17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 8 DIŞ HABERLER CUMHURİYET 23 ŞUBAT 2015 PAZARTESİ [email protected] Norveç’te genç Müslümanların girişimiyle en büyük sinagog önünde barış zinciri oluşturuldu Sinagoga İslam koruması Dış Haberler Servisi İsveç’in başkenti Oslo, önceki gece sıra dışı bir gösteriye sahne oldu. Müslüman gençlerin girişimiyle Oslo’nun en büyük sinagogu etrafında “barış zinciri” oluşturuldu. Avrupa’da Yahudileri hedef alan son saldırılara yanıt niteliği taşıyan gösteride yüzlerce insan elele tutuşarak sinagogun girişini sardı. Genç Müslümanlar, “Yahudi karşıtlığına hayır, İslamofobiye hayır” sloganları attı. Cumartesi gecesi Şabat sonrası Oslo’nun Yahudi toplumu sinagogda toplanırken “barış zincirine” çok sayıda genç Müslüman katıldı. Organizatörlerden Zişan Abdullah, kalabalığa hitabında, “Yahudilerin ve Müslümanların birbirlerinden nefret etmediklerini göstermek istiyoruz” diyerek ekledi: “Birtakım kişilerin İslamın bizim için ne manalara geldiğini belirlemesini istemiyoruz. Bizler gibi barışseverlerin sayıları savaş kışkırtıcılarının çok daha fazla. Dini köken farklarına rağmen insanlık, barış ve sevgi için hâlâ umut var.” Organizatörlerden Hajrah Arşad gösterinin “İslamın sevgi ve birlikle ilgili Din ve Ekonomi İktisat “din dışıdır, ondan bağımsızdır.” Aynen fizik gibi, matematik gibi. Ancak ekonominin odak noktasında insan olduğu için insanı doğrudan doğruya ilgilendirir ve etkiler. Aynen fizikteki “ergonomi” gibi. İktisadi olayların kendine özgü kuralları vardır. Klasikler olayı doğa kanunları gibi görmek istemişlerdir. Aslanın geyiği yemesi ile eş tutulmuşlardır. Piyasaya (ekonomiye) doğanın dengesi gibi bakmışlardır. Tarihte Max Weber ahlak ile iktisadı birleştirmeye çalıştı. İşin içine ahlak sokulunca dini de kısmen ona katmak isteyenler ortaya çıktı. İktisadın kendi kanunları vardır; ister kapitalist, ister sosyalist, ister sosyal demokrat olsun hiç fark etmez. İktisadın insanı (ve onun refahını) doğrudan doğruya ilgilendirmesi ile dini birbirlerine karıştırmamak gerekir. İktisat da din de insanı ilgilendirir, o halde din ve iktisat ilişkilidir demek yanlış olur. Demokratik toplumlarda işçi ve işveren sendikaları, meslek odaları, sivil toplum örgütleri parlamenter sistemin ortaya koyduğu kurallar, ekonominin hangi zeminde işlediğinin sınırlarını çizer. Kırmızı ışıkta durulması gibi. Bu bir ahlak ya da din meselesi değildir; piyasaların ya da uluslararası işbirliğinin oluşmuş (ya da oluşturulmuş) kurallar topluluğudur. Aynen demokrasinin gelişmiş ülkelerde ulaştığı düzeyin işlerlik kuralları gibi. Din ile iktisadı iç içe sokarsanız Hıristiyanların, Müslümanların, Budistlerin, Yahudilerin ya da ateistlerin apayrı, birbirinden kopmuş, soyutlanmış “ekonomik blokları” oluşturulmaları gerekirdi. Ne kadar komik bir dünya olurdu. Bugün Ortadoğu’da kimi krallık ve şeyhlikler din ile ekonomiyi, yapay bir biçimde iç içe sokmuşlardır. Kendileri viski içerken piyasada “helal mal, haram mal sınıflaması yapıyorlar”. Bir yandan Batı kapitalizminin arka bahçesi olarak çalışırken öte yandan kimi dini kurallarını ekonominin içinde uygulamaktadırlar. Otoriter sosyal hayatın bir parçası yapmışlardır. Bunun gerekçesi, “gücünü dinden aldığına inanarak ülkeyi yöneten hükümdarın, iktidar gücünü korumak içindir”. Kısacası din bir siyasi araç olarak kullanılmaktadır. İktisat biliminin kuralları “denge ve çıkar üzerine kurulmuştur”. Bireylerin karşılıklı çıkarları. Firmaların karşılıklı çıkarları. Bireyler ve firmalar arasındaki çıkarlar ve dengeler. Birey, firma ve kamu (devlet) arasındaki karşılıklı dengeler sağlanmıştır. Avrupa Birliği içinde firmalar arasında haksız rekabeti engellemek için binlerce sayfayı aşan kurallar dizisi vardır. Dini kurallar ile ekonominin kuralları arasında ilişki kurmak, kimsenin aklından bile geçmez. Din bireyle Tanrı arasında manevi (uhrevi) bir bağdır. Kutsal kitaplardan iktisat kuralları bulmaya ve uygulamaya çalışmak en başta dine saygısızlıktır. Hele hele bunu “dünyevi siyasetin bir aracı haline getirmek” işin en kötüsü olur. Fizikle din arasındaki ilişki neyse iktisat ile din arasındaki ilişki de odur. Chavez’e mal edilen “hem Katolik hem de sosyalistim” sözü: Fidel Castro’nun geçmiş yıllarda Küba’yı ziyaret eden Papa’nın önünde eğilmesi yukarıda vardığım sonuçlara ters düşmez. Bizimkiler de “hem Müslümanız hem de iktisadın kurallarını yerine getiririz” demeliler. 1990 öncesinde farklı ideolojiler dünyayı farklı bloklara ayırmışlardı. Bugün artık farklı ideolojiler de, sistemler de ve tabii ki dinler de tek bir “dünya ekonomisi” çatısı altında bütünleşmişlerdir. Batı’da, Asya’da, Güney Amerika’da bölgesel işbirliği hareketlerinin bulunması bu ülkeleri “dünya ekonomisinden soyutlamıyor”; aksine her bölge diğerlerine, “daha da bağımlı hale geliyor”. Ekonomilerin işleyişi bunu zorunlu kılıyor. Bütün bunlar iktisadın kurallarının, “karşılıklı çıkarlar ve denge” yaklaşımlarının sonucudur. Dünyadaki paylaşım (bölüşüm) sorunları bunun bir parçası olsa bile. Üstelik dini ekonomide bir araç olarak kullananlar, “küresel paylaşım bozukluklarını da körükleyen az gelişmiş ülkelerdir.” Buna karşın Çipras’ın Yunanistan’da Ortodoks Kilisesi’ne mesafe koyması bizim gibi ülkeler için de bir örnek niteliğindedir: Özellikle din ile demokrasinin ayrılması açısından. Adamı Yunan halkı seçmiş, ne diye gidip Patrik’ten icazet alsın; Çipras’a onayı halk zaten vermiş. Ve son söz; demokrasi ve laikliğin en önemli ön koşulu iktisadın “dinden ayrı ve bağımsız” olduğunun kabulüdür. ‘Savaş kışkırtıcılarından çoğuz’ olduğunu” ortaya serdiğini söyledi. Norveç Başhahamı Michael Melchior, sinagogun dışında geleneksel Yahudi ve Şabat şarkılarını söyledi. Organizatörlerden Hasan Raja şarkıları ilk kez işittiğini söylerken Yahudi toplumu lideri Ervin Kohn, “Müslümanların bu soğuk havada Yahudi karşıtlığına karşı bizlerle birlikte olup umutla doldurması eşsiz.. özellikle de genç Müslüman taban hareketlerinden insanların bulunması” vurgusu yaptı. Paris’te 79 Ocak’taki Charlie Hebdo mizah dergisi ile Koşer markete düzenlenen 4’ü Yahudi 17 kişinin öldüğü eşgüdümlü saldırıyı, Danimarka’da geçen hafta bir sinagoga düzenlenen ve bir korumanın ölümüyle sonuçlanan saldırı izlemişti. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu , Avrupa’daki Yahudi topluluklarını İsrail’e göç etmeye çağırmıştı. Avrupa’daki Yahudi nüfusu 2. Dünya Savaşı sonrası giderek düşüyor. 1960’larda 3.2 milyonu bulan Avrupa Yahudileri’nin sayısı 2010 itibarıyla 1.4 milyona düştü. Yahudiler Avrupa nüfusunun yüzde 0.2’sini oluşturuyor. Avrupa’da Yahudi kalmıyor Oslo’nun en büyük sinagoguna dondurucu soğuğa rağmen duran genç Müslümanlar “Farklılıklarımıza rağmen insanlık, barış ve sevgi için umut var” mesajı yolladı. El Sisi: Arap gücü kuralım Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el Sisi, İslamcı militanlık tehdidiyle yüzyüze olan bölgede ortak Arap askeri gücü kurma ihtiyacının her gün arttığını söyledi. Sisi, devlet televizyonundaki konuşmasında, Mısır ordusunun başka ülkeleri işgal etmek yahut saldırma derdi bulunmadığını ama Mısır’ı da bölgeyi de “Arap kardeşleriyle işbirliği içinde korumaya hazır olduklarını” söyledi. AP ajansı kasımda Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ile Kuveyt’in İslamcı militanlara karşı bir askeri pakt imzalanması ve bir müdahale gücü kurulmasının tartışıldığını yazmıştı. Tartışmaların Ürdün, Fransa, İtalya ve Cezayir’i içerecek şekilde genişlediği belirtildi. IŞİD’in Libya kolu geçen hafta 21 Mısır vatandaşı Kıptiyi kafalarını keserek öldürmüştü, Mısır katliama IŞİD’a hava saldırısıyla yanıt vermişti. Radikal İslamcı örgütte, Ezidi köleler, hava saldırıları ve Kobani yenilgisi bölünme yaratıyor Biri dünyevi, diğeri ‘uhrevi’ IŞİD’de iç gerilim belirdi Dış Haberler Servisi Irak ve Suriye üzerinde kendinden menkul “hilafet” ilan etmiş radikal İslamcı Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD), Kobani’nin yitirilmesi, Ezidi kadınların köleleştirilmesi ile kötü kamu hizmetleri nedeniyle huzursuzluk ve iç mücadele alametleri belirdiği haberleri geliyor. Yorumcular ABD öncülüğündeki koalisyonun hava saldırıları ile sahada ilerlemesi durdurulmuş olan IŞİD’ın “gerileme dönemine girdiğine” yoruluyor. IŞİD’in bir kafeste yakarak öldürdüğü pilotunun ardından yoğun hava saldırılarına girişen Ürdün sayesinde askeri kapasitesinin yüzde 20 oranında zarar gördüğü, mali kıskaçla mali güçlük çekmeye başladığı belirtiliyor. Irak Ekonomik Reform Enstitüsü’nden Sajad Jiyad’a göre militanlar arasındaki en temel ihtilaf, Ezidi çocuk ve kadınların köleleştirilmesi. IŞİD forumlarını izleyen Jiyad, pek çok militanın buna itiraz ettiğini belirterek “Bu pek çok destekçisinin örgütün doğasını anlamadığını gösteriyor” dedi. Ezidi seks kölelerinin görüntüleri kan dondurmuşken, IŞİD’in propaganda yayını Dabiq ekimde kadın ve çocukları köle yapmayı “pagan” ve “kâfir” oldukları teziyle savunmuştu. Tansiyonun Kürtlerin ABD hava saldırılarının desteği IŞİD’i Ezidi köle faktörü Kobani’den kovmasıyla arttığı ve “iç eleştirilerin” belirdiği söyleniyor. “Forumlarda bazı suçlamalar okudum ama liderlik üstünü örtüyor” diyen Jiyad, bazı orta ve üst seviye komutanların ölümlerinin ardından açıklama yapılmamasına dikkat çekti. En son Ürdünlü pilotun bir kafeste yakılarak öldürülmesine itiraz etmiş IŞİD’li din adamı tutuklanmıştı. Ancak Jiyad, IŞİD’in “iç temizlikte” beis görmemesinden ötürü isyandan söz edilemeyeceğini belirtirken gelişmelerin grubun “içten çökme” ihtimaline yordu. Jiyad, bunda kamu hizmetlerinin ekipman ve kaynak eksikliğinin yarattığı huzursuzluğun da etkili olabileceğini vurguladı. PEŞMERGELERİ KAFESE TIKTILAR! Denge ve çıkar Havica’da çekilen videoda bir IŞİD militanı esirlere mikrofon uzatıyor. Dış Haberler Servisi Radikal İslamcı Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) dün ele geçirilen peşmergelerin Havica kasabası olduğu sanılan bir yerde kafesler içinde dolaştırıldığı bir video yayımladı. Videoda 16’sı peşmerge, ikisi Irak ordusu subayı, üçü Kerkük’ten polis olmak üzere 21 kişinin görüntüleri yer aldı. ABD’nin “terörle savaş” esirlerine giydirdiğine benzer turuncu tulumlar giydirilmiş, kafaları kazınmış esirlerin kafesler içinde etrafları maskeli ve silahlı IŞİD militanlarınca çevrilmiş halde görülürken, bir adam IŞİD logolu mikrofonla bazılarıyla söyleşi yapıyor. rsel komutanı harcandı Öte yandan IŞİD’in LübnanSuriye sınırındaki Arsel dağlarındaki iki komutanına bağlı birlikler arasında da çatışma haberleri var. Kalamun emiri Ebu Aişe elBanyasi’nin görüş ayrılıkları sebebiyle tasfiye edildiği belirtiliyor. El Mayadin ve El Menar televizyonları, Banyasi’nin, örgütün diğer komutanı Ebu Velid elMakdisi ile görüş ayrılığı yüzünden öldürüldüğünü duyurdu. Bunda Banyasi’nin Nusra komutanı Ebu Malik Telli ile ilişkilerinin etkili olduğu belirtiliyor. A ‘İran siyaseti kirli para dolu’ İran İçişleri Bakanı Abdülreza Rahmani Fazlı, ülke siyasetinin “kirli para ile lekelendiğini” söyledi. Tahran’da polis yetkilileriyle toplantısında “Bu ülkede ahlaki yolsuzluğun siyasete kirli para ile taşındığını” belirten Fazlı, bunda “uyuşturucu parasının” etkili olduğunu belirtti. “Örneğin belediye seçiminde bir aday 600 bin dolar harcıyor. Nereden geldiği sorulunca bir arkadaşının yardım ettiğini söylüyor. Kirli para her yerde” diyen Fazlı, uyuşturucu ve kaçakçılık trafiğinde geçen sene dönen para miktarını 20 milyar dolar olarak verdi. İran, Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün listesinde geçen yıl 175 ülke arasında 136’ıncı sıradaydı. Ruhani yönetimi yolsuzluğu öncelik belliyor. Uygulamanın çelişkileri mi? Fuad Hüseyin: Körfez IŞİD’i hâlâ besliyor Dış Haberler Servisi IŞİD’in Körfez ülkelerinden hâlâ önemli mali destek aldığı kaydedildi. Independent’ın deneyimli Ortadoğu muhabiri Patrick Cockburn’ün haberine göre, özel bağışçılar IŞİD militanların 100 bin doların üzerindeki militan maaşları için en önemli kaynağı. Cockburn’e konuşan Kürdistan Bölgesel Yönetimi parlamentosunun ileri gelenlerinden Fuad Hüseyin, “Pek çok Arap ülkesinde DAİŞ’in (IŞİD’in Arapçası) için sempatisi var ve bu paraya dönüşüyor. Bu bir felaket” dedi. Hüseyin, Körfez ülkelerinin bugüne kadar radikal İslamcı gruplara açıktan açığa mali kaynak sunduğu, artık IŞİD tarafından “yutulduğunu” söyledi. Hüseyin, ismini belirtmediği Körfez ülkelerinin artık IŞİD kendilerine dokunmaması için ödeme yaptıklarını belirtip “DAİŞ’e para verenler operasyonlarını kendi bölgelerine yaymaması sözü alıyor” diye ekledi. Cockburn’ün, 1.5 milyon nüfuslu Musul’dan telefonla aldığı bilgiler de IŞİD’in okullarda gençleri militan olmaya zorlayıp reddetmeleri halinde idama uzanan ağır cezalar verdiğine işaret etti. Militan olmayı kabul edenlere verilen 500 dolar aylık 350’ye düşürülmüş. Üst düzey komutanlar çok daha fazla alırken, 20 binle ifade edilen yabancı savaşçılara aylık 800 dolardan fazlası ödeniyor. 45 yaşındaki bir dükkân sahibi olan Ahmed, Cockburn’e durumu şöyle anlattı: “Üç yabancı savaşçı tanıyorum. Onları mahallemizdeki kontrol noktasında görüyorum. Biri Türk, diğerleri Avrupalı. Bazıları az Arapça biliyor. Onları tanıyorum çünkü dükkânlardan içecek alıyorlar. Türk olanı müşterim. Ailesiyle yabancılara özel uydu interneti aracılığıyla konuştuğunu anlatıyor. Maaş, ganimet gibi konularda ayrıcalıkları var.” Kerkük yakınındaki Havica’da çekildi Esirler peşmerge olduklarını aktarıp IŞİD’e karşı savaşmaktan vazgeçilmesini isterken işitiliyor. Kürt kaynakları videonun bir hafta önce IŞİD’in kontrol ettiği Kerkük’e 50 km. uzaklıktaki Havica kasabasında çekildiğini aktardı. Peşmerge komutanı general Hiyowa Raş, esirlerin 31 Ocak’ta IŞİD’in Kerkük’e saldırısını püskürttükleri sırada ele geçirildiklerini söyledi. Videonun sonunda bir adam Kürtçe, peşmergelere “İşinizi bırakın sonunuz ya kafes yahut toprak altı olacak” diyor. Esirler ellerinde otomatik silahlı maskeli militanlar tarafından dizleri üzerine çökertilmiş halde görülüyor. IŞİD son olarak Ürdünlü pilotu bir kafes içinde yakmış, Libya’ya çalışmak için gitmiş 21 Mısırlı Kıpti’nin kafasını kesmişti. IŞİD’li Türkler de ayrıcalıklı Suudi Arabistan’da ahlak polisi doğum günü partisinde dans eden erkekleri gözaltına aldı. İnternet sitesi Ayn el Youm, Fazileti Yayma ve Ahlak Bozukluğu’nu Önleme Komisyonu’nun aşırı muhafazakâr Buraydah kentinde bir evi basıp yüksek sesle müzik dinleyip uygunsuz danslar eden erkekleri tutukladığını yazdı. Zanlılar hakkında soruşturma açıldı. Olay Twitter’daki Suudilerin alaycı mesajlarıyla yayıldı. Mesajlarda tutuklananların alkol alıp kadınlarla birlikte olmadıkları halde basıldığı belirtilirken, kimileri kraliyetin geleneksel kılıç dansının fotoğraflarını yayınladı. Baskın destekçileri ise kraliyetin dansını sosyal olarak kabul edilebilir olduğunu savundu. Suudi din polisi dans baskınında Suriye’ye giden kızlara ailelerinden çağrı Dış Haberler Servisi Aralıkta İskoçya’dan IŞİD savaşçılarıyla evlenmek için Suriye’ye giden Aqsa Mahmud’un Twitter çağrısına uyup THY uçağıyla Türkiye’ye gelen 1516 yaşlarındaki 3 genç kızın İstanbul’da 2 gün kalıp Tel Abyad’dan Suriye’ye geçtiği saptandı. İstihbarat kaynakları, 15 yaşındaki Şamima Begum, 16 yaşındaki Kadiza Sultana ve 15 yaşındaki Amira Abase’nin buluştukları bir erkek tarafından özel araçla sınırı geçtiklerini aktardı. Bir kaynak, “Cuma Tel Abyad’da görülmüşler. Suriye kimliği kullanıyorlar” dedi. THY sorumluluğun Gatwick Havaala nı’nda kontrolü yapan yetkililerde olduğunu duyurdu. 17 Şubat’ta Londra’da ailelerinden izinli dışarıya çıkan genç kızlardan Begüm’e Mahmud’un iki gün önce Twitter’dan “Beni takip edersen DM atabilirim” diye yazdığı saptandı. Aileler perişan. Abase’nin aile si, “Sen güçlü, akıllı, güzelsin, doğru kararı verirsin. Ağlamadan duramıyoruz. Lütfen eve dön” derken, Sultana’nın ailesi “Sensiz hiçbir şey aynı değil” diye seslendi. Begum’ın ailesi, “Suriye’de acı çekenlere yardım isteğini anlıyoruz. Evden de edebilirsin” dediler. 27 yaşındaki ablası Renu Begum, bir arkadaşları geçen yıl Suriye’ye gittiğinde kardeşine “Böyle aptalca bir şey yapmazdın, değil mi” diye sorduğunda, ailesinin desteği olduğu için yapmayacağı yanıtını almış. Ukrayna’da sıra ağır silahları çekmekte Dış Haberler Servisi Ukrayna’da 5700 insanın öldüğü 10 ayı aşkın çatışmaların ardından yapılan 2. Minsk Anlmaşması, bıçak sırtında ilerlerken, taraflar esir değişiminin ardından güvenli bölge oluşturmak üzere cephe hattından ağır silahları çekmeye hazırlanıyor. Kiev yönetimi de Rus yanlısı isyancılar da önceki gün 139 Ukrayna askeri 52 isyancıyı Lugansk yakınındaki Zholobok köyünde takas ederek esir değişimini hayata geçirirken, isyancıların sözcüsü Eduard Basurin salı gününden itibaren ağır silahlarını çekmeye başlayacaklarını duyurdu. Dün başkent Kiev’de Yanukoviç yönetimini devrine Meydan isyanının birinci yılında ölen 100 kişi için “Haysiyet Yürüyüşü” yapılırken, Harkov kentindeki birlik yürüyüşü kana bulandı. Yürüyüş yeri yakınında patlayan bombalarla iki kişi öldü, 10 kişi yaralandı. Kiev olaydan isyancıları suçladı. Abase’nin ailesi Chelsea FC taraftarı kızlarına kulübün oyuncak ayısıyla fotoğraf çektirip ‘geri dön’ dedi. Aqsa Mahmud’un ailesi ise kızları için “utanç kaynağı” derken yetkililerin neden sosyal medya hesabını izlemediğini sorguladı. “Umm Layth” hesabını kullanan Mahmud, tweetlerinde Nusra Cephesi’ni genç kızların “Türkiye’de sıkışıp kalmasına yol açmakla” eleştiriyor. ‘Kızlar Türkiye’de sıkışıyor’ C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle