19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 26 Ekim 2015 EDİTÖR: EMİNE ÖZCAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK haber 3 Kayıp 66 dakika şüpheleri artırdı Havaalanında intihar ettiği açıklanan İngiliz gazeteci Sutton ile ilgili polis tutanakları da gizem yarattı DUYGU GÜVENÇ ir haftaya kadar seçim B var; ama ülkede hâlâ seçim havası yok. Son haftaya girerken Demirtaş’tan aldığı “Koalisyona hazırız” demeci… İzmir büromuzdan Hakan Dirik’in CHP’nin açmaya hazırlandığı “Sarin Dosyası”ndan derlediği ayrıntılar… Ankara Temsilcimiz Erdem Gül’ün, aranan iki bombacının HDP’nin 18 Ekim mitingini hedef aldığına dair özel haberi… Kemal Göktaş’ın, bombacıları Ankara’ya getiren fırıncının, bomba talimatı verenlerin isimlerini teslim ettiğine dair manşeti, aynı sayfaya sığdı. Ankara katliamında “fikri takip” ilkesini elden bırakmadık: Geçen hafta Mahmut Lıcalı Ankara’ya canlı bomba taşıyanların polis kontrollerini nasıl kolay geçtiklerini belgeleyen “Aşkım ben geçtim” haberiyle manşetimizdeydi; Pınar Öğünç ise yaralıları ziyaret ettiği hastaneden izlenimleriyle… Haftanın iz bırakanlarından birinin de Figen Atalay’ın ilkokul 2. sınıfa Arapça dersi konmasıyla ilgili haberi olduğunu hatırlatalım. Devletin nasıl hukuksuz yönetildiğine tanık olduk ir ülke düşünün. İktidara muhalif yayın yapan kanallar var. İktidar bunları, yayın yaptıkları uydudan çıkarmak istiyor. Ama hukuk engel oluyor. Konuyu mayısta bir canlı yayında Başbakan’a soruyorlar. Diyor ki: “Şu anda böyle bir şey söz konusu değil. Ama savcılar böyle bir iddiayı araştırır, iddianame hazırlar, hukuki süreç tamamlanır, o zaman gereği yapılır.” Yani Başbakan, sansür kararı için yargı kararı gerektiğini ifade ediyor. Oysa arkadaşımız Canan Coşkun’un cumartesi günü patlattığı haberden öğreniyoruz ki, Başbakan bunu söylemeden 3.5 ay önce, Saray’da o konudaki karar verilmiş bile… Şubattaki bir yayın öncesinde, Cumhurbaşkanı’nın danışmanı Mustafa Varank stüdyoya giriyor ve Erdoğan’ı bekleyen gazetecilere, o muhalif kanallardan şikâyet ediyor. Niye? Çünkü o kanallar TÜRKSAT Yönetim Kurulu üyelerinin yüksek maaş aldıklarına dair Sayıştay raporunu yayımlamış. B ski BBC muhabiri Jacky Sutton, Savaş ve Barışta Muhabirlik Enstitüsü’nün (IWPR) Irak masası başkanıydı. Sutton’ın cesedi, 18 Ekim’de Atatürk Havaalanı tuvaletinde, elbise kancasına ayakkabı bağıyla asılı bulundu. IŞİD’den tehdit aldığı da bilinen Sutton ile ilgili polis tutanaklarına Cumhuriyet ulaştı. GÖRÜNTÜ YOK: Soruşturmayla ilgili ‘Kapalı Devre İzleme Tutanağı’na göre, 23:15’te uçağa geçmesi gereken Sutton’ın 23:16.43 ve 00:22:21 arasındaki görüntülerine ulaşılamadı. RUSLAR KAYDEDİLMEMİŞ: Sutton’ı bulan 3 Rus turistin pasaport bilgileri tutanakta yok. Sadece telefon numaralarının yazıldığı tutanakta Rusların ifadesinin de yeminli mütercim tercüman yerine Sutton’ın tartıştığı yolcu hiz E metleri memuru T. B. tarafından alındığı ortaya çıktı. 3 Rus, T.A., I.E. ve F.E. Rusça el yazısıyla verdikleri ifadelerde “Havaalanı görevlileri geç geldi” dedi. GÜVENLİKÇİ GÖRMEDİ: Sutton’ın intihar ettiği söylenen tuvalete saat 01:00’da giren TAV özel güvenlik görevlisi D.A. (37) 2 gün sonra alınan ifadesinde “Şahsı görmedim, şüpheli durumla karşılaşmadım” dedi. 7 CM’LİK İNTİHAR: Sutton’ın kendini astığı yer, boyundan sadece 7 santimetre yüksek. Sağlık görevlileri A.B. ve I.G. de tuvaletin arkasından Sutton’ın ayaklarının yere değdiğini söyledi. ABLA ‘ARAŞTIRIN’ DEDİ: Sutton’ın ablası Jennifer Sutton “Kardeşim intihar edecek yapıda biri değildi ve bunu gerektirecek bir neden yoktu. Kardeşimin ölüm olayının araştırılmasını talep ediyorum” dedi. Bahsedilen kurul üyelerinden birisi de kendisiymiş. O halde ne yapmak lazım? Bunu haberleştiren kanalları TÜRKSAT’tan çıkarmak lazım. Nasıl? Bir talimatla… Kayıttaki diyalogdan anlıyoruz ki, Varank bunu Ulaştırma Bakanı’na söylemiş. Bakan, bu hukuksuzluktan ürkmüş: “Çok laf olur şimdi” diye “sallamış”. Hilal Kaplan’ın tabiriyle “fazla merhametli davranmış.” Oysa Varank, “Beğenmedik” demenin yeterli olacağını söylüyor kayıtta… Nitekim öyle oluyor; Başbakan’ın “Hukuki süreç tamamlanınca gereği yapılır” dediği sansür, süreç filan beklenmeksizin devreye sokuluyor; muhalif kanallar TÜRKSAT’tan bir emirle çıkarılıyor. 2 dakikalık bir televizyon kaydında, devletin nasıl yönetildiğini, Başbakan’ın lafının nasıl çiğnendiğini, Bakan’la nasıl dalga geçildiğini izliyoruz. Canan’ın haberi, iktidarın hukuk tanımazlığının somut belgelerden biriydi. Ama tepkiler geldiğinde gördük ki, bir pişkinliğin belgelenmesine de vesile oldu. Cumhuriyet, bu sessizliğin nabzını ölçmeye çalışıyor. Önce Selin Ongun’un, kamuoyu araştırma şirketi yöneticileriyle söyleşilerini yayımladık. Sonra 7 yazarımızın 7 bölgeden izlenimlerine sayfalarımızda yer açtık. Lider söyleşilerine de HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la başladık. Seçime giden bir ülkede medyanın yarısı iktidara alkış tutuyorsa, bir kısmı susturulmuşsa, kalanlar 1. sayfasını siyasete kapatıp magazin haberleriyle dolduruyorsa, Cumhuriyet gibi bağımsız gazetelerin sorumluluğu daha da artar. Ama bu yalnızlık, aynı zamanda size daha fazla haber akmasını da sağlar. Bu yoğunluğu sayfalarımızda görüyorsunuz. Geçen çarşamba her biri manşet değerindeki 5 haberi numaralayarak sıralamak zorunda kaldık. Ankara büromuzun Sayfalara sığmıyor Fikri takip atırlayacaksınız; ramazan boyunca “Yeryüzü Sofraları” başlığıyla özel bir ramazan sayfası yayımlamıştık. Bugün de arkadaşımız Miyase İlknur’un hazırla Muharrem ayı H dığı bir sayfayla muharrem ayında Alevi ve Caferi okurlarımızın yasını paylaşıyoruz. Haftaya pazartesi, yeni bir Türkiye’ye uyanmayı umarak, iyi haftalar diliyorum. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle