaba’ya inat, kaymakamlığın bulunduğu sokağa da Eskişehir’deki Gezi Direnişi’nde yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz’ın adını vermişti. Sokağa Ali İsmail Korkmaz tabelası törenle yerleştirildi. Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, tabelanın açılış töreninde bir yaptı. Bu arada belediye meclisi, ilçedeki cemevinin giderini de bütçesinden karşılama kararı aldı. CHP’li belediye ayrıca, yapımını sürdürdüğü Beyaz Vadi’nin adını Yaşar Kemal Kültür ve Sanat Vadisi olarak değiştirdi. Koordinatlarda sehven hata itirafı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tehlikeli sahalarla ilgili yanlış koordinatlar vererek NOTAM yayımlayan Dışişleri Bakanlığı, tarihi bir skandala imza attı. Yunan hükümetinin NATO, ICAO ve AB’de yaptığı girişimlerin ardından Türkiye bildirimini geri çekti. Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Dışişleri Sözcüsü Tanju Bilgiç, Yunanistan’ın tehlikeli sahaların iptaline olumsuz yanıt içerdiğini belirtip şunu söyledi: “Bu soruna Türkiye ile Yunanistan arasındaki Güven Artırıcı Önlemler görüşmeleri çerçevesinde zamanlıca bir çözüm bulunmasını arzu etmekteyiz. Bu amaçla, sehven hatalı koordinatlarda ilan edilmiş olan son tehlikeli saha duyurumuz iptal edilmektedir ve bu aşamada belirli bir süre için tarafımızdan yeni bir tehlikeli saha ilan edilmesi cihetine gidilmeyecektir. Tabiatıyla, bu hususta mütekabiliyet ilkesine dayalı tutumumuz mahfuzdur.” Yeni SYRİZA hükümetine “jest” olarak sunulan bu kararı emekli Büyükelçi, CHP Adana Milletvekili Faruk Loğoğlu da eleştirdi. Türkiye’nin açıklamasında hata yapıldığının itiraf edildiğine işaret etti. Loğoğlu, “Sehven hatalı koordinatlar itirafı eşi benzeri olmayan bir skandaldır. İki ülke arasında bu kadar gerginlik, hatta çatışma kaynağı olabilecek konuya ilişkin duyuruda avucumuzun içi gibi bilmemiz gereken Ege’de koordinatlar nasıl ve niçin yanlış verilir, anlamak mümkün değil” dedi. Loğoğlu, atılan adımı karşılıksız olduğu için eleştirdi. KELEPÇELEYEREK KOÇYILMAZ’IN ÖLÜMÜNE NEDEN OLAN POLİS İFADE VERDİ Polis ‘paralele’ sığındı ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Ankara’nın Ayaş ilçesinde gözaltına alındıktan sonra kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden eski haber kameramanı Yılmaz Koçyılmaz’ın ölümüne ilişkin dikkat çeken ifadeler ortaya çıktı. Sincan Cumhuriyet Başsavcılığı, Ayaş’ta 10 Şubat günü eski haber kameramanı Koçyılmaz’ın yoğun kar yağışı nedeniyle geçişine izin vermeyen bir polis tarafından kelepçelenerek gözaltına alınmasının ardından kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmesine ilişkin soruşturmada şüpheli ve tanıkların ifadesine başvurdu. Koçyılmaz’ı kelepçeleyen başpolis memuru Mehmet T. şüpheli olarak verdiği ifadede, olayı şöyle anlattı: “Yoğun kar yağışı nedeniyle tıkanan yolu açmak için görev yaptığımız sırada Koçyılmaz arabasından inerek ‘Beni tehdit etti’ ekip otosunun yanına geldi. ‘Bizi neden bekletiyorsunuz, bekledikçe yol kapanıyor, bırakın gidelim’ dedi. Ben de buzlanma olduğundan araçları gönderemeyeceğimi ve yine can güvenliklerinin bizim için önemli olduğunu söyledim. Daha sonra sinirlenerek, ‘Seni paralelci polis olarak başbakanlığa şikâyet edeceğim, seninle işim bitmedi, uğraşacağım’ diyerek yanındaki Erdoğan Y.’ye bir yerleri aramasını söyledi. Cumhuriyet savcısına bilgi vererek görevli memura görevini yaptırmamak suçundan dolayı işlem yaptırabileceğimi, sakin olmasını söyledim. Araçtan indiğimde aracın sol tarafından iki elini kaputa vurdu. ‘Gel takabiliyorsan tak’ dedi. Ben de kelepçeyi çıkartarak şahsı kelepçeledim ve koluna girerek resmi aracın nezarethanesine koydum. Hiçbir zorluk çıkarmadan araca bindi. Binerken de ben ona hitaben ‘senin gibilerle mi uğraşacağım’ demedim.” Araca bindikten sonra yüksek tansiyon hastası olduğunu söylediğinde, nezaret kapısını açarak Koçyılmaz’ı indirdiğini, kelepçesini çözdüğünü ve aracın arka kısmına koyduğunu öne sürdü. Mehmet T. ile aynı ekip otosunda bulunan polis memuru Murat K de, Koçyılmaz’ın “Benim başbakanlıkta tanıdıklarım var, seni paralelci polis, seninle uğraşırım” dediğini duyduğunu söylerken Mehmet T.’nin ise “Senin gibilerle mi uğraşacağım” dediğini hatırlamadığını söyledi. Koçyılmaz’la aynı araç içinde olan tanık Erdoğan Y. de “Polis memuru koluna kelepçeyi taktı. Kelepçeyi takarken Yılmaz Abi yüksek tansiyon hastası olduğunu ve rahatsızlanabileceğini söyledi. Arabanın arkasına koyduklarında Yılmaz Abi hasta olduğunu söylüyordu. Ben arabanın içinde darp ettiklerini, yumruk attıklarını görmedim” dedi. 20 Polİs sErBEst ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) Eskişehir’de yaklaşık 1500 kişinin yasadışı dinlendiği iddialarına ilişkin geçen cumartesi günü Eskişehir, Kırklareli, Kırşehir, Kastamonu, Karabük, Antalya, Kayseri, Kocaeli, Diyarbakır, Mersin, Sakarya ve Ankara’da eşzamanlı düzenlenen operasyonda 20 polis dün geniş güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edildi. Polislerin bulunduğu 2 minibüs adliye binasının kapalı otoparkından içeri alındı. Gazetecilerin görüntü almaması için kapalı otoparkın önünde polisler tarafından adeta etten duvar örüldü. 14 polis savcılık sorgusunun ardından serbest bırakılırken tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edilen Aygün ve Arık’ın da aralarında bulunduğu 6 polis adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. ‘Hastayım’ dedi kelepçeledi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle