Katalog

Olaylar ve GOrUSler KÜLTÜR SANAT Cumartesi 7 Kasım 2015 Peki, ne yapmalı? PROF. DR. BİNNAZ TOPRAK 24. Dönem CHP İstanbul Milletvekili 16 posta@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA kinci Dünya Savaşı ertesinde uyguladıkları sosyal demokrat politikalarla 4045 yıl boyunca her seçimi kazanmış İsveç Sosyal Demokrat ve Norveç İşçi partileri hâkim parti kategorisine örnek olarak gösterilir. Türkiye’de 2002 yılında iktidara gelmiş Adalet ve Kalkınma Partisi de ‘hâkim parti’ olma yolunda hızla ilerlemekte. Ancak, İsveç ve Norveç’in Avrupa’nın en istikrarlı demokrasileri arasına girmesini sağlamış bu iki partiye kıyasla AKP’nin 13 yıllık iktidarı Türkiye’nin giderek otoriterleşmesiyle sonuçlanmış, ordu vesayetine son vermiş olan AKP kendi vesayetini kurarak bir dikta rejimine yönelmiştir. Siyaset bilimcilerin ‘illiberal demokrasi’ ya da ‘rekabetçi otoriteryanizm’ diye niteledikleri bu model 1 Kasım seçimleri sonucunda sol ve liberal demokrat çevrelerde ciddi bir travmaya yol açmış, seçim galibiyetiyle yeniden gündeme sokulan başkanlık sistemi tartışmaları bu travmayı daha da arttırmıştır. Bu kesime hâkim olan hissiyat yenilmişlik, ümitsizlik, ileriyi görememe, bir çıkış yolu bulamama şeklinde özetlenebilir. Bu durumda ‘Ne Yapmalı?’ Yüzyıl önce Lenin’in bu soruya verdiği cevap ve önerdiği model başarılı olamadı. Ancak soru önemli. 1 Kasım tarihli Hürriyet gazetesinde geçen hafta ülkemizi ziyaret etmiş olan Uruguay’ın eski devlet başkanı Jose Mujica ile Çınar Oskay’ın söyleşisi soruyu irdelemek için iyi bir başlangıç diye düşünüyorum. Oskay, Latin Amerika ülkelerinde askeri darbeler son İ Siyaset bilimi literatüründe uzun yıllar iktidarda kışmış HDP’nin ülkenin diğer açılmak ve Türkiye kalmayı başarmış partilere ‘hâkim parti’ (predominant bölgelerine partisi olmak arzusunu tek başıparty) denmekte. Türkiye’de 2002 yılında iktidara na gerçekleştiremeyeceğini son gelmiş Adalet ve Kalkınma Partisi de ‘hâkim parti’ seçim süreci kanıtladı. olma yolunda hızla ilerlemekte. Peki, ‘bu durumda Yeni bir ittifak ne yapmalı?’ sorusunun yanıtını arıyoruz. Oysa bu iki partinin ÖDP’yi de yanlarına katarak iktidara yeni bir alternatif oluşturmaları mümkün. Ancak bu, dört yıl sonraki seçimlere bir iki ay kala gerçekleştirilebilecek bir alternatif değil. Bu tür bir işbirliğinin seçmende heyecan yaratabilmesi için şimdiden bütüncül bir vizyon oluşturulması çok önemli. Bu vizyonun temel taşlarının salt seçimlere indirgenmeyen, çağdaş demokrasilerin olmazsa olmaz diğer koşullarını garanti altına alan yeni bir demokrasi ve hukuk devleti anlayışına dayalı olması; dışlanmış ve ötekileştirilmiş tüm kesimlere eşit vatandaşlık haklarının tanınması; bürokrasinin rasyonel temellere oturtularak liyakat esasına dayandırılması; sosyal politikalarla bölgeler ve sınıflar arası dengesizliklerin giderilmesi üzerine inşa edilmesi gerek. Böyle bir vizyonla yola çıkmış bir ittifak CHP ve HDP’yi sıkıştıkları alanlardan çıkarıp Türkiye coğrafyasının çok daha geniş bir kesitine açacağı gibi, yaratılmış olan rüzgârla ittifakın iki partinin de aldıkları oyların toplamından çok daha büyük oranlara ulaşması mümkün. Bu birlikteliği onaylamayan partili seçmenlerin bir kısmı kaybedilse bile, daha çok sayıda yeni seçmene erişme imkânı doğacaktır görüşündeyim. Bu önerimin ütopik bulunacağının farkındayım. Ancak, Türkiye’nin geleceğinden kaygı duyanlar cesur alternatiflere açık olmadıkları, risk almadıkları, radikal çözümleri düşünmedikleri takdirde daha uzun yıllar seçimlerde hüsrana uğrayacaklardır diye düşünüyorum. Akın’ı sonsuzluğa omuzladılar... ansere yenik düşen Türk şiirinin simge imzalarından Gülten Akın, dün Ankara’da sevenleri, yakınları ve edebiyatın önemli isimleri tarafından sonsuzluğa uğurlandı. Akın’ın cenaze töreninde, “Ah kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya...” ve “Unutma sakın unutma/Bağışlama sakın/ Sakın düşmanını sevme, sakın susma!/Bekle büyük kavgayı bekle/Anlıyor musun yüreğim...” dizeleri sevenlerine dağıtılırken tabutunu da kadınlar omuzladı. Şair için dün Kocatepe Camisi’nde tören düzenlendi. Törende şairin çocukları Aksu Bora, Deniz ve Murat Cankoçak ile damadı Tanıl Bora, taziyeleri kabul etti. Törene, Ahmet Telli, Şükrü Erbaş, Hasan Ali Toptaş, Emrah Serbes, Erendiz Atasü, Ahmet Say, İlhan Erdost’un kızı Alaz Erdost ve Behçet Aysan’ın kızı Eren Aysan da katıldı. Ertuğrul Günay, NECATİ SAVAŞ K Travma arttı HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu. Mujica’nın yanıtı rasında sol partiler iktidara gelmişken, benzer tarihi paylaşmış Türkiye’de baskıcı bir İslami rejimin kurulmuş olmasının nedenlerini soruyor. Önemli bulduğum Mujica’nın cevabını aşağıda alıntılıyorum: “Bak... Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada solun derdi ‘birlik’ti. Girondistler dönemindeki kırılmayla Fransız Devrimi bitti. İspanyol Devrimi’nde anarşistler, komünistler ve sosyalistler aralarında çatışmaya başladığı günlerde kazanan Franco oldu. Almanya’da komünistler ve sosyalistler birbirini öldürmeye başladığında zaferi Hitler kazandı. Uruguay’da sol, birlik olması gerektiğini öğrendiği gün, ortak programlar yaratmayı, beraber yürümeyi öğrendiği gün kazanmaya başladı. Kazandık, çünkü birleştik. Farklılıklara saygı duyarak birlik olduk. Birleştiğinizde gerçek bir alternatif olmaya başlıyorsunuz... İktidara oynamak için güçlü olmak gerekir. Güçlü olmak büyük kalabalıklarla mümkündür. Oldukça basit ama solun bunu anlaması kolay olmuyor.” Sıkışılmış alanlar Türkiye’de son yıllarda yapılmış pek çok araştırma seçmen oylarının dört kümede kemikleşmiş olduğunu gösteriyor. Yakın gelecekte bu durumun değişmesi olası gözükmüyor. Büyük ölçüde kıyı kentlerine sıkışmış CHP’nin Güneydoğu bölgesinde varlık gösterebilmesi, mütedeyyin seçmeni yakalayamadığı, sol oyları toplayan HDP’yi ise bertaraf edemeyeceği için çok güç. Öte yandan, Güneydoğu’ya sı Aylin Nazlıaka ile Şenal Sarıhan ve Metin Feyzioğlu gibi isimlerin de hazır bulunduğu törene katılan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “Onun şiirlerindeki direnci, pırıltıyı, umudu, yaşama tutunma inadını ondan öğrenmeye devam edeceğiz. Onu kaybetmenin acısını yaşıyoruz ama birçok insandan farklı olarak şair, kadın kimliğiyle arkasında çok güçlü eserler ve duruş bıraktı. Onun bıraktığı mirasa layık olmaya çalışacağız” diye konuştu. Bu arada, şairin bestelenen şiiri “Deli Kızın Türküsü” şarkısını seslendiren sanatçı Sezen Aksu’nun gönderdiği çiçek de şairin tabutunun başına bırakıldı. Akın’ın cenazesi, kılınan cenaze namazının ardından kadınlar tarafından taşınarak, defnedileceği Karşıyaka Mezarlığı’na götürülmek üzere cenaze aracına yerleştirildi. Bu esnada bir kadın, Akın’ın “Kadın Olanın Türküsü” şiirini okudu. l Cumhuriyet/ ANKARA Erdost anısına kitaplar indirimli Eylül 1980 askeri darbesi sonrası, “yasak yayın basmak ve bulundurmak” iddiasıyla gözaltına alınan ve 7 Kasım 1980’de Mamak Cezaevi’nde görevli erler tarafından dövülerek katledilen yayımcıyazar İlhan Erdost, bugün 12 ölümünün 35. yılında mezarı başında anılacak. Erdost anısına ayrıca bugün Sol ve Onur Yayınları kitapları hem TÜYAP Kitap Fuarı’nda, hem de Ankara’daki İlhan İlhan Kitapevi’nde yüzde 50 indirimli satılacak. l Cumhuriyet/ ANKARA VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, Sürekli Basın Kartı Sahibi Değerli Meslektaşımız KERAMETTİN AŞMAZ 5 Kasım 2015 Perşembe günü vefat etmiştir. Kaybı basın topluluğumuzda üzüntü yaratan Keramettin Aşmaz’ın cenazesi 6 Kasım 2015 Cuma günü öğle namazının ardından Küçükçekmece Fatih Camisi’nden alınarak Kanarya Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir. Keramettin Aşmaz’ı sevgi ve saygıyla anarken, ailesine ve basın topluluğumuza başsağlığı diliyoruz. TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ YÖNETİM KURULU Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Tokat Meslek Yüksek Okulu, Turizm ve Otelcilik Bölümü’nden almış olduğum diplomamı kaybettim. Hükümsüzdür. Aynur Şener (Işık) İstanbul Bilim Üniversitesi’nden almış olduğum öğrenci kimliğimikaybettim. Hükümsüzdür. Celal Kaan Gündüz Mimar Sinan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Tarih Bölümü; 20141106001 numaralı öğrenci kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. Alevgül Karagül. C M Y B