28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 OCAK 2015 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sivil Toplum Kuruluşları ve gazetecilerden ‘ifade özgürlüğü için’ anlamlı hareket 7 Destek için Cumhuriyet satacaklar İstanbul Haber Servisi Charlie Hebdo seçkisini yayımlamamız üzerine gazetemiz, hükümet yetkililerinin de katıldığı bir saldırı kampanyasıyla karşı karşıya kaldı. Hükümete yakın medya organlarında açıkça hedef gösterildi. Ancak bu süreçte, ifade özgürlüğü ve demokrasiye inanan çok sayıda okur ve aydınlar gazetemize yönelik saldırılara kalkan olarak, yalnız olmadığımızı hissetmemizi sağladılar. Gazete bayileri Cumhuriyet sattıkları için tehdit edilirken bir grup sivil toplum örgütü temsilcisi ve gazeteciler bugün saat 13.00’te İstiklal Caddesi’ne Cumhuriyet gazetesi satacak. Eyleme öncülük eden mimar Mücella Yapıcı, “Kendi adıma, bireysel olarak aldığım bir karardı. Daha sonra da Can Atalay ile konuştuk. Nedeni ise çok net ve çok açık. Basın ve ifade özgürlüğü karşısında iktidarın söylemi, adeta ‘gelin saldırın’ demekti. Bir aydın olarak bu söyleme tavır koymam gerektiğine inanıyorum” dedi. Türkiye’de baskının sadece basına yönelik olmadığını, evrensel bir hak olan kendini ifade hakkının da insanların elinden alınmak istendiğini vurgulayan Yapıcı, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinden başlayarak, düşünce özgürlüğü kapsamında olan en barışçıl eylemlerde bile ciddi oranda şiddetin kullanıldığını anımsattı. TBMM’de görüşülen, bazı maddeleri kabul edilmiş olan iç güvenlik paketine de dikkat çeken Yapıcı, şöyle konuştu: “Taksim’den başlayarak, insanların en demokratik hakları olan, kendini ifade etme hakkına karşı korku ve şiddet yaygınlaştırılmaya başladı. İnsanlar artık en temel haklarını savunmaktan korkar oldular. Bu noktada, herkesin değerleri kutsaldır, özeldir ama özellikle basına yönelik tehdit içeren, terör haraketlerini mazur gösterecek üst düzey açıklamalar hepimizi, geleceğimizi çok yakından ilgilendiriyor. Aydın olarak Türkiye’de yaşayan bir kadın olarak bu baskıların geleceğimizi ipotek altına almakta olduğunu düşünüyorum. Korku imparatorluğunun içine sokulmak isteniyoruz. Terörü destekleyen, hangi görüşten olursa olsun, cinayetleri özendiren açıklamalar beni çok rahatsız etti.” Avukat Can Atalay ise “Cumhuriyet’e yönelik saldırılar, gazetenin devlet eliyle, bizzat Başbakan’ın ağzından hedef gösterilmesi üzerine, basın ve ifade özgürlüğünün savunulması için bu eylemi yapma kararı aldık. Basına yönelik saldırılar karşısında, demokratik kitle örgütlerini, siyasi partileri ve tüm yurttaşları da tutum almaya çağırıyoruz” dedi. Sansürlü Bir Gazetecilik Hikâyesi Almanya’nın batı sınırındaki havaalanı Düsseldorf’tan Türkiye’ye uçuyorsanız kapitalizmin gelişmişlik düzeyi epeyce yüksek bir ülkesinden yoksulluğa, azgelişmişliğe, fanatizmin kolayca kendine yer bulduğu, hızla serpilip geliştiği güneye ve doğuya doğru gidiyorsunuz demektir. Gittiğiniz yerde özgürlüğün tanımı farklıdır. Oralarda özgürlük fikrinin önünde devlet, nasıl oluyorsa devletin dini ve daha pek çok engel vardır. Yine de sevdiğiniz insanlara, içinde kendinizi pek rahat hissettiğiniz coğrafyaya aitsinizdir. Uçaktan indiğinizde sizi karşılayan hava sanki başka bir gökyüzünün altındaymışsınız gibi farklı ve hoş gelir size. HHH Batı’daki ülkede sıkıcı, monoton bir hayatın bunalttığı kişisiniz siz. Sömürüde en yeni teknikleri elma şekeri tadında size sunan sistemin aç bırakmayan ama ondurmayan, kaçacak delik bırakmayan tutuklusu olmaya da alışamadınız gitti. İndiğiniz havaalanının transit salonunda geldiğiniz ülkelere doğru giden, herhangi bir Ortadoğu ülkesinden yola çıkmış uzun sakallı ya da yüzünü peçeyle gizlemiş ürkütücü bir yolcunun varlığı da tedirgin edecektir sizi. Bir başka zamanda pasaport polisinde sıkıntı çeken ve yardım ettiğiniz birine benziyor da olabilir. Nereye gittiğini, nerede yaşadığını bilmiyorsunuz. HHH O, transit salonundan Paris’e giden bir uçağa bindi. Orada arkadaşlarıyla buluştu. Onlara Yemen’de daha sonra kim olduklarını gururla açıklayan birilerinden haberler getirdi. Gittiler, büyük bir soğukkanlılıkla kutsallarıyla alay ettiğine inandıkları bir mizah dergisinin çalışanlarını, karikatürist ve yazarlarını taradılar. Ölüm havada bir cehennem çığlığı gibi dolaştı. Sonra kendi ölümlerine doğru yola çıktılar. Transit salonundan Paris’e uçan ise benzer yollardan geri dönmeyi başardı. HHH Dünyayı şoke eden saldırının hikâyesinin bir bölümü muhtemelen böyledir. Ama bir başka bölümü daha var. Dünyanın pek çok ülkesinde Paris katliamı kınandı; milyonlar sokağa çıktı. Türkiye’nin Başbakanı da oradaydı; diğer ülke liderleriyle birlikte o da katliamı lanetledi ve döndü ülkesine. Katliamı lanetleyenler arasında meslektaşlarının öldürülmesinden derin bir acı çeken ve epey bir zamandır da mesleklerini huzur içinde yapamayan gazeteciler vardı. Öldürülen gazetecileri anmak ve daha önemlisi onları katleden fanatizme karşı olduklarını göstermek istediler. Bu işi kolayca yapamadılar; yüreklerinde korkunun, “güvercin tedirginliğinin”, sansürün, ellerini tutsak alan otosansürün elverdiği kadarıyla yapabildiler ancak. HHH Kuzeyden güneye ve doğuya, sıkıntılı bir hayattan özgürlüğün önünde devletin, köktendinciliğin, fanatizmin, daha pek çok engelin bulunduğu ülkesine dönen eski gazeteci, arkadaşlarından sansürlü de olsa dayanışmayı deneyen gazetenin dağıtımının engellenmek istendiğini öğrendi. Uçakta pek çok benzerini gördüğü uzun sakallı adamların polis barikatlarının hemen arkasında ellerinde Arapça yazılar bulunan yeşil bir bayrağı salladıklarını gördü. Ellerindeki pankartlarda ise Paris’te katliamı gerçekleştirenleri öven, yücelten sözler vardı. Bu kadarı normal diye düşündü kuzeyden güneye ve doğuya, kendi huzuruna uçmuş olan arkadaş. HHH Normal olmayan Paris’ten dönen ve hemen ardından Brüksel’e uçan Başbakan’ın havaalanında ve uçakta söyledikleriydi. Gazetenin yayımladığı ekin vatandaşları tahrik ettiğini söylüyordu. Gazetenin dağıtımının kısa bir süre (1 saatcik) durdurulmasının her ne demekse “önleyici tedbir” olduğunu savunuyordu. Yasalarda olmayanı savunuyordu aslında. İçişleri Bakanı ise “Baktık bir şey bulamadık, bıraktık” demeyi tercih etmişti. Bir şey bulamamışlardı ama savcı o bulunamayan bir şey için soruşturma açmakta gecikmedi. HHH Bu arada Başbakan, Brüksel’de Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda eleştirilerini dile getiren Batılı politikacıları nasıl püskürttüğünü de anlatıyordu uçakta: Kimse yazdığı çizdiği için yargılanmıyor, gözaltına alınmıyor, tutuklanmıyordu. Tutuklananlar gazetecilikten değil başka suçlardan içerdeydiler. Ne güzel olurdu doğru olsaydı bu sözler. Daha Başbakan yere inmeden gazeteci Sedef Kabaş 140 vuruşla sınırlı birkaç tweet nedeniyle 5 yıl hapsinin istendiğini öğrenmişti. Hikmet Çetinkaya ile Ceyda Karan ise ifade vermeye hazırlanıyorlardı. Düsseldorf’tan gelen arkadaş sansürlü, otosansürlü dünyalarında her türlü sıkıntı ve tehdit altında gazetecilik yapmaya çalışan arkadaşlarını geride bıraktı, sisli, puslu, bulutlu ülkeye geri döndü. Başbakan yine çarpıttı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Başbakan Ahmet Davutoğlu, ifade özgürlüğüne sahip çıkmak amacıyla Charlie Hebdo dergisinin son sayısından bir seçki yayımlayan gazetemizi ve buna destek çıkanları, AKP Aydın İl Kongresi’ndeki konuşmasıyla hedef göstermeye devam etti. Davutoğlu, Hz. Muhammet’e hakaret edildiği yönündeki savlarını burada da yineleyerek, “Hazreti peygamberin onuru, bütün bir insanlığın onurudur. O âlemlere rahmettir. Hiçbir şekilde taviz de vermeyiz, sessiz de kalmayız. Maalesef o efelerin, istiklal aşkı ile yola çıkan o efelerin manevi geçmişine hakaret edercesine o karikatürler yayınlandı ve buna kim sahip çıktı, CHP sahip çıktı. Bizim prensibimiz bellidir şiddete ve teröre karşı çıkarız ama hakarete göz yummayız. Hazreti peygamberin ve onun eshabının onurunu korumak için de her yerde sesimizi yükseltiriz ve yükselteceğiz” dedi. Öte yandan Türkiye Gençlik Birliği üyesi bir grup, Davutoğlu’nu protesto amacıyla kent girişindeki bir üstgeçide, “Aydın’da Efe, Paris’te bebe” yazılı pankart astı. Polis pankartı indirirken Ümit Arslan, Barış Çakır ve Okan Vardarlı olay yerinde, TGB İl Sekreteri Aykut Güler ise kent merkezinde gözaltına alındı. TGB Aydın İl Başkanı Uğur Aykaç, “Fransa’da ezik duran Başbakan’ın Aydın’da efe olmasını eleştiren arkadaşlarımız gözaltına alındı” dedi. CUMOK: ARKANIZDAYIZ Cumhuriyet’e her çevreden gelen desteklere dün Cumhuriyet Okurları (CUMOK) da eklendi. Gazetemizin Ankara bürosunu ziyaret eden okurlar, “Tavrınızın arkasındayız, bizi öldürmeden size zarar veremezler, korkmadan mücadeleye devam edin” ifadeleriyle gazete ve çalışanlarına destek verdi. Okurlarımız, “Cumhuriyet ‘Charlie Hebdo’ yayınıyla her zamanki gibi önder gazetecilik görevini yerine getirmiştir” denildi. ‘Aydın’da efe, Paris’te bebe’ l TBMM Başkanı Cemil Çiçek ‘Özgürlük korunmalı’ İstanbul Haber Servisi TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Terör, önüne ve arkasına hiçbir sıfat getirmeye çalışmadan hepimizin şiddetle kınamak durumunda olduğu, insanlığa karşı bir suçtur” dedi. Paris saldırılarının ardından tüm Müslümanları töhmet altında bırakacak açıklamaların kabul edilemeyeceğini ifade eden Çiçek, bunun terörle mücadeleye ve barışa katkıda bulunamayacağını kaydetti. İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkeleri Parlamento Birliği 10. Konferansı kapsamında düzenlenen 33. İcra Komitesi Toplantısı yapıldı. Toplantının açılışında konuşan Çiçek, dünyanın çeşitli bölgelerinde bir yandan vahşi terörist saldırılar, diğer yandan yabancı düşmanı ve İslamofobik eylemlerle dinler, medeniyetler ve mezhepler arasında adeta çatışma yaratılmasının amaçlandığını söyledi. Çiçek, bu büyük tehlikeye karşı herkesin ortak akıl ve sağduyu ile hareket etmesinin büyük önem taşıdığını belirtti. Terör belasının tüm insanlığı tehdit ettiğini ifade eden Çiçek, “Geçtiğimiz haftalarda Paris’te meydana gelenlerle Suriye, Irak, Lübnan, Yemen, Nijerya veya başka İslam ülkelerinde ve çok sayıda masum insanların hayatlarına kasteden tüm terörist saldırıları, terörün her türünden çekmiş ve terörist saldırılara 40 bine yakın kurban vermiş bir milletin ferdi olarak şiddetle kınıyorum. Terör, önüne ve arkasına hiçbir sıfat getirmeye çalışmadan hepimizin şiddetle kınamak durumunda olduğu, insanlığa karşı bir suçtur” dedi. Uluslararası toplumun nedeni ne olursa olsun terör konusundaki çifte standardını bir tarafa bırakması gerektiğini dile getiren Çiçek, “Son dönemde, Suriye ve Irak’ta ortaya çıkan DEAŞ terör örgütü, bölgemizde istikrar ve güvenliğe yönelik en büyük tehdit haline gelmiştir. Bölgenin daha da geniş bir mezhep çatışmasına sürüklenmesinden kaygı duymaktayız” dedi. Teröristlerin isimlerinden kullandıkları simgelerden ve söylemlerinden hareketle bir dinin mensuplarının suçlanamayacağını vurgulayan Çiçek, kamuoylarına hitap eden siyasetçi, aydın, bilim ve din adamlarıyla basın mensuplarının söylem ve eylemlerinde çok dikkatli davranmaları, herhangi bir dinin mensuplarını töhmet altında bırakacak açıklamalardan kaçınmaları gerektiğini belirtti. Çiçek, “Hepimiz biliyoruz ki insanlık tarihi bir bakıma özgürlüklerin elde edilmesi için verilen mücadelelerin tarihidir. Özgürlükler esastır ve muhakkak korunmalıdır. Özgürlüklerin, sorumluluk duygusuyla kullanılması, başka hak ve özgürlükleri tehlikeye sokmaması, aşağılamaması ve incitmemesi de esastır” dedi. İstanbul Haber Servi si Cumhuriyet ’in Charlie Hebdo’nun seçkilerinden oluşan karikatürleri yayımlamasının ardından gazetemize yönelik tehditlere karşı destek büyüyor. CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, Komünist Parti Merkez Komite Üyesi Aydemir Güler ile partililer Sunay Gedik, Hande Gündoğdu, yazar Yalçın Bayer, İstanbul Gerçeği gazetesi sahibi İmambakır Üküş, işadamı Kamber Doğan, İBB CHP Grup Başkanvekili Ertuğrul Gülsever, CHP İstanbul milletvekili aday adayı Hülya Güntaş dün gazetemizin Şişli’deki binasına geldi. Yurt Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak, Yazıişleri Müdürü Çağlar Tekin, editörler Başak Günsever, Nazan Özcan gazetemize destek ziyaretinde bulunarak genel yayın yönetmenimiz Utku Çakırözer ve yazarımız Hikmet Çetinkaya ile görüştü. Aydemir Güler, “Mesele bir ziyaret değil, hep beraber Aydınlanma direnişini örgütleyebilmemiz” dedi. ‘Kâğıt üzerinde demokrasi’ zel, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, Kadıköy Kent Konseyi Hukuk Grubu, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 68’liler Vakfı adına Sönmez Targan, gazeteci Nazmi Bilgin. l Eski CHP Genel Başkanı, gazeteci Altan Öymen, gazetemizi ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, Erdoğan ve Davutoğlu’nun yaptığı açıklamalarla anayasanın 138. maddesini açıkça çiğnediğini söyledi. Hem Cumhurbaşkanı, hem Başbakan’ın demeçleri Cumhuriyet gazetesini suçlu göstermek fiilini işlediklerini gösteriyor. Yani hâkimlere ve savcılara telkinlerde bulunmuş oluyorlar” dedi. Öymen, bu açıklamaların hemen arkasından Cumhuriyet gazetesi yazarları Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan hakkında soruşturma kararının alındığını anımsatarak, “Bu konu, Meclis’te ele alınmalıdır. Başbakan hakkında gensoru önergesi de verilebilir, soruşturma önergesi de verilebilir. Türkiye’de mahkemelerin bağımsızlığı ilkesi büyük ölçüde zedelenmiştir” diye konuştu. zgürlüklerin temsilcisi’ ‘Ö ‘Özgürlük esastır’ CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ise Amasya’da düzenlediği basın toplantısında gazetemize yönelik saldırıları kınadı. Yüceer, “Birileri Cumhuriyet’i inançlara karşıymış gibi gösterme çabası içinde ve AKP hükümeti de bu durumdan, yaşanan olaylardan siyasi nemalanma peşinde” dedi. Çukurova Gazeteciler Cemiyeti mesajında Cumhuriyet’in dağıtımının engellenmek istenmesinin sansür girişimi olduğunu söyledi. Adana Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mustafa Çinkılıç da, “Cumhuriyet kiyüzlülük’ dün olduğu gibi bugün de bu CHP İstanbul Milletvekili İhözgürlüklerin temsilcisi” desan Özkes ise Cumhuriyet gadi. Adana Barosu İnsan Hakları zetesini eleştiren CumhurbaşKomisyonu Üyesi Ruhi HallakanTayyip Erdoğan, Başbakan çoğlu, da destek mesajı gönAhmet Davutoğlu ve AKP’lilere derdi. Eski Seyhan Belediyesi tepki göstererek, şunları söyleKültür Müdürü Mahmut Buldi: “Emekli bir müftü olarak ca da, “İnsan hak ve düşünhiçbir dinin peygamberinin, ce özgürlüğünü savunan gainananların incitilmemesi gel Yargıçlar Sendikası ve YARSAV üyeleri de önceki gün gazetemiz Cumhuriyet’i, görev rektiğini söylerim. Ama burazetemizi ziyaret ederek desteklerini iletti. Yargıçlar Sendikası bilincini cesaretle yerine geda çifte standart, ikiyüzlülük, Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, “Fransa’da gösterilen o detirmesini takdirle karşıladım” dini tabirle de münafıklık var. mokrasi sadece gösterişte kalıyor” dedi. YARSAV Başkanı Mudedi. Roboski Derneği BaşkaEski bir bakan ‘Bu Bakara iyi rat Arslan da, “Türkiye her geçen gün totaliter rejime gidiyor. nı Veli Encü de gazetemizi aramakara’,‘Oğlum ben her cuma bir Bunların sözlüğünde ifade ve basın özgürlüğü diye bir kavram yarak destek mesajlarını iletti. tane ayet sallıyorum’ gibi sözler yok. Kâğıt üzerinde bizim ülkemizi demokratik bir hukuk devleti Sınır Tanımayan Gazeteciler söyledi. Neden hiçbir AKP’li ya olarak görebilirler. Türkiye sultanlık yoluna sapalı çok oldu ama (RSF) örgütü Charlie Hebdo derda Cumhurbaşkanı ve Başbabunlara karşı direnen her zaman olmuştur, olacaktır” dedi. gisine destek verdikleri için birkan tepki göstermedi. Aklıseçok medyanın şiddet ve sansülim olan bir Müslüman sorar. gelenleri düşünce ve ifade özgürlüğünü rün hedefi olmasına tepki gös‘Cumhuriyet’e söz edenler kendilerinden bir tahrik öğesi olarak yorumlayan siyatererek “Yıldırma eylemlerini kınamakla dine dil uzatanlara bir şey demez mi?’ Büsetçileri protesto ediyoruz” açıklamasıbirlikte devletleri, gazetecileri korumak tün mesele din üzerinden siyaset yapanı yaptı. Sol Haber Portalı Genel Yayın Yöiçin mümkün olan tüm çabayı gösterrak, iktidarlarını pekiştirmek istemeleri.” netmeni Yiğit Günay da gazatemize desmeye çağırıyoruz” açıklaması yaptı. İngilGazetemize mesaj gönderen Türk Hukuk tek mesajı iletti. Gazetemizi arayarak destere’deki ADD de gazetemize destek meKurumu Başkanı Sabih Kanadoğlu ise Cumtek verenlerden bazılarının isimleri ise şöyle: sajı yolladı. Öte yandan gazetemiz önüne huriyet gazetesinin dağıtımının engellenme CHP milletvekilleri Gülsüm Bilgehan, Diakşam saatlerinde gelen 60 kişilik bir grup girişiminin anayasaya ve Basın Kanunu’na lek Akagün Yılmaz, İhsan Özkes, Gülse“Burası Türkiye Fransa değil” ve “Peyaykırı olduğunu, sansür niteliği taşıdığını ren Onanç, Namık Havutça, Turhan Tagambere uzanan eller kırılsın” sloganlasöyledi. Kadın Araştırmaları Derneği Başyan, Rıza Türmen, Akif Hamzaçebi, Gülrını attı. Polis bariyerlerini zorlayan grup, bir kanı Prof. Dr. Necla Arat ise, “Bu baskıları yapanları destekleyenleri, görmezden dal Mumcu, HDP milletvekili Levent Tüsüre sonra dağıldı. ‘İ Hz. MuHaMMet’İN ReSMeDİLMeSİ taRtışMaSıNa faRkLı bİR İLaHİyatçı bakışı: Resim yasağı dinin hükmü değil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kelam Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün, İran kültüründe Hz. Muhammet’e ait resimlerin bulunduğu, Selçuklularda da yüz hatlarının gösterilmemesi koşuluyla çizilebildiği bilgisini verdi. Yasağı İslamın başlangıcında anlamanın mümkün olduğunu belirten Düzgün, “İlerleyen süreçte gözden geçirilmesi gerekirdi. Ama İslam âlimleri resmetmenin yasaklığını delmek istemediler. Kültürel ve zamansal bir yasak olarak algılamak gerekir. Dinin bir hükmü olarak gösterilmemesi gerekir” dedi. Düzgün, Hz. Muhammet’e ilişkin karikatür tartışmalarına farklı bir tezle yaklaştı. İran geleneğinde resim yasağının bulunmadığını belirten Düzgün, “Hz. Peygamber’e, halifelere ait resimlere rastlanabiliyor” dedi. Kuranıkerim’de böyle bir yasağın “asla” olmadığını dile getiren Düzgün, “Bunu toplumların, kültürlerin çıkardığı bir yasak olarak algılamak lazım. İlk zamanlarda, puta tapıcılık başka bir anlamıyla şirk, tevhid inancının en büyük düşmanı olarak algılandı. İslam âlimlerinin bir kısmı da tedbiren, tevhidi riske atmamak için katı davrandılar. Bunu İslamın başlangıcında anlamak mümkün. İlerleyen süreçte; ilmin, felsefenin geliştiği dönemlerde bunların yasak olduklarına dair kararların gözden geçirilmesi gerekirdi. Ama İslam âlimleri resmetmenin yasaklığını delmek istemediler” dedi. Selçuklularda peygamberin resmedildiği bilgisini veren Düzgün, “Figür çiziliyor. Ama yüzü beyaza boyanıyor, yüz hatları gösterilmiyordu” diye konuştu. Hz. Peygamber’i resmetme yasağının “kültürel ve zamansal bir yasak olarak algılanması, dinin bir hükmü olarak gösterilmemesi gerektiği”ni belirten Düzgün, “İslam resime, müziğe yasak koydu, estetik değerlere savaş açtı gibi bir algı yaratmamak lazım” dedi. Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ / SERKAN YILDIZ l Hedef göstermeye devam etti Gazetemize pek çok kesimden destek mesajı yağıyor Sayısal Loto çekildi ANKARA(AA) Sayısal Loto çekilişinde kazanan numaralar 2, 19, 30, 39, 42 ve 49 olarak belirlenirken 6 bilen bir kişi, 1 milyon 551 bin 122 lira 15 kuruş ikramiye kazandı. 5 bilenler 3 bin 608 lira, 4 bilenler 54 lira, 3 bilenler ise sekizer lira ikramiye alacak. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle