27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR RS’I HEP SEVDİ A M D O O W Y LL HO rüveni Şizofreni se mezden ör sergisini ‘G ’ Gelmeyelim EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Abdi İbrahim Otsuka’nın katkılarıyla hazırlanan ve şizofreni konusunda toplumsal farkındalık yaratmayı hedefleyen “Görmezden Gelmeyelim Tarih Öncesinden Günümüze Şizofreni Serüveni” sergisi, 1625 Ekim tarihleri arasında İstanbul Harbiye Askeri Müze’de, 515 Kasım tarihleri arasında ise Ankara Cermodern’de ziyaretçilerle buluşacak. İlk çağlardan günümüze ruhsal hastalıkların tanısı ve tedavisinde kullanılan yöntemler, toplumun konuya yaklaşımı, bu serüvenin ana oyuncularından olan bilim insanları ve hekimler, görsel ve canlandırmalarla seyirciye sunulacak. Perşembe 1 Ekim 2015 17 Son çeyrek yüzyıla damga vuran ‘Mars filmleri’ l Gerçeğe Çağrı/Total Recall Yılı: 1990 Yönetmen: Paul Verhoeven Oyuncular: Arnold Schwarzenegger, Rachel Ticotin, Sharon Stone, Ronny Cox, Michael Ironside, Marshall Bell, Ray Baker l Mars’taki Son Günler/ The Last Days On Mars Yılı: 2013/ İngiltere Yönetmen: Ruairi Robinson Oyuncular: Liev Schreiber, Romola Garai, Olivia Williams, Ellas Koteas, Goran Kostic l Mars’taki Hayaletler/Ghost Of Mars Yılı: 2001ABD Yönetmen:John Carpenter Oyuncular: Jason Statham, Ice Cube, Natasha Henstridge, Pam Grier, Joanna Cassidy l Görev Mars/ Mission To Mars Yılı: 2000 ABD Yönetmen: Brian De Palma Oyuncular: Tim Robbins, Gary Sinise, Don Cheadle, Connie Nielsen, Jerry O’Connell l John Carter: İki Dünya Arasında/ John Carter Yılı:2012 ABD Yönetmen: Andrew Stanton Oyuncular: Willem Dafoe, Mark Strong, Taylor Kitsch, Bryan Cranston, Lynn Collins, Samantha Morton l Marslılar, Annem ve Ben/ Yılı: 2011 ABD Yönetmen: Simon Wells Seslendirenler: Breckin Meyer, Elisabeth Harnois, Joan Cusack, Tom Everett Scott, Dan Fogler l Gerçeğe Çağrı Yıl: 2012 ABD Yönetmen: Ray Wiseman Oyuncular: Colin Farrell, Bokeem Woodvine l Çılgın Marslılar/ Mars Attacks Yılı: 1996ABD Yönetmen: Tim Burton Oyuncular: Jack Nicholson, Glenn Close, Annette Bening l Kırmızı Gezegen Yılı: 2000 ADB Avusturya Yönetmen: Antony Hoffman Oyuncular: Val Kilmer, CarrieAnne Moss Git gel Mars 4 yıl... Ridley Scott’ın merakla beklenen filmi ‘The MartianMarslı’ başlıyor am da Amerikan Havacılık ve Uzay KurumuNASA’nın çok iyi bir zamanlamayla (!) ‘Kızıl gezegen Mars’ta su bulunduğu haberini dünya gündemine taşıdığı gün seyrettim, öteden beri çeşitli türlerde çektiği her filmi merakla beklenen, uzun yıllar öncesinde “Alien”, “Blade Runner” gibi bilimkurgu yapıtlarıyla aklımızdagönlümüzde yer etmiş, iyi zenaatkârusta yönetmen Ridley Scott’ın son eseri “The MartianMarslı”yı. Andy Weir’in 2011’de yayımlanmış aynı adlı romanından uyarlanan senaryosunu Drew Goddard’ın yazdığı “Marslı”, NASA tarafından düzenlenen, insanoğlunun Mars’a ayak bastığı bir keşif gezisi sırasında ansızın patlak veren şiddetli bir fırtına sonucu savrulan bir metal kapağın çarparak bayıltıp sürüklediği astronot Mark Watney’in (Matt Damon) uzaydaki akıllara durgunluk verici, azim ve cesaret örneği hikâyesini anlatıyor 240 dakika süresince. Dünyaya dönebilmek için Mars’tan bir an önce ayrılması gereken keşif ekibinin öldüğünü zannederek mecburen terk etmek zorunda kaldığı Watney, bir süre sonra kumlar içinde Osmanlı hazineleri satışta 7 Ekim arasında gerçekleştirilecek Londra Sotheby’s’in yıllık Hint ve İslam Haftası kapsamında İslam Dünyası Sanatları müzayedesinde Osmanlı saraylarından bir dizi seçkin eser alıcıların beğenisine sunulacak. Onbir yüzyılı aşkın bir zaman dilimi içinde İslamın himayesinde üretilen el yazmaları, resimler ve sanat eserleri Sotheby’s’in New Bond Street’te bulunan galerisinde 26 Ekim arasında görülebilecek ve bunu 7 Ekim 2015 tarihindeki müzayede takip edecek. Müzayedenin öne çıkan eserleri arasında ‘Tılsımlı Gömlek’, Osmanlı dönemi tombak zırh parçaları, bağa ve sedef kakma kutu (yaklaşık 1640) ve İznik çinilerinden seçkin ve nadir parçalar bulunmakta. 2 T ayılınca kendini tek başına buluyor, çorak vadiler, kurak ovalar, çölümsü düzlükler ve devasa kanyonlardan ibaret, yeşilin hiç olmadığı, ıssız ve ürkünç ‘kızıl gezegende’. Sonsuz uzay boşluğunda yapayalnız kalakalmış ama dayanıklığını, direncini hiç yitirmeyen, en (!) kahraman astronotumuz bir yandan dünyaya yaşadığını göstermenin yollarını ararken bir yandan da hayatta kalmak için aylar boyunca (dışkısını gübre gibi kullanarak) asgari yiyeceğini sağlıyor. Tüm zekâsını, becerisini seferber ederek ekip arkadaşlarının Mars yüzeyinde bıraktığı uydu donanımı ve ekipmanından arta kalanlarla. Dünyadan, 4 yıllık bir uzay yolculuğu gerektiren 78 milyon km. uzaklığındaki ‘kızıl gezegen’de mahsur kalmış astronotumuzu kurtarıp evine kavuşturmak için NASA’cıların 78 milyon km ve özellikle ekip şefinin (Jessica Chastain) yırtınırcasına uğraştığı filmde bu kurtarma harekâtı tabii ki mutlu sona ulaşıyor finalde. Özetle astronot Watney’in günlüklerinden derlenen bu Mars gezegenindeki hayatta kalma mücadelesini, İran kökenli usta kameraman Dariusz Wolski’nin seyirciye de koltuğunda bir uzay gezisi yaptıran başarılı görüntüleriyle gerilimli Harry GregsonWilliams’in gerilimli müzikleri eşliğinde beyazperdeye taşıyan “Marslı”, kuşkusuz vaktiyle Stanley Kubrick’in bilimkurgu türünde çığır açmış başyapıtı “2001 Uzay Macerası” düzeyinde seyretmese de yine de meraklısının kesinlikle kaçırmaması gereken türden, biraz Amerikan propaganda da yapan, HollywoodNASA işbirliğinin ürünü, gözalıcı bir bilimkurgu klasiğine dönüşmesi olası bir seyirlik. Ridley Scott’ın filmografisinde yeni bir dönemeç sayılacak “Marslı”da M.DamonJ. Chastain’in yanı sıra Jeff Daniels, Sean Bean, Kate Mara, Michael Pena gibi oyuncular da var. ‘Mars’ta su olduğunu aylar önceden biliyordum’ ollywood’un NASA ile işbirliği yaparak 110 milyon dolarlık bütçe ile çektiği ve 2 Ekim’de ABD’de, yaklaşık 3 bin 300 sinemada, üçte ikisi üç boyutlu salonlarda gösterime girecek ‘The Martian Marslı’ filmi, NASA’nın son günlerde yaptığı ‘Mars’ta su izleri bulundu’ yönündeki açıklamaların yarattığı gündemi heyecan dozu artan bir biçimde tazeledi. Uzmanlar, fragmanı 8 Haziran’dan bu yana 15 milyonun üzerinde tıklanan ve Türkiye’de de yarın (2 Ekim) gösterime girecek filmin daha şimdiden 45 ila 50 milyon dolarlık bir ilk gün açılış hasılat rekoru kırmasını bekliyor. The Guardian gazetesinin haberine bakılırsa, filmin tanınmış İngiliz yönetmeni Ridley Scott, konuyla ilgili fotoğrafların kendisine bir iki ay önceden NASA uzmanları tarafından gösterildiğini ak nımsayın: Bedran Encü ve Çetin Encü 1999 Şırnak doğumluydular. Tepelerine bombalar yağdırıldığında 12 yaşındaydılar. Erkan Encü 13 yaşındaydı. Şivan Encü 14 yaşındaydı. Orhan, Aslan, Bilal, Celal, Savaş, Adem, Mehmet Encü 15 yaşındaydılar... Cihan, Vedat, Fadıl, Mahsun, Cemal, Şervan Encü 16... Anımsayın: Liste böyle uzayıp gidiyordu... 35 kişiydiler. Çocuktular. Gençtiler. İçlerinden yirmisi 12 ile 18 yaşları arasında; on beşi ise 1827 yaşlarında.. Kardeştiler, yeğendiler, akrabaydılar... Cep harçlığı için, okul araç gereçleri için, kardeşlere bakmak için, aileyi geçindirmek için, her zaman yaptıklarını yapıyorlardı. Kaçakçılık. Yoldaşları 50 kadar katırdı. Yükleri tütün ve benzindi. Her katırın iki yanında altmışar litrelik bidonlar... Anımsayın: Tarih 28 Aralık 2011’di. Anımsayın: Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyündeydi. Anımsayın, saat 21.39 ila 22.24 arasındaydı. İşte tam o saatlerde F16 savaş uçakları bomba yağdırmaya başladı... Çocuklar, gençler kayaların arasında yanarak can verdiler. Türkiye Cumhuriyeti’nin ordusu, kendi çocuklarını, kendi vatandaşlarını bombalıyordu. Sonra... Sonra... Aileler çocuklarının cesetlerine ulaşabilmek için amansız bir mücadele verdi. Zifiri karanlığı delen haykırışlar, karı eriten ağıtlar... Sonra... Sonra... Hiçbir yere sığdıramadığımız acı ve utanç... Sonra... Biliyorsunuz işte. “Kaçınılmaz hata” dendi... Uzatmayın artık dendi... Takipsizlik kararı verildi... Oldu bitti... Günlerdir Kemal Göktaş’ın gazetemizdeki yazılarını okuyorum. Katliama yargının da göz yummasını... Akıl almaz, vicdana, insanlığa sığmaz yanlışları, yalanları, dolanları... Soruşturmanın, daha doğrusu soruşturmamanın sefaletini... Baştan sona ihmalleri, kasıtları, göz yummaları... Haksızlığı ve adaletsizliği... İşte yaşadığımız ülke böyle bir ülke... Biliyorum bu ne ilk ne de son katliam. O çocuklar geri gelmeyecek. Biliyorum, şimdi de neden o çocukları yazıyorsun da PKK’nin öldürdüğü çocukları yazmıyorsun diye öfkeli mektuplar yağacak. Ölü çocuklar üzerinden de ayrımcılık yapılacak; kin, nefret, intikam naraları atılacak. Nasıl anlatmalı ki, öldürülen çocukların rengi, ırkı, dini, dili, etnik kökeni, inancı yoktur. Hele hele ölü yıkamayı bilmelerine hiç gerek yoktur. Öldürülen çocukların geride bıraktıkları boşluk vardır. Hiç azalmayacak olan korkunç acı vardır. Anaların genzini sonsuza dek yakacak olan mis kokuları vardır. Ana yüreğini hiç terk etmeyecek bir bakışı, bir gülümseyişi vardır. İşte, zaten bunları anlatamadığım için, galiba artık yazı yazmak istemiyorum... Sadece çocukları öldürmeyin demek istiyorum. Hepsi bu... Çocukları öldürmeyin! A ‘Tılsımlı Gömlek’ Türkiye’de yarın gösterime girecek olan 110 milyon dolarlık bütçeli ‘Marslı’ filminin yönetmeni Ridley Scott, ‘Mars’ta su bulundu’ bilgisini aylar önceden fotoğraflarıyla NASA’dan aldığını, ancak geç aldığı bu bilgiyi filme zarar vermemek adına değerlendirmediğini itiraf etti. H tararak, bu bilginin tamamlanmak üzere olan filme dahil edilmesi için yine geç kalındığını belirtti. Yahoo Movies servisinin geçtiği bir diğer haberde ise, film için yönetmen Scott’ın senarist Drew Goddard ile NASA uzmanlarının özel olarak bir araya geldikleri ve mümkün olan en gerçekçi Mars temalı film için çaba gösterdikleri kaydedildi. Scott ilgili haberde şunları aktardı: “NASA ile daha ilk görüşmelerimizde elimizde pek çok materyal vardı ve onlar bize ‘Evet, o beyaz devasa şey şu anda tamamen tozla kaplı ve biz bunun buz olduğunu düşünüyoruz,’ dediler. Ben de onlara, ‘Vaay! Ya ni bu vaktiyle orada bir okyanus olduğu anlamına mı geliyor? Biz şimdi (Dünyada) Mars’ın 750 milyon yıl önceki halini mi yaşıyoruz yani’ diye sorunca, ‘Evet, sıkı soru,’ diye yanıtladılar beni ve bunun cevabı için çalışmaya koyuldular,’ dedi. Konuyla ilgili olarak The New York Times gazetesinde yer alan bir diğer habere göre ise, yönetmen ‘yaklaşık iki ay önce’ akarsu fotoğraflarını görmüş bulunuyor. Scott yine de çok geç elde ettiği bu hayati bulguyu, bir biçimde, başrolünü ABD’li aktör Matt Damon’ın üstlendiği filminin en mühim sahnelerinden birine işleyebildiğini vurguluyor. Scott öte yandan, dün İngiltere’de gösterime giren ilgili filmde ‘buzul keşfeden’ bir Matt Damon’ın niçin görünmediğini ise şöyle savunuyor: “Evet, bir buzulun ucunu keşfedebilirdi de. Kesinlikle. Harika bir şey olurdu. Ama bu olsaydı, ben de müthiş bir sekanstan olurdum.” l Kültür Servisi Ridley Scott C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle