17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 ŞUBAT 2015 PAZARTESİ 6 HABERLER Yani, Suriye politikasının nasıl fosladığını biliyorduk da, bunun bir de “büyük geri çekiliş” ile sona ereceğini düşünmemiştik. Ordumuz kendisine verilen siyasi emrin gereğini bir geceyarısı operasyonuyla yerine getirdi ve Süleyman Şah Türbesi’ni “değerli varlıklarıyla” aldı, arkada kalan binayı da yerle bir etti. Neyse olay bir askerimizin şehit olmasıyla sonuçlandı. Ne yani, ecdadımızın mezarını IŞİD’lilere mi teslim edecektik... Şimdi mezar daha güvenli ellerde, Kobani ve çevresindeki Kürt hısımlarımızın silahlı kuvvetlerinin güvencesinde... AKP iktidarının şu mezar taşıma, mezar koruma, mezarlık yardımları, mezar bakımı, ölüleri gömme gibi işlemleri gerçekten çok başarılı bir şekilde yaptığını ve halkın memnuniyetini aldığını biliyoruz. Bu yeteneklerini ecdadın taşınma kararında ve bunun askeri planlanmasında da gösterdiler. Tebrik ederiz. İktidarın medyatörleri bu operasyonun başarısını sosyal medyadaki mesajlarıyla kutluyor... Akşam havai fişekler boğazda boy gösterir ve Ankara’dan ve İstanbul’dan artık kaç pare top atışları yapılır, bilmiyoruz. Mezarı Türkiye sınırının 200 metre yakınına getirdiler. İyi, orada asker bulundurmaya da gerek kalmaz, sınırdan acaba mezar yerinde duruyor mu diye dürbünle günlük gözlem raporlarıyla izleme yapılır. Birileri bir terbiyesizlik etmeye kalkarsa, F16 veya F35’lerimiz hadlerini bildirir. Yakına geldiği için mezar, benzinden de tasarruf edilir. Derken bir Kadıköylüm söze girdi, “Orhan Bey bu kez ciddi gidici galiba, baksanıza ciyak ciyak meydanlarda, sağa sola laf yetiştirmeye başladı”... Karşımda oturanlardan bir yurttaş lafı sokuşturdu, “yahu şu fuatavni’ye bak, sonunda hakladı onu”... Ortadaki diyaloğu izliyorum: Valla ben şu sırada bu son atağını takdir ediyorum... Adamını mindere çekti sonunda... O da saf saf ortaya çıktı... “Hani neredesin, erkeksen gel buraya çık ortaya” diye bağırtıyor adeta... Evet bu doğru, öyle bir çizik attı ki façasını bozdu.. eğer bu noktaya geldiyse birisi artık iflah etmez, demek ki düşüş başladı... Başkan’a Eleştiri: İç Güvenlik Paketi Gibisin TBMM Genel Bahçekapılı, “bin Kurulu’nda, önceki bir isim Bahçekapıgünkü İç Güvenlik lı” oldu: Paketi’nin görüşmeMHP’li Özcan leri sırasında TBMM Yeniçeri: Meclis’i Başkanvekili Ayşefaşizm yuvasına nur Bahçekapılı’nın çeviren başkan, muhalefetin itirazEsad’ı geçtiniz, larını dinlemeyerek Esad’ı! “okuoylat” yönteCHP’li Ali Haymine başvurmasına Bahçekapılı dar Öner: Divan muhalefet partililer Başkanlığı’na yatepki gösterirken kışmayan başkan! Meclis’te Bahçekapılı’ya kimi CHP’li Atilla Kart: TBMM’ye zaman “ilginç” yakıştırmalar da darbe yapan başkan! yapıldı. En başından bu yana İç HDP’li Hasip Kaplan: Kenan Güvenlik Paketi’ni “yurttaşların Evren’in, Genelkurmay’ın yaphak ve özgürlüklerini kısıtlayan madığı darbeyi yapan başkan! bir tasarı” olarak nitelendiren MHP’li Lütfü Türkkan: Sen muhalefet, kendilerinin de genel git, Beyoğlu’nda bar yönet! kurulda söz hakkının kısıtlanMeclis sana büyük geldi ması karşısında Bahçekapılı’yı başkan! “İç Güvenlik Paketi”ne benzetti. HDP’li Demir Çelik: TBMM’ye CHP Isparta Milletvekili Ali düşmanlık besleyen, Türk Haydar Öner, tasarının tümü milletine düşman! üzerindeki görüşmeleri atlayan CHP’li Levent Gök: Meclis’i Bahçekapılı’ya “İç Güvenlik gasp eden başkan! Paketi gibi davranıyorsun. İç CHP’li Oğuz Oyan: İçtüzük Güvenlik Paketi de senin kadar darbesi yapan başkan! antidemokratik!” diye sesleninCHP’li Engin Altay: Eşkıya ce, art arda Meclis tutanaklarına başkan! da yansıyan MHP’li Oktay Vural: Sayın o “yakıştırmalar” geldi; Darbeci Meclis Başkanvekili! Büyük Geri Çekiliş: Yeni Osmanlı Projesinin Mezar Taşı kurmay heyetine törenle şeref madalyaları verildi.” A. Türk ekliyor (Yahu bir sus daha yeni çıktın!): “Çanakkale Savaşları’nın 100’üncü yıldönümünde bu kez Türkiye’nin geri çekilmesini, yani toprak hezimetini konuşuyoruz. Bu ‘şerefin’ madalyasını da tarih elbette yazacaktır.” Bir dostumun mesajını da paylaşayım: “Türbe’nin korunamaması ve yerinden sökülmesi, yeni (neo)Osmanlı projesinin iflası ya da onun yerine dikilen mezar taşı gibi...” Pardon, bu iktidarın başları değil miydi ki “Türbenin kılına dokunanların ellerini kırar boyunlarını koparırız..” diyen... Tabii bir de “Ortadoğu’da bizden habersiz yaprak kımıldamaz” diye höykürenler... Haklarını yemeyelim, belki de iktidar, IŞİD’ın Türbe’ye saldırması halinde onunla savaşa tutuşma olasılığının yarattığı endişe nedeniyle, onlardan atik davrandı ve IŞİD’in türbeye saldırma ve IŞİD ile savaşa tutuşma olasılığını aniden sıfırlamış oldu... Böylece Türkiye’yi büyük felaketten kurtardılar. Teşekkür edeceğimize… Geride bir toplumsal yıkıntı bırakacak Ama arkada bir toplumsal yıkıntı bırakacağı kesinleşiyor gibi. Birbirine giren bir toplum yaşıyoruz. Düşmanlık had safhada... Bir kıvılcım, felakete çağrı yapıyor. Şimdi ikinci bir olay: Gece metrobüsle dönüyoruz. Müzisyen bir genç grupla sürücü kapışıyor. Gençler bir önceki durakta biletsiz mi binmişler ne... Sürücünün anlaşılan haber verdiği güvenlik Zincirlikuyu’dan biniyor, sürücüyle gençlerin yanına gidiyor. Tekmeler yumruklar uçuşuyor... Bir de ön tarafta yolcu var, gençlere saldıran, yolcudan yedek kuvvet! Olay siyasete dökülüyor. Yolculardan bir genç kız “yandaş biletsiz binse sesiniz çıkmaz” diye bağırıyor... Neyse, güvenlik olayı kapatıyor. Otobüs köprüyü geçiyor, yardımcı yolcu hem söyleniyor hem de telefonla konuşuyor... Fikirtepe’ye yaklaşırken, gençlerin yanına gelip özür diliyor ve tamam bu işi kapatalım, diyor. Durakta ise birden 10 kişi içeriye doluşuyor, esnaftan acil kuvvet çağırmış meğer... Bu kez adam onlara tamam iş halloldu mesele kalmadı diyor, ama acil kuvvet “boşuna mı geldik” diyerek saldıracak adam arıyor... Bu tayfayı çağıran, otobüste yaşanacakları düşünüp vazgeçmiş anlaşılan... Yani birbirini boğazlamaya hazır bir toplum yarattı Bay Muktedir... Şimdi ise düzmece suikast iddialarıyla, nefreti büyütüyor. Sanki seçim sürecine değil, bir cehennem sürecine giriyoruz... Peki başarabilir mi? IŞİD’le savaşma felaketinden kurtulduk Derken eski emekli Albay Alican Türk’ün mesajı düştü epostama... Diyor ki: Süleyman Şah haberleri ve bu haberlerin veriliş biçimi bana İngilizlerin Çanakkale’den çekilmesini hatırlattı... İngilizler Çanakkale hezimetini tarihsel bir geri çekilme başarısı olarak gösterirler: “İngilizlerin geri çekilmedeki başarısı yadsınamaz; çekilme iyi planlanmış, hava koşulları beklendiği gibi gitmiştir… Büyük bir ustalıkla sürdürülen tahliye işlemlerinde 36 bin asker, 4 bin nakliye hayvanı, 127 top ve 2 bin ton ikmal malzemesinden taşınabilenler, gemilere yüklenmişti… Bozgun, İngilizlerin gözünde sürpriz bir başarı, umulmadık bir zafer olup çıkmıştı. Tahliye sonunda General Monro ile Mindere çıktı yiğit Gece vapurla Kadıköy’e dönüyoruz, bir uyku bastırdı ki sormayın, kapüşonu çektim, 5 dakika kestirdim ve kendime geldim... Biz Kadıköylüler alışığız, bir grup genç müzisyen 25 dakika boyunca da çok güzel bir konsere girişince açtım gözlerimi, ama bunlar öyle “iki tıngırdattım topladım paraları, sonra öbür tarafa geçtim” cinsinden değil... Çok başarılılar, ciddiler ve kız solistleri çok iyi... Henüz operasyon üzerine bilgimiz fazla yok... Meclis’ten tokmak kaçırma İç Güvenlik Paketi’nin TBMM’de daha görüşmelerine başlanmadan çıkan kavgada 5 milletvekili yaralanırken paketin gündeme alınmasının ardından yaşanan kavgada da 3 milletvekili olmak üzere toplam 8 milletvekili yaralandı. Son dönemde TBMM’de yaşanan en büyük kavgaların başında gelen olayda çok ilginç bir detay herkesin dikkatini çekti. Meclis’te daha önce meydana gelen kavgalarda “tablet”, “pet şişe” ve “sandalye” gibi araçlar kullanılırken gizli oturumda çıkan kavgada TBMM Başkanvekili’nin birleşimi yönetirken milletvekillerinin sözlü tartışmalarını susturmak ve genel kurulda sessizliği sağlamak için başvurduğu “tokmak” ilk kez kavgada araç olarak kullanıldı. Sonuçta iki milletvekilinin doğrudan tokmak aracıyla yaralandığı belirlenirken paket görüşmelerinde yaşanan gerilimin yeniden bir kavgaya dönüşmemesi için muhalefet partilerinin grup başkanvekilleri TBMM Başkanvekili Cemil Çiçek’i ziyaret ederek önlem almasını talep etti. Muhalefetin Çiçek’ten önlem almasını istemesinden saatler sonra genel kurulda çıkan bir tartışma yumruklaşmaya dönerken gazetemiz fotomuhabiri Necati Savaş’ın geçen perşembe günü genel kurulda çıkan ikinci kavga sırasında çektiği bir fotoğraf, TBMM’de kavgalara karşı alınan önlemi gözler önüne serdi. Milletvekillerinin stenografların bulunduğu masanın önündeki yumruklaşmaları sürerken bir görevli başkanlık divanında bulunan tokmak ve tokmağın vurulduğu ahşap zemini alıp genel kuruldan çıktı. Böylece tokmağın yeni bir kavgaya karışmasına engel olundu. Başka bir deyişle genel kurul tokmağı milletvekillerinin kavgasından kaçırıldı. İktidar üyesi milletvekillerinin ne diyeceği bilinmez ama kafasına tokmak yiyen muhalefet üyesi vekillerin bu önleme sevinecekleri kesin! Meclis’te 237 kez ‘Kahrolsun faşizm’ dedi İç Güvenlik Paketi’nin görüşmeleri Suriye operasyonunun ardından ertelendi. Görüşmelere Çelebi’nin 5 dakika boyunca kürsüde attığı slogan damga vurdu ANKARA (Cumhuri yet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda muhalefetin yoğun engelleme taktikleriyle görüşülmesine karşı çıktığı İç Güvenlik Paketi görüşmeleri Süleyman Şah Türbesi’ne yapılan operasyonun ardından dün ertelendi. Genel Kurul’da önceki gece ise milletvekillerinin oturma eylemi sürerken CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi Meclis kürsüsüne çıkarak tam 237 kez “Kahrolsun faşizm” sloganı attı. TBMM Genel Kurulu’nda büyük tartışmalarla görüşülmeye başlanan İç Güvenlik Paketi’nin görüşmelerini engellemek için muhalefet geçen haftadan bu yana çeşitli taktikler izliyor. Genel Kurul’da paketi görüştürmeme taktikleri sık sık tartışmaların çıkmasına neden olurken, dün sabaha kadar süren görüşmelerde TSK’nin Suriye’deki Süleyman Şah Türbesi’ndeki Saygı Karakolu’na yönelik operasyonu da gündeme geldi. CHP’li Engin Altay, operasyonla ilgili iddiaların daha önce gündeme geldiğini anımsatarak Bakan Ala’dan derhal bu konuda bilgi istediklerini ifade etti. CHP’li Bülent Kuşoğlu da operasyonla ilgili YPG sözcülerinin açıklama yaparken hükümetin sessiz kaldığına dikkat çekti. Bakan Ala da yerinden söz alarak “Bu ulusal güvenlik meselesinde gerekli değerlendirmeler ve açıklamalar daha sonra yapılacaktır” demekle yetindi. Ala’dan sonra söz alan MHP’li Sinan Oğan, Bakan Ala’ya tepki göstererek “Burası yüce Meclis, burası çok affedersiniz Dingo’nun ahırı değil, burası Meclis. Meclis’e cevap vermeyeceksiniz de kime cevap vereceksiniz?” diye konuştu. Sabaha karşı verilen aranın ardından Genel Kurul dün saat 14.00’te kapanırken, dün saat 14.00’te başlanılması beklenen görüşmeler herhangi bir gerekçe gösterilmeden bugüne ertelendi. TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerin Suriye’ye yapılan operasyon nedeniyle ertelendiği ifade edilirken, AKP içinde bu konuda farklı ses çıkmaması için görüşmelere ara verildiği iddia edildi. ‘Burası Meclis’ Süleyman Çelebi Başkanlık Divanı önünde oturma eylemi yapan HDP’lilerden Pervin Buldan ile Sabahat Tuncel (sağda) yüzlerini kapattı. Emine Kaplan, Mahmut Lıcalı, Fırat Kozok, Selda Güneysu [email protected] KESK: Tasarıyı çekin KESK İstanbul Şubeler Platformu üyeleri, TBMM’de görülen ve ilk 10 maddesi kabul edilen İç Güvenlik Yasa Tasarısı’nı protesto ederek oturma eylemi yaptı. Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen KESK üyelerine çeşitli siyasi parti ve demokratik kitle örgütü ile dergi çevrelerinin de destek verdi. KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Hüseyin Özev, “Temel hak ve özgürlükleri askıya alan bu sıkıyönetim yasasını geri çekin. Barışın ve demokrasinin tesisine yönelik düzenlemeleri hayata geçirin” dedi. HDP Milletvekili Levent Tüzel de “AKP’nin 2023 yeni Türkiye diye adlandırdığı baskı diktatörlüğüne karşı direnmeye devam edeceğiz” dedi. Aynı yerde Hocalı köyü katliamı ve Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun öldürülmesini protesto eden Milliyetçi Türkiye Partisi mensubu bir grubun içinden, eylemden sonra dağılan KESK’lilerin yanlarından geçişi sırasında Hrant Dink cinayetinin zanlısı Ogün Samast lehine tezahürat yaptı. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK) Fotoğraf: AA Polise olağanüstü yetkiler! AKP, muhalefetin tepkisine karşın çıkan kavga ve tartışmalarla İç Güvenlik Paketi’nin ilk 10 maddesini TBMM’den geçirdi TBMM Genel Kurulu’nda muhalefetin direnmesine karşın sabaha kadar süren tartışma ve kavgalarla devam eden görüşmelerle İç Güvenlik Paketi’nin polise olağanüstü yetkiler veren ilk 10 maddesi geçti. Kabul edilen maddelere göre, polise kişilerin üstünü ve araçlarını arama yetkisi verilirken, demir bilye, sapan, molotofkokteyli ateşli silah sayıldı. Genel Kurul’da milletvekillerinin yumruk yumruğa kavga etmesine neden olan İç Gücenlik Paketi’nde muhalefet partilerinin yanı sıra sivil toplum örgütlerinin de polis devleti eleştirilerini yönelttiği maddelerin yasalaşması halinde uygulanacak düzenlemeler şöyle: Polis, kaymakam ya da vali tarafından görevlendirilecek kolluk amirinin yazılı, acele hallerde ise sözlü emri ile kişilerin üstünü ve aracını detaylı bir şekilde arayabilecek. Üstelik üst ve araç aramalarında mahkeme izni şartı da aranmayacak. Ayrıca polis, suç şüphesi, suçüstü hali ve gecikmesinde sakınca bulunun bir durum olmadan kişileri durdurma yetkisine sahip olacak. Polis, savcı ya da mahkeme yetkisine sahip olarak müşteki, mağdur ya da tanık ifadelerini kişilerin ikamet ettiği yerde alabilecek. Kabul edilen maddeyle birlikte polisin toplumsal olaylarda kullandığı biber gazının yanı sıra “boyalı su” diye tanımlanan kimyasal madde kullanımı da yasal olarak dayanağa kavuşacak. Geçen maddeyle polise, molotof, patlayıcı, yanıcı, yakıcı, boğucu, yaralayıcı silahlara açık veya kapalı alanlara yapılan saldırı ve saldırı teşebbüsünde bulunanlara karşı polisin saldırıyı etkisiz kılmak amac ile etkisiz kılacak ölçüde silah kullanma yetkisi tanınacak. Toplumsal olaylarda kamu mallarına verilen zararlar ile gerçek ve tüzelkişilerin mallarına verilen zararların sorumlu tutulan kişiler tarafından karşılanması sağlanacak. Çelebi: Sözün bittiği yer HDP’li Baluken: Barış süreci demokratikleşme paketi şart MAHMUT LICALI ANKARA HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, sürecin durma noktasına getiren iç güvenlik paketinin tamamen geri çekilmesi gerektiğini belirtti. Baluken, paketle ilgili yapılacak hiçbir düzenlemenin HDP’nin tavrını değiştirmeyeceğine işaret etti. Baluken, şöyle dedi: “Meclis’te demokratikleşme paketlerinin ele alınması ge rekir. Süreç yürüyecekse bunun yapılması şarttır. Kürt meselesi ile Türkiye’nin demokratikleşmesi birbirinden ayrılmaz. Kürt meselesini çözeceğim diğer taraftan otoriterleşme yasaları getireceğim diyemezsiniz. Bir paranın iki yüzü gibidir Kürt meselesi ile demokratikleşme sorunu. Kürt sorununu çözmek isteyen hükümet demokratikleşme paketini çıkarmak zorundadır.” Polise mahkeme yetkisi Bu arada önceki gece yapılan görüşmelerde ilginç anlar yaşandı. Meclis’te Gezi eylemlerinin o vazgeçilmez sloganı “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!” solganı duyuldu. Milletvekillerinin oturma eylemi sürerken kürsüye çıkan CHP’li Süleyman Çelebi ise 237 kez “Kahrolsun faşizm” sloganı attı. Çelebi eylemin gerekçesini şu sözlerle açıkladı: “Sözün bittiği yer olduğu için bu eylemi yaptım. Meclis’te yaşananlar tam bir faşizm. Toplumsal muhalefetin artık bu yaşanan sürece tepkisiz kalmaması gerektiğini düşünüyorum. Bütün demokrasi yanlılarının, dini, dili, ırkı, bayrağı ne olursa olsun birleşmesi gerektiğini düşünüyorum.” C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle