27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 OCAK 2015 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr 13 Charlie protestoları sırasında Nijer’de 4 kişi öldü, kiliseler yakıldı; ABD: İfade özgürlüğü evrensel hak Mizaha öfke can alıyor Dış Haberler Servisi Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo’nun uğradığı katliam sonrası ilk sayısında Hz. Muhammet’i kapağa taşımasının Afrika’dan Asya’ya Müslüman ülkelerde protesto edilmesi, Nijer ve Pakistan’daki protestolarda kan dökülmesi üzerine Paris ve Washington ifade özgürlüğünü savundu. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, “Önemli bir değer olarak sadık oldukları ifade özgürlüğünü savunmaya devam edeceklerini” söyledi. Pakistan, Senegal ve Moritanya’da Fransız bayrağını yakanların ise cezalandırılmalarını isteyen Hollande, “Bazı ülkeler uzun zamandır yoksun kaldıkları için ifade özgürlüğünün ne olduğunu anlamıyor. Ama bizim onları terörle mücadelelerinde desteklediğimizi unutmalılar” diye konuştu. ABD Dışişleri sözcüsü Jeffrey Rathke de şiddetten uzuk durulması, hukukun üstünlüğüne saygı duyulması çağrısı yaparken şunları söyledi: “Bazıları ne kadar hakaretengiz bulsa de meşru biçimde yapılmış gazeteciliğe karşı hiçbir şiddet eylemi haklı gösterilemez. Bence bu önemli bir başlangıç noktası. Medya kuruluşlarının yayımladığı enformasyon genelde tartışma çıkarmaya yöneliktir. İçeriğin içindeki belli hükümler veya unsurlarla her zaman hemfikir olmasak da, enformasyon yayımlama hakkı temel haklar(AFP) Bu da ‘Ağzı Açık Böreği’ Tarifi... O değil de… Kabaş’ın “tweet”ine dahi beş yıl hapis isteniyor… Ve böyle bir ülkede, “ifade özgürlüklerinin” ağır baskı, tehdit altında olduğunu, devletin zirvesi kabul etmiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Türkiye basının en özgür olduğu ülkedir!” cümlesini kurabiliyor. Davutoğlu, tıpkı selefinin yaptığı gibi, milletler camiasının başdöndürücü başarımızı çekemediği için birtakım algı operasyonlarına başvurduğunu iddia ediyor. “Baskı mı? Ne baskısı? Hiç fol yok, yumurta yokken bize iftira atıyorlar”a getiriyor. Ha tabii bir de paralel lobiciler var. Paralel lobiciler gidiyorlar, Avrupa Parlamentolarında lobi yapıyorlar, Türkiye’nin basın ve ifade özgürlüğü karnesini karalayan zehir zemberek raporlar, kararlar çıkartıyorlar. Elemtere fiş, kem gözlere şiş bu uğursuz faaliyetler ve de aslı astarı olmayan hınzır iftira operasyonları sadece Avrupa medyası ve parlamenter çevrelere uzanmıyor; AB ülkelerinin en tepe katmanlarına dek erişiyor ve etkili oluyor… Nijer’de iki günde en az 11 kilise yakıldı. Somali’de kadınlar “Ben Müslümanım” yazılarıyla yürüdü. dan biridir, bizce evrensel bir haktır.” 2012’de ise Charlie Hebdo’nun mahkemelik olan karikatürlerine Fransız yargısının yayım izni vermesini, Beyaz Saray, “Müslüman ülkelerde gerilimi tırmandıracağı” gerekçesiyle eleştirmişti. Nijer’de önceki gün ikinci büyük kent Zinder’de Charlie Hebdo’ya karşı sokağa dökülenlerin silahlarını konuşturması sonucu 4 kişi öldü, 45 kişi yaralandı, 3 kilise ile Fransız kültür merkezi de ateşe verildi. Dün başkent Niamey’de cami önünde protesto düzenleyen 1000 gence polis müdaha le etse de 8 kilise, Hıristiyanlara ait işyerleri, barlar ve Fransız şirketleri yakılıp yıkıldı. Fransa Büyükelçiliği vatandaşlarına sokağa çıkmama uyarısı yaptı. Rusya’nın İnguşetya bölgesinde de 15 bin kişi sokağa döküldü. Önceki gün cuma namazı sonrası Pakistan’ın pek çok kentinde protestolar düzenlenirken Karaçi’de Fransız konsolosluğuna yürüyen ve polisle çatışan Cemaati İslami üyelerinin silaha sarılması sonucu 3 kişi yaralandı. Bunlardan biri olan ve sırtından giren kurşun akciğerini delerek göğsünden çıkan AFP fotomuhabiri Asıf Hasan’ın ameliyat sonrası durumu iyi. İran’da gazete kapatıldı İran’da Merdomi İmruz gazetesi Charle Hebdo’ya destek veren aktör George Clooney’nin Altın Küre ödülünü almasının fotoğrafını basıp “Clooney: Ben Charlie’yim” manşeti atmasının ardından kapatıldı. Kararı veren kültürmedya mahkemesindeki yargıçların manşeti “hakaretengiz, ahlaka aykırı” buldukları belirtildi. Bir aydır yayımlanan gazete, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye yakın çizgide. Hollande’ı Renzi izledi Bu sebeple Hollande Paris yürüyüşünde örneğin, dünyanın gözleri önünde hemen ilk sıradaki devlet, hükümet başkanlarını, samimiyetle kucaklayıp öperken; T.C. Başbakanı’nı soğuk bir selamlamayla yetindi. Ağır iftira yüzünden(!) “özgürlük ve basın düşmanı” yaftası yiyen Başbakanımıza canlı yayınlar önünde açıkça tavır koydu. Yetmedi… Yürüyüşten iki gün sonra bir TV programında.. bu kez Renzi; milyonların önünde “Davutoğlu’nun orada, bir basın özgürlüğüyle dayanışma ve destek yürüyüşünde ne işi vardı?” manasına gelen laflar söyledi. Yürüyüşün yapıldığı geçen pazardan bu yana gerçekte Türkiye’de herkesin sorguladığı yaman çelişkiye parmak bastı. Başbakan, dünya tarafından önüne çıkarılan acı tabloya/aynaya bakmak yerine, atarlanıp.. muhataplarına kızıyor. Bir “tweet”e “beş yıl hapis” istenen bir ülke yönetiminde değilmiş gibi, “yorum yapmak cüretini kendinde bulan” İtalya Başbakanı’ndan afra tafrayla açıklama istiyor! Bizzat bu tavrın zaten özgürlükle bağdaşmadığını ve özgürlük karşıtı konumunu, özgürlük düşmanı imajını güçlendirdiğini fark etmiyor. Fark etse dahi aldırmıyor… Paris’e gidiyor… “Ben Charlie’yimcilerin” yürüyüşünde açıkça dışlandığı halde, pişkin gülümsemesini bozmadan.. dünya liderleriyle kol kola girip yürüyor. Türkiye’ye dönüyor… “Ben Charlie’yim”e dayanışma vermeyi amaçlayan gazeteyi hedefe koyuyor. Bu kertede vahşi bir kuralsızlık, ilkesizlik, derin çelişkiler yumağı ve “göz göre göre lades”ler, “yerseniz!”ler üzerine ne söylenebilir ki… n Türkiye ve Rusya’da çok konuşulan Paris saldırılarının Batı istihbaratının işi olduğuna dair komplo teorilerine Fransa’nın aşırı sağcı partisi Ulusal Cephe’nin kurucusu JeanMarie Le Pen de katıldı. Charlie Hebdo katliamının ardında ABD ve İsrail gizli servislerinin bulunabileceğini söyledi. Saldırının amacının Batı ile İslam arasında savaş çıkarmak olduğunu savunan Le Pen, “Fransız yetkililerin düzenlediğini sanmıyorum ama bunun işlenmesine izin verdiler. Şimdilik sadece bir varsayım” dedi. Charlie Hebdo failleri Kouachi kardeşlerin çaldıkları arabada kimlik bırakmasını tezine kanıt olarak gösteren aşırı sağcı lider, 11 Eylül saldırılarında, uçakları kaçıran saldırganlardan birinin pasaportunun da ikiz kulelerinin zemininde bulunduğunu hatırlattı. Le Pen’e göre de Batı komplosu Belçika hücresi Yunanistan Fransa’daki terör saldırıları sonrası Fransa, Belçika ve ve Türkiye’ye uzandı Almanya’da (REUTERS) 20’den fazla kişinin gözaltına alınmasının ardından, gözler Yunanistan ve Türkiye’ye çevrildi. Belçika basını hücrenin beyni olan 27 yaşındaki Fas asıllı cihatçı Abdülhamid Abaud’un arandığını, Suriye’de IŞİD için savaşmış Abaud’un şu anda Yunanistan’da bulunduğunu, Yunanistan ile Türkiye’deki uyuyan hücrelere saldırı emri verebileceğini yazdı. Dün Atina’nın Pangati semtinde 4 kişi gözaltına alındı, birinin Abaud olabileceği belirtildi. Diken üstündeki yaşlı kıta olağanüstü önlemlere sarıldı. Fransa’nın ardından Belçika sokaklarında da yüzlerce asker devriyeye çıkıp özellikle Yahudi semtlerini korumaya başladı. Güvenlik alarmı en üst 2. seviyeye çıkan Britanya’da silah taşımayan polisin taser tabancasıyla donatılması tartışılıyor. ‘UCM ön soruşturması trajik bir ironi’ nUluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) Filistin’de savaş suçu işlenip işlenmediğine dair ön soruşturma başlatma kararına İsrail’in ardından ABD’den tepki geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı kararı kınarken şu ifadeler dikkat çekti: “Sivil halkına ve topraklarına teröristlerin fırlattığı binlerce rokete karşı koyan İsrail’in UCM tarafından incelenecek olması trajik bir ironidir.” Açıklamada ABD’nin, İsrail’e yönelik UCM’deki eylemlere barışa zarar vereceğinden ötürü karşı çıkmayı sürdüreceği de savunuldu. Dış Haberler Servisi Bulgaristan’dan Türkiye’ye geçerken yakalanan ve Fransa’daki terör saldırılarıyla bağlantılandırılan Fransız vatandaşı FritzJoly Joachin’in birlikte yolculuk ettiği biri Türk 3 kişinin Türkiye’ye geçiş yaptığı ortaya çıktı. Fransa’da öldürülen 3 saldırgandan biri olan Amedy Coulibaly’nin de bu ay başında sevgilisi Hayat Boumeddiene dahil 5 kişiyi Madrid’den Türkiye’ye yolcu ettiği öğrenildi. Fransa saldırılarının tüm suç ortakları Türkiye’ye gelmiş va, ikinci emre dek diğer üç zanlı hakkında bilgi sahibi olmadıklarından gözaltına alınmadan Türkiye’ye geçtiklerini söyledi. ‘Vezirparmağı gazeteciliği’ Bu soruyu düşünürken.. önüme haftanın haberi çıktı. Batman’ın yerel gazetesi artık baskılardan haber yapamaz hale gelince manşetlerden yemek tarifi vermeye başlamış. “Batman’ın günlük Yön gazetesi, baskı ve davalar üzerine manşetlerini değiştirdi. Gazete, 22 Aralık’tan itibaren yemek tarifi manşetleriyle çıkıyor” diyor haber. Yayın yaşamına sadece 15 ay önce başlayan gazeteye, haberlerinden ötürü bu kısacık sürede “40’a yakın dava açılmış”… “Batman kamu kurumlarında yaşanan aksaklıkları ‘Yön’ birinci sayfaya taşıyınca” olan olmuş… “İlin kamu yöneticileri ve ileri gelenleri rahatsızlık” hissetmişler… Davalar yağmaya başlayınca gazete 20 gündür manşette yalnız yemek tarifi vermeye başlamış. Gazetenin Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu genç yazıişleri müdürü Ferit Tunç sekiz sütuna manşet artık yalnız “kol böreği, vali kebabı, vezirparmağı” tarifleri koyuyor… “Belgesi olmayan tek haber yapmadık” diyor özetle Tunç: “Ama birileri bizi baskı altına almaya çalıştı. Baskı ve davalara dayanamayınca, aklıma gazeteyi yemek tariflerinden manşetlerle çıkarmak geldi. Önce protestoya kimse anlam veremedi ama sonra mesele anlaşıldı. Okuyucumuz gazetesine eskisinden fazla sahip çıkıyor. Bu protestomuzu özgür bir yerel basın oluşuna kadar sürdüreceğiz.” “Yön”ün kampanyasına canı gönülden katılıyor, ben de buradan genç meslektaşlarıma bir “ağzı açık böreği” tarifi yolluyorum: Malzemeler: 12 bardak un 1 yumurta Yarım kilo kıyma Yarım demet maydanoz 2 bardak sıvı yağ Tuz Yapılışı: Unu, tuz ve suyla iyice yoğurarak kulak memesi yumuşaklığında bir hamurlayın, dört parçaya bölün. Her bir parçayı, hazır yufka büyüklüğünde açın, ısıtılmış sıvı yağ ve içyağı karışımını sürün. Yufkayı bohça biçiminde katı tekrar oklavayla inceltin ve yağlayın. Bu işlemi birkaç kez tekrarladıktan sonra bohça biçimindeki hamuru küçük parçalara bölün. Diğer tarafta kıyma, yumurta ve maydanozu karıştırarak harç hazırlayın. Kestiğiniz parçaları, ortası kalın, kenarları ince olacak biçimde yuvarlak açın, bir miktar harç koyun, kenarları pile biçiminde birbiri üstüne bindirerek yağlanmış tepsiye aralıklı olarak dizin, üzerini yağlayarak 200 C ısıttığınız fırında 40 dakika pişirin. ‘Eski arkadaşız’ Fransız savcılığının iki iade talebi üzerine Haskovo Bölge Mahkemesi’ne çıkarılan Joachin, radikal İslamcı olmadığını, Fransa’ya iade edilerek suçsuzluğunu kanıtlamaya hazır olduğunu söyledi. Joachin, France 2’ye de “Kouachi kardeşleri 10 yıldır tanıdığını, birlikte futbol oynadıklarını, iş yaptıklarını, saldırı planından haberdar olmadığını” anlattı. Nikahlı eşinden habersiz çocuğu sınır dışına çıkarmak Fransa’da suç, Bulgaristan’da suç olmadığından ilk iade talebi reddedilirken, terör suçlamasıyla ilgili iade kararı salı gününe ertelendi. 9 Ocak’ta Paris’te Yahudi marketine saldıran Amedy Coulibaly’nin de bu ay başında imam nikâhlı eşi Hayat Boumeddiene dahil 5 kişiyi, Madrid’den Türkiye’ye yolcu ettiği ortaya çıktı. Bir İspanyol terör le mücadele yetkilisi, Coulibaly’nin 5 kişiyi Paris’ten araçla Madrid havalimanına götürdüğünü söyleyip “Araçta Coulibaly, Hayat, Mehdi Sabry Belhoucine ile kardeşi Mohamed’in yanı sıra Mohamed Belhoucine’nin eşi ve oğlu vardı” dedi. ‘Sultanahmet bombacısıyla aynı otelde kaldılar’ Suriye’ye geçtikleri sanılan Hayat Boumeddiene ve Mehdi Belhoucine’nin 2 Ocak’ta İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na inmişti. İspanyol El Mundo gazetesine göre Mohamed Belhoucine, eşi ve çocuğu birkaç saat sonra başka bir uçakla İstanbul’a vardı. Daily Mail gazetesi, Sultanahmet bombacısı Diana Ramazanova ile Hayat’ın İstanbul’da aynı otelde kaldıklarını yazdı. Norveç asıllı IŞİD’li eşi Ebu Aluevitsj Edelbijev’in Suriye’de öldürülmesi üzerine Ramazanova, 26 Aralık’ta Suriye’den Türkiye’ye geçti ve 11 gün Kadıköy‘deki Bade Otel’de kaldı. Hayat ta 24 Ocak’ta Bade Otel’de konakladı. Frankfurter Allgemeine gazetesi, Suriye’deki IŞİD militanlarının Mersin limanından Avrupa’ya geçtiğini, AKP Mersin İl Başkanı İsmail Taşpınar’ın da bu iddiayı doğruladığını yazdı. Suriyeli mültecilerle birlikte militanların da Mersin limanı üzerinden Avrupa’ya çıkış yaptıkları yazan gazeteye Taşpınar “Suriye pasaportunu gösteriyorsa Türkiye bunu geri çeviremez” dedi. Kouachi’lerle temas halinde 7 Ocak’ta Charlie Hebdo katlamını düzenleyen Cherif ve Said Kouachi kardeşlerin suç ortağı olduğu öne sürülen Joachin’le Türkiye’ye giden otobüste birlikte seyahat eden 3 kişinin kimliği belli oldu: Fehime Aksoy, Cheikhou Diakhaby ve kız arkadaşı Imane Chanaa. Joachin gibi “Kouachi kardeşlerle temas halinde olan” bu üç kişi, Türkiye’ye geçti. Birinin 2006’da yasadışı yollarla Irak’a girdiği için hüküm giydiği ve Imane Chanaa’nın Suriye’ye militan gönderen çete üyeliğinden tutuklanan Younes Chanaa’nın kız kardeşi olduğu belirtildi. Sonradan Müslümanlığı seçen 28 yaşındaki Joaquin, 1 Ocak günü otobüsle geldiği BulgaristanTürkiye sınırında, yanındaki 3 yaşındaki oğlunu eşinden izinsiz Fransa dışına çıkardığı gerekçesiyle hakkında çıkarılan tutuklama emri nedeniyle yakalanmıştı. 11 Ocak’ta ise “Kouachi kardeşlerle temas” suçlamasıyla ikinci tutuklama emri geldi. Bulgar savcı Darina Slavo nSuriye’de Kaide’ye bağlı Nusra Cephesi’nin 5 ay önce kaçırıp önceki gün bıraktığı 20 ve 21 yaşlarındaki İtalyan rehineler Greta Ramelli ve Vanessa Marzullo’nun kurtarılmasında IŞİD ve Nusra’yla temas kurabilen Türkiye’nin belirleyici rolü olduğu belirtildi. 15 milyon dolarlık fidye ödendiği söylentileri eşliğinde Türkiye üzerinden İtalya’ya getirilen yardım çalışanlarının kurtarılmasıyla ilgili Il Sole 24 gazetesi, birçok arabulucu olduğunu, bunlardan Türkiye’nin, serbest bırakılmaya ilişkin belirleyici rolü üstlendiğini yazdı. Türkiye uzmanı muhabiri Alberto Negri “NATO ülkesi Türkiye radikal gruplarla daha fazla temas kurabiliyor. IŞİD’le de bunu yapıyor. Türkiye, Musul Konsolosluğu’nda kaçırılanlar dahil 50 rehineye karşılık 80 cihatçı vermişti. Türkiye yabancı savaşçıların Cihat Yolu’nu kontrol altında tutuyor” diye yazdı. ‘TürkiyeNusra teması sayesinde bırakıldılar’ FritzJoly Joachin Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo, katliamın ardından hazırlanan özel sayısının baskı adedini bir kez daha artırarak 7 milyona çıkardı. Muhammed peygamberin karikatürlerini yayımladığı gerekçesiyle 12 kişinin öldürüldüğü bir katliamın hedefi olan Charlie Hebdo’nun özel sayısının önce 1 milyon basılacağı duyurulmuş, ardından da bu sayı aşamalı olarak 5 milyona yükseltilmişti. Aynı zamanda bir mobil uygulaması da çıkan derginin son sayısı için 2 milyon ek baskı daha yapılacağı açıklandı. Saldırı 7 milyon tirajla tarih yazacak dan önce 60 bin baskısı ve 40 bin ortalama satışı bulunan derginin 2 milyon ek kopyası gelecek haftalarda aşamalı olarak piyasaya sürülecek. AFP’ye konuşan basın tarihçisi Patrick Eveno, 2. Dünya Savaşı’ndan 68 dönemine kadar Fransa’da siyasete dam gasını vuran ünlü cumhurbaşkanı Charles de Gaulle’ün ölümünün ertesinde France Soir gazetesinin 2.2 milyon kopya yaptığını, Charlie Hebdo’nunsa bu rekoru bir hayli kırdığını söyledi. “Fransız tarihinde böylesi bir sayının eşinin görülmediğini” belirten Eveno, “Büyük olaylar zamanında önemli günlük gazeteler 1 milyon ile 1.5 milyon arasında basılır. Le Monde, 1981 yılındaki François Mitterrand seçimlerinde 1.2 milyon, 11 Eylül’de ise 1.15 milyon basılmıştı” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle