28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 5 Kasım 2015 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ZARİFE SELÇUK Değer Deniz’i tecavüz ederek öldürmekten yargılanan Can Meşe, 6 ay sonra, katillerin yararlandığı tahrik indirimi için ağız değiştirdi: Sevgiliydik, erkeklik gururu... ırsızlık yapmak amacıyla girdiği evde müzisyen Değer Deniz’i tecavüz ederek öldürdüğü gerekçesi ile 43 yıldan 58 yıla kadar hapsi istenen Can Meşe ilk duruşmada olayın gerçekleştiği 6 Mayıs’tan bu yana geçen 6 ayda verdiği tüm ifadelerinin aksine bir savunCANAN mayla hâkim COŞKUN karşısına çıktı. Meşe, kadın cinayeti davalarında tüm erkek sanıkların başvurduğu “gururumu incitici sözler kullandı” iddiasına sığınarak tahrik indiriminden yararlanmaya çalıştı. Mahkeme heyeti duruşmayı erteledi. Meşe, yakalandıktan sonra savcılıkta, tutuklandığı hâkimlikte ve aylık tutukluluk incelemeleri sırasında ifadelerinde olayı işlerken uyuşturucu etkisinde olduğunu belirtmişti. Meşe 6 ay sonra çıkarıldığı ilk duruşmada susma hakkını kullanmak istediğini belirtti. Mahkemeye sunduğu yazılı ifadesini ise “heyecanlıyım” diyerek okumadı. Hâkim tarafından Olay günü camdan okunan yazılı ifadeiçeri girdiğini belirten sinde şimdiye dek verMeşe, “Değer beni gödiği ifadelerinin aksirünce ‘Ne işin var bune Değer Deniz ile ilişrada?’ dedi. Masanın kisinin olduğunu idüstünde tektaşı gördia ederek, “Kıskançdüm. Değer, tektaşı lık ve erkeklik guruerkek arkadaşının alrumu incitici laflardan Can Meşe dığını söyledi. Ben de dolayı yaptım” dedi. 3 ‘Benimle görüşüyorkadından oluşan mahkeme he san başkalarıyla görüşemezsin’ yetinin olayla ilgili her sorusu dedim. ” iddialarına başvurdu. nu “heyecanlandığım için konuşma güçlüğü çekiyorum” ge Baba: Kim akıl verdi? rekçesiyle yanıtlamayan Meşe, Değer Deniz’in babası Avni olay dışı tüm sorulara ise koDeniz, “Değer Deniz’in bu tecanuşma güçlüğü çekmeden yavüzcü kadın katili ile en ufak nıt verdi. Meşe yazılı ifadesinbir yakınlaşması olamaz. Dede, “Amacım öldürmek değilğer, 39 yaşında, saygıdeğer bir di. Korkutmaktı. Onu öyle bımüzisyen. Bunun gibi uyuşturaktığımda elleri ayakları oyrucu kullanan, tecavüzcü kanuyordu. Cinsel ilişki yüzeysel dın katilleriyle yakınlaşması olmuş. Teşebbüs aşamasında mümkün değil. Tamamen tiyatkaldı. Tecavüz olayını yapmış ro, ipe sapa gelemez, çok kötü olsam iç çamaşırını nasıl giybir Türk filmi izledik” dedi. Badirebilirim tekrar. Olayları biba Deniz, “Söyledikleri ile delinçsizce yaptım. Kıskançlık ve ğerli kızıma en büyük hakareerkeklik gururumu incitici lafti yaptı. Kim akıl verdi bilmiyolardan dolayı yaptım” iddiaları rum” diye konuştu. na yer verdi. l İSTANBUL Hep aynı tiyatro H Kadınlar Değer Deniz cinayetini protesto etmiş ve evini çiçeklerle süslemişti. haber 11 Umut, gerçeklerden büyüktür! elefondan alo yerine ağlama sesi geliyordu. Bir iki alodan sonra sessiz kalıp bir süre bekledim. 45 saniye sonra hıçkırıkların arasında yarım bir alo ile Mustafa sözcüğünün ilk iki hecesini söyleyip tekrar hıçkırdı. Bu kez ben söze girip, “Tamam sizi dinliyorum, kendinizi zorlamayın, konuşmak istediğinizde devam edin. Sizi bekliyorum” dedim. Böylesi anlarda zamanın ne kadar göreceli olduğunu düşünüyorsunuz. 1520 saniye hıçkırıkları dinlemek, bana hayli uzun geldi. Yarım dakika sonra söze başladı: “Bütün gücümüzle koşturduk. Her yere ulaşmaya çalıştık. Gece gündüz demedik. Bu sefer elimiz de çok güçlüydü. Toplumun hangi kesimi bize bir soru sorsa seçim bildirgemizde ona vereceğimiz bir cevap vardı. Peki, neden böyle oldu. Neden istediğimiz oyu alamadık?” Telefondaki ses yukarıdaki konuşmanın her 34 kelimesinde bir hıçkırıkla kesiliyordu. Konuşmasını şöyle sürdürdü: “Seçimin üzerinden 24 saatten fazla geçti. Ağlamadan konuşabileceğim bir zaman yakalamak istedim yapamadım, kusura bakmayın. Lütfen yapmamız gereken başka ne varsa söyleyin...” HHH Yukarıda son 34 günde aldığım onlarca telefondan birini paylaştım. Yazı aramızda, daha ağır olanları hatta suçlayıcı olanları var. Hani derler ya başarısızlık sahip arar... Türkiye’nin yeniden böyle bir sürece mahkum olmasına kahrolan insanlar doğal olarak akıllarına ilk ne gelirse onu söylüyorlardı. Elektronik posta ile gelen mesajlar da benzer yelpazedeydi. Bir yurttaş, soruyordu: “Biz son Cumhuriyet kuşağı mıyız?” Mesajın devamında sorusunu kendi yanıtlıyordu: “Olamaz olmamalı! Ben Cumhuriyet’in yüzüncü yılında nasıl bir Türkiye olacak diye düşünürken üstüme kara bulutlar çöküyor...” Bir başka yurttaş, bir insanın çocuğuna, “Evladım yurtdışından dönme. Eğitimin bittikten sonra orada iş bul demek durumunda kalması ne acı” diyor, şöyle devam ediyordu: “Evladıma böyle söyleyince büyük bir suçluluk duygusuna kapıldım. Ama etrafımı biraz soruşturunca öğrendim ki böyle bir olanağı olan herkes çocuğuna neredeyse aynı şeyi söylüyor...” Gerek gazetenin gerek bu sütunda yazan kişinin kimliği nedeniyle mesajların çoğu CHP’ye oy vermiş kişilerden geliyordu. Bir mesajda da CHP şöyle tarif ediliyordu: “Ben CHP’yi çok iyi oyuncuların olduğu ama birbirleriyle iyi bağlantılar kuramayan bir takıma benzetiyorum. Tek tek oyuncular ne kadar iyi olursa olsun, takım oyunu olmayınca olmuyor, olmuyor, olmuyor...” HHH Son 34 gündür aldığımız yüzlerce telefonun ve mesajın küçük bir dilimini sizlerle paylaştık. Daha seçimin ertesi günü bu sütunlarda, ne olursa olsun umutsuzluğa kapılmamak gerektiğini, Anadolu insanının binlerce yıllık yaşamından süzülüp gelmiş sözlerle paylaştık, paylaşmaya da devam edeceğiz. Çünkü umut, toplumsal mücadelelerde bütün faktörlerin en başındaki 1’dir. Onu başa koyduğunuzda rakam birden büyür. Bu anlamda umut, gözle görülür gerçeklerden daha büyüktür. Bazen gerçekler size gelinen noktada mücadelenin çok zor olduğunu söyler. Bu hayatın her alanında böyledir. Ama içinizdeki umut ışığı yüksekse, o ışık gerçeklerin ötesini aydınlatmaya başlar, gerçeklerin söylediğinden daha ileri şeyler söylemeye başlar. Umudun başlıca yakıtı emektir. Emek harcanmamış bir umut gerçek bir umut da sayılmaz. 1 Kasım’dan bu yana toplumun derinliklerinden aldığımız mesaj hepimizin sorumluluklarının daha da arttığını söylüyor. T Kekeleme numarası 43.5 YIL İSTENİYORDU 11 YIL 8 AY HAPİSLE CEZALANDIRILDI YİNE ‘SAYGIN’ TUTUM CÜNÜN TECAVÜZ DİRİLDİ CEZASI İN iyarbakır’da 2013 yılında 14 yaşındaki Z.B.’yi başına taşla vurup, bayıltarak tecavüz eden ve hamile kalmasına yol açan 22 yaşındaki Y.T., 43.5 yıl hapis istemiyle yargılandığı davada mahkeme tarafından “saygın tutum” indirimi uygulanarak 11 yıl 8 ay hapisle cezalandırıldı. Gerekçeli kararını açıklayan mahkeme heyet raporuna göre mağdurenin ‘ruh sağlığı bozulmadığı için” ceza oranını artıran kanun maddesinin uygulanmadığını belirtti. Hiç tutuklanmayan sanık Y.T’nin ise olaydan 10 gün sonra evlendiği ortaya çıktı. Cezanın yasaya aykırı olduğunu söyleyen mağdur avukatı Halime Sanli, “Yeni kanunda bunun cezasının 16 yıldan az olamayacağı açıkça belirtilmesine rağmen mahkeme suç tarihi itibarıyla eski cezayı uyguladı. Eski yasada bile verilecek cezanın 12 yıldan az olamayacağına hükmedilmiş. Devamında cezada artırım yapılması öngörülmesine rağmen bunu da uygulamadılar. Kararı temyiz ettik” dedi. l DHA D Y.T kan, takdiri indirim nedeni olarak “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki iş ve yargılama sürecindeki davranışlarının” sıralanabileceğini belirterek, “Saygın tutum nedeni iyi hal olarak değerlendirilmesi hukuka aykırı bir tutum. Saygın olmak... Zaten fail mahkemeye karşı saygılı olmak durumunda, saygılı olmadığı taktirde bu cezalandırılır, mahkeme bununla ilgili suç oluşturup buna müdahale edebilir” dedi. Temel sorunun bu suçla ilgili iyi hal indirimi olduğuna vurgu yapan Tuskan, “Mahkemeye cevap vermedi, çok saygılı oldu diye bir indirimi kabul etmek mümkün değil” dedi. l İSTANBUL ararı yorumlayan İstanK bul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Aydeniz Tus Hukuka aykırı Dekan: Kadın kuyruk sallamıştır İÜ’de hem erkek hem kadın öğrenciler tacize uğradı, dekan skandal bir yanıt verdi DAMLA YUR stanbul Üniversitesi’nde İ güvenlikçinin tacizine uğrayan öğrencilerin ‘işten çıkarılma’ talebiyle açtığı imza kampanyasına yeni taciz iddiaları yağdı. Önce bir erkek öğrenci stanta gelip, “Bu ne ki biz hocamız tarafından taciz ediliyoruz” dedi. Bu öğrencinin iddiasının ardından onlarca öğrenci aynı öğretim görevlisi hakkında taciz iddiaları yağdırdı. Öğrenciler İÜ Edebiyat Fakültesi Edebiyat bölümü öğretim görevlisi Doç. Dr. M. A. K. tarafından taciz edildiklerini ileri sürdü. İddialara göre K. öğrencilere odasında taciz ettiği gibi sınıfta da arkadaşlarının yanında kadın öğrencilerin iç çamaşırlarını çekiştirerek tacizde bulunuyordu. K.’nin kadın öğrencileri olduğu gibi erkek öğrencileri de taciz ettiği, sosyal medya hesabından dijital taciz de gerçekleştirdiği öne sürülüyor. Skandal yanıt Öğretim görevlisi için idari soruşturma sürerken öğrenciler hiçbir işlem uygulanmamasına tepki gösterdi. Türk Dili Edebiyatı Bölüm Başkanı Dekan Mustafa Özkan’la görüşen öğrenciler dekandan aldıkları yanıtla daha da sarsıldılar. Öğrenciler dekanın kendilerine “Kadınlar kuyruk sallamasa olmazdı” yanıtını vererek K.’yi savunduğunu iddia etti. l İSTANBUL Öğrenciler tacizci güvenlik görevlisini, fotoğrafını asıp teşhir etmişti. Iğdır’da kadın cinayeti Dilber A. Katil zanlısı şizofreni tedavisi görüyordu. ğdır’da E.A. (27), eşi Dilber A. (28) ve iki çocuğuyla kardeşi M.A’nın (23) Rıza Yalçın Caddesi’ndeki evine dün ziyarete gitti. Geceyi ailesiyle kardeşinin evinde geçiren E.A, sabah saatlerinde henüz belirlenemeyen bir nedenden dolayı eşi ve kardeşine bıçakla saldırdı. Yaralı olarak ağabeyinin yanından uzaklaşmayı başaran M.A, polisi arayarak yardım istedi. I Yaralanan Dilber A, ve M.A. ambulanslarla Iğdır Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Dilber A, burada yapılan tüm müdahaleye rağmen kurtarılamadı, M.A’nın ise hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi. Gözaltına alınan E.A, emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edildi. İnşaatlarda işçilik yaparak geçimini sağlayan E.A’nın, şizofreni tedavisi gördüğü iddia edildi. l AA KONYA’DA TACİZ onya’nın merkez Meram ilçesinde kuaförlük yapan 33 yaşındaki D.T, yürüyerek işyerine gittiği sırada iddiaya göre kendisini bir süre takip eden R.G., yanına yaklaşıp sarılmak istedi. Bunun üzerine D.T., tepki gösterip direndiği sırada, çıkan arbedede yere düşmesi so K nucu ayağından yaralandı. Durumu fark eden çevredekiler de D.T.’nin yardımına koşup, R.G.’yi yakaladı. Gözaltına alınan R.G. polis merkezine götürülürken, ayağından yaralanan D.T. de ambulansla Meram Eğitim Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. l KONYA C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle