19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 OCAK 2015 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 l 17 Aralık’ın savcısı Celal Kara, yolsuzluk operasyonunun nasıl hazırlandığını anlattı: u Celal Kara, 17 Aralık dosyasını aldığında, soruşturma 13 aydır devam ediyordu. İçişleri Bakanı, oğlunun izlendiğini fark edince operasyonu durdurdular. Sonra da “Ya şimdi, ya asla” diyerek düğmeye bastılar. 17 Aralık soruşturmasından nasıl haberdar oldunuz? CELAL KARA Başlangıcında yoktum. 2013 Haziranı’nda tayini çıkan bir savcının yerine getirildiğimde, onun elindeki 300 kadar soruşturma dosyasıyla birlikte bu da bana verildi. O aşamaya kadar kolluk takip ediyordu. Tüm delilleri incelemem, son bir ayda oldu. Detaylar aralıkta netleşti. Aralıkta operasyonu yaptığımda dosya 13 aylıktı. Yani uzun süre o dosyaya ben bakmamışım. Alınan teknik takip kararları vs. bana ait değil. Nasıl başlamış soruşturma? KARA 2010 sonunda Rıza Sarraf’ın Rusya gümrüğünde parası yakalanmış. Rus yetkililer bizim makamlara bildirmiş. Biz o zamana kadar Sarraf’ı sadece magazin basınından biliyorduk. Yapılan inceleme sonucu “Burada şüpheli bir para hareketi var” denilmiş. Olay yeri İstanbul diye buraya bildirilmiş. 2012 Temmuzu’nda, “Rıza Sarraf, Kapalıçarşı’da döviz şirketleri üzerinden kayıtsız para transferi ve altın ihracatı yapıyor” diye bir ihbar gelmiş. Bu ihbar üzerine polis araştırma yapmış. Yani ben devraldığımda dosya ve teknik takipler epey ilerlemişti. Sadece 20 kişi biliyordu Barış Güler Rıza Sarraf ve Halkbankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın tapesinde, sahte belgelerle yolsuzluğa nasıl yol verildiği öğreniliyor. l 17 ARALIK SORUŞTURMASI NEDİR? ‘Hem ülke, soyuldu’ 17 Aralık dosyasını özetlemenizi istesek, nasıl tanımlarsınız? Nedir yapılan yolsuzluk? CELAL KARA Burada temel hedef Rıza Sarraf… İran’ın ambargo nedeniyle elde edemediği parayı transfer edebilmek için yollar arıyor. Burdakiler de bundan gelir elde edebilmenin yolunu arıyorlar. Bizim TÜPRAŞ ve BOTAŞ zaten İran’a borçlu… “Merkez Bankası’nda stoklanan parayı uluslararası normlara uygun olarak nasıl transfer edebiliriz” diye yol arıyorlar, ama paranın boyutu çok büyük. Önce altın ihracatı deneniyor. Ama “Amerika öğrenirse Halkbank’ın oradaki hesaplarına tedbir gelir” diye kaygılanıyorlar. Bunun üzerine ihracata çeviriyorlar işi... Ambargodaki istisnalar gıda, tıbbi malzeme ve ilaç… Bunların ihracatına izin var. Fakat burda da Sarraf, Türkiye’den ihracat yapmak yerine buradaki şirketleriyle Dubai ile İran arasında yapılacak ithalat ve ihracatın transit tacirliğini yapıyor. Fakat gıda ve ilaç da fazla para tutmuyor. Ne olacak o zaman? Bir tapede de belirtildiği gibi, azami kapasitesi 5 bin ton olan gemilerle 150 bin ton gıda ihraç edilmiş gibi gösterecek sahte evraklar düzenleniyor. Amaç, bu şekilde ambargoyu delerek, İran’ın bizden alacaklı olduğu parayı transfer etmek... Normalde bu transfer banka üzerinden yapılsa hem ihracatçı, hem ülke hem de banka kazanacakken sahte işlemlerle, altın gibi vergisi olmayan değerler ihraç ederek ülkeye vergi kaybettiriyorlar. Bakanların burda rolü ne? KARA Bakanların 2 rolü var: Bir: Sarraf’ı bu işte tek tabanca kılmak için başkasının bu işe girmesini engellemek… İki: Mahiyetini bildikleri bu yolsuzluğa sahte belgelerle yol vermek... Zaten bir tapesi var Süleyman Aslan’la Rıza Sarraf’ın… “5 bin tonluk gemiyle 150 bin ton taşımış gibi göstermişsiniz. Bu kadar da göze sokmayın, daha makul şekilde yapın” diyor. Yani faaliyetin yasal olmadığını, belgelerin sahte olduğunu bilmelerine rağmen yol veriyorlar. İran açısından bir kayıp yok. Onlar bu parayı ambargodan kaçırıp ülkelerine transfer edebilmek için yüzde 10’a yakın miktarını feda ediyor. Ve bunu açıklarken “Burda asıl sizin ülkeniz ve bankanız zarara uğ hem banka ukukçu, davanın siyasi sonucuyla ilgilenmez’ Bunun hassas bir dosya olduğunu ne zaman anladınız? KARA Dosyayı devraldıktan 2 ay sonra Emniyetçiler bilgi verirken birtakım siyasilerin bariz suç oluşturacak şekilde rüşvet aldığını ve Sarraf’ın para döngüsü oluşturduğunu anlattı. Boyutu o zaman fark ettim. Fakat paranın kaynağı ve nasıl döndürüldüğü, hâlâ tam anlaşılamamıştı o dönem… Siyasal sonuçlarından ürkmediniz mi? KARA Davanın siyasaltoplumsal sonuçları hukukçuyu ilgilendirmez. Yasalar uygulanmak için konulmuştur. Hukukçunun görevi de bunu takiptir. “Hükümete darbe” için planlandığı iddia ediliyor? KARA Bu ithamları kabul etmem söz konusu değil. Hadiseler bizi nereye götürdüyse oraya gittik. Özel olarak şu yöne eğilelim demedik. Ama şunu da soruyorum: İktidarın adının karıştığı bir yolsuzluk soruşturması nasıl yapılmalı ki “darbe” diye nitelendirilmesin? Bunu izah edecek bir hukukçu arıyorum. ‘H ‘Endişelenmedim diyemem’ Dosyanın mahiyetini anlayınca endişelenmediniz mi? Sonuçta iktidar partisinden bakanların çocuklarını takip ediyorsunuz. KARA Hiç endişelenmedim demek, hayatın gerçekliğiyle bağdaşmaz. Ama “Hayati bir risk doğar mı”dan çok, “İftiraya maruz kalırsam bunu cevaplandırma imkânım yok” diye bir korkum vardı baştan beri... Çamur atsalar cevap veremezdim. Takip bir aşamada deşifre oldu değil mi? KARA Evet, Barış Güler’in kuryesi, 25 Ekim’de Orient Sokak’ta takibi fark ediyor. O Barış’a, Barış da babasına haber veriyor. Babası da “Acaba kim takip ediyor” diye 25 Ekim’de Orient Sokak’ta takibi fark eden Barış Güler’in kuryesi, Barış Güler’e o da babası Muammer Güler’e haber veriyor. istihbarata soruyor. Sarraf’ın evinin önüne bir izleme aracı koyuyorlar. Ne yaptınız bu şüphe oluşunca? KARA “Deşifre edecekler” diye düşünerek 27 Ekim’de teknik takibi durdurduk. Operasyondan bir hafta önce yeniden başlattık. l 17 ARALIK NASIL HAZIRLANDI? ‘Karıma bile söylemedim’ ‘E 17 Aralık’a yaklaşılan günlerde nasıl bir hazırlık Nitekim 17 Aralık’ta kendisi haberdar olduğunda, yaptınız? “Bana iyi ki söylememişsiniz; bilsem, bildirmek CELAL KARA Bir önceki hafta boyunca ben 34 kez zorunda kalırdım” diyor. Emniyet’e gittim. 17 Aralık günü yapılacakları nasıl planladınız? O Saatlerce konuştuk. Şimdi hepsi tutuklanmış olan gün ilk iş olarak birbirlerini arayacaklarını biliyordunuz. alt kadrolar hazırlıkları yaptı. Bir yandan da “Bu para O yüzden mi tekrar teknik takibe başladınız? nasıl geliyor, nerden çıkıyor”; onu çözmeye çalışıyoruz. KARA Bunu bir hafta öncesinden Operasyona birkaç gün kala, benim sorularım üzerine kararlaştırmıştık. Operasyon sırasında özellikle detaya girilince, sistemi tam çözdük. Onların üzerinde muhabereden çok ciddi delil düşer. Ayrıca şahısların çalıştık. Daha detaylı delil incelemesi yaptık. Sonraki nerde olduğunu belirlemek açısından da önemlidir. aşamalarda yapılacak işlemleri belirledik. Karşımıza Çünkü şahsın nerde olduğunu belirleyemezseniz hem çıkacak engelleri hesaplayarak hazırlık yaptık. Hem onu hem de aramada elde edeceğiniz birçok delili 500 küsur sayfalık fezlekeyi hem 309 sayfalık raporu kaçırırsınız. hazırlattım. Bir dirençle karşılaşacağımızı bildiğim için, Çapkın: Bilsem, “Özellikle dokunulmazlıkları bulunanlar hakkında Meclis’e bildirmek zorunda vlerden para çıkacağını gönderilecek rapor, ilk günden bana gelsin” dedim. kalırdım... tahmin ediyordum’ Kaç kişi biliyordu operasyonun detaylarını? Evlerde para sayma makinelerinin, kutu içinde KARA Fiziki takibi yapanlar sadece izledikleri kadarını bilir. paraların çıkacağını biliyor muydunuz? Dosyanın içeriğini bilmezler. Amirlerinden 2 kişi biliyordu. KARA Hayır. Onlar o günkü aramada ortaya çıktı. Para Operasyonu yürütenler, Yakub Saygılı, Kazım Aksoy, Yasin trafiğini fiziki ve teknik takipte görüntülemiştik, ama paraları nerde Topçu, Mehmet Akif Üner, Hüseyin Korkmaz, Savaş Akyol; sakladıklarını bilmiyorduk. Yine de bastığımız evlerden külliyetli müdüründen polisine kadar tecrübeli, çalışkan ve dürüst miktarda para çıkacağını tahmin ediyordum. insanlardı. Teknikten dinleme yapan 78 memur ve soruları “Bakan bunu durdurabilir” kaygınız yok muydu? hazırlayan 45 kişi biliyordu. Benim kâtibim biliyordu. Yani KARA Sabah erken saatte bir operasyon yaptığınız zaman toplasanız 20 kişiyi geçmez. durdurması biraz zordur. Başladığınız anda operasyonu Eşiniz, aileniz biliyor muydu? yapmışsınızdır. Ortasında “Ben operasyonu yaptırmıyorum” KARA Hiçbirine söylemedim. O gün operasyon yapılıp da demek biraz zordur. Onlar da baskın sırasında bir durum medyada ismim çıkınca akşam eşim kızdı, anlatmadığım için… muhakemesi yapıyorlar. Sonra ortaya çıkan veriler öyle gösteriyor. Çocuklar da okuldaki arkadaşlarından duymuşlar. “Oooo baba, En fazla ertesi gün durdurabilirler, ama biz o sırada aramaları ünlü olmuşsun” dediler. tamamlamış, gözaltıları yapmış, delilleri almış oluruz. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın da bilmiyormuş. Burada asıl karşı operasyonu savcıyı ve müdürleri değiştirerek KARA Operasyonu yapan polis şefleri ona söylemiyorlar, yapabilirlerdi. Müdür değiştirmek kolaydı; onu yaptılar. çünkü söylerlerse bakana iletmek zorunda kalacağını biliyorlar. Celal Kara radı” diyor. Gerçekten de bankanın kasasına girmesi gereken para, “komisyon” adı altında şahısların cebine rüşvet olarak gidiyor. Uluslararası arenada da ambargoyu delmek için devlet görevlilerinin böyle yakışık almayacak metotlar kullanması da ülkenin itibarını zedeliyor. Rıza Sarraf mı bakanları buluyor, yoksa devlet böyle bir kararı uygulamak için Sarraf’ı mı tercih ediyor? KARA Bizim elimizde Sarraf’ın Zafer Çağlayan’la nasıl ve kimin aracılığıyla tanıştığına dair bir bilgi yok. Ama bildiğimiz, Sarraf’ı Egemen Bağış’a Zafer Çağlayan götürüyor. Muammer Güler’i ise İstanbul’da “30 yıllık dostum” dediği Berber Yaşar tanıştırıyor. Sarraf, bakanla görüşmesinin ayrıntılarını Berber Yaşar’a aktarırken dinlemeye takılıyor. Sarraf’ın Güler’den beklentisi ne? Ambargo nedeniyle İranlılara bankacılık işlemlerinde kırmızı alarm var. Bundan sıyrılmak için başka ülke vatandaşlığına giriyorlar. Sarraf ve ailesi de TC vatandaşı olmak istiyor. Hem bunun için, hem koruma talepleri için İçişleri Bakanı ile tanışmak çok önemli… İzleme sürecinde devlet katından müdahale olmadı mı? KARA Olmadı, olamaz da zaten… Soruşturma gizli yürütülüyor. Biz de kollukla uyum içinde çalışıyoruz. Onların işi daha zor… Amirlerine karşı bir operasyon hazırlığındalar sonuçta... KARA Hem zor, hem kolay... Sığınacakları bir yer var: “Savcının emrini yerine getiriyoruz” derler. Onlar talepte bulunsa bile biz onay vermeden yapmalarına imkân yok. Biz de mahkeme kararı gerektiren konularda mahkeme kararı alarak yapabiliyoruz. Mahkemeden karar çıkartmakta zorluk yaşadınız mı? KARA Orda hiç sorun çıkmadı. Takip talebinin altını dolduracak delil ve bulgular, talebin altına ekleniyordu. Yani “Fiziki takipte bunu görüntüledik” veya “Teknik takipte bunların da dinlenmesi gerekiyor” diye... Hiçbir talebimiz reddedilmedi. 32 mahkemeden ortalama 2 3’er karar alsanız, düşünün kaç sefer verilmiş. Bunların bir de uzatmaları var. Herbirinde yeniden incelenmiş. Hiçbirinden ret kararı çıkmamış. l NEDEN 17 ARALIK’TA YAPILDI? ‘Ya şimdi, ya asla!’ Üçüncüsü, biz bu soruşturmayı kollukla yürütüyorduk. İçişleri Bakanı, şüpheleri artınca şube müdürlerini değiştirecekti. Ne varsa onlardan öğrenecekti. Organize ve mali şube müdürleri görevden alınacaklarını 17 Aralık’a birkaç gün kala öğrendiler. “Bizi alacaklarına dair ciddi duyumlar geliyor. Yerimize gelecek isimler bile belli… En fazla birkaç günümüz kaldı. Şimdi yaptık yaptık, yapamazsak bir daha hiçbir zaman yapılamaz” dediler. Operasyonu 23 gün farkla kurtarabildik. Yani, “48 saat içinde yaptık yaptık, yoksa kapanır bu dosya” diye mi düşündünüz? KARA Evet. Nitekim soruşturmadan haberdar olsalar neler yapacakları, sonradan yaptıklarından da görüldü. 23 gün daha beklesek, soruşturmayı yürüten şube müdürleri görevden alınmış olacaktı. Yeni gelen polisler, talimatları yerine getirmeyecekti. Her şey deşifre olacaktı. Kaçanlar kaçacaktı. Yapamayacaktık. O yüzden “Hemen yapalım” kararı verdik. Müdürler bana, “Operasyon başladıktan sonraki 12 saat içinde bizi görevden alırlar” demişlerdi. Yanılmışlar. 15 saat sürdü alınmaları… O gece 2 gibi alındılar. Operasyona başladığınızda seçime 3.5 ay kalmıştı. Bunun siyasi tartışma yaratacağı belliydi. Niye o tarihi seçtiniz? CELAL KARA Hukukçu, soruşturmanın zamanıyla da ilgilenmez. Bizi şartlar o zamanda yapmaya zorladı: Birincisi bütün deliller toplanmıştı; daha fazla beklememizi gerektiren bir durum yoktu. Takibi kestiğimiz tarihle operasyona başlayacağımız gün arasında soruşturmayı tamamlamak için 3540 gün gibi bir süremiz vardı. İkincisi, soruşturmadan şüpheleniyorlar, ama bir türlü deşifre edemiyorlardı. Barış Güler, kendisi hakkında soruşturma olup olmadığını birilerine sorduruyordu. İstihbarat şube müdürü, suç olduğu halde “Soruşturma var mı” diye hem sözlü, hem yazılı olarak soruyordu. İçişleri Bakanı’nın ciddi girişimleri vardı. YARIN OPERASYON GÜNÜ ARAYAN BAKAN VE ENGELLEME ÇABALARI C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle