19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 OCAK 2015 CUMARTESİ 4 HABERLER Emir Sarıgül’ün yerine avukat Dinçer atandı. Mustafa Sarıgül ‘Bravo Hayri, hesaplaşacağız’ dedi 2015 CHP İçin Çok Kritik Yıl Haziranda yapılacak seçimler ile ilgili kime sorarsanız sorun aynı yanıtı alırsınız: Bu seçim diğerleri gibi değil, çok önemli, hatta yaşamsal. 10 yaşımdayken 1950’de yapılan oylamadan bu yana geçen 65 yıl içinde bir tane bile normal seçim hatırlamıyorum. Hepsi çok kritikti, hepsi yaşamsaldı. Belki de, Türkiye ilk olağan seçimini yaptığı zaman gerçekten demokratikleşecek. Bütün bunları belirttikten sonra söylemeliyim ki, 2015 seçimi gerçekten yaşamsal, hiç değilse CHP açısından. 2015 seçimlerinin CHP açısından yaşamsal olması, onun bu oylama ile iktidar olma olasılığının varlığından kaynaklanmıyor. Bu seçimlerde CHP iktidar değil, olsa olsa iktidar alternatifi olabilir ki bu da hiç küçümsenecek bir şey değildir. Ama bunun için yenilenen enerjikleşen kadrosu, geniş kitleleri kucaklayan, bütün sorunlar konusunda politikaları içeren programı ile iktidar olabileceği ve daha adil bir Türkiye’yi mümkün kılabileceği konusunda seçmenlerini inandırmak, oy tabanını yüzde yirmiler düzeyinden yüzde otuzlar bandına taşımak zorundadır. Bunu yapabildiği, yani iktidar alternatifi adayı olduğuna kitleleri inandırabildiği takdirde AKP’nin iniş gösteren grafiğinin tersine bir çıkış grafiği çizebilecek, gelecek seçimin ümidi konumuna yükselebilecektir. HHH Ama böyle bir programı oluşturmak için, Ege Cansen’in altını çizdiği yaşamsal bir konuda (Bknz. Sözcü yazarı Ege Cansen ile Söyleşi Sözcü 28 Aralık 2014 Pazar s.9) karara varmak zorundadır: CHP, laiklikten vazgeçerek mi iktidara gelecektir. Yoksa laikliği iktidar yapma iddiasını mı sürdürecektir? Türkiye’de laik düşüncenin egemen olmasını düşünenler için CHP’nin iktidar olması, laikliğin yaşam biçimi olmasının sağlanması anlamını taşımakta, aksi takdirde anlamını yitirmektedir. Yani CHP’nin önce laiklik konusunda karar vermesi gerekmektedir. Bu salt iktidar olması durumunda değil, muhalefet partisi konumundayken de önem arz etmektedir. Çünkü CHP’nin muhalefet partisi olarak bir işlev yerine getirmesi, başta laiklik olmak üzere, Cumhuriyet kazanımlarını ve demokratik kurumları savunması halinde mümkün olabilecektir. Laikliğe sahip çıkmak başlı başına bir programdır. Ama tabii ki bu, laikliğin yalnızca “laiklik iyidir” söylemiyle korunabileceğini söylemek değildir. Laiklik, ancak geniş kitleleri kucaklayan, toplumun tüm sorunlarını kapsayan laik politikalar ve çözümler önermekle korunabilir. HHH Topluluklara kaliteli eğitim ve sağlık hizmeti vermeden, işsizlik sorununu çözmeden, sürdürülebilir ekonomik kalkınma modellerini yaşama geçirmeden söylemde kalacak, halkın yaşamına dokunmayacak, dertlerine deva olmayacak bir laiklik toplumun ona yabancılaşmasına, dolayısıyla desteklememesine ve başka çözümler aramasına neden olacaktır. AKP’nin on iki yıllık başarısında laik olarak algılanan partilerin bu alandaki başarısızlıklarının ekonomik çuvallamalarının da etkisi vardır. Ama 2015 seçimleri yeni bir konjonktürün, AKP’nin tıkanma sürecinin başlangıcıdır. Bu tıkanma aynı zamanda, gırtlağına kadar yolsuzluk ve kayırmacılık batağına batmış anti laik modelin de tıkanma sürecidir. CHP, seçime kadar geçecek kısa sürede bütün bunları doğru okuyup gereklerini yapabilecek mi? Göreceğiz. Ama şurası kesin ki, bunları yapamadığı takdirde, artık iktidar alternatifliği, hatta muhalefet işlevini de yitirecektir. Çünkü görülmüştür ki, laiklik karşıtlığına itirazı içermeyen bir CHP muhalefetinin ne ağırlığı oluyor, ne de kıymeti harbiyesi. Bu durumda alternatifsizlikten ve boşluktan nefret eden siyaset, yeni seçeneğini oluşturacaktır. Kavga hız kesmiyor İstanbul Haber Servisi Şişli Belediyesi’ndeki tartışmalı sürecin ardından istifa eden başkan yardımcısı Emir Sarıgül’den boşalan koltuğa Ankara Barosu avukatlarından Uğur Erhan Dinçer atandı. Mustafa Sarıgül, belediyede bir süredir devam eden krizle ilgili olarak Twitter hesabından, “Bugüne kadar kendisine iyilikten başka bir şey yapmadım. Bugün söylediklerine hayret ediyorum. Bravo Hayri! Merak etmesinler, kendileriyle yargı önünde hesaplaşacağız” diye yazdı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu, Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü ve eşi Nazlı İnönü’nün “mafyayla tehdit edildiği” iddialarına ilişkin şikâyet beklemeksizin resen soruşturma başlatmış ve bu kapsamda Hayri ve Nazlı İnönü “mağdur” sıfatıyla ifade vermişti. Şişli’de Sarıgülİnönü gerilimi sürerken, bir süre önce istifa eden Emir Sarıgül’ün yerine avukat Uğur Erhan Dinçer getirildi. Dinçer, “Şişli halkına hizmet verebilmek için atanmış bulunmaktayım. Birlik olmak adına, görevimin gereklerini yerine getirmek için çalışacağım” dedi. Belediye Başkan Yardımcılığı görevine getirilen avukat Dinçer’in sorumlu olduğu alanların Encümene Havale Yetkilisi, Zabıta Müdürlüğü, Mali Hizmetler Müdürlüğü, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü, Dış İlişkiler Müdürlüğü (Avrupa Birliği), Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü, Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü olduğu belirtildi. Avukat Dinçer, Ömer Faruk Eminağaoğlu ve Hamdi Yaver Aktan’ın da aralarında bulunduğu birçok ünlünün avukatlığını yapıyordu. ‘Artık içinde Şişli geçen cümle kurmam’ FIRAT KOZOK ANKARA İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Belediye Başkanı Hayri İnönü ve eşi Nazlı İnönü’nün “mafyayla tehdit edildiği” iddiaları üzerine resen soruşturma başlatmasıyla CHP’deki Şişli tartışmaları farklı bir boyut kazandı. İnönü savcılığa verdiği ifadesinde, Mustafa Sarıgül’ün kendisine imzalattığı istifa mektubunun yapılan ortak toplantıda İstanbul Milletvekili İhsan Özkes tarafından yakıldığını açıkladı. Özkes ise “Bu mektubu size kim verdi, siz neden yaktınız?” sorusu üzerine “Artık içinde Şişli geçen cümle bile kurmak istemiyorum” yanıtını verdi. İnönü, savcılığa verdiği ifadesinde, Sarıgül’ün kendisini ölümle tehdit ettiğini ileri sürerken, İstanbul’da Özkes aracılığıyla İstinye Park’ta gerçekleşen buluşmada, belediyede 15 gün içerisinde bir değişiklik yapmamasının istendiğini, bunu kabul edince de Özkes’in kendisinin Sarıgül’e verdiği istifa mektubunu cebinden çıkartıp yırttığını, sonra da yaktığını anlattı. Konuyla ilgili uzun süre arabuluculuk yapan, daha sonra Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile konuşarak arabuluculuktan çekilen Özkes’e o istifa mektubunu sorduk. Özkes, “O mektubu size kim verdi, siz neden yaktınız?” sorusu üzerine “Artık bu konuda hiçbir şey söylemem” dedi ve ekledi: “Ben bu konudan ayrılalı 1520 gün oldu. Daha önce size de söyledim. Bundan sonra da bu konuyla ilgili yorumda bulunmayacağımı da söyledim. Hatta birkaç gün önce yine bir konu açılınca, ‘İçinde Şişli geçen bir kelime kullanmaktan kaçınıyorum’ dedim. O yüzden Şişli geçen cümle bile kullanmak istemiyorum. Zaten yargıya intikal etmiş olduğu da kamuoyuna yansıdı. Dolayısıyla bu konuda bir kelime, yorum ya da imada bulunmam söz konusu değil.” İnönü’nün ‘İstifa mektubumu yaktı’ dediği Özkes, sorulara yanıt vermedi ‘Kimse soyismine güvenmesin’ Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ise CHP’nin Türkiye genelinde 200’ü aşkın belediyesi olduğunu, her birinin onca zorluğa karşın başarı öyküleri yazmaya çalıştığını belirtirken, “Hal böyleyken, bir belediyede yaşanmış bir olayın bu kadar büyütülmesi manidar. 17 Aralık’la ilgili tartışmalar sürerken, kamuoyu 4 bakanla ilgili alınacak kararı beklerken, bir ilçe belediyesindeki olaylar özellikle göz önünde tutuluyor. Bizim tüm emeklerimiz gölgelenmeye çalışılıyor” dedi. “Kendi içimizde partiyi tartışma noktasına getirecek herkes için gereğini yaparız. Bu parti herkesten büyüktür ve kimse soyismine güvenmesin” diyen Ağbaba şimdilik disiplin sürecinin işlemeyeceğini ve yargı sürecini bekleyeceklerini, belirtti. Sarıgül: Bravo Hayri Mustafa Sarıgül dün Twitter’dan açıklama yaptı. Sarıgül, şunları yazdı: “CHP’ye yeniden katıldığım günden bu yana bazı çevrelerin şahsıma yönelik yıpratma kampanyaları yoğun olarak devam ediyor. Ancak hiç kimse merak etmesin, rüzgâr kayadan bir şey alamaz. Bir gazetenin, Türkiye’nin başka meselesi yokmuş gibi, günlerdir şahsıma adeta bir linç kampanyası başlattığını üzülerek izliyorum. Hayri İnönü ile birlikte beş yıl belediye meclis üyeliği yaptım, kendisini bir gün yanımdan ayırmadım. Bugüne kadar kendisine iyilikten başka bir şey yapmadım. Bugün söylediklerine hayret ediyorum. Bravo Hayri! Hakkımdaki asılsız iddia ve iftiralara karşı, 20 gün önce Çağlayan Adliyesi’ne giderek yasal haklarımla ilgili davayı bizzat ben açtım. Benim dava açtığımı duyduktan sonra harekete geçtiler. Merak etmesinler, kendileriyle yargı önünde hesaplaşacağız. Adalet yerini bulacaktır. Siyasi rakiplerimden bir darbe yesem asla üzülmem, ama içerden haksız ve asılsız darbe gelince çok üzülüyorum. Her şeye rağmen ‘düşmanınızın bile insan olduğunu unutmayın’ felsefesine inanıyorum. Koltuklar sizin olsun, gerçekler bizim!” Batum’da buluştular Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, 1996’da Beyoğlu’nda işlenen Kuvvet Köseoğlu cinayetinin azmettiricisi olduğu iddiasıyla ağır cezada yargılanan ve hakkında alınan 6 yıl hapis cezası Yargıtay’ca onanan Metro Turizm’in sahibi Galip Öztürk’le Gürcistan’ın Batum kentinde bir araya geldi. Öztürk’le buluşmasını Twitter’a yüklediği bir fotoğrafla takipçileriyle paylaşan Hazinedar, “Gürcistan Batum’dayız.. Orta Camii’nde Cuma namazı sonrası dostlarla Mevlid Kandili’nin manevi huzurunu paylaşıyoruz” dedi. Benzer bir paylaşımı Öztürk de yaparak: “Sayın Beşiktaş Belediye Başkanımız Murat Hazinedar ile Batum Otogarı (Metro Avter) kahvaltı yapıyoruz :)” ifadelerini kullandı. Galip Öztürk Murat Hazinedar l TEKİN’DEN KILIÇ’A ÇAĞRI: ÜN G U B 0’DE 14:2 Baskıyı emekliliği beklemeden açıkla FIRAT KOZOK ANKARA CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, “TÜSİAD’ın muhatabı zaten cumhurbaşkanı değildir, başbakandır” sözleri nedeniyle yandaş medyanın hedefi haline gelen Haluk Dinçer’e “Geçmişte yapılan lincin aynısını şimdiki başkana yapıyorlar. TÜSİAD’ın Cumhurbaşkanı ile ne işi olur? Gidip bir rektör ataması için ricacı mı olacaklar, iş dünyasına ilk ‘muhatabınız benim’ diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu değil mi?” sözleriyle destek verdi. Tekin, önce Dinçer’in, ardından da Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın “Mahkemenin gündemini internetten duyurma uygulamasına son verdik. Çünkü gündem açıklanınca, üyelerimize baskı yapılıyor” sözleriyle ilgili Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. Kılıç’ın ifadelerini kendisinin yaklaşık 1 ay önce gündeme getirdiğini anımsatan Tekin, “Bize de bu yönde bilgiler ulaşıyordu. Biz bu doğrultuda uyarımızı yapmıştık” dedi. Tekin cumhuriyet savcılarına suç duyurusunda bulunduğunu belirterek, Haşim Kılıç’ın sözlerinin ihbar kabul edilmesini ve mahkemeye baskı yapanlar hakkında derhal soruşturma açılmasını istedi. Haşim Kılıç’a da çağrı da bulunan Tekin, “Sayın Kılıç, 13 Mart’ta emekli oluyor. Yapılan baskıları anlatmak için emekli olmayı beklemesin. Bu baskıyı kimin ve hangi yöntemlerle yaptığını kamuoyuna açıklamalıdır” dedi. Müezzinoğlu cinsiyetçi açıklamasında ısrarlı İstanbul Haber Servisi Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, feministlerden, yazarlardan, akademisyenlerden gelen tepkilere karşılık, anneliğin bir kariyer olduğu yönündeki görüşlerinde ısrar ediyor. Müezzinoğlu’nun, yeni yılın ilk bebeğine yaptığı ziyarette “... Anneler dünyada anneler dışında bir başkasının sahip olamayacağı bir kariyere sahip oluyor. Onun üzerinde başka kariyeri asla merkeze almamalılar...” demişti. Bu sözlere “yılın ilk cinsiyetçi açıklaması” olarak tepki yağmıştı. Müezzinoğlu dün “Çanakkale Tanıtım Günleri”nde anneliğin tartışmasız bir kariyer olduğunu ifade ederek “Rahmetli babaannemin okuma ve yazması yoktu. Ama ondan aldıklarımı hiçbir hocamdan almadım. Hiçbir diploma bana onları vermedi... Annelik hiçbir meslekle kıyaslanamayacak kadar çok farklı, faziletli, kutsal bir kariyerdir” dedi. l DGP LİDERİ İDRİS BAL’IN İDDİASI Camide ‘AKP’yi eleştirme’ hütbesi Gamze Aral ile ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’den istifa ederek Demokratik Gelişim Partisi’ni kuran İdris Bal, dün Ankara’nın Kurtuluş semtindeki bir camide imamın “AKP iktidarının eleştirilmemesi” yönünde hutbe verdiğini iddia etti. Bal, cuma namazı sırasında verilen hutbede, imamın, “iktidarı eleştiren tweet’ler atmayın” dediğini ve Konya’da bir lise öğrencisinin tutuklanmasının doğru karar olduğunu savunduğunu öne sürdü. Hutbe üzerine camide karışıklık çıktığını belirten Bal, yaşananları sert sözlerle eleştirdi. Hüdaverdi Camii’nde yaşandığı belirtilen olayda, cami imamının dini konular üzerine vaaz verirken işi vaazdan çıkarıp siyasi konulara getirdiğini belirten Bal, imamın isim vermeden medyaya yapılan baskıları ve tutuklamaları savunduğunu söyledi. AKP iktidarının camiyi ve imamları kendi siyasi amaçları için kullandığını ifade eden Bal, yaptığı açıklamada “Geçtiğimiz günlerde 16 yaşındaki M.E.A’nın tutuklanması gibi hadiselerin camide imam tarafından hatırlatılması üzerine cemaatten haklı olarak itirazlar yükseldi. Ortalık bir anda karıştı. Sağduyulu insanların araya girmesi ile cemaat yatıştı” ifadelerine yer verdi. Yurt Haberleri Servisi Sarıkamış Harekâtı’nın 100. yılı dolayısıyla düzenlenen konferansta Edirne Valisi Dursun Ali Şahin, Osmanlı Devleti’nin 1. Dünya Savışı’nda dünyada 5. ekonomik güç olduğunu savunarak, Osmanlı’ya övgüler yağdırdı. Osmanlı’nın, yaklaşık 10 yerde aynı anda savaşa katıldığını söyleyen Şahin,“Bir düşünün biz devlet olarak Kıbrıs’a bir çıkarma yaptık. O çıkarmanın sancısı 10 yıl devam etti. Bakın, Osmanlı o dönemde 10 yerde savaşa katılıyordu. O devlet olmasaydı belki bugün burada olmazdık” dedi. İsrail’in Mescidi Aksa operasyonu ardından Şahin, “Eşkiya kılıklı insanlar Müslümanları katlederken, biz sinagoglarını yapıyoruz. İçimde büyük bir kinle söylüyorum bunu” sözleri büyük tepki çekmiş Şahin daha sonra özür dilemişti. Edirne valisinden bir gaf daha CAN DOSTUM HER CUMARTESİ 14:20’DE Bu program herkesi hayvansever yapacak. tv.cnnturk.com/candostum twitter.com/CNNTURKProgram C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle