28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 26 Ekim 2015 EDİTÖR: SERKAN OZAN haber 5 ‘Fırtınalar koparsa kopsun’ açıklamaları Demirtaş öğrenci EVİNE KONUK OLDU Şişli Kent Kültür Merkezi’nde gençlerle buluşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Aldığımız oy yüzde 13 olabilir ama etkisi yüzde 50’den daha büyük oldu. Domino etkisi yarattık. AKP Türkiye’de artık devrildi, kendini dünya lideri olarak tanımlayan AKP’nin frenine bastık” dedi. Demirtaş, sabah kahvaltısında Şişli’de öğrenci evine konuk oldu. l İSTANBUL / Cumhuriyet ülent Arınç’ın “fırtınalar koparsa kopsun” açıklamaları tam da 5. parti tevatürleri ayyuka çıkmışken, doğal olarak gündemin merkezine yerleşti. Dahası, Arınç, kendini çok diplomatik konuşuyor sanmasına rağmen “duygu” ve düşüncelerini fazlasıyla açık eden bir siyasetçi. Doğrusu, Arınç kendini biraz yanlış tanıyan bir siyasetçi; hep “olgun, ketum, bilge, hitabeti güçlü” bir siyasetçi modelinin içini doldurmaya çalışsa da sıklıkla “nefsi galebe çalar”. Ne kadar soğukkanlı ve aklıselim olmaya çalışırsa çalışsın çabuk kızar, bazen ağzını bozmaktan kaçınamaz. Yine de, hakkını teslim etmek lazım, gerçekten de makam, mevki, refah meraklısı olmadığını ispatlamış biridir. Beğenin beğenmeyin, gerçekten de bir ideali olan siyasetçidir. Ne kadar bazen kendini tutamasa da “efendi” bir insandır ve tüm bunlar bugünlerde fevkalade meziyetler haline gelmiştir. Son çıkışlarının siyasi manasına gelince, söylediklerinin söylemediklerinin çok azı olduğu belli. Bunun nedeni belli ki inandığı “dava”nın zarar görmesinden çekinmesi, bunu açıkça söylüyor. Ancak işin burası biraz sorunlu, şöyle ki: inanılan dava bu kadar hakiki ve önemli ise bir siyasetçi, davayı korumanın en iyi yolunun itirazlarını açıkça dile getirip davasını “doğru” zemine çekmeye çalışmak yerine, “kol kırılır yen içinde” anlayışında ısrar eder? Ben, bu anlayışın kendisinin sorunlu olduğunu düşünen biriyim, zira ancak karşısındakinin, tam manasıyla “öteki” ve hatta “düşman” olduğuna inanan biri, ne olursa olsun safları bozmamak yolunu tutar. Milli Görüş davasının veya daha genelde muhafazakâr siyasetin en büyük zaaflarından biri budur. Bu bakışa göre, “Müslümanlık davası”nı güdenlerin ne olursa olsun karşı tarafa koz vermemesi esastır. Hal böyle olunca, yozlaşmanın tam da bu nedenle büyüdüğü gerçeği bir türlü anlaşılmaz veya anlaşılmak istenmez. B KILIÇDAROĞLU, SAKARYA VE ESKİŞEHİR’DE KONUŞTU 102 kişinin öldüğü saldırının ardından Ankara’daki ilk mitingi Bahçeli yaptı. NECATİ SAVAŞ ‘Saldırı emri veren uzakta aranmasın’ SELDA GÜNEYSU Nasıl yönetilir göstereceğim HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün seçim çalışmaları kapsamında Sakarya ve Eskişehir’deydi. Karasu’da seçmenlere seslenen Kılıçdaroğlu, 7 Haziran seçimlerinde milli iradenin tek partiye yetki vermediğini hatırlatarak “Milli irade; ‘Uzlaşın, bir karar koalisyon kurun’ dedi. Bu millet vermiyor kardeşim. Neden inatlaşıyorsun. Milletin iradesine neden saygı duymuyorsun?” dedi. Türkiye’nin tarihinin en ca defosuna, “dava” ile alakası olmayan çıkarcıların bunca öne çıkmasına rağmen, saflar bozulmasın dikkati gösterilirken, zamanında Erbakan Hoca ve çevresine karşı aynı hassasiyetle davranılmamıştır? 28 Şubat’tan sonra, “Artık yola böyle devam edemeyiz” sonucunu çıkaranlar, AK Partisi’nde yaşanan bunca yozlaşmadan sonra, neden bir türlü “böyle yola devam edemeyiz” diyemediler? Neden, ağır ve haksız bir darbeye maruz kalan Hoca’dan kopmak, yozlaşmış ama iktidar olan bir AK Parti’den kopmaktan daha kolay oldu? Bunu “dava”ya zarar vermemek ile mi, iktidara zarar vermemek kaygısı ile mi izah etmek daha anlamlıdır? Uçbeyi Arınç C nkara’da, 102 yurttaşın yaşamını yitirdiği terör saldırısı sonrası ilk mitingi düzenleyen MHP lideri Devlet Bahçeli hükümete yüklendi. Bahçeli, şu mesajları verdi: Yalandan bir Başbakan: Yalanla yaşayan, yalancılığı kılavuz yapan bir Başbakan karşımızda. Şanlıurfa’da IŞİD’e nankör demektedir. IŞİD’e hangi iyilikleri yapmış, hangi kıyakları geçmiştir de, bu terör örgütü nankörce davranmış, kadir kıymet bilmemiştir? Hâlâ oy hesabı yapıyor: Davutoğlu, “Ankara patlamasından sonra oyumuz arttı” diyordu. Be hey densiz, insanlarımız ölüyor, sen oy hesabı yapıyorsun. AKP yükseliyorsa, saldırı emri veren uzaklarda aranmamalıdır. Toros’u bırak toz’a bak: Biz gidersek maaşlar ödenmez diyenler, milleti Toros’la korkutmaya çalışmakta, gizli bir örgütlenmenin şifrelerini vermektedir. Toroslar gezmiyor ama, çeteler her yere konuşlanıyor, Doğu ve Güneydoğu’ndan devlet geri çekiliyor. Davutoğlu, Toros’u bırak, çığ gibi artan toz ticaretine bak. Torosu bırak, haram limanlarından demir alan rüşvet ve zillet gemiciklerine, kasalarından silah çıkan TIR’lara kafayı tak. l ANKARA A büyük krizlerinden birini yaşadığını ve memleketi kimin yönettiğinin belli olmadığını belirten Kılıçdaroğlu “1 Kasım çok önemli. 4 yıl yetki verin, bu ülke nasıl yönetiliyormuş dünyaya göstereyim. Saraylara, köşklere, yalılara merakım yok. Bu ülkenin zenginleşmesini, halkın zenginleşmesini istiyorum” diye konuştu. Başbakan Davutoğlu’nun saraydan ne talimat gelirse yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, “Görev verilen bir kişi hükümeti kuramıyorsa, ira desini saraya ipotek etmişse bu memlekete faydası olmaz. Başbakan’ın kendi iradesi olacak. 12 bin çocuk öldü Suriye’de. Kim bunların katili?” dedi. Kılıçdaroğlu, Hendek’teki mitingde de “Şu anda Türkiye’de bir yönetim boşluğu var. Kimin ülkeyi yönettiği belli değil. Bir şeyi unutmayalım. Davutoğlu, saray için çalışır, Kılıçdaroğlu halk için çalışır” dedi. Wl Haber Merkezi Erdoğan, MemurSen etkinliğine katıldı. Yönetim boşluğu Japonya’da seçim kavgası: 12 yaralı J İktidara zarar vermek aponya’nın başkenti Tokyo’daki Türk Büyükelçiliği’nde oy vermeye giden yaklaşık 500 Türk ve Kürt arasında çıkan seçim kavgasında 2’si polis en az 12 kişi yaralandı. Jiji Press haber ajansına konuşan bir Türk seçmen, PKK bayrağı açılmak istenmesi üzerine gerginliğin çıktığını öne sürerken kavgada tişörtü yırtılan Kürt seçmen ise “Arkadaşlarımla arabamdayken bir anda Türklerin saldırısına uğradık” dedi. İşadamı Hasan Zengin, Cumhuriyet’e “Oy vermek için arabalarında bekleyen 4 genç Kürtçe müzik dinledikleri için saldırıya uğradı. Saldırganlar HDP’lilere oy kullandırmamak için günler öncesinden Facebook üzerinden örgütlenmişti” dedi. Yaklaşık 3 bin 600 Türkiye vatandaşının yaşadığı Japonya’da 7 Haziran’da geçerli 664 oyun yüzde 59’unu HDP, yüzde 22’sini AKP, yüzde 11’ini CHP ve yüzde 3’ünü MHP almıştı. l Dış Haberler ‘PKK ile aynı dili kullanıyorlar’ umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, teröre destek vermekle suçladığı Doğan Grubu için “İstanbul’da Hilton arazisine el koymak isteyenler, istedikleri olmayınca PKK ile aynı dili kullanabiliyor. Medya kanallarında teröre destek veren ‘cici kızlarını’ oraya çıkarıyor. Bunlar kendi çıkarları için gerekirse DAEŞ ile PKK ile işbirliği yapabiliyor” dedi. MemurSen tarafından düzenlenen etkinlikte konuşan Erdoğan, Kürt seçmene seslenerek, “Peşmergeleri, Özgür Suriye Ordusu’nu topraklarımızdan Kobani’ye biz gönderdik ve DAEŞ ile mücadelesine desteği biz verdik. Ey Kürt kardeşlerim, bu oyunu Erdoğan Doğan Grubu ve sivil toplum örgütlerini hedef aldı C gel 1 Kasım’da boz” dedi. PYD’nin özyönetim ilan ettiği Tel Abyad için Erdoğan, “Orayı kantona dönüştürmek için ilan ettiler. Şimdi bu Türkiye’ye bir tehdit oluşturuyor. Öyleyse Türkiye gereğini yapacaktır” dedi. Erdoğan, konuşmasında “Bize on yıllar boyunca küfürbazları sanatçı diye, tek sesli diktatörlerin karşısında el pençe divan duran medyayı, ‘gazete, televizyon budur’ diye, birtakım örgütleri ‘sivil toplum örgütü budur’ diye yutturmak istediler, bize sahtekarları, şarlatanları, insanların hem inançlarını, hem de alın terlerini sömürenleri ‘din Tel Abyad kime ait alimi budur, hoca budur’ diye yutturmak istediler” ifadelerini kullandı. Erdoğan, “Askerimize, polisimize kurşun sıkıyorlar, ertesi gün PKK medyası, Pensilvanya medyası, Doğan medyası ve siyasi partiler, utanmadan ‘Bunu saray yaptı, bunu devlet yaptı’ diyebiliyorlar” diye konuştu. Erdoğan, bazı sivil toplum örgütlerinin “saltanatları sarsıldığı, dayatmaları boşa çıktığı” için yeni Türkiye’ye taarruz ettiklerini belirterek, “Bölücü terör örgütü haince saldırı düzenliyor, Atatürk’ün kurmasıyla övünen bir siyasi partinin genel başkanı ‘PKK niye silah bıraksın’ diyebiliyor” ifadelerini kullandı. l ANKARA / Cumhuriyet Diğer taraftan, madem temel yaklaşım budur, bugün hâlâ rahlei tedrisinden geçmekle övünülen Erbakan Hoca ile yollar nasıl ayrılabilmiştir? Hem de tam 28 Şubat darbesinin hemen ardından, tam da “dava” büyük bir zulme maruz kalmışken? Neden, AK Parti’nin bun Hal böyle olunca, Arınç’ın açıklamaları ciddi biçimde boşa düşüyor. Söylediklerinden daha ziyade şu anlam çıkıyor, “yeniyetmeler partiyi ele geçirdi, bizim sözümüzü dinleyen kalmadı, makam, mevki meraklısı olmasak da geri plana düşmeyi sindiremeyiz, kimse bizi hafife almaya kalkmasın” ve dahası “eşitler arasında birinci idik, Erdoğan fazlasıyla öne çıktı, racon bozuldu, bunu içime sindiremem”. Arınç, 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi de benzer bir çıkış yapmıştı, hatırlarsanız Abdullah Gül, Arınç’ın açtığı cephenin gerisinden Erdoğan’ı sıkıştırarak cumhurbaşkanı adayı oldu. Şimdi benzer bir durum ortaya çıkıyor, herkes Gül’den çıkış beklerken, bir kez daha Arınç uçbeyliğine soyunup Erdoğan’a meydan okuyor. Ben olayı böyle okuyorum. Peki, Arınç’ın çıkışı, Gül’ün meşhur “rahatsızlıklarının” ardında hiç mi ilkesel bir itiraz yok? Kuşkusuz var, kuşkusuz her iki isim de, AK Parti’nin geldiği noktadaki sorunları daha iyi görüyor. Ama, böyle olması, bu iki ismin AK Parti’nin vardığı noktada sorumlulukları olmadığı anlamına gelmez. Olay, giderek daha fazla “Erdoğan’ın günah keçisi haline gelmesi”ne bağlanıyor. Her ne kadar muhalefet çevrelerinin hoşuna gitse de siyasi sorunları kişiselleştirme, ciddi siyasi sorgulama ve yüzleşmelerin önüne geçtiği ölçüde, siyaset toptan yozlaşır, sığlaşır, bunu unutmayalım. Erdoğan güçlüyken sesini kısıp, önüne geleni imzalayıp, güç kaybederken, ortalığa dökülmek pek de mümtaz bir siyasi çıkış yolu olamaz, olamayacak, benim asıl kaygım bu. Demir HakPar Genel Başkanı Fehmi Demir kazada öldü 1 Kasım’daki seçimlere hazırlanan ve kazada yaşamını yitiren Demir’in sosyal paylaşım sitesi Facebook’taki son paylaşımı propaganda konuşmasının TRT ekranlarında yayınlanacağını duyurmak oldu. Halkın Emek Partisi’nin (HEP) kurucuları arasında yer alan Demir, bir çok partide grev yaptı. Demir, 26 Ekim 2014’te, Kemal Burkay’ın ardından HakPar Genel Başkanlığı’na seçilmişti. l MERSİN / DHA AK ve Özgürlükler Partisi (HakPar) Genel Başkanı 58 yaşındaki Fehmi Demir, trafik kazasında hayatını kaybetti. Demir, Mersin’deki toplantıya katılmak üzere Pozantıâdan Tarsus yönüne giderken, yağış nedeniyle kayganlaşan yolda, Hacı Murat Doğu’nun otomobiline arkadan çarptı. Demir’in otomobili çarpmanın etkisiyle savrulup bariyerlere çarparak durabildi. Kazada Demir ile Doğu yaşamını yitirdi. H C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle