19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 26 Ekim 2015 EDİTÖR: PINAR YILDIZ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Türkiyeli 140 şirket Libya’dan alacaklı ibya’da Arap Baharı ve Kaddafi yönetiminin devrilmesinden bu yana geçen 4 yıl sonunda düzenin bir türlü sağlanamaması Türkiye’deki müteahhitlik firmalarının bu ülkedeki alacaklarını da tehlikeye soktu. Son 1.5 yıldır Libya’daki faaliyetlerini tamamen ŞEHRİBAN durduran Türk KIRAÇ müteahhitlik firmalarının milyarlarca dolarlık alacaklarının ne zaman ödeneceği ise meçhul. Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) yetkililerinin yaptığı açıklamaya göre Libya’da 2011’deki Arap Baharı’ndan sonra Türk müteahhitlik şirketleri yoğun olarak bu ülkeye gitti. Ama 2013 sonundan bu yana ülkede Trablus ve Tobruk olmak üzere iki yönetim var. Yetkililere göre firmalar son 1.5 yıldır orada iş yapamadığı gibi ödeme de alamıyor. Yetkililer “Türk firmalarının Libya’da 1 milyar dolarlık hakedişleri var. 1 milyar dolarlık makine techizatı sözkonusu. Bir de yine firmalarımızın 1.5 milyar dolarlık teminat mektubu işleri de söz konusu. Hakedilmiş alacağın sadece 300 milyon dolarlık kısmını alabildik” ifadesini kullandı. Coğrafi yakınlık ve süregelen yakın ilişkiler çerçevesinde 1970’lerden günümüze dek Türk müteahhitler tarafından ekonomi 9 Putin ve ‘Yeni Dünya Düzeni’ utin’in geçen hafta düzenlenen yıllık Valdai Kulüp toplantısında yaptığı konuşma, esas amacının Suriye değil, ABD liderliğindeki Batı’nın etkisinin dengelendiği bir “Yeni Dünya Düzeni” yaratmak olduğunu gösteriyor. Türkiye’deki müteahhitlik şirketleri son 1.5 yıldır Libya’da iki meclis ve rakip yönetim bulunduğu için ödeme alamıyor. Şirketlerin ülkede milyar dolarları aşan alacağı var P L Libya’da 565’ten fazla proje gerçekleştirilirken bu projelerin bedeli 29 milyar doları aştı. Türk müteahhitler alacaklarının ödenmesi için de umudu Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde yapılan görüşmelere bağladı. Ülkede biri Tobruk’ta (Temsilciler Meclisi) diğeri Trablus’ta (Milli Genel Kongre) olmak üzere iki meclis ve rakip yönetim bulunuyor. Türkiye’deki alacaklı şirketler bu iki yapının bir araya getirilip anlaşma sağlamasını bekliyor. BM Libya Özel Temsilcisi Bernardino Leon, 21 Ekim’de yaptığı açıklamada bütün sorunlara rağmen Libyalı taraflar arasındaki müzakere sürecinin devam edeceğini belirtti. Fas’ın Suheyrat kentindeki uzlaşı görüşmelerine başkanlık eden Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilciliği’ni sürdüren Bernardino Leon, 6 Ekim’de “Libya Ulusal Birlik Hükümetini” ilan etmiş ancak Trablus ve Tobruk bloku içindeki gruplardan birbiri ardına farklı açıklamalar yapılmıştı. TMB yetkililerine göre Libya’daki siyasi krizin ve buna bağlı sorunların çözümü yönünde gerek Avrupa ve bölgesel aktörlerin gerek BM’nin yoğun çabalarına ve girişimlerine karşın ülkenin yakın bir gelecekte istikrara ulaşması zor görünüyor. Bu nedenle Türk müteahhitlik şirketlerinin alacaklarıyla ilgili yakın bir gelecekte ilerleme sağlanamayacak. ‘Ya yeni kurallar ya da kuralsız bir oyun’ Şirketler umutsuz Herkes tahkime gidemiyor u arada Libya’da alacakları bulunan TekfenTML Ortak Girişimi, Libya Devleti’ne karşı yine Uluslararası Ticari Tahkim Mahkemesi ve Milletlararası Ticaret Odası (ICC) üzerinden ikinci bir tahkim davası daha başlattığını açıkladı. Türkiye Müteahhitler Birliği yetkililerine göre Geçen yıl, Valdai Klüp toplantısının teması “Yeni kurallar ya da kuralsız bir oyun” idi. Putin o yıl konuşmasında, Soğuk Savaş’ın ardından ABD’nin benimsediği dayatmacı, tek merkezci politikaları eleştiriyor, II. Dünya Savaşı’ndan sonra, uzun süre barışı koruyan uluslararası kuralları yerine yenilerini koymadan yıkarsak, bu sefer oyunu tamamen kuralsız oynamak durumunda kalırız” diyordu. Putin’e göre ABD, “Soğuk Savaş” bittikten sonra kendini galip ilan etmiş, bu iddia ile davranmış, ancak birbiri ardına siyasi, askeri fiyaskolara, İslamcı terörizmin yükselerek büyük bir tehlike haline gelmesine yol açmıştı. Sonuç olarak bugün karşımızda sürekli parçalanmakta olan bir dünya düzeni, yeni bir düzen inşa etmektense birilerine karşı konuşlanma çabaları vardı. Eğer bir işbirliği ortamı yaratılamaz, herkesin uyacağı yeni kurallar oluşturulamazsa, dini, etnik çatışmaların da katkılarıyla giderek bir kaos ortamı oluşabilirdi. Mart 2015’te, 2014 toplantısındaki tartışmaları yorumlayan bir rapor yayımlandı. Rapor Putin’in konuşmasındaki temaları genişletiyor, ABD liderliğinde Batı, onun karşısında Doğu Avrasya’da Rusya ve Çin liderliğinde bir yükselen piyasalar ülkeleri grubu olmak üzere şekillenmekte olan bir uluslararası düzen tanımlıyordu. Rapora göre Rusya, Batı’ya entegre olma çabalarını terk ederek bu grubun içinde yer alıyordu. Bu yılki Valdai Kulüp toplantısı “savaş ve barış” konusu üzerinde yoğunlaştı. Gözlemcilere göre, Putin’in bu yılki konuşması, 2007 Münih Güvenlik Zirvesi’ndeki konuşmasından sonra Batı’ya yönelik en sert ve doğrudan eleştirileri içeriyordu. Putin, nükleer silahların ortaya çıkmasından sonra küresel çatışmalardan galip çıkmanın olanaksızlığını vurguluyor, Soğuk Savaş’ın bitmesi ideolojik rekabeti ortadan kaldırdı ama anlaşmazlıkların jeopolitik zemini varlığını korumaya devam etti, diyor. Putin’e göre, tek yanlı bir egemenlik modelini dayatmaya çalışmak, uluslararası hukukta ve küresel düzenleme sisteminde, siyasi, ekonomik, askeri rekabeti kontrolden çıkarabilecek dengesizlikler yaratı. Putin konuşmasına, ABD yönetiminin ısrarla yalan söylediğini, düzen bozucu etkiler yarattığını, Rusya’yı hedef aldığını iddia etti; bu bağlamda ayrıntılı örnekler sundu. Putin’e göre Avrupa, artık ABD’nin müttefiki değil adeta “vasalı” (kulu) konumuna düşmüştü. Dahası, Ortadoğu’daki istikrarsızlığın, kaosun, nihayet Avrupa ülkelerinin iç istikrarını tehdit eden sığınmacılar krizinin arkasında ABD’nin Ortadoğu politikaları vardı. Putin, teröristlerin ılımlı ve aşırı olarak tanımlanmasına da karşı; ABD’nin bu kadar büyük askeri gücüne karşın IŞİD’e karşı bir sonuç alamamış olmasını da kuşkuyla karşılıyordu. Putin’e göre işine gelmeyen bir rejime karşı teröristlerden yararlanıp sonra onlardan kurtulmayı ummak gerçekçi değil. Her şeye rağmen Putin’e göre, eğer istenirse Suriye terörizme karşı işbirliği için önemli bir model oluşturabilir. Putin konuşmasında işbirliğinin önemini vurguladı ama bunun ancak Rusya’nın ulusal çıkarlarını tanıyan bir zeminde mümkün olacağının da altını çizdi. Batı’da birçok yorumcuya göreyse, Putin Rusyası artık yerini Batı karşısında, Batı’nın yörüngesinin dışında seçiyor. Putin, yalnızca Ortadoğu’daki ülkelere değil, Avrupa’ya dünyadaki tüm gelişmekte olan ülkelere yönelik olarak konuşuyordu. The National Interest’in editörlerinden Nikolas Gvosdev’in yorumunun başlığı ise, “Putin taarruza geçti (ve Yalnızca Suriye’de değil)” biçimindeydi. Hızla bir kamplaşma şekilleniyor. AKP Türkiyesi, hem iki kampa da bağımlı hem iki kampla da sorunları olan bir konumda. Katar ve Suudi Arabistan’ın baskılarıyla, Kürt fobisinin ve paranoyasının etkileriyle çok daha tehlikeli bir noktaya savrulmadan geriye, güvenlikli, barışçı bir noktaya çekilmeye, başlaması gerekiyor. 1 Kasım seçimleri bu açıdan da bir fırsat! B Anlaşma yok Libya’da faaliyet gösteren yaklaşık 140 müteahhitlik şirketinin hepsinin tahkime başvurma yetkisinin bulunmadığını ifade etti. Tahkime başvurmak için sözleşmede alacaklarla ilgili tahkim maddesinin bulunması gerekiyor. Öte yandan Türkiye ile Libya arasındaki ihracat da düş me eğiliminde. 2013’te Libya Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı 21. ülke konumundayken bu yılın ilk 9 ayında 29. ülke konumuna geriledi. 2015’in ilk 9 ayında Türkiye’nin Libya’ya ihracatında geçen yılın tamamına göre yüzde 50’ye varan düşüş oldu. ‘Savaş ve barış’ Çok sattılar az kazandılar İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Tanrıverdi, dolar ve Avro arasındaki parite etkisinin, hazır giyim ihracatında yüzde 12.3’lük bir gelir kaybına neden olduğunu belirterek, “Dolar Avro’yu, Avro ihracatımızı vurdu. 9 aylık kaybımız 1.8 milyar doları buldu” dedi. Tanrıverdi, “İlk 9 ayda geçen yıla göre tonajda yüzde 6 daha çok ürün sattığımız halde daha az kazanabildik” diye konuştu. Tanrıverdi, 2015’in, ekonomi için kayıp yıl olacağını en azından 2016’dan itibaren yeniden üretime odaklanmak istediklerini vurguladı. l Ekonomi Servisi Hikmet Tanrıverdi Ekonomi dünyası, seçimlerin ardından özellikle hukuk sistemi ile yeni bir üretim ve büyüme modeline geçişe ilişkin reformların hayata geçirilmesini bekliyor konomistler, uzun zamandır dile getirilen ancak girilen seçim süreçleri nedeniyle gündemde üst sıralara çıkamayan reformlara, seçim sonrasında ivedilikle başlanması gerektiğini kaydederek, kısa vadeli ve uzun vadeli sonuç getirecek reformların belirli bir takvimle ve tüm detayları ile paylaşılarak toplumun güveninin kazanılmasının önemli olduğunu belirtiyor. En az reformların içeriği kadar seçim sonrasında oluşacak ekonomi yönetiminin reform isteği ve desteğinin de önemli olduğunu dile getiren ekonomistler, ABD merkez bankasının faiz artırım sürecine girecek olmasının reformların önündeki zorlayıcı etkenlerden biri olduğunu söylüyor. AA’ya konuşan Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Saltoğlu, “İthal girdilerin tekrar yerli girdilerle ikame edilmesi konusunda iyi düşünülmüş teşvik tedbirleri gerekiyor” dedi. Acil reform gerekiyor E TÜİK’e göre 2015 OcakEylül döneminde yabancılara 16 bin 192 konut satışı yapıldı. Toprak analizi için son günler Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, toprak analizi yaptırma süresinin 30 Ekim günü mesai saati bitiminde sona ereceğini bildirdi. Bayraktar, “Çiftçilerimizin yoğunluk yaşanabileceği ihtimalini göz önünde bulundurarak, son günü beklemeden bir an önce toprak analizlerini yaptırmalarında fayda var. Çiftçilerin, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca yetkilendirilmiş laboratuvarlarda toprak analizlerini yaptırmaları gerekiyor” dedi. Yabancıya satışta Antalya tahtını İstanbul’a kaptırdı Antalya, yabancıya konut satışındaki birinciliğini uzun yıllar sonra İstanbul’a kaptırdı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de yabancılara yapılan konut satışlarında, bu yılın eylül ayında ilk sırayı 561 konut satışıyla İstanbul aldı. İstanbul’u sırasıyla 440 konutla Antalya, 126 konutla Yalova, 112 konutla Bursa, 105 konutla Trabzon, 85 konutla Muğla izledi. Eylülde İstanbul’da geçen yıla göre yabancılara satılan konut sayısı 546’dan 561’e yükselerek yüzde 3 arttı. Antalya’da ise bu rakam yüzde 25 oranında azalarak 590’dan 440’a düştü. Bu yılın ocak eylül döneminde ise Türkiye’de 16 bin 192 konut yabancılara satıldı. Geçen yıl bu sayı 13 bin 611 olmuştu. Ocak eylül döneminde İstanbul’da geçen yıl sayı 3 bin 990 iken yüzde 26 artışla rakam 5 bin 33’e yükseldi. TÜİK verilerine göre Türkiye’de yabancılara konut satışında güney ve Ege sahillerindeki illerde bu yıl düşüş göze çarpıyor. İstanbul ve yayla kentlerinde ise artış gözleniyor. l Ekonomi Servisi Hukuk ilk sırada Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selva Demiralp da seçim sonrasında acil olarak uygulamaya konulması gereken yapısal reformların başında hukuk reformunun geldiğini söyledi. Demiralp, Fed’in normalleşme sürecinin, Türkiye’de uzun bir süre daha güçlü dolar ve bunun enflasyona geçişkenliğinin konuşulacağı bir dönem olacağına değinerek, kurdan enflasyona olan geçişkenliğin para politikasını tıkanma noktasına getirdiğini kaydetti. l Ekonomi Servisi Vodafone Red Academy açıldı Vodafone, kurumsal eğitim ve gelişim merkezi Vodafone Red Academy’nin yeni binasını İstiklal Caddesi’nde hizmete açtı. Her odası farklı eğitim şekillerine göre tasarlanan bina, Vodafone’un farklı lokasyonlardaki çalışanlarını eğitim ve çalıştaylar için iş ortamı dışında tek çatı altında topluyor. l Ekonomi Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle