19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 26 Ekim 2015 haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY 6 Elif Çakır: Gözlere bakarak röportaj yapmanın mucidi Beştepe, Halife Erdoğan’ın meğer ‘Hilafet Sarayı’ imiş rdoğan’ın gözde gazetesinin yazarı Abdurahman Dilipak, taa Kanada’da konferansa katıldı ve Erdoğan’ın başkan seçilmesi halinde “halife olacağını” söyledi. Şöyle devam etti: “ Yasaya göre hila fet kaldırılmadı, şu anda TBMM’ye intikal etti. Erdoğan başkanlık sistemine geçerse kendisi bu anlamda bütün İslam beldelerinden hilafete bağlı bölgelerden muhtemelen kendisine müşavir tayin edecek ve İslam birliğinin Beştepe’deki, o 1005 odada hepsinin temsilciliklerini açacak. Zaabataş’ta, türbanlı bir annenin, eli kırbaçlı, deri giysili, yarı çıplak 100 kişinin saldırısına uğradığı yalanı bir kez daha yalanlandı. Hollywood filmlerini andıran senaryonunun kimden çıktığı bilinmiyor, ama AKP’liler ve dönemin AKP lideri Erdoğan bunu çok tutmuştu. “Benim türbanlı bacım” diye cansiperane savunmuşlardı yalanı. “Kahve dövücüsünün hık deyicisi” bazı gazeteciler de bu yalana teşne oldular ve kendi itibarlarını bir süre için zedeleyip, yerlerini zor toparladılar. (Çünkü Türkiye’de yalan yazan gazeteciye bir şey olmaz.) Hatta bu gazetecilerden biri Elif Çakır, saldırıya uğradığı söylenen kadınla, fotoğraflı röportaj yayımladı. Ancak dün itibarıyla bu röportajın da “Gözlere bakılarak yapı K E ten birilerinin Erdoğan’a düşmanlıklarının ve kaçak saray diye yaygara koparmalarının sebebi de o.” Dilipak’ın bu iddiası, Beştepe’deki kaçak sarayın niye böyle büyük yapıldığını izah ediyor. Sarayın bahçesinde camii de bu teoriyi destekliyor. Çünkü, kaçak sarayda 1150’den fazla oda, 65 ayrı toplantı salonu var. Hatta iddialara göre, zemin altında da bir o kadar oda var. Gizli olduğu için açıklanmıyor. Dünyanın bütün Müslümanlarına temsilci açtıracaksan, böyle bir saray ancak yeter... Diye diye Ebru Gündeş ve Rıza Sarraf’ın evliliğini bozacaklar bru Gündeş, Nişantaşı’nda E aile avukatının ofisine girerken, gazetecilere yakalanmış. Yarım saat kalıp çıkmış. Koşarak aracına yönelirken, magazin muhabirleri parmağına dikkat etmişler, evlilik yüzüğü yokmuş. Bundan, “boşanma iddiası” yeniden Ebru Gündeş alevlenmiş. Ancak Ebru Gündeş, tweet atmış ve şöyle demiş: “Son günlerde özel hayatımla ilgili çıkan haberlerin hiçbiri gerçek değildir. Bu tarz haberlere lütfen itibar etmeyiniz.” Bizde, “bir şeyi 40 kere söylersen olur” diye bir söz var ya... Bu gidişle bu evRıza Sarraf liliği de bozacaklar. lan hayali bir röportaj” olduğu ortaya çıktı. O röportajı gazeteye yansıtan editör Murat Seçkin, Taraf’ta şunları yazdı: “O zaman Star gazetesinde editördüm. Elif Çakır’a, ‘Bunları bu kadın mı anlattı?’ diye sordum. Elif Çakır, ‘Psikolojik olarak bitmiş durumda... Konuşacak hali yoktu. Ne anlatabilirdi ki? Ama ne demek isElif tediğini ben Çakır anladım’ dedi.” Editöre göre Elif Çakır röportajı kadının “gözleriyle” yapmıştı. Tebrik ederiz. Bir zamanlar, Alman futbol adamı Chistoph Daum, gazetede tam sayfa röportaj çıktığını görünce, “Ben konuşmadım” diye yırtınmış, derdini kimseye anlatamamış, “Hadi hadi konuşmuşsundur” diyenler haklı çıkmıştı. Hesap o hesap. Seçmene yalvarmak para eder mi?! eni onlara muhatap etme”, kulağıma çalınınca bu sözler kulak kesildim, tv’nin sesini biraz açtım: Allah bizi koalisyona muhtaç etmesin, ne olur beni bir daha Kılıçdaroğlu’na, Bahçeli’ye muhatap etmesin. 7 Haziran’da millet bize bir araya gelin dedi, ama onlar reddetti... Sonra da ekledi: Sırtımızı Allah’a vermişiz... Bu yalvarma para eder mi diye sordum kendime ve sesli düşündüm: Kendine güvensizliğin güçlü belirtisi; inandırıcılığı kenara koymuş, seçmene yalvarma noktasına indirgemiş kendini bir başbakan ve parti lideri... Bursa’da AKP’nin içinden özgürce konuşanları dinlerken, “Davutoğlu’nun bu seçimlerde oyunu koruması yetmez, tek başına iktidar olabilecek milletvekili sayısını yakalayamazsa, koltuğunu kaybeder, parti yeni lider arayışına girer” sesleri kulağımda çınladı. Davutoğlu bunu biliyor gibi geldi bana... Davutoğlu’nda inandırıcılık sorunu dağlar tepeler gibi... Sanki bir peşin yenilmişlik duygusu oturmuş üzerine... “B Bu fotoğraf emoji olsun u fotoğrafı biliyorsunuz. Rınacak, bu fotoğraf. B za Sarraf’tan aldığı saaBirinden hediye saat mi ti açıklarken, eski bakan Zafer istiyorsun, bu fotoğraf. Çağlayan TBMM’de ateşli bir konuşma yapıyor. Bu fotoğrafı artık “kült” oldu. Saati mi merak ettin, bu fotoğraf. Saatler ileri mi alı Çağlayan Sünnet hediyesi saat mi, yine bu fotoğraf. Geciken birine mi kızdın, bu fotoğraf. Emojisini yapZafer sınlar artık... Gülen’den mesaj etin Altan ölümünün ardından Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen de mesaj yayımladı. Gülen’in mesajı şöyle: “Gazetecilik mesleğinin ülkemizdeki duayenlerinden, demokrasi ve fikir hürriyeti mücadelesinde yeni nesillere hüsnü misal olmuş kalem ustası, 13. dönem milletvekili değerli yazar ve şair Çetin Altan Beyefendi’nin vefatını teessürle öğrenmiş bulunuyorum. Kendisine Cenabı Mevlâ’dan rahmet ve merhamet; başta değerli eşi olmak üzere, her zaman birer cesaret timsali olarak gördüğüm oğulları gazeteciyazar Ahmet ve Mehmet Altan Beylere, diğer aile fertleriyle dost ve sevenlerine, meslektaşlarına ve basın camiamıza başsağlığı dilerim.” Ç Kılıçdaroğlu’ndan Altan ailesini herkes aradı, bir tek AKP’liler unuttu Yorgun düşmüşlük, yenilmişlik duygusu birliğini koruyacaksın ilkesini koymuştum, bu çerçevede kaldım, diyor. HHH Derken, dünkü yazımda es geçtiğim Bülent Arınç sökün ediyor yine gazete sayfasında. Cumhuriyet, Arınç pimi çekti, diye vermiş. “Birilerine olan sevgimi kaybettim... İnsan yol arkadaşını çok iyi seçmelidir” sözlerini Erdoğan’ı kastederek söylediği açık. Arınç, son 5 yılda, sık sık Erdoğan’la ters düştüğü çok olay yaşadı. Bunları dile getirdi, ama hükümet ve parti içindeki görevlerini dikkate alarak, bu sözlerinden çok çark etti. Bir tanesi unutulmaz. Şike Yasası yumuşatılmış, ama Gül, Meclis’e geri göndermiş, Meclis ya aynen kabul edecek yasayı ve Gül’e imzalaması için gönderecek veya değişirecek. Arınç değiştirilmesinden yana, RTE’yi eleştiriyor... RTE emir veriyor hasta yatağından, aynen geri gönderin diye. Tabii RTE’nin dediği oluyor. Arınç’ın tavrı: RTE’ye karşı çıkmakla hayatımın en büyük hatasını yaptım! taziye ziyareti KCK’den başsağlığı CK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı da Altan’ın vefatı için başsağlığı mesajı yayımladı. KCK mesajında, Altan’ın ömrü boyunca düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü için mücadele ettiği ve bu amacının HDP çizgisi temelinde başarıya ulaşacağı belirtildi. Açıklamada “Türkiye’de sosyalizm, demokrasi ve özgürlük mücadelesine emek veren kişiliklerden olan büyük yazaraydın Çetin Altan’ı kaybetmiş bulunuyoruz. Ailesine, dostlarına ve tüm Türkiye halklarına başsağlığı diliyoruz” denildi. K Mehmet Altan ve Ahmet Altan’a taziyelerini ileten Kılıçdaroğlu, Çetin Altan’la ilgili anılarını paylaştı. azeteciyazar Çene giderek taziye ziyatin Altan’ın (88) retinde bulundu. HDP ölümünün arEşbaşkanları Selahatdından aileye başsağlığı tin Demirtaş ve Figen ve taziye mesajları yaYüksekdağ da üzüntüğarken hükümet kanalerini aileye telefonla dından kimsenin aileye iletti. Gülen cemaati litaziyede bulunmaması deri Fethullah Gülen, dikkat çekti. Eski CumÇetin Altan anısına bir Abdullah Gül hurbaşkanı Abdullah taziye mesajı yayımGül, Çetin Altan’ın ölülarken; KCK Yürütme münden duyduğu üzüntüyü tele Konseyi Eşbaşkanlığı da Altan fon açarak aileye iletirken CHP için başsağlığı mesajı yayımladı. lideri Kemal Kılıçdaroğlu önceCHP Genel Başkanı Kemal Kıki geceyarısı Altan ailesinin evi lıçdaroğlu, gazeteciyazar Çe G İstanbul’daki dünkü mitingde lider performansını yarı gözle izledim, sesi kısılmış, etkililiği çok azalmış, birbiri ardına sıraladığı cümlelerin takibi zorlaşmış. Yorgun düşmüşlük, tek kelime ile. Bunda, partiyi yüzde 45’lere ve 280 milletvekilliğine ulaştırma eşiğini atlamadaki büyük zorluğun psikolojik engelleri de var. Bir erken yenilmişlik duygusu desem? Eğer hedeflerini tutturursa, yanlış algılamayı kabul ederim tabii ki... Baktım, HaberTürk gazetesinde Kübra Par’a yaptığı açıklamalarda da kafası berrak değil, veya olguları kabul etmeme eğiliminde, derin bir çelişki yaşıyor. Stratejik Derinlik kitabındaki tezlerin doğruluğunu savunuyor, ama bu tezlerden yola çıkılarak geliştirilen ve uygulamaya konulan Ortadoğu’ya ve İslam ülkelerine yönelik dış politikanın bataklığa saplanmasını, salt dış güçlerin işi bozmaları ile açıklıyor! Eğer öyle yapmasalardı böyle olmazdı.. gibi bir savunma çizgisi ki, akademik bir çalışmaya hiç uyar tarafı yok. Buna yan çizme denir. Parti içindeki güç savaşları var mı sorusuna verdiği yanıt, ilginç, hayır demiyor, kendime partinin Derin hesaplaşmanın ayak sesleri Ama şimdi görevlerinden arınmış, milletvekili değil ve insan yol arkadaşını iyi seçmeli, diyor. Şimdiki Arınç, daha gerçek olabilir. Arınç’ın bu çıkışı kişisel değil. Parti içindeki derin rahatsızlığın dışavurumu. Tek başına değil, bir grupsal dışavurum. TRT’den kendisine konan ambargodan, havuz dışı medya ekranlarının özgürlüğünden bahsediyor! Parti bir hesaplaşmaya gidiyor. Çoğunluk iktidarını yakalayamazsa, bu hesaplaşma kesin. Bir yönetim hesaplaşması. Kıl payı yakalarsa da yönetememe riski büyük ve yine bir derin muhasebe gündeme gelebilir. Şimdilik kimse AKP’yi bırakarak başka bir parti oluşumu fikrinde değil. Hesaplaşma orada olacak. Yeni parti ancak bu hesaplaşmanın sonuçlarına bağlı olarak gündeme gelecek. Seçim sonuçlarının durumu değiştirmeyeceğinin sesleri giderek büyürken, RTEAKP ayrımının şiddetle kendisini hissettireceği zamanlara az kaldı... tin Altan’ın vefatı nedeniyle, Altan ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Mehmet Altan ve Ahmet Altan’a taziyelerini ileten Kılıçdaroğlu, seçim kampanyası programları nedeniyle cenaze törenine katılamamaktan duyduğu üzüntüyü ifade etti. Gece yarısı aileyi evinde ziyaret eden Kılıçdaroğlu, Çetin Altan ile ilgili anılarını da paylaştı. Kılıçdaroğlu, Altan ailesinin diğer fertleriyle de sohbet etti. Ahmet Altan da son kitabını Kılıçdaroğlu için imzaladı. l Haber Merkezi Kırmızı çizgide YPG’ye müdahale DUYGU GÜVENÇ ANKARA GERGİNLİĞİ GİZLEMİŞ Muhalefetin başvurusu 1 hafta bekletildi, sonra da geri çevrildi FIRAT KOZOK RTÜK’te Erdoğan korkusu R üye yapısını da değiştirdi. CHP, MHP ve HDP’nin toplam üye sayısı 5’e ulaşırken AKP’nin üye sayısı 4’te kaldı. Üst Kurul’da başkan seçimi yapılamayınca en yaşlı üye sıfatıyla MHP’li Arif Fırtına başkanvekilliği görevini devraldı. ırat’ın batısına geçmesi halinde YPG’yi vuracağını söyleyen Türkiye’nin, bir ihlali gizlediği ortaya çıktı. ABD ile Türkiye arasında İncirlik için varılan mutabakat sırasında YPG’lilerin Fırat Nehri’nin Batısına geçmeye çalıştığı, Türkiye’nin de buna karşılık verdiği öğrenildi. Ancak, YPG ile sınırda yaşanan bu gerginliğin kamuoyundan gizlendiği ortaya çıktı. Sabah’ın dün gündeme getirdiği haberin ardından resmi kaynaklar sessizliğini korudu. Türk kaynaklar, olayı doğruladı fakat zamanını ve yerini gizledi. Diplomatik kaynaklar, “1,52 ay önce olmuş bir olay, yeni değil” bilgisini paylaşırken Türkiye’nin nasıl tepki verdiği ise açıklanmadı. Fırat nehrinden botla geçmeye çalıştığı belirtilen silahlı YPG’lilere, havadan değil karadan obüslerle uyarı atışı yapıldığı belirtildi. YPG’li kaynaklar ise “Ne doğrularız ne yalan F Fırat’ın Batısı sınır oldu ürkiye, YPG’nin 3 kantonu birleştirmek için Fırat nehrinin batısına geçmesini önlemekte kararlı olduğunu 29 Haziran’daki MGK toplantısının ardından açıklamıştı: “Güney komşularımızdan Suriye’de cereyan eden hadiseler etraflıca değerlendirilmiş, muhtemel tehditler ele alınmış, sınırlarımızda alınan ilave güvenlik tedbirleri üzerinde durulmuştur.” T TÜK’ün CHP’li ve HDP’li üyeleri, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere siyasi kimliği olmasa da seçim sürecinde yaptıkları konuşmalarla süreci etkileyen kişilerin konuşmalarının denetlenmesi yönünde Başkanlığa başvurdu. MHP’li Başkanvekili başvuruyu 1 hafta beklettikten sonra geri çevirdi. Bu kez doğrudan YSK’ye başvuran üyeler, tavra tepki gösterdi. 7 Haziran’ın ardından oluşan yeni Meclis aritmetiği RTÜK’teki YSK yolu... 1 Kasım’da seçim kararının alınmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, tekrar AKP için alana çıkmaya başlayınca, RTÜK’teki yeni yapının da etkisiyle muhale fet Erdoğan için bir kez daha harekete geçti. CHP’li üyeler Süleyman Demirkan ve İsmet Demirdöğen ile HDP’li üye Ersin Öngel, “siyasi kimlik taşımayan ancak yaptıkları konuşmalarla seçimleri etkileyen kişilerin konuşmalarının da seçim sürecinde denetlenmesi” istemiyle RTÜK’ün YSK’ye başvurması talebiyle Başkanlık makamına başvurdu. Başvurudan 10 gün sonra üyelere ret yanıtı verildi. Verilen yanıtta, bu konuda “RTÜK Başkanlığı’nca şu an için yapılacak bir işlemin bulunmadığı, ancak başvuru ya da başvuruların muhataplığı çerçevesinde doğrudan YSK’ye yapılabileceği” belirtildi. Zaman ve yer belirsiz ‘Allah da kulu da biliyor’ CHP’li üye Süleyman Demirkan, “Allah da kulu da aklı vicdanı olan herkes de Anayasa’ya göre, tarafsız bağımsız partiler üstü bir partiyle bağı varsa seçildiği anda bağını kopartması gereken Sayın Cumhurbaşkanı’nın seçim sürecinde bir parti için çalıştığını biliyor” dedi. l ANKARA larız” dedi. Oysa Erdoğan önceki gün yaptığı açıklamada da YPG’nin, PKK ile bağlantısına işaret etmiş ve bu tutumunu tekrarlamıştı: “Dert tamamen Kuzey Suriye’yi ele geçirmek. Biz Kuzey Suriye’yi bir defa bunların yaptıkları planlamaya asla kurban etmeyeceğiz.” Türkiye, 24 Temmuz’da, ABD uçaklarının İncirlik üssüne konuşlanmasına yönelik metne imza atmış, 24 Ağustos’ta da Türkiye’nin IŞİD karşıtı koalisyona katılımına dair teknik belge imzalanmıştı. l ANKARA C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle