19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 18 Ekim 2015 EDİTÖR: ayşegül özbek TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ nı cumhurbaşka çak erdoğan: ka saray kadardüşsün başınıza taş KKTC’ye İçme Suyu Temini Projesi kapsamında Anamur’da düzenlenen törende konuşan Erdoğan, muhalefete yüklendi AA ‘Saray’a kuzu kuzu geleceksiniz’ haber 5 Bu coğrafyada yaşayan tüm insanlar... Onlar için susmayacağız, sinmeyeceğiz, korkmayacağız... Bu devletin, Gar bombacılarının Türkiye’nin kalbi Ankara’da kanlı olay öncesi kentte tur atmalarını görmemesine demokratik tepkimizi koyacağız... Bir yandan bayraklı tabutlar, öte yandan faili meçhuller, katliamlar... Bu yüzden vatana feda edilen oğullar için yastayız, katledilenler için yastayız! Bunun adının bir kahpelik olduğunu hep yazdım ve yazmayı sürdüreceğim. İnsan olmanın bir bedeli var! O bedeli ödemeye hazırız! Hukukun, adaletin, insanlığın, hakkın yolu kahpeliğe karşı, kör teröre karşı, baskıya, şiddete karşı susmak değil, karşı çıkıp lanetlemektir! Birliktir, beraberliktir... Bir başkasının acısı hepimizin acısıdır... Toplumun hüznüdür... Hayatlarımızın parçalanmasıdır! HHH Kahpeler, sinsiler, bazen canlı bomba olur, bazen mayınlı tuzak, bazen faili meçhul... Bazen hedefte Ahmet Taner Kışlalı vardır, bazen Mehmet Sincar, bazen Hrant Dink... Sonra derin devlet vardır, isterseniz NATO gladyosu, kontrgerilla deyin; kanlı 1 Mayıs’larda, Maraş’ta, İstanbul’da Gazi’de, Madımak’ta karşına çıkar... Batman’dan Ankara’ya, İstanbul’a dek uzanır... O karanlığın atlasını yıkacağız geleceğimiz ve çocuklarımız için. Yıkın, yakın istediğiniz kadar vız gelir bize... Bu halkın hayatta tutunacak bir dal beklentisi var, o mutlaka gerçekleşecek... Umutlarımızı tüketmek isteyenlere karşı, dik duracağız onlar ne yaparsa yapsın... Umutlarımızı çalmak isteyen kahpeliğe karşı buradayız... Yılmadan! Korkmadan! Sinmeden! İnsan olmak için kahpeliğe lanet okumanın zamanıdır şimdi... Başörtülü başı açık analar, babalar, kardeşler, kadınlar, çocuklar... Vatana feda edilmiş olanlar, niye sadece yoksulların, emekçilerin, esnafın, çiftçinin çocukları! Haydi yanıt verin! Vermezseniz gözleriniz kör, kulaklarınız sağırdır... Kahpeliğe isyan... orkmayacağız, sinmeyeceğiz biz, ne yaparsanız yapın susmayacağız... Yıllar önceki içimizi yakan o faili meçhulleri unutmayacağız, temel hak ve özgürlükler için savaşacağız... Ankara Garı’nda katledilen yüzü geçen ölümüzü, Uğur Mumcu’ları, Musa Anter’leri, Berkin Elvan’ları unutmayacağız. Karanlık odalarda saklanan canilere, adları önceden bilindiği halde nedense yakalanmayan katillere inat hayatımızı çiçek bahçesine dönüştüreceğiz... Öyle boş laflara karnımız tok artık... Kandırmacalara, topluma demokrasi, özgürlük masalları anlatanlara kimse inanmayacak... Bir acıyı bilmek, o acıyı yaşamak, hayata ucundan dokunmak. Unutmayacağız Diyarbakır Çarşısı’nda karısıyla birlikte alışveriş yaparken öldürülen astsubayı, Hakkâri’de mesai dönüşü, fırından ekmek alan polisin katledilmesini... Millet olarak lanetleyeceğiz kör terörü nereden gelirse gelsin... Terörün dini, ırkı, dili, mezhebi, inancı, rengi olmadığını anlatacağız çocuklarımıza... Toplumun bir bölümünün gözlerini kapatan sizi, din bezirgânlarını, zorbaları, faşizmi hayata geçirmek isteyenleri... Vicdani kömür karası olan siyasileri... Hasadında bir zeytin dalına tutulan umudu, vatana feda edilen evlatların ölüme gönderilişini, azgın PKK ve IŞİD terörünü, terörün her türlüsünü lanetleyeceğiz... HHH Bankanın önünde para çekmek için bekleyen sivil giyimli uzman çavuş, karısı ve çocuğuyla birlikte olan binbaşı, Tunceli’de lojmanlara giden savcı, trafik pususuna düşürülen polis... Siverek’te evlerinin önünde babasıyla birlikte öldürülen Uğur, Gezi eylemlerinde Ahmet, Ali İsmail, Suruç’ta iki ateş arasında kalan çocuklar, gençler, yaşlılar... Askeri, polisi, Türk’ü, Kürt’ü... K 1 milyar 255 milyon liraya mal olan projenin açılışına Erdoğan ve Davutoğlu ile birlikte KKTC başkanı ve Cumhurbaşkanı da katıldı. ersin’in Anamur ilçesinden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) içme ve sulama suyu sağlayacak proje dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Başbakan Ahmet Davutoğlu, KKTC Başbakanı Ömer Soyer Kalyoncu ile bakanlarının katıldığı törenle açıldı. Muhafete yüklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kaçak saray kadar başınıza taş düşsün. Önce ne diyorlardı, biz oraya gitmeyiz, sonra çağrılırsak gideriz dediler. Ya eninde sonunda bunu yapacaksınız kuzu kuzu geleceksiniz” dedi. Anamur Şehir Stadyumu’nda gerçekleştirilen açılış töreni öncesi ilçede yoğun güvenlik önlemleri alınırken, ilçe girişinde 2 ayrı arama noktası oluşturuldu, kontrol nokta M larında ise sinyal kesici jammer araçları yerleştirildi. Törenin açış konuşmasını Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu yaptı. KKTC Başbakanı Ömer Soyer Kalyoncu, Türkiye’nin ekmeğini paylaştığı gibi suyunu da paylaştığını belirterek, “Bugün burada KKTC’de yaşayan yurttaşlarımıza hayat katıyorsunuz. Bizimle hayatlarını paylaşan Türkiye halkına teşekkürlerimizi iletiriz. Bu su belki de gün gelecek barış suyu da olacak” dedi. Başbakan Davutoğlu, proje ile KKTC ve Türkiye’nin bir kez daha birbirine kenetlendiğini belirterek, “Türkiye ile KKTC arasında dünyada bir benzeri olmayan, örnek, numune, mucizevi bir eserle muhteşem bir su köprüsü kuruyoruz. Girne’yi Anadolu’ya bu kez suyla bağlıyoruz” dedi. KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı da “Küresel ısınmanın yaşandığı günümüzde su petrolden daha önemli hale geldi. Bu su Kıbrıs’ın üretimini artıracak. Sarı olan rengimiz bizi yeşil adaya döndürecek” dedi. ‘Teröre darbe vuruyoruz’ Projeyle ilgili bilgiler veren Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde artan terör olaylarına değinerek, “Güvenlik güçlerimiz terör örgütlerine tarihin en büyük darbelerini vuruyor ve vurmaya devam edecek. Bizi üzen siyasi partilerimizin onlardan beklediğimiz birliği gösteremiyor olmasıdır. Şu bakan bu bakan istifa etsin diyorlar. Peki, bu ülkede Sivas olayları olduğunda iktidarda kimler vardı? Kahramanmaraş olaylarında iktidarda kim vardı? Neden o zaman bu istifaları yapmadınız ve yaptırmadınız? Her olay da bakan istifası istemek nedir?” dedi. Erdoğan, “Türkiye’nin halkın oylarıyla seçilmiş bir cumhurbaşkanı olarak, yatıyorlar, kalkıyorlar ana muhalefeti kaçak saray, yavru muhalefeti kaçak saray. Kaçak saray kadar başınıza taş düşsün. Yahu ne kaçak sarayı be. Bu ülkenin cumhurbaşkanlığı makamının bu tür şeylerle yıpratılması diye bir şey olabilir mi? Önce ne diyorlardı, biz oraya gitmeyiz, sonra çağrılırsak gideriz dediler. Ya eninde sonunda bunu yapacaksınız kuzu kuzu geleceksiniz” diye konuştu. l Yurt Haberler Kuzey Kıbrıs’ta Erdoğan’a protesto Su Projesi’nin açılışı için Geçitköy’e gidecek olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve beraberindeki heyetin ziyareti öncesi Lefkoşa’daki Türkiye büyükelçiliği önünde protesto eylemi yapıldı. “Getirdiğin su götürdüğün canları temizleyemez” pankartı ile yürüyen kitle, AKP hükümeti ve Erdoğan aleyhine sloganlar attı. Ankara Katliamı’nın da sık sık sloganlarla lanetlendiği eylemde, “Ülkemizde katilleri ve bizi aşağılayan diktatörleri istemiyoruz” denildi. Öte yandan proje, yaratacağı ekolojik tahribat ve politik sorunlar nedeniyle Kıbrıslı Türklerin tepkisine neden oluyor. AKP’li eski bakan Ergün: Fiili durum yaratarak başkanlığa geçmek toplumda kabul görmez KP’li eski Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, fiili durum yaratarak başkanlığa geçmenin toplum tarafından kabul görmeyeceğini söyledi. “Her şeyi tartışabiliriz ama yazılı kurallar durduğu sürece uymak zorundayız, öbür türlü keyfilik olur” diyen Ergün, AKP’nin zaman içinde hem en tercih edilen hem de en nefret edilen parti olduğunu söyledi. Al Jazeera’ye konuşan Ergün, 7 Haziran seçimlerin A den sonra koalisyon kurma konusunda AKP’nin de diğer partilerin de farklı nedenlerle samimi davranmadığını savunarak “Ama 1 Kasım seçimlerinde yeniden koalisyon çıkarsa, seçmen koalisyona yanaşmayan tarafları anlayışla karşılamayacak. Buna Cumhurbaşkanı da dahil” dedi. Başkanlık sistemiyle ilgili de görüşlerini açıklayan Ergün, şu ifadeleri kullandı: “Fiili durum yaratarak başkanlığa geçilmez. Yarı baş kanlığa geçilmez. Bu kabul görmez toplum tarafından. Bu çok tartışma yaratır. Çok kırılmalara, çok kutuplaşmalara yol açar. Mesele budur. Bir de eğer insanlar fiili durum yaratmayı âdet haline getirirlerse, bunu herkes âdet haline getirir. Diyelim ki Güneydoğu’da bir belediye başkanı ben yüzde 95 oy aldım, seçimde de özyönetim vaadinde bulunmuştum. Şimdi de ilan ediyorum. Ne diyeceğiz buna? ” dedi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle