28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 7 Kasım 2015 yorum TASARIM: SERPİL ÜNAY 18 Türbanlı yargıç ve AİHM Cem Küçük’e ‘Deli herhalde’ deyip geçilir mi? er dönemin yükseleni var. İşadamları, sanatçılar, akademisyenler. Kim olduklarını biliyorsunuz, her gün gazetelerin ön sayfalarındalar. Bir de her dönemin gazetecileri var. Onlar da her gün televizyondalar. Bu dönemin yükseleni Cem Küçük. Üstelik Cem Küçük çok etkili. Peki neden etkili? Çünkü her dediği oluyor da ondan. Gelin size birkaç örnek anlatayım. Cem Küçük, tam bir yıl önce bugünlerde, Yeni Şafak gazetesindeki köşesinde şöyle yazdı: “Mesela Fatih Altaylı gibi bir adamın hâlâ yazıişleri toplantılarına katılması ve Habertürk’ü yönetmeye kalkışması dikkat ve ibretle izlenmektedir. Paralel örgütün boynuna yular taktığı, kendine köle ettiği Fatih Altaylı hâlâ Habertürk’ü yönetecekse bu ne yaman çelişkidir?” O gün, yani aynı gün ne oldu biliyor musunuz? Fatih Altaylı’nın siyasi köşe yazıları kesildi, o günden beri de yazamıyor. Yardımcısı da gazeteden kovuldu. Kararı veren, gazete sahibi bir işadamıydı. Aynı Cem Küçük, daha bir ay önce Prof. Ali Atıf Bir’i hedef seçti. Dün itibarıyla ne olduğunu gördük Ali Atıf Bir, başında olduğu üniversitenin rektörlüğünden alındı. Üstelik bu kararı veren, Türkiye’nin en önemli işadamlarından biri. Daha önce de Kadri Gürsel’i hedef seçti. Kadri Gürsel Milliyet’ten kovuldu. Daha önce de Aslı Aydıntaşbaş’ı hedef göstermişti, o da yollandı. Kararı veren, yine çok etkili bir işadamıydı. Yani, Cem Küçük ne derse, bazıları “Şak” diye yerine getiriyor. Peki, bu kadar etkili Türkiye’de ikinci bir gazeteci daha var mı acaba? Yok... Emin olun yok... Cumhuriyet yazarı Mine Söğüt köşesinde dün yazdı, Cem H Küçük’le plajda karşılaşıp sohbet etmişler, o gün de bugün söylediklerini söylüyormuş. Ciddiye almak gelmemiş içinden. “Deli herhalde” diye düşünmüş. Aslında Mine Söğüt haklı. Günlük 700 gazetecinin köşe yazdığı Türk basınında bir gazetecinin yazdığı yazılarla bu kadar kişiyi işten attırması, hakikaten inandırıcı değil. Ama, görüyoruz ki hepsi yaşandı. Yüzde 100 gerçek. Cem Küçük şimdi ne diyor: “Bülent Mumay’ı kovun, Nazlı Ilıcak’ı kovun, Eyüp Can’ı kovun. Doğan Grubu’na kayyum atayın, Samanyolu’na el koyun.” Bunlar açık açık söyledikleri. Bir de açıkça söylemedikleri vardır eminim. Bizim hiç duymadığımız ama Cem Küçük istedi diye gerçekleşen. Şimdi söyleyin, Cem Küçük önemli mi, önemsiz mi? Üstelik Cem Küçük, söylediklerini, gazetesindeki köşesinde yazıyor, çıktığı TV programlarında söylüyor. Ve tüm bu söyledikleri için, herhalde gazeteden maaş, çıktığı televizyonlardan telif alıyor. Yani para kazanıyor. İnanılır gibi değil ama gerçek. Levent Kırca sağ olsaydı da Cem Küçük’ü oynasaydı, kim bilir ne kadar gülerdik. Ancak maalesef yaşadığımız bu gerçek, öyle gülünecek bir olay değil. Yakında göreceksiniz. Cem Küçük’ün söyledikleri çıkacak. Şu ana kadar söylemedikleri varsa, onları da söyleyecek, onlar da çıkacak. Peki bu kadar komedi nasıl yaşanıyor derseniz, ona da cevap verelim. Yüzde 49.5 oy herkesi şımartır. Demokrasilerde sandık yönetenleri şımartmasın diye, denge unsurları vardır. O unsurları kaldırırsanız, şımaran kişiyi durduracak güç kalmaz. Osmanlı’da padişahları “Mağrur olma Padişahım, senden büyük Allah var” diye çizgide tutmaya çalışırlardı. Ama Allah korkusu varsa... 960’lı yıllarda, Konur Sokak’ın sonunda, şimdi Mülkiyeliler Birliği’nin bulunduğu binanın hemen karşısında tek katlı, bahçeli bir evdeydi Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi. Osman Bölükbaşı’nın kuruculuğunu yaptığı partiye Alpaslan Türkeş genel başkan seçilmişti. Daha sonra partinin adını MHP olarak değiştirdi. Elimde okul çantam, partinin önünden geçerken kendilerine “komando” diyen kalpaklı gençlerin bahçede toplaştıklarını ve hep birlikte göğe doğru uluduklarına tanık olurdum. Yoksul kesimden geldikleri belli o gençler, özellikle 1968’den itibaren yükselen özgürlükçü gençlik hareketlerine karşı kullanıldılar. Gizli “komando kampları”nda eğitildiler. Adalet, eşitlik ve bağımsız bir Türkiye isteyenlerin üstüne salınan paramiliter bir güç haline getirildiler. 1970’lerde Türklük aidiyeti ve vatanını sevme duyguları kullanılan bu gençler “ülkücü” adı verilerek yeniden sokağa; aydınlanmacı, bağımsızlıkçı gençler ve aydınların üzerine gönderildi. Binlerce delikanlının ve genç kızın yitirildiği, aydınların tek tek avlandığı bir dönem başladı. Gladio, ülkücülerin içindeydi. 1978’de polisadliye muhabiriydim. Gölbaşı yolu üzerinde bir Murat124 marka araba ihbar üzerine durdurulmuş, 1 Görev partisi stanbul Anadolu 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kadın yargıcı, duruşmalara türban takarak çıkmaya başlamış. O yargıcın verdiği her karar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) dönecektir. Çünkü, AİHM, konuya öznel ve nesnel tarafsızlık açısından bakıyor. AİHM, öznel tarafsızlığı, “yargıcın, birey olarak baktığı davadaki kişisel tarafsızlığı” olarak tanımlıyor. Nesnel tarafsızlık ise kurum olarak mahkemenin kişide bıraktığı izlenim. Yine AİHM’ye göre, bir mahkemenin “hak arayanlara güven veren tarafsız bir görünüme sahip bulunması, tarafsızlığı sağlamak için alınmış olan tedbirlerin mahkemenin tarafsızlığı konusunda makul her türlü kuşkuyu ortadan kaldırır nitelikte olması” gerekiyor. İ 7 KASIM 2015 SAYI: 32903 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç Akın Atalay İcra Kurulu Başkanı içinden portakal sandıklarına saklanmış silahlar çıkmıştı. MHP Gençlik Kolları’na üye kişilerin de içinde bulunduğu Adana plakalı aracın o dönemde akademisyenlik yapan Devlet Bahçeli’ye ait olduğu ortaya çıkmıştı. 12 Eylül sonrası, Kürtçülüğün alevlenmesi ile MHP, yine Türkçülüğü kullanarak siyaset sahnesinde yer edindi. Diyeceğim şu ki: MHP çizgisi, geçmişten bu yana hep bir “görev” üstlenmiştir. Son yıllarda da, uluslararası güçlerin desteği ile iktidara gelen AKP, ne zaman dara düşse, yine MHP görevini yerine getirmiştir. Hiç kuşku yok ki, önümüzdeki günlerde “başkanlık sistemi”ne payandalık yapma görevini de layıkıyla gerçekleştirecektir. Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu l Haber l Ekonomi: Reklam Tanıtım ve Halkla İlişkiler Genel Koordinatörü Ayşe Cemal Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Bulvarı 1352 S. 2/3 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. ugün 7 Kasım. Yayıncı İlhan Erdost’un cezaevinde dövülerek öldürüldüğü gün. Onun adıyla yaşayan Muzaffer İlhan Erdost diyor ki: “Pusuya düşürülmemizin, dövülmemizin ve Ilhan Erdost’un öldürülmesinin, bireysel (ya da münferit) bir öldürüm olmadığını, bunun, üç çeyrek yüzyıldır katlanmaya, yargılandığımız cinayetten katliama, binlerle ifade edilen ölümlerin / öl B Öldürümlerin karesi dürümlerin bir ‘kare’si olduğunun bilgisiyle, bilinciyle belirteyim ki: 1974’ten 12 Eylül 1980’e giden kanlı yolda işlenen cinayetler, yığınsal katliamlar, ‘dolaylı saldırı’ya programlanmıştı ve biz, hepimiz bu saldırının hedefindeki hainler olmuştuk. Bir bir, toplu olarak ya ‘temizleniyor’ ya çöpe atılıyorduk, bugün de. Hainler ise kurtarıcı. Vatan satıcılarının vatansever olması gibi.” İstanbul Ankara İzmir İmsak 06.06 05.50 06.12 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.35 12.55 15.35 07.17 12.39 15.23 07.37 13.02 15.49 Akşam 18.03 17.50 18.15 Yatsı 19.24 19.10 19.34 Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr HARBİ SEMİH POROY HAFTA SONU BUGÜN 10:00’DA tv.cnnturk.com/haftasonu twitter.com/haftasonu twitter.com/hakanchelik Hakan Çelik’in konuğu Nihat Zeybekci Ekonomik büyüme hamlesinden döviz kurlarına, maaşlardan kredilere; seçimden sonra ekonomiyi bekleyen tüm gelişmeler bu ekranda. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle