19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 OCAK 2015 SALI CUMHURİYET SAYFA Hıristiyan ülkeleri ele geçirmiş olsun, kimsenin dinine karışmamış, kiliseleri, havraları yıkmamıştır. Herkesin dinsel inançlarına saygı göstermiştir. Bırakın yakın tarihi, İÖ 2. binyıla gidelim... Hititler, Anadolu’da ele geçirdikleri yörelerin halklarına “Senin dinin, ngiliz “The Economist” benim de dinimdir!” güvencesini vermişlerdi. Bu dergisinde ekteki karikatürü nedenle tarihe “Bin tanrılı halk” görünce lise yıllarıma gittim. olarak geçtiler. Edebiyat öğretmenimiz sınıfta Osmanlı, Ortadoğu’da ve “münazara” yapacağımızı Kuzey Afrika’da çökünce, dinsel söyleyerek iki grup belirlemişti. hoşgörü kayboldu; yobaz, dar Münazarada “Kalem mi daha keskin, yoksa kılıç mı” konusunu görüşlü insanlar egemen oldu. Atatürk, o günlerde tartışacaktık. Kalem kazanmıştı! Türkiye Cumhuriyeti’ni kurunca, devlet ve dinsel inançları ayrı tutan “laiklik” kavramını anayasaya koydurdu. Türkiye Cumhuriyeti dinsel inançlara saygı duyan, çağdaş anlayışla kalkınmasını sürdürdü. Dünyada herkes O’nun önünde saygıyla eğilir oldu! The Economist’ten HHH İşin ilginç yanı, İslami terörde Yabancı basında, Sultan’ı Müslüman, Müslümanı da Atatürk’e göre eleştirisel öldürüyor. Örneğin daha geçen kıyaslayan ya da elindeki hafta “Irak Şam İslam Devleti bıçakla üzerinde “demokrasi” (IŞİD)” Suriye’de Rakka’da yazılı döneri 13 Sünniyi, kendi parça parça saflarında savaştan kestiğini gösteren ayrılmak isteyen karikatürler 100 kadar İngiliz gittikçe artıyor. Müslümanını bir Gazetemizin çırpıda öldürmedi değerli mi? karikatüristi İslami terör Musa Kart’a örgütü “Taliban”, hapis istemiyle Pakistan’da bir dava açınca, okulu basarak dünyanın dört 132’si çocuk 148 bir köşesindeki masum Müslümanı meslektaşlarımız öldürmedi mi? Sultan’ı kılıçları Geçen hafta ile değil, Nijerya’da İslami kalemleri ile boy Ruben L’den terör örgütü “Boko hedefi yaptılar, Haram” 16 kasaba ve onlarca Amerikan Nev York Times köyü yakarak 2 bin masum gazetesi de kapsamlı bir yazı Müslümanı öldürmedi mi? yayımladı. Şimdi söyleyin Ayrıca, aynı günlerde Gumsun bakalım, Sultan’ın kılıcı mı köyünde 200 masum çocuk ve daha keskin, yoksa Musa’nın kadını kaçırırken 35 kişiyi de kalemi mi? öldürmedi mi? Bu ne biçim İslamiyettir? Yeryüzündeki bazı İslami terör örgütlerini anımsayalım: İslami Cihat, IŞİD, El Kaide, Taliban, Hamas, Hizbullah, Boko Haram, El Nusra, Ebu Sayyaf, El Bedir, Müslüman Kardeşler, LeşkareTaiba, Abdullah Azam Tugayı, El Şahap Somalya, Ensaru, Cemaati İslamiye... Tabii bu örgütler Rob Tornoe’den eylemlerinde yalnızca Müslüman ülkelerde değil, dünyanın dört Ya da Paris’te yayımlanan bir kentinde masum insanları da mizah dergisine saldıran İslami öldürüyorlar. Son olarak Paris’te teröristlerin kılıçları mı, yoksa mizah dergisinde karikatüristler öldürülen karikatüristlerin hedef alınmadı mı? kalemleri mi daha güçlü? Başta Madrid tren, Londra metro Paris olmak üzere 1.5 milyon istasyonlarının; Beyrut, Libya kişinin yanı sıra dünyanın dört ve Kenya’da ABD elçiliklerinin bir köşesinde sokaklara dökülen bombalanmasını, 11 Eylül yüz binlerce insan mı “kalem 2001’de Nev York’ta “İkiz kıran kılıçlara” üstün geldi? Kuleler”in yıkılması olaylarını Sultan’ın Veziriazamı bir anımsayalım. ikilem içinde Paris’te öteki Bu eylemlerde hangi terör devlet ve hükümet başkanları ile örgütünün istekleri gerçekleşti? yürümekte zorlandı! Tam tersine, milyonlarca insan HHH kılıca değil, kaleme destek için Sultan, “Osmanlı” diye sokaklara döküldü. Sonuçta tutturuyor! Osmanlı, ister terör mü, yoksa “İslamofobi Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da (İslam korkusu düşmanlığı)” mı Müslüman ya da Avrupa’da kazandı? DIŞ HABERLER [email protected] 9 İ Kalem mi Kılıç mı? Charlie ile ne alaka? Dış Haberler Servisi Fransa’da hem koordineli terör saldırılarının 17 kurbanı anmak hem de ifade özgürlüğüne sınırsız destek vermek için önceki gün düzenlenen yürüyüşe Paris’te 3 milyon, ülke çapında 7 milyon kişi katıldı. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın davetiyle kol kola girerek yürüyen 50’ye yakın ülke lideri arasında Türkiye’den Başbakan Ahmet Davutoğlu gibi isimlerin olması tepkiye yol açtı. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü bu katılımı kurbanlara “hakaret” olarak yorumlayıp, “Hangi temelde basın özgürlüğünün katili rejimler Paris’e gelip ifade özgürlüğünün radikal savunucusu Charlie Hebdo’ya destek veriyor” sorusunu yöneltip şöyle dedi: “Dayanışmamızı dünyanın diğer Charlie’lerini unutmadan göstermeliyiz. Gazetecileri susturan ülkelerin temsilcilerinin, kendi imajlarını düzeltmek için duygu selinden menfaat sağlamaları Batı basını ve basın örgütleri ‘ifade özgürlüğüne karşı’ liderlerin yürüyüşe katılmasına tepki verdi Davutoğlu liste başı İsrail, bazı Arap ülkeleri, Türkiye ve Gabon liderlerinin ifade özgürlüğü yürüyüşünde yer alması ironiyle karışık kızgınlıkla karşılandı. ve ülkelerine döndüklerinde baskıya devam etmeleri kabul edilemez. Biz ‘özgür basının’ katillerinin Charlie Hebdo’nun mezarına tükürmesine müsaade edemeyiz.” “Basın özgürlüğü avcısı” liderlerin listesinde Davutoğlu başı çekerken, Mısır , Rusya, Cezayir, BAE Dışişleri Bakanları ve Gabon Cumhurbaşkanı Ali Bongo’nun isimleri sayıldı. Le Monde’un “Türkiye’de ga zetecilere toplu gözaltıları” hatırlatmasının ardından ardından Le Figaro, Davutoğlu’nu “dışişleri bakanı” olarak anarak benzer eleştirilerde bulundu: “Liderlerin hepsi ‘Charlie’ değildi; hatta yakınından geçmiyordu. Tartışmalı isimlerin başında, kimilerinin terörizm karşıtı yürüyüşe katılımını anlamsız bulduğu Türk Dışişleri Bakanı Davutoğlu var. IŞİD politikası tartışılan Türkiye’deki rejim, Paris’teki cumhuriyet yürüyüşünde öne çıkan demokratik değerlerin ateşli bir savunucusu da değil. Ankara basın özgürlüğünü sıkı sıkıya sınırlandırdı. Özellikle de mizah konusunda.” Britanya’nın Guardian ve Independent gazeteleri de koroya katıldı: “Yürüyüşte bazı alakasız ‘Charlie’ler de vardı. İfade özgürlüğüne baskıyla tanınan Davutoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Macaristan Başbakanı Viktor Orban...” Haberlerde 2013 Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke içinde Mısır’ın 159, Türkiye’nin 154, Rusya’nın 148’inci sırada yer aldığı hatırlatıldı. En ilginç tepkilerden biri de Le Monde gazetesi siyasi yorumcusu Marion Van Renterghem’den geldi. Renterghem “Netanyahu, Lavrov, Orban, Davutoğlu, Bongo basın özgürlüğü gösterisinde. Neden Beşşar Esad yok? #MaskeliBalo #ZavallıCharlie” diye tweet’ledi. ‘Neden Esad yok’ Obama’ya ‘niye yoktun’ tepkisi Dış Haberler Servisi Paris yürüyüşünde ABD yönetiminin üst düzey temsil edilmemesine, Amerikan medyası ve kamuoyu “diplomatik başarısızlık ve utanç” tepkisini gösterdi. New York Daily News başsayfanın tamamına “Dünyayı yalnız bıraktınız” manşeti atarken, CNN’den Fox’a birçok kanal sesini yükseltti. Müttefik Britanya, Almanya, İsrail başbakanlarının yürüyüşte olmasına karşın ne Başkan Barack Obama ne yardımcısı Joe Biden’ın ne de Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Paris’e gittiği, gönderilen Adalet Bakanı Eric Holder’ın Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ile görüştüğü ama yürüyüşe katılmadığı, yürüyüşte sadece Büyükelçi Jane Hartley‘in yer aldığı belirtildi. CNN yorumcusu Fareed Zakaria, “yönetimin büyük hatası” derken, İsrail ve Filistin liderleri gittiğine göre güvenlik mazereti olamayacağını söyledi. CNN’den gazeteci Jane Tapper “Bir Amerikalı olarak utanıyorum” dedi. Dün önce Kerry perşembe Paris’e gideceğini açıkladı. Ardından Beyaz Saray’dan “Evet başkan veya başkan yardımcısı düzeyinde temsil edilmemiz gerekirdi. Ama dar zamanda gerekli güvenlik hazırlığını yapamadık” açıklaması geldi. ‘Başörtülü Merkel’e protesto Fransa’daki terör saldırılarının ardından Alman hükümetinin tüm “Yapmayın” çağrılarına rağmen, Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar (PEGIDA) hareketi yine başta Dresden olmak üzere bir dizi Alman kentinde gösteri düzenledi. Siyah kol bantları takan ve Paris kurbanlarını andıklarını söyleyen göstericiler, Başbakan Angela Merkel’in dün Davutoğlu ile basın toplantısında “İslam Almanya’ya aittir” demesine ve bugün Müslüman ve Türkiye kökenli örgütlerin Berlin’de düzenleyeceği gösteriye katılacak olmasına tepki gösterdi. Alman Başbakanını başı örtülü gösteren “Merkel Hanım, halk burada” yazan posterler açıldı. Ankara Hayat’ın geçişini doğruladı Beyaz Saray hatasını kabul etti Fransa Yahudi okullarını 5 bin askerle koruyor Dış Haberler Servisi İfade özgürlüğüne yönelik kanlı saldırılarla sarsılan Fransa, Yahudi okulları dahil “hassas bölgelere” 10 bin asker ve polis yerleştirecek. Cumhurbaşkanı François Hollande’ın çağrısıyla dün yapılan olağanüstü kabine toplantısının ardından konuşan Savunma Bakanı JeanYves Le Drian, bugün başlayacak uygulamayla güvenlik kuvvetlerinin hassas bölgelere odaklanacağını duyurdu. İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve de 717 Yahudi okulunun 5 bin polis ve askerle korunacağını açıkladı. Başbakan Manuel Valls da terör tehdidinin hâlâ geçerli olduğunu, geçen cuma günü Yahudi marketine baskın düzenleyen ve operasyonla öldürülen Amedy Coulibaly ile “muhtemelen” işbirliği içindeki bir kişinin arandığını söyledi. Valls, ülkenin “terörizm, cihatçılık ve radikal İslama karşı savaşta” olduğunu da vurguladı. 9 Ocak’ta Paris’te Yahudi koşer marketine düzenlene saldırı ve akabinde operasyonda dört rehine ölmüştü. İçi Boş Bayram! azetecilik yaşamıma G başlayalı daha 2 ay bile olmamıştı! Kurucu Meclis’in toplanmasına 2 gün kala “Milli Birlik Hükümeti” 4 Ocak 1961’de, “basın mesleğinde çalışanların haklarını koruyan” 212 sayılı yasayı Resmi Gazete’de yayımlatarak yürürlüğe koydu. 9 gazete arasında Milliyet de vardı. Ama Milliyet’in değerli Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi, çalışanların “Basın” gazetesinin sorumluluğunu yüklenerek “onurlu” bir davranış sergilemişti. Aradan yıllar geçti. Basında “gazeteci patronların” yerini “holding patronları” aldı. “Yandaş basının” yanında, ihale peşinde koşan “çıkardaş basının” patronları da iktidara yaranmak için yalnızca çalışanların haklarını dışlamakla kalmadılar, kamuoyunun doğru haber almasını da engellediler. Öyle oldu ki el değiştiren bir gazeteye gelen yeni patronun “Gazeteden sendika çıkarsa içeriye adım atarım!” sözü üzerine İpekçi ile ters orantılı bazı genel yayın yönetmenleri, binanın girişine noter diktiler. İçeriye girmek isteyen gazeteci, ancak noter önünde istifa edecek, yoksa kovulmuş olacaktı! Ekmek parası uğruna istifalar imzalandı. Yöneticiler, Petrus şarap kadehlerini kaldırdılar. Günümüzde bazı gazetelerde, televizyonlarda, radyolarda sendikalı çalışanlar varsa da, hiçbirinde toplusözleşme bulunmuyor. Sonrasında ne oldu? Patronlar ve yöneticileri sayesinde Sultan, AK Saray’a taşındı, “The Economist” de 10 Ocak’ta o karikatürü yayımladı! Turhan Selçuk’tan Türkiye basın tarihinde ilk kez 9 gazetenin patronu birleşerek 10 Ocak’ta “gazetelerini 3 gün yayımlamayacaklarını” açıkladılar. Çalışanlar da birleşerek 3 gün boyunca, “Basın” adıyla kendi gazetelerini çıkarıp kamuoyunu habersiz bırakmadılar. 10 Ocak’ın “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kutlanmasına başlandı. Bir askeri yönetimin çalışanlara sağladığı haklar, daha sonra 12 Mart 1971 askeri yönetiminde sınırlanınca adı “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak değiştirildi. Dış Haberler Servisi Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın “Sakın gelme” demesine karşın, İsrail Başbakanı Benyamin (Bibi) Netanyahu’nun Paris yürüyüşüne katıldığı öne sürüldü. Fransız Channel 2 ve İsrail gazetesi Haaretz’e göre, Fransa ulusal güvenlik danışmanı İsrailli mevkidaşıyla temasa geçip “Hollande Netanyahu’nun mitinge katılmamasını tercih ediyor” dedi. Gerekçe olarak, Fransa ile dayanışmaya odaklanmak, YahudiMüslüman ilişkileri ya da İsrailFilistin meselesi gibi dikkat dağıtacak sorunlardan kaçınmak istenmesi gösterildi. Hollande, Netanyahu’nun 17 Mart seçimi öncesinde kendi kampanyası için Paris’teki gösteriyi kullanmasından ve Fransa’daki Yahudilerle ilgili konuşma yapmasından da kaygılandı. Netanyahu önce ricayı kabul etti. Fransa, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’dan da aynı talepte bulundu ve olumlu yanıt aldı. Ama İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman ve Ekonomi Bakanı Naftali Bennett yürüyüşe katılmak üzere Paris’e gitmek istediklerini duyurunca, Netanyahu da gideceğini iletti. Buna “Netanyahu başbakan olduğu sürece ikili ilişkileri olumsuz etkileyecek” tepkisini veren Fransız güvenlik danışmanı, Abbas’ın da davetli olduğunu açıkladı. Pazar günü Hollande ile Netanyahu Paris’teki Büyük Sinagog’daki etkinlikte birlikte bulundu, ama İsrail lideri konuşurken Fransa lideri sinagoğu terk etti. Davetsiz misafir Bibi n Fransa’yı 3 gün sarsan terör saldırılarının faillerinden Amedy Coulibaly’nin dini nikâhlı eşi Hayat Boumeddiene’in Türkiye üzerinden Suriye’ye geçtiğini Ankara doğruladı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “2 Ocak’ta Madrid üzerinden Türkiye’ye gelmiş. Kadıköy’de bir otelde kalmış. 8 Ocak’ta da Suriye’ye geçmiş” diyerek ekledi: “Daha Fransa sormadan, biz bu bilgeleri elde eder etmez paylaştık. ‘Bakın aradığınız şahıs gelmiş, burada kalmış ve Suriye’ye kaçak geçmiş’ dedik.” İçişleri Bakanı Efkan Ala da “Fransa giriş engelleme talebinde bulunmadı. Talep olmadan, biz kendiliğimizden harekete geçtik” diye konuştu. Türk polisi de Hayat’ın beraberinde bir erkekle Sabiha Gökçen Havaalanı’nda pasaport kontrolünden geçerken görüntülerini yayımladı. Times gazetesi şu haberi yaptı: “Hayat, Mehdi Sabri Belhouchine’le Türkiye’ye gitti. 4 Ocak’ta IŞİD’in aktif varlık gösterdiği Şanlıurfa’ya geçti. Fransa’yı 18 kez aradı. Türkiye’de son sinyal, Coulibaly’nin kadın polisi öldürdüğü perşembe günü alındı. Bu görüşme, Akçakale’den yapıldı. Kayıtlara geçen son görüşme ise cumartesi Akçakale’nin karşısındaki Tel Abyad’dan yapıldı. Oradan IŞİD’in kalesi Rakka iki saatlik mesafe.” Şam ise Türkiye’yi, “Suriyelilerin ve dünya çapında masumların kanını döken teröristlerin” serbestçe sınırı geçmesine izin verdiği için kınadı ve uluslararası topluma “Türkiye’nin yıkıcı politikasını durdur” çağrısı yaptı. ABD’den 2. Hamas uyarısı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Hamas’ın Siyasi Büro Başkanı Halit Meşal ve diğer liderlerine kapıların açık olduğu açıklaması ABD’nin tepkisini çekti. Meşal’in AKP’nin 29 Aralık’taki il kongresine katılmasından memnuniyetsizliği dile getirmiş olan ABD Dışişleri sözcüsü Jen Psaki, bu kez “Hamas, yabancı bir terör örgütüdür ve terör faaliyetleriyle bağlantısını sürdürmektedir. Meşal’in Türkiye’yi son ziyaretinde yaptığımız gibi, Türkiye Hamas ilişkilerinden endişelerimizi Türk yetkililere ilettik. Türk hükümetinden Hamas’a baskı yapmasını da istedik” dedi. Psaki, “Bu kişi terör örgütü lideri. Türkiye’yi ziyaret eden Eyman el Zevahiri olsa aynı şekilde sessiz kalır mıydınız, endişelerimizi ilettik demekle mi yetinirdiniz” sorusuna “Kesinlikle sessiz kalmazdık, her durumu ayrı ayrı gözden geçiriyoruz” karşılığını verdi. “Meşal’in ziyareti, Türkiye’nin kendisi için terörü destekleyen devletler listesinde bulması tehlikesi taşıyor mu” sorusuna ise “Ben böyle bir sonuca varmazdım” yanıtı geldi. IŞİD CENTCOM’u hackledi ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) Twitter ve YouTube hesapları IŞİD’cilerce hacklendi. “Seni Seviyorum IŞİD” ve Siber Halifelik imzasıyla “Amerikan askerleri, geliyoruz, arkanızı kollayın”, “IŞİD burada, tüm üslerinizdeki bilgisayarlarda” gibi mesajlar bırakıldı. ABD askerlerinin kişisel bilgileri ile askeri planlar da yayımlandı. Charlie Hebdo Hz. Muhammed karikatürlü çıkacak Danimarka basınının Hz. Muhammed karikatürlerini yeniden basmasının yanısıra kendi peygamber çizimleriyle de tanınan Charlie Hebdo dergisi, katliamla bedel ödetmeye çalışanlara kendi kimliğiyle direniyor. Derginin avukatı, 12 kişinin öldürüldüğü katliamın ardından yarın çıkacak ve 1 milyon basılacak yeni sayıda yine Hz. Muhammed karikatürleri olacağını duyurdu. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle