19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 MART 2015 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Erdoğan’ın Merkez’i hedef alan konuşmalarının bir maliyeti de yıllık TÜFE’deki yükseliş oldu Enflasyon dolarla yükseldi u Merkez’in bağımsızlığı ile ilgili endişeler doları yükseltince enflasyon yüzde 7.55’e çıktı. Enflasyondaki artış da yine aynı endişelerle doları 2.5384’e taşıdı. PELİN ÜNKER Zirve: 2.5384 TL Dolar/TL, dün de 2.5384’e kadar yükselerek yeni zirvesini yaptı. TCMB Başkanı Erdem Başçı ve Başbakan Yardımcısı Babacan’ın istifa edeceği söylentilerine yol açan Merkez Bankası tartışmaları kur üzerinde baskı yapmayı sürdürdü. Serbest piyasada dolar 2.5290 TL’den kapandı. Küresel piyasalarda doların 11 yılın zirvesine yükselmesi de dolar/TL’deki yükselişte etkili oldu. Ancak Merkez’in enflasyonda yükseliş öngörmesine karşın faiz indirimi yapması bankanın üzerindeki siyasi baskıyı öne çıkararak, kurun yükselişinin en büyük nedeni oldu. Merkez’in dün açıkladığı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetleri de bunu teyit etti. Özetlerde “Yakın dönem döviz kuru gelişmeleri temel mal enflasyonunda öngörülen düşüş sürecini sınırlayabilecek” denildi. Ancak buna rağmen çekirdek enflasyonda düşüşün devam edebileceğine işaret edilerek faizlerde indirimin süreceği sinyali verildi. Mucize Büyüme Öyküsünün Sonu Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) geçen ayın ihracatın geçen seneye görece yüzde 13 gerilediğini duyurdu. Ocak ayında da ihracatımız yüzde 9.8 oranında düşüş göstermişti. İki aylık verileri geçen sene ile karşılaştırırsak ihracattaki gerileme yüzde 6.7 olarak göze çarpıyor. Sanayi sektörü ise eylül ayından bu yana durgunluk içerisinde. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak hesaplanan sanayi üretim endeksi eylül ayından bu yana sanayide yaşanan reel gerilemenin yüzde 1 düzeyinde olduğunu belgeliyor. İşsizlik oranı 2011’den bu yana ilk kez yeniden yüzde 10’un üzerine çıkmış ve işsiz sayısı da 3 milyon kişiye ulaşmış durumda. Veriler 2015’in çeyreğinde ekonomik durgunluğun derinleşerek süreceğini vurguluyor. AKP ekonomi idaresinin seçim öncesinde çılgın bir harcama temposuyla ulusal ekonomiyi canlandırma planlarının çaresiz kaldığı anlaşılıyor. İhracattaki gerilemenin ardında Avro ile ABD Doları arasındaki çapraz kurdaki Türk dış ticaret hadlerinin bozulmasında aransa da, ihracat kayıplarının boyutlarını açıklamakta yetersiz kaldığı görülmekte. Gerçek şu ki 1980’lerde temeli atılan ve 2000’li yıllarda AKP tarafından kararlılıkla sürdürülen neoliberal birikim modeli artık tıkanmış durumdadır. Söz konusu modelin tüm dayanağı ulusal ekonomiye yurtdışından ucuz döviz sağlanması ve bunun için de gerekli her türlü dönüşümün gerçekleştirilmesi idi. 2008 krizine değin AKP ekonomi idaresi uluslararası piyasalara sunduğu olağanüstü yüksek faiz getirisi sayesinde sıcak para akımlarının Türkiye’ye aktarılmasına olanak sağladı. Bu dönemde ayrıca sürdürülen özelleştirme uygulamaları ile kamu varlıkları yerli ve uluslararası sermaye çevrelerine dağıtılan rantların ana kaynağını oluşturdu. Söz konusu rantlar 2008 krizi sonrasında artık imar rantları ve konut spekülasyonu ile sürdürülecekti. HHH Oysa aynı dönemde sanayinin ulusal gelirden aldığı pay yüzde 25’ten, yüzde 15’e; sabit sermaye yatırımlarının payı ise yüzde 20’nin altına gerilemekte idi. Dış borçlanmaya dayalı dış açık aracılığıyla sürdürülmeye çalışılan büyüme bu şartlar altında sürdürülemez bir yapıda olmuş ve sermaye girişlerinin yavaşlamasıyla birlikte durgunluğa sürüklenmiştir. Üretkenlik kazanımlarını yitirmiş ulusal sanayi ve ucuz işgücü deposu haline dönüştürülmüş emekçi yığınlarıyla birlikte gerileyen iç talep şimdi “faizlerin düşürülmesi” çağrı (ve tehditleriyle) canlandırılmaya çalışılmaktadır. 2008 öncesine değin küresel piyasalarda ucuz döviz bolluğuna aldanarak, yüksek faiz aracılığıyla yurtiçine çektiği sıcak para akımlarının büyüsüne kapılan AKP ekonomi idaresi, şimdi çareyi imar rantlarına ve inşaat sektörünün kârlarına dayandırılan yeni bir sanal büyüme öyküsünde aramaktadır. Ancak bugüne değin olağan dışı tempoda dış borçlanma sayesinde yaratılan makyajlanmış ekonomik başarı masalının temelleri artık çökmüştür. Erdem Başçı Başçı’ya TRT’den de vize yok FIRAT KOZOK ANKARA Kendisini yerden yere vuran Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan yaklaşık 1 aydır randevu alamayan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın, TRT’ye çıkma talebinin de Başbakanlık’a takıldığı öğrenildi. Ankara kulislerinde “Köşk, Merkez Bankası Başkanı’na mobbing mi uyguluyor?” sorusunu gündeme getiren bu tavırla ilgili tartışmalar sürerken, çarpıcı bir iddia da TRT’den geldi. Cumhuriyet’in kulislerden edindiği bilgilere göre Başçı, 5 gün önce TRT’ye çıkıp ekonomiyle ilgili değerlendirmelerde bulunmak istedi. Bu talebin ardından TRT yönetimi Başbakanlık’la temasa geçti. Ancak iddialara göre Başbakanlık’tan “Başçı’yı programa davet edin” yanıtı gelmedi. Bazı TRT yöneticilerinin “Başbakanlık, onay vermediği için Başçı’yı yayına alamadık” dedikleri öğrenildi. Bu son gelişmeyle birlikte Ankara’daki “BaşçıErdoğan gerilimi” ile ilgili senaryolar bir kez daha alevlendi. Faiz mi enflasyonu yükseltir enflasyon mu faizi derken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı’yı ağır bir dille eleştirmesinin bir maliyeti de enflasyondaki yükseliş oldu. Yükselen dolar kuru yıllık enflasyonu ocak ayındaki yüzde 7.24’ten yüzde 7.55’e yükseltti TCMB’nin söylemiyle kurdaki yüzde 10’luk artış, enflasyonu 1.3 puan artırıyor. Son bir ayda dolarda yüzde 8.10 artış oldu. Ocak başında 2.3480 olan dolar/TL dün ekonomi yönetimi ve Merkez’e yönelik endişelerle 2.5384’e fırlayarak rekor kırdı. Enflasyon ocakta yüzde 8.17’den yüzde 7.24’e gerilemişti. Buna göre 93 baz puanlık gerilemenin 31 baz puanı geri alındı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı verilere göre tüketici fiyatları (TÜFE) şubatta beklentilerin hafif üzerinde yüzde 0.71 arttı. Enflasyonun 0.67 puanı gıda grubundan geldi. TL’deki sert değer kaybı yurtiçinde petrol fiyatlarını yükseltti. Bu da ulaşım fiyatlarının artmasına neden oldu. Aylık en yüksek artış yüzde 2.59 ile gıda ve alkolsüz içeceklerde olurken, ulaştırmada yüzde 1.77, lokanta ve otellerde yüzde 1.06 artış gerçekleşti. Yıllık bazda da en fazla artış yüzde 13.7 ile gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yaşandı. Fiyatı en fazla artan ürün yüzde 28.22 ile mandalina oldu. Üretici fiyatları ise yüzde 3.28’den yüzde 3.10’a geriledi. Dün açıklanan veriler enflasyonun siyasilerin istediği faiz indirimine uygun gerilemediğini gösterdi. Bankacılara göre Merkez’e siyasi baskı sürecek ve bu da TL üzerinde bir baskı oluşturacak. Standard Bank Gelişmekte Olan Piyasalar Araştırma Bölümü Müdürü Timothy Ash, “Erdoğan ve onunla benzer düşüncelere sahip bakanlar enflasyon görünümünü ne olursa olsun faiz indirimi için bastırırken enflasyon verileri TCMB için hayatı daha da karmaşık hale getirecek” dedi. BGC Partners Ekonomisti Özgür Altuğ, “Yıllık enflasyon şubatta yükselse de TCMB’nin 17 Mart’taki bir sonraki PPK’de 25 baz puanlık indirime gitmesini bekliyoruz. Ancak soru şu ki politikacılar bu 25 baz puanlık indirimle mutlu olacaklar mı? Böyle olacağını düşünmüyorum. Bu da demek oluyor ki her halükarda PPK kararı öncesinde ve sonrasında TL baskı altında kalabilir” dedi. Merkez’in işi zor Akaryakıtta son zammı ‘tavan’ yaptı Özetlere göre, gıda ve enerji fiyatlarındaki artan oynaklığı da dikkate alan kurul, faiz oranlarında indirimlere gitti fakat temkinli bir yaklaşımla indirimlerin ölçülü tutulmasını uygun gördü. Ancak Erdoğan ve AKP çevreleri faizlerde sert bir indirim bekliyor. İktisat kurallarına göre enflasyonla mücadele için faizlerin yükseltilmesi gerekirken Erdoğan, “Faiz düşerse enflasyon da düşer” tezini savunmaya devam ediyor. Doların TL karşısında 2.5390 ile tarihi rekorunu kırması yurtdışı basında da yankı buldu. AFP, Merkez Bankası tartışmalarına dikkat çekerken Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı hakkında, “Türkiye’de piyasa elitlerinin en güvendiği iki isim” ifadesini kullandı. Dışarda da yankı buldu gulamasına ilişkin kaEkonomi Servisi Ocaktan bu yana 5 ile 14 kuruş Motorine de zam rarı 20 Mart’ta Resmi Aynı karar kapsamında Gazete’de yayımlandı. arasında yapılan akarya motorine de dün İstanbul, kıt zammına sonuncu zam Ankara ve İzmir’de 5 ku EPDK bu kararı, dağıtavan fiyat uygulamasıy ruş zam geldi. EPDK, mo tım şirketlerinin akarla geldi. Önceki gün ben torin litre fiyatının bugün yakıt fiyat oluşumlarında belirlenen fiyat zine 12 kuruş zam yapıl den itibaren Ankara’da dı. Yılın başından bu yana 3.89, İstanbul ve İzmir’de metodolojisine uymaise 3.83 lira olarak uyguakaryakıtta en yüksek fiyat lanacağını açıkladı. Diğer maları nedeniyle aldı. artışı brent petrolün varil illerde ise motorinin litre Ancak karar tüketiciye zam olarak yansıdı. fiyatının şubat başında 3 fiyatı 3.83 ile 4.04 lira arasında değişecek. Buna göre akaryakıtta günde yüzde 15 civarında tavan fiyatı iki ay süartmasıyla gerçekleşmişti. 3 Şubat’ta benzinin litresi 14 kuruş, re ile EPDK belirleyecek. Alınan kamotorin 9 kuruş zamlanmıştı. Motori rar ile kurul, benzinde rafineri çıkış finin litresi iki günde 15 kuruş artmıştı. yatının üzerine eklenecek kâr marjıEnerji Piyasası Düzenleme nı litrede 34 kuruş, motorinde ise 37 Kurumu’nun (EPDK), tavan fiyat uy kuruş olarak sınırlandırdı. Vialand’tan güneye yatırım Ekonomi Servisi Eski taş ocağından,Türkiye’nin ve dünyanın gözde buluşma adresine dönüşen alışveriş ve yaşam merkezi olarak tanımlanan Vialand, 2015’te yeni yatırımlara hazırlanıyor. Şirket tarafından yapılan açıklamaya göre, Türkiye’nin en büyük kentsel dönüşüm merkezinin odağında bulunan Vialand, yaklaşık 2500 kişiye sağladığı iş olanakları ile bölgenin istihdamına ve aynı zamanda sosyokültürel gelişimine de katkıda bulunuyor. Ekonomiye geçen yıl ürettiği iş hacmiyle toplamda 200 milyon Avro katkı sağlayan şirket, 2015’yılında Türkiye’nin Güney Bölgesi’ne yatırım yapmayı planlıyor. UİB’in ihracatı geriledi Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB), şubat ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6.59 gerilemeyle 1 milyar 786 milyon dolarlık dış satışa imza attı. İhracat rakamlarını değerlendiren UİB Koordinatör Başkanı Orhan Sabuncu, “Türkiye’nin genel ihracatını olumsuz etkileyen parite ve kurlar, doğal olarak şubatta UİB ihracatının da bir miktar gerilemesine neden oldu” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle