28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 7 Kasım 2015 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Hedef bu kez TUSKON 55 bin girişimciyi temsil eden cemaatin işadamları örgütüne ‘Fethullahçı terör örgütü’ iddiasıyla operasyon düzenlendi. Başkentteki binalarda arama yapıldı oza İpek Holding’e yönelik operasyon yapan ve tüm şirketlerine kayyum yoluyla el koyan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “Fethullahçı Terör Örgütü”ne finansal destek sağladığı iddiasıyla bu kez cemaatin TÜSİAD’ı olarak görülen Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu’na (TUSKON) operasyon düzenledi. Savcılığın talimatı üzerine polis, TUSKON ve bağlı federasyonların başkentteki binalarında arama yaptı, bilgisayarların imajını aldı. AKP’nin 1 Kasım seçimlerinde tekrar tek başına iktidara gelmesiyle Gülen cemaatine yönelik operasyonlar hız kazandı. “Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması” soruşturmasını yürüten Ankara Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturması Bürosu savcılarından Tekin Küçük, örgüte finansal destek sağladığı iddiasıyla TUSKON ve bağlı federasyonlar Ankara İş Adamları ve Sanayicileri Derneği (ANKİSAD), Anadolu İşadamları Federasyonu (ANFED) ve Hür Sanayici ve İş Adamları Derneği (HÜRSİAD) binalarında arama yapılması talimatını verdi. Bunun üzerine belirtilen adreslere giden Mali Şube ekipleri, kurumların üye listelerine, muhasebe kayıtlarına el koydu, tüm bilgisayar imajlarını aldı. 2005 yılında kurulan TUSKON, 7 üye federasyon, 211 işadamları derneği üyeye sahip. Türkiye’nin her yerinden 55 bin girişimciyi temsil eden sivil toplum kuruluş olan TUSKON ayrıca, Brüksel, Washington DC, Moskova, Pekin ve Addis Ababa’daki temsilcilik ofisleri ve 140 ülkede bulunan partner kuruluşa sahip. Der ekonomi 9 K 4 şirkette kayyum kalktı Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği’nin Koza İpek Grubu’na kayyum atanmasına pazartesi günü itiraz edilmişti. İtirazı değerlendiren Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği, 22 şirketten 4’üne kayyum atanmasına gerek olmadığına karar verdi. 3 şirketin holding ile birleştirilerek kendini feshettiği, bir şirketin de bağış yoluyla devredildiği için dört şirkette atanan kayyumların görevlerinin sonlandırılmasına karar verdi. Kayyum atanmasına gerek olmadığının karar verildiği şirketler arasında medya kuruluşları yer almıyor.  Ankara 6. Sulh Ceza Hâkimliği de diğer kayyum atamalarına ilişkin yapılan itirazı değerlendirecek. NECATİ SAVAŞ Güç el değiştirdikçe... TUSKON’dan yapılan açıklamada aramanın TUSKON üyesi dernekleri kapsadığı ifade edildi. ‘AMAÇLARI DEVLETİ ELE GEÇİRMEK’ nkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliği’ne dernek ve şirketlerde arama yapılmasına ilişkin talebinde, örgüt faaliyetlerinin ağırlıklı olarak legal görünümlü kurum ve kuruluşlar vasıtası ile yürütüldüğü iddiasında bulunarak, şu değerlendirmelerde bulundu: “Örgütün mali yapısının Türkiye başta olmak üzere birçok ülkede geniş bir ağ haline geldiği, bu kapsamda yapılamanın zaman içerisinde holdingleri, şirketleri, ticari işletmeleri, STK’leri (dernekler, fede neğin başkanlığını Rızanur Meral yapıyor. 1525 Aralık Yolsuzluk operasyonları sonrasında TUSKON’a bağlı dernek ve federasyonlarda çeşitli zamanlarda aramalar yapılmıştı. Öte yandan dün TUSKON tarafından polis baskınıyla ilgili yapılan açıklamada “Konfederasyonumuz binasında herhangi bir polis araması yapılmamaktadır. Bununla ilgili tarafımıza ulaşmış herhangi bir mahkeme kararı da bulunmamaktadır” denilerek, konfederasyona üye bazı derneklerde mahkeme kararı gereği kolluk kuvvetlerinin arama yaptığının öğrenildiği belirtildi. l ANKARA (Cumhuriyet) A rasyonlar, konfederasyonlar) vb. gibi çok sayıda kurum/kuruluşları barındıran bir organizasyon haline geldiği ve bu işletmeleri vasıtasıyla yüksek oranda kaynak akışlarının bulunduğu nihayetinde oluşturulan bu yapılanmaları sayesinde devleti ele geçirmeyi amaçladıkları, dolayısıyla mali alanlarda oluşturulan bu yapılanmalara diğer alanlara da destek verilerek yasadışı bir örgüt konumuna geldikleri belirtilmiştir. İmama himmet TUSKON’a bağlı işadam larının bağlı olduğu ilin imamına himmet verdiği, yurt dışında bir iş aldığında ise gittiği ülkede örgütün okullarının ve kurumlarına ihtiyaçları varsa onları karşıladığı, bunun da bağlı olduğu ildeki imamı tarafından yaptırıldığı anlaşılmıştır. Yapının genel sekreteri olarak gözüken Mustafa Günay isimli şahsın TUSKON’un gerçek sorumlusu olduğu ve direkt olarak Fethullah Gülen’e bağlı olduğu anlaşılmıştır.” Soruşturma dosyasından örnek alınmaması için de kısıtlılık kararı konuldu. TMSF: Digiturk daha satılmadı atış süreci uzun zamandır kafa karıştıran Digiturk ile ilgili fonun yaptığı son açıklama yine şaşırttı. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), Digiturk’ün Katarlılara satışının tamamlandığına ilişkin haberlerin doğru olmadığını ve sürecin devam ettiğini söyledi. Rekabet Kurulu’ndan yapılan açıklamada, “DP Acquisitions B.V.’nin hisselerinin tamamının beIN Media Group LLC. tarafından devralınması işlemine izin verildi” ifadesine yer verilmişti. Yüzde 47’si Providence Equity Partners ve yüzde 53’ü de Mayıs 2013 tarihinden itibaren TMSF tarafından yönetilen Digiturk’ün tüm hisseleri Katarlı fona devredilmişti. Geçen hafta soruları yanıtlayan TMSF, satışı kendilerinin değil Çukurova’nın yaptığını, bu nedenle ihale gerçekleşmediğini, fiyatının ise şu aşamada açıklanmasının uygun olmadığını kaydetmişti. l Ekonomi Servisi S ‘Heyecan veren hikâye lazım’ Özince, hikâyenin genç ve dinamik insanları heyecanlandırması gerektiğini söyledi ürkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, Türkiye’nin genç ve dinamik insan unsurunu heyecanlandıracak yeni bir hikâyeye ihtiyacı olduğunu söyeldi. Dinamik Toplumlarda Uluslararası Yönetim Geliştirme Derneği (CEEMAN) tarafından, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde (İEÜ) “Güneydoğu Avrupa İş Dünyasının Günümüz ve Geleceğe Dönük İhtiyaçları ve Yönetici Eğitimi Yansımaları Forumu” düzenlendi. Forumda, “Bölgenin MakroMikroekonomik ve Sosyal Perspektifi” başlıklı bir sunum yapan Özince, Türkiye’nin artık yeni bir hikâyeye ihtiyacı olduğunu belirtti. Bu hikâyenin en önemli potansiyel olan genç T Şişecam Mersin’deki fabrikalarından 138 işçi çıkaracak. İşçi, işverenle anlaşan Kristalİş Genel Merkez yöneticilerine tepkili. Cam işçisi böyle satış görmedi! ABİDİN YAĞMUR Belli sektörlere ek teşvik sözü aliye Bakanı Mehmet Şimşek AKP’nin 1300 liralık asgari ücret vaadi için “Hiç gecikme olmayacak, tereddümüz yok” dedi. Şimşek “Asgari ücrette söz verdik, 1300 lira yapılacak. Soru işareti olmasın, tereddüt yok. Biz bu taahhütü yerine getireceğiz. İşin yükünün büyük kısmını iş alemi yüklenecek. Devlet bu vaatte bulundu, bütün bu yükü üstüne alsın sağlıklı bir yaklaşım değil. Belli sektörlere yönelik ilave teşvikler gündeme gelebilir. Ama yükün büyük kısmı işverende olacak.” dedi. l Ekonomi Servisi M işecam Grubu, Mersin’deki 3 fabrikasında çalışan toplam 138 işçinin işten çıkarılmasını kararlaştırdı. Kristalİş Genel Başkanı Bilal Çetintaş’ın Mersin’e gelerek işverenle atılacak işçi sayısında pazarlık yapmasına işçiler tepki gösterdi. Genel merkeze rağmen eyleme devam kararı aldıklarını söyleyen bir işçi, “Cam işçisi tarihinde böyle satış görmedi” diyerek tepkisini gösterdi. Şişecam’ın Mersin’deki Anadolu Cam, Trakya Cam ve Paşabahçe fabrikalarında çalışan toplam 200 işçiyi işten çıkarmak istemesi üzerine Kristalİş’te örgütlü işçiler, işyerini terk etmeme eylemi başlatmıştı. Önceki akşam Mersin’e gelen Kristalİş Genel Başkanı Mustafa Çetintaş, işveren temsilcileriyle görüşmesinin ar Ş dından, Anadolu Cam’dan 65 işçinin çıkarılacağını, bunlardan 53’ünün kendi istekleriyle ayrılmayı kabul ettiklerini, Paşabahçe fabrikasından çıkarılacak 58, Trakya Cam’dan çıkarılacak 15 işçiyle ilgili sonuç alamadıklarını açıkladı. Çetintaş’ın bu açıklamaları işçilerin sert tepkisine neden oldu ve Çetintaş ile beraberindeki genel merkez yöneticileri arbede ve yumruklaşmalar arasında fabrikadan ayrıldı. Mersin Şube Başkanı Ahmet Ergev, “Tabanımız, ne tür bir eyleme karar verirse ben şube başkanı olarak o eyleme destek vereceğim” dedi. 3 fabrikadaki işçilerin ise işyerini terk etmeme ve açlık grevi de dahil bazı eylem seçeneklerini Kristalİş Genel Merkezi’ne rağmen hayata geçirmeyi tartıştıkları öğrenildi. l MERSİN nüfus üzerinden yapılabileceğini vurgulayan Ersin Özince, “Türkiye’nin genç ve dinamik insan unsurunu heyecanlandıracak hikâyeye ihtiyacı var. O hikâyenin de inandırıcı olması gerekiyor. Türkiye genç işsizlikte başarılı olamayan ülkelerden bir tanesi. Öyle durduk yere ekonomilerde mucizeler olmaz. Refah ve istihdam yönünde ekonomi insanlara dokunuyorsa iyidir” diye konuştu. Ekonomi için istikrar algısının önemine vurgu yapan Özince, Türk Lirası’nda son dönemdeki değer kaybının gündemde olduğunu ancak bundan daha önemli olarak döviz hesaplarına rağbetin arttığını, bunun da istikrarla ilgili kaygılardan kaynaklandığını savundu. l Ekonomi Servisi Sabancı’nın satışları 22 milyar TL oldu abancı Holding’in konsolide satışları, 2015’in 9 ayında 21 milyar 971 milyon lira, konsolide net kârı ise yüzde 18 artışla 1 milyar 686 milyon lira oldu. Aynı dönemde Sabancı Holding’in banka dışı konsolide net kârı, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 66 artarak 749 milyon liraya ulaştı. Holdingin toplam varlıkları 30 Eylül 2015 itibarıyla 267 milyar 235 milyon liraya, toplam konsolide öz kaynakları ise 20 milyar 168 milyon liraya yükseldi. Sabancı Holding Üst Yöneticisi (CEO) Zafer Kurtul, Akbank’ın yüksek mevduat büyümesi ve yeni sendikasyon kredileriyle sektördeki güçlü konumunu sürdürdüğünü belirtti. l Ekonomi Servisi Zafer Kurtul S Eylem sürecek ün suçlularla mağdurların toptan el değiştirildiği siyasi davalar, kimilerinde bir öncekinin kararları ile yenilerin iddianamelerinin üst üste çakışmaları bağlantılı, ana haberlerde ağırlıklı gündemde yer aldılar... Hukukun, insan hakları, hukuk devleti düzeni, demokrasi ile ilişkisi kurulmadan, iktidara egemen askerisivil hiç fark etmez gücün güdülemesinde işletilmesinin trajik kaçınılmaz sonucu... Yargı bağımsızlığının, insan hakları, demokrasi için en önemli gösterge, pusula olması gerektiğinin de kanıtı. Demokrat, insan hakları savunucusu geçinenlerin de, öncelikle siyasi ya da en temel insan haklarına ilişkin duruş sınavlarında yaşamsal ayıraç, gösterge... Kendi siyasal görüşleri, inançlarına bağlı, işlerine gelen yargılamalarda hukukun işleyişinde duyarlı ya da duyarsız olduklarına bakılarak; gerçekten insan haklarıdemokrasi savunucusu olduklarına ya da tam tersi sadece kendi çıkar ve siyasi cepheleri için demokrat, karşıtları için faşizan oldukları sonucuna varmak gerek... Türkçesi yaşam boyu solcu geçinmiş, 12 Mart12 Eylül süreçlerinde bedel ödemiş kimliklerin, sadece faşist, derin devlet bildikleri taraflar, örneğin TSK kadrolarının İktidarlarının kabaca 10 yıllık İktidarları sürecinde haksız, şimdilerde sahtelikleri ortaya çıkmış gizli tanıklıklar, sahte belgelerle yargılanmalarına, çok ağır artık geri dönüşü olmayan bedeller ödemelerine göz yumma lüksleri yoktu. İnsan hakları, hukuk devleti, demokrasi sınavlarından çakmış bulunuyorlar. Aynı çerçevelerde İktidarlarının, çok bilinen nedenlere İktidarlarıCemaat ortaklığının bozulması sonrası liderlik odaklı tek elde toplanması sonrası, bu kez paralel de içinde yeni terör örgütleri toptancı algısı yaratılmış olarak insan hakları, hukukun işleyişine değil alkış tutmak, seyirci kalmak da, değişen güç odaklarına bağlılık yargının ele geçirilmiş uygulamalarında yeni sivil darbe hukuku işleyişine suç ortaklığı yapmak anlamına gelecek... İnsan hakları savunuculuğu, hukuk devleti düzeninin işleyişinin yanında duruşun tek reçetesi, bağımsız yargının işletilmesi, İktidarları gücünün ister askeriister sivil fark etmez etkisinin sıfırlanması savaşımından geçer. En önemli göstergelerden biri de gönlümüze, çıkarlarımıza, aklımıza ters düşen siyasal, toplumsal, bireysel yargılamalarda aynı adalet terazisinin ağırlığı için savaşım verebilmektir... HHH Cumhuriyet gazetesi, yazarları, dönem aydınları üzerinden örneklersek... Sevgili İlhan Selçuk Ağabeyimiz, aydınlanma bilgemiz 12 Mart12 Eylül askeri darbelerinin de İktidarlarının sivil darbe hukuku süreçlerinin hepsinden birden ağır bedel ödeyenlerin içindeydi... Yakın gözlemim, ağır işkenceden geçirildiği 12 Mart sürecinden, gazetenin pek çok kez kapandığı 12 Eylül’den sarsılmadan geçmiş, İktidarlarının 12 Eylül’ü, ErgenekonSilivri yargılamalarından, kalp krizi sonrası onur kırıklığı asıl darbe yaşama sarılamamıştı... Danıştay tetikçileri, Cumhuriyet’e bomba atanlarla aynı terör örgütünün, birbirinden iğrenç, insanlık dışı yazılmış senaryoların suçlamalarının ortak sanığı olmayı içlerine sindirememek çoğunluk dönem sanığının en ağır moral yıkımıydı... Dönemin Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un dünün haber yayın akışları içinde görüntülü verilen isyanında da, TSK üst kademe komutanlarının camiye bomba atma suçu ile karalanmalarına duyduğu isyan benzer duyguların yansıması olmalı. 12 Eylül askeri darbesi sürecinde DİSK davası yargılanmasında, DİSK’in bütün dönemler seçilmiş yöneticilerinin MarksistLeninist illegal terör örgütü üyesi olarak suçlanmaları, önce ağır iskenceden geçirilmiş olarak 4 yıl tutuklu kalmaları sonrasında davanın düşmesi ne kadar trajik bir örnekse, ders alınmamış olması, hele de sivil İktidarları eliyle, iki ters güç odaklı, ters işletilmesi bu kez sivil darbe hukuk düzeni açısından aynı ölçeklerde ürkütücü değil mi?.. D Ekrem Demirtaş: Piyasada işler iyi değil İzmir Ticaret Odası (İZTO) Başkanı Ekrem Demirtaş, karşılıksız çeklerde yaşanan sıkıntılara dikkat çekerek, “Seçimleri geride bıraktık. Önümüze umutla bakmak istiyoruz ama piyasada işler de pek iyi değil” dedi. ‘İş Dünyası İçin Güvenli Tahsilat Dönemi: ING Güvence’ toplantısında konuşan Demirtaş, son 9 ayda 557 bin çekin karşılıksız çıktığını kaydederek, güvenli ödeme sistemlerinin büyük önem taşıdığının altını çizdi. Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da yaptığı yazılı açıklamada, siyasetçilerin ekonomik programın hazırlanmasında sivil toplumla diyaloğa gereken önemi vermelerini beklediklerini bildirdi. l Ekonomi Servisi Ali Sabancı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Ali Sabancı, yeni hükümetten atmasını beklediği ilk adımın jenerik laflar, ekonominin yoluna konması, yeni anayasa olmadığını belirterek “Ben tek bir şey istiyorum. İlk başta ben huzur ‘Vallahi billahi huzur istiyorum’ lu olmak istiyorum. Vallahi billahi... Ben huzurlu olmak istiyorum, huzurdan sonra ben takım tutmam, milli takımı tutmak istiyorum” dedi. Sabancı, Mersin’de düzenlenen ‘Fikir Otobüsü Projesi’ toplantıda yaptığı konuşmada, “Geçen pazar 54 milyon insan gitti ankete katıldı. İnsanlar artık önüne bakmak istiyor. 1819 aydır düşünmediği konuları hatırlamak istiyor. Telefonla konuştuğum herkese dedim ki bir kapı açıldı, lütfen dedim bu kapının içinden girelim. İçeri girelim” ifadesini kullandı. l Ekonomi Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle