28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 OCAK 2015 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER SOYLU’DAN SÜMEYYE Erdoğan kritEri: 7 Kutlu Doğum ve Camiler Haftası’nda öğrencilere özel seminerler verilecek, camilere götürülecek İmamlar yaşam koçu olacak SİNAN TARTANOĞLU Siyaset gen işidir Haber Merkezi AKP Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın önümüzdeki seçimlerde aday olmasının “hoş” olacağını belirterek, “Siyaset gen işidir. Babadan, ailesinden insana iletilebilir” dedi. Soylu, Habertürk TV’de katıldığı programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. AKP’nin önümüzdeki seçimde 1960’tan sonraki en yüksek oy oranını göreceğini ileri süren Soylu, Sümeyye Erdoğan’ın parti içerisinde aktif olarak görev alacağına ilişkin değerlendirme yaparken, “Siyaset gen işidir. Babadan, ailesinden insana iletilebilir. Bu yetenek ve dönemi iyi temsil etmek meselesidir. Cumhurbaşkanımız yürütmenin başı ise aktif siyasetin içerisindedir. Sümeyye Erdoğan aday olursa hoş olur” dedi. 2015 seçimlerinde partisinin yüzde 53’lerde oy alacağını söyleyen Soylu, “Bir iddiam daha var. Örneğin muhalefet liderlerinden Sayın Kemal Kılıçdaroğlu seçim sonuçlarını görünce bir daha CHP Genel Merkezi’ne gidemeyecek. Arası en açık seçimlerden biri olacak siyasi tarihimizin. Yüzde 2830 bandında bir fark olacak” diye konuştu. Soylu, Cumhurbaşkanı’nın kabineye başkanlık etmesine ilişkin, “Muhalefette yeni Türkiye’de bunlara alışmakla mükelleftir. Bu beklenen durumdur. Çok tartışılmasına gerek yok” ifadesini kullandı. ANKARA Manisa İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Manisa İl Müftülüğü işbirliğinde imamlara, öğrencilere rehberlik yapması amacıyla eğitim verilecek. Eğitim alan imamlar, “Yaşam Koçumla Başarıya Doğru” projesinde görevlendirilecek. Amaçlarından biri “Liselerde öğrenim görmekte olan öğrencilerin yaşamlarında toplum değerlerine saygı, ahlak ve sorumluluk duygusu geliştirmek” olan proje ile imamlar, öğrencilerin yaşamlarıyla ilgili vizyon oluşturmasına rehberlik edecek. Manisa İl Milli Eğitim Müdür Manisa Milli Eğitim Müdürlüğü, rehberlik öğretmenlerinin öğrencilere yol göstermesi için geliştirdiği ‘Yaşam Koçumla Başarıya Doğru’ projesine imamları da kattı. Lise öğrencilerine, ‘değerlere saygı, ahlak ve sorumluluk duygusu’ kazandırmak için eğitilecek imamlar, öğrencilerin yaşam koçu olacak. lüğü, Haziran 2015 tarihine kadar, Manisa’nın bazı liselerinde pilot olarak uygulanmak üzere “Yaşam Koçumla Başarıya Doğru” projesi başlattı. Proje ile öğrencilerde görülen disiplin problemlerinin azalması, okulun akademik başarısının artırılması ve “toplum değerlerine saygılı, ahlaklı ve sorumluluk duygusu gelişmiş bireyler yetiştirilmesi” amaçlandı. Manisa Valiliği, Milli Eğitim Müdürlüğü, Kültür Müdürlüğü, İl Gençlik ve Spor Müdürlüğü ile Celal Bayar Üniversitesi de proje paydaşı olarak belirlendi. Proje kapsamında okullarda yaşam koçu olarak görevlendirilecek öğretmenlerin, yaşam koçluğu, liderlik ve motivasyon konularında eğitilmesi hedeflendi. Daha sonra Manisa Milli Eğitim Müdürlüğü, pilot aşamada süren projenin kapsamını genişletti. Müftülük ile müdürlük arasında 30 Aralık 2014’te protokol imzalandı. Din hizmetleri ve eğitiminde kurumsal kapasitenin artırılması, eğitimde verimliliğin ve kalitenin artırılması, insan kaynaklarının geliştirilmesi ve farkındalığın oluşturulması amaçlandı. Protokolle Manisa Müftülüğü’ne bağlı din görevlileri de “Yaşam Koçumla Başarıya Doğru” projesine dahil edildi. Buna göre müftülük, proje kapsamında görevlendirilecek imamları seçecek. İmamlar, ildeki diğer öğretmenlerle birlikte proje eğitimine alınacak. Eğitimin ardından imamlar, yine diğer öğretmenlerle birlikte okullarda en az 20 öğrencinin yaşam koçu olarak görevlendirilebilecek. Kutlu Doğum seminerleri Müftülük ile Milli Eğitim Müdürlüğü arasındaki protokolünde sadece Yaşam Koçluğu Projesi yer almadı. Okullarda yaz Kuran kursları ile ilgili bilgilendirme toplantıları düzenlenecek, müftülük personeli Kutlu Doğum ve Camiler Haftası gibi özel gün ve haftalarda öğrencilere seminer verecek, okullara en yakın semt camilerine ve ilin tarihi camilerine geziler düzenlenecek, camiler öğrencilere tanıtılacak. Tire ilçesinde Hasan Baba türbesinin bulunduğu dergâh satışa çıktı DOLMABAHÇE SALDIRGANI TUTUKLANDI İcradan satılık Alevi dergâhı MEHMET MENEKŞE İzmir’in Tire ilçesine bağlı Boynuyoğun köyünde Alevi Bektaşi erenlerinden Hasan Baba türbesinin de yer aldığı Ali Baba Dergâhı’nın üzerinde bulunduğu arazi icra yoluyla satışa çıktı. Arazi sahibi Hasan Balım, borçlarını ödeyemediği için arazinin alacaklılar tarafından icraya verildiğini belirterek, “Burasının doğru kişilere gitmesi ve misyonunu devam ettirmesi için çaba içerisindeyiz” dedi. Türkiye’de ilk kez AleviBektaşi dergâhının satışa çıktığını vurgulayan Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Fevzi Gümüş ise “Duyarlı Alevi işadamlarımıza buraya sahip çıkmaları için çağrıda bulunuyorum. Ali Baba Dergâhı’nın bölgede varlığını ve misyonunu sürdürmesini çok önemsiyoruz” diye konuştu. Alevi Bektaşi erenlerinden Ali Baba, Evliya Çelebi Seyahatnamesi’ne göre 14. yüzyılda Horasan’dan gelerek İzmir’in Tire ilçesi Boynuyoğun bölgesine yerleşti. Hacı Bektaş Veli’nin yoldaşlarından Bahaddin Baba’nın oğlu olan Ali Baba adına burada bir türbe yaptırıldı. Türbe ve dergâh olarak kullanılan alanda Hasan Baba başta olmak üzere birçok Alevi Bektaşi babasının da türbesi yer alıyor. Alevilerin kutsal kabul ettiği bölgeyi her yıl bölgeden ve Türkiye’nin dört bin yanından gelen binlerce kişi ziyaret ediyor ve burada kurban kesiyor. Ali Baba dergâhının içinde bulunduğu arazinin sahibi Sırrı Balım, geçen yıl yaşamını yitirince araziler oğlu Hasan Balım’a devredildi. Babasının vefatından sonra kendisine yüklü miktarda borç kaldığını anlatan Balım, Dergâhın kurucusu Ali Baba, Evliya Çelebi Seyahatnamesi’ne göre 14. yüzyılda Horosan’dan gelerek İzmir’in Tire ilçesine bağlı Boynuyoğun’a yerleşti. ‘Katilleri bulun yoksa yeni eylemler olur’ İstanbul Haber Servisi Beşiktaş’taki Dolmabahçe Sarayı’nın nöbet kulübesine el bombası atan, üzerinde el bombası ve silah bulunan Fırat Ö., savcılık sorgusunun ardından sevk edildiği mahkemede tutuklandı. Silahlı terör örgütü üyeliği suçlamasıyla tutuklanan Fırat Ö., mahkeme sorgusunda “570 gündür Berkin Elvan’ın katillerinin bulunmaması sebebiyle adalet istiyorum” dedi. Fırat Ö., önceki gün Beşiktaş’ta bulunan Dolmabahçe Sarayı’nın nöbet kulübesine el bombalı saldırı girişiminde bulunmuştu. Attığı el bombası patlamayan ve silahı tutukluk yapan saldırgan Fırat Ö., nöbet tutan polislerce gözaltına alınmıştı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde sorgusu tamamlanan Fırat Ö., dün Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından İrfan Fidan’a yaklaşık yarım saat ifade veren Fırat Ö., sorgusunun ardından “silahlı terör örgütüne üye olma, kasten öldürmeye teşebbüs, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma, bulundurma ve tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme” suçlamalarıyla tutuklanma talebiyle İstanbul nöbetçi 4. Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk edildi. Fırat Ö.’nün savcılıkta, Halkın Kurtuluş Cephesi savaşçısı olduğunu söylediği öğrenildi. Mahkemede kimlik tespiti sırasında “devrimci” olduğunu belirten Fırat Ö. ifadesinde, “Ben cephe savaşçıyım. 570 gündür Berkin Elvan’ın katillerinin bulunmaması sebebiyle adalet istiyorum. AKP iktidarı saraylar yapıyorlar, katilleri bulmuyorlar. Yüzleri belli olmasına rağmen bulunmuyor. Nasıl adalet? Nasıl hukuktur bu? Katillerin bulunmadığı sürece yeni savaşçılar çıkacaktır” dedi. Mahkeme de şüphelinin üzerine atılı suçlamalara ilişkin CD kayıtları, 1 Ocak 2015 tarihli polis tutanağı, şüpheliden ele geçen patlayıcı maddeler ve ruhsatsız silahların somut delil olduğunu belirtti. Yasada bu suçlar için öngörülen cezanın adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağını belirten hâkimlik, Fırat Ö.’nün tutuklanmasına karar verdi. Örgüte ait Halkın Sesi TV isimli internet sitesinde, saldırı girişiminin ardından olayı DHKPC’nin üstlendiği duyurulmuştu. Balım: Misyonu devam etsin borçları ödeyemediği için arazilerin icradan satışa çıktığını söyledi. Arazilerin 13 Ocak’ta Tire İcra Dairesi tarafından açık artırma ile satılacağını ifade eden Balım, “Burası bize dededen kalma bir yer. Dedem de Bektaşi babası idi. Babamdan kalan borçları ödeyemeyince araziler icradan şatışa çıktı. Biz oranın eski misyonunu devam ettirmesini istiyoruz. Burasının doğru kişilere gitmesi ve misyonunu devam ettirmesi için çaba içerisindeyiz” diye konuştu. Alevi işadamları sahip çıksın Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Fevzi Gümüş ise Türkiye’de ilk kez bir Alevi Bektaşi dergâhının icradan satışa çıktığını vurgulayarak, “Duyarlı Alevi işadamlarımızın buraya sahip çıkması için çağrıda bulunuyorum. Ali Baba Dergâhı’nın bölgede varlığını ve misyonunu sürdürmesini çok önemsiyoruz. Devleti, Alevi dergâhlarına ve Alevi inanç varlıklarına yaklaşımını ortada. Ya Hacı Bektaş Veli dergâhında olduğu gibi Alevi dergâhları işgal edilip müze yapılıyor ya da kendi kaderine terk ediliyor. Burası Alevilik adına, yol adına sahip çıkmamız gereken bir yer, misyonunu sürdürmesini sağlamamız gerekiyor. Herkesten duyarlılık bekliyoruz” dedi. ‘6 AY SONRA YOKUZ’ Arınç’tan veda gibi mesaj KIRŞEHİR (AA) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç dün Kırşehir Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin (KIRSİAD) açılış törenine katıldı. Arınç, buradaki açılışın ardından dernek üyelerinin katılımıyla bir otelde organize edilen programda yaptığı konuşmada, Türkiye’de 13 yıldan beri istikrarlı bir hükümetin işbaşında olduğunu söyledi. Arınç, 40 seneden beri siyasetle ilgilendiğini belirterek, “Refah’tan bu yana da 5 dönemdir parlamentoda milletvekiliyim. Kaldı şurada 6 ayımız. Allah hayırlı, uzun ömür verirse 6 ay sonra gençlere yerimizi terk edeceğiz. ‘Bize bu kadar yeter kardeşim, biraz da kendimize gelelim, işimize bakalım, biraz dinlenelim, siyasete dışarıdan katkı sağlayabilirsek sağlayalım’ diyeceğiz” ifadesini kullandı. Arınç, AKP Kırıkkale İl Başkanlığı’nı ziyaretinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunup, gaztecilerin sorularını yanıtladı. Arınç’ın AKP’nin seçimlerde aday patlaması yapacağını söylemesi üzerine bir gazeteci “Aksaray’da 112’ye yakın milletvekili aday adayı var. Hepsine sorduk, ‘üst kademeden hallettik’ diyorlar. Siz bu konuda ne söylersiniz?” diye sordu. Soruya kızan Bülent Arınç, “Provokatif bir soru. Ankara’dan iş bağlamak falan bunlar çirkin şeyler. Bunu hiç kimse söylemez, söylememeli. Bunu hiç bir yerde dile getirmeyin. ‘Ankara’dan, İstanbul’dan iş bağlanacak’ diye bir şey yok. Bunlar dedikodudur, gıybettir, iftiradır hiçbir zaman böyle bir şey duymadım” dedi. El Kadı ‘devlet sırrı’ oldu ALİCAN ULUDAĞ ANKARA – Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın Keçiören ve Başbakanlık Resmi Konutu’ndaki çalışma ofislerinde 2829 Aralık 2011’de bulunan dinleme cihazlarına ilişkin 13 kişi hakkında açılan davanın görülmesine başlandı. Mahkeme, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakanlık’ın davaya katılma talebini kabul etti. Duruşmada savunma yapan eski Başbakanlık Yakın Koruma Şube Müdürü Zeki Bulut, böceği yerleştirdiği iddia edilen Güvenlik Sistemleri Büro Amiri Serhat Demir’in Aralık 2011’de “Beyefendinin misafiri var, İstanbul’da onunla bizzat ben ilgileniyorum. Çocuğum biraz rahatsızmış, izin verirseniz görüp geleyim” diyerek Ankara’ya geldiğini açıkladı. Sanık avukatları, Bulut’a bu özel misafirinin kim olduğunu sormak istedi. Mahkeme ise “devletin gizli bilgisi” olabileceği gerekçesiyle soruya izin vermedi. Bu misafirin, 25 Aralık şüphelilerinden Erdoğan’ı yakın arkadaşı Yasin el Kadı olduğu biliniyor. Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, sanıklar dönemin Başbakanlık Koruma Daire Başkanı Mehmet Yüksel, Yakın Koruma Şube Müdürü Zeki Bulut ve eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz’ın arasında bulunduğu 8 sanık katıldı. Tayyip Erdoğan’ın avukatı Ali Özkaya ile Başbakanlık’ın avukatı da duruşmada hazır bulundu. Hakkında yakalama kararı bulunan polisler Ali Özdoğan, Enes Çiğci, İlker Usta ve Sedat Zavar yakalanamadıkları için duruşmaya getirilemedi. İlk olarak savunması alınan eski Koruma Daire Başkanı Mehmet Yüksel, Erdoğan’ın kasımekim aylarında ameliyat olduğu için İstanbul’da bulunduğunu, ekibin ağırlıklı olarak burada görevli olduğunu söyledi. Yüksel, Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde bulunan dinleme cihazlarına ilişkin açılan davada 13 kişi hâkim karşısına çıktı. Duruşmada Erdoğan davaya müdahil oldu 25 aralık’ın şüphElisi 11 Eylül saldırısından sonra BM Güvenlik Konseyi’nin “Terörü Finanse Edenler” listesine giren Suudi işadamı Yasin el Kadı kapatılan 25 Aralık yolsuzluk dosyasının şüphelilerinden biriydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “aile dostumuzdur” dediği Yasin el Kadı 25 Aralık polis fezlekesine göre Türkiye’de Erdoğan’la 12 görüşme yaptı. Yüz yüze gerçekleşen bu 12 görüşmenin 7’si, El Kadı’nın yasaklı olduğu dönemde gerçekleşti. Yine fezlekeye göre, El Kadı “Başbakanlık bürokratlarının ayarlamaları ve Başbakanlık Koruma Müdürlüğü görevlilerinin nezaretinde” havaalanlarının VIP kısımlarından, kayıtsız olarak Türkiye’ye sokuldu. Güvenlik kameraları görüntü alınmaması için kapatılırken, El Kadı’ya resmi araç ve özel koruma tahsis edildi. El Kadı’nın ismi Etiler’deki polis okulu arazisinin konuşulduğu internete sızan tapelerinde de ortaya çıkmıştı. El Kadı sırasıyla AB, BM ve ABD’nin kara listesinden çıktı. “Özellikle Serhat Demir, Başkanımızın bir misafiriyle ilgili bir görevdeydi. Bizim bu noktaları aramamız söz konusu değil. Bizden önce aranmış değil. Biz kendimiz buna inandığımız için görev edindik” ifadesini kullandı. Yüksel, Serhat Demir’in çalışma ofisinde arama yapmasından haberinin olmadığını, olsa izin vermeyeceğini söyledi. ye yönelik sadakatimi, çalışmamı herkes bilir. Sayın Başbakanımıza ihanet etmeyeceğimi beni tanıyanlar iyi biliyor” diye konuştu. Bulut, böcek aramaları sırasında Serhat Demir’in özel bir misafir nedeniyle İstanbul’da olduğunu söyleyen Bulut, “İzin istedi. Ben de onun yerine başka arkadaşı görevlendirdim” dedi. Mahkeme başkanı Hüseyin Karamanoğlu’nun, “Sinan Dursun ile telefon irtibatınız olduğu görülüyor” demesi üzerine sanık Ahmet Türer, “Kendisi Emniyet teşkilatından ayrılmış bir işadamı. Biz ABD’ye gidip geldiğimizde master için Washington bölgesinde Türklere yardım eden birisi. Çok hukukum yok. Bir iki kere telefonda konuştum” dedi. Dursun’un Fethullah Gülen ile irtibatını bilip bilmediğinin sorulması üzerine Türer, bilmediğini, Fethullah Gülen ile de görüşmediği Gazeteciye azar Allah korumuş Dönemin Yakın Koruma Şube Müdürü Zeki Bulut da savunmasında Başbakanlık Koruma Dairesi’nin eski halini ve geldiklerinde nasıl yapılandırdıklarını anlatırken, “İddia ediyorum ki biz gelene kadar Başbakanımızı Allah korumuş. Çünkü sistemsel olarak boşmuş” dedi. 4.5 yıl bir fiil hizmet ettiğini söyleyen Bulut, “Sabah erken saatte gittim, ortalama 17 saat çalıştım. Amiyane tabirle (Başbakanı) yataktan aldım yatağa bıraktım. Beyefendi Gülen sorusu ni kaydetti. Başbakanlık Koruma Daire’ye bağlı Teknik Büro’da o dönem kamera izleme görevlisi olarak çalışan Seyit Saydam, Mahkeme Başkanı’nın, elinde sanıklara ait fotoğraflar göstermesi üzerine sanıklardan Sedat Zavar, Enes Çiğci ve İlker Usta’yı teşhis etti. Sanıklardan eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz, MİT’in bulunan dinleme cihazını yerleştirme tarihinin belirlenmesi için kendisine gönderdiğini ve hazırladığı raporu gönderdiğini anlattı. Başbakanlık Teftiş Kurulu’na ifade verdiğini aktaran Palaz, “İfade verdiğim müfettiş arkadaş, beni arabama kadar uğurladı. (Yerleştirme tarihinin) Takvimin biraz daha geriye doğru gelmesi lazım dedim. Anlamadım dedi. Senin için hoş olmaz dedi. Görevinden alınırsın dedi. Şaşırdım. 4 Aralık’tan 10 gün geriye gitmemizi istiyorlardı” dedi. Palaz, daha sonra bu durumu anlattığı TÜBİTAK Başkan Yardımcısı’nın kendisine “Siyasiler seni istemiyor” dediğini, bunun üzerine raporun değiştirilmesine yönelik tehditleri basına açıklamasının sonrası işten atıldığını anlattı. Serhat Demir’in avukatı Mehmet Sürer, müvekkilinin o dönem İstanbul’da kime refakat ettiğinin Mehmet Yüksel ve Zeki Bulut’a sorulmasını istedi. Mahkeme heyeti ise, “Serhat Demir’in refakat ettiği kişinin kim olduğunun dosyayla bir ilgisinin bulunmaması ve devletin gizli bilgisi olabileceği gerekçesiyle” bu sorunun sorulmamasına karar verdi. Mahkeme, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başdanışmanı Mustafa Varank ile 6 MİT görevlisi başta olmak üzere toplam 16 kişinin gelecek duruşmada tanık olarak dinlenmesine karar verdi. Mahkeme, ayrıca MİT’e yazı göndererek Hasan Palaz’ın kuruma giriş çıkışlarının kayıtlarını istedi. Duruşma, 4 Şubat’a ertelendi. Türel’in belgeleri fotokopi çıktı ANTALYA (DHA) Antalya’da 30 Mart yerel seçimlerinin ardından dönemin CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, makam odasını AKP’li Menderes Türel’e devretmeden önce odada bulunan bazı belgeleri Boğaçayı şantiyesinde yakarak imha etmişti. Türel ve AKP’liler, “Akaydın’ın kendisini zorda bırakacak bazı belgeleri yok ettirdiğini” ileri sürerek usulsüzlük iddiasında bulunmuştu. Kamuoyunda büyük tartışma yaratan olayla ilgili mülkiye müfettişleri incelemesini tamamladı. İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü tarafından İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya sunulan yazıda evrakların hemen her belediyede olabilecek yazışmaları ya da belgeleri içeren evrak olduğu belirtildi. Evrakların çoğunluğunun fotokopi, ıslak imzalı belgelerin de bir kısmının 2’nci ya da 3’üncü nüsha olduğunun belirtildiği yazıda saklanması gereken belge mahiyetinde evrak bulunamadığı kaydedildi. Eski Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, “O evrakların aslı belediyelerde mevcut, yakılan evraklar müsvedde. Bana o gün iftira atanlardan, yolsuzluk yapıyormuşum gibi algı oluşturanlardan şahsım ve Antalya kamuoyu adına özür dilemelerini bekliyorum” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle