27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 OCAK 2015 SALI 4 HABERLER ‘Askeri Casusluk’ davasında mahkeme 37 kişi hakkındaki değerlendirmenin yapılması için kararın savcılığa gönderilmesine karar verdi 5 kişi tahliye edildi İstanbul Haber Servisi İstanbul merkezli ‘Askeri Casusluk’ davasında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği “hak ihlali” kararının ardından aralarında Hatice Şenay Sarıgöz ve Necmi Yıldırım’ın da bulunduğu 5 tutuklu tahliye edildi. İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi, hakkında yakalama kararı bulunan 37 kişi hakkındaki değerlendirmenin yapılması için kararın savcılığa gönderilmesine karar verdi. Anayasa Mahkemesi, 9 Ocak’ta İstanbul ‘Askeri Casusluk’ davası kapsamında dijital delile dayalı olarak mahkumiyet kararları Yargıtay’ca onanan ve 5’i tutuklu olmak üzere toplamda 44 sanık hakkında hak ihlali kararı vermişti. Anayasa Mahkemesi oybirliğiyle sanıkların “adil yargılanma haklarının ihlal edildiği” kararınını almıştı. Kararın ardından sanık avukatları dava dosyasının nakledildiği İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yargılamanın yenilenmesi talepli dilekçe sunmuşlardı. Talepleri değerlendiren mahkeme, kapatılan eski İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2 Ağustos tarihli kararı ile hükmedilen ve infaz aşamasında bulunan tüm hükümlerin infazının durdurulmasına karar verdi. Mahkeme başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değiller ise sanıkların derhal salıverilmeleri için savcılığa yazı yazılmasına hükmetti. Hakkında yakalama kararı bulunan 37 sanık hakkında ise değerlendirmenin yapılması için kararın bir örneğinin savcılığa gönderilmesine karar verdi. Sanıklardan Mehmet Koray Eryaşa geçen günlerde infazının tamamlandığı gerekçesiyle tahliye edilmişti. Eryaşa aynı zamanda Balyoz davasında da yeniden yargılanıyordu. Mahkeme, haklarında infazın durdurulması kararı verilen hükümlüler hakkında yargılamanın yenilenmesi kararı gereğince bu hükümler ile sınırlı olarak yeni bir esas numarası alınmasına ve işlemlerin yeni alınan esas numarası üzerinden yürütülmesine hükmetti. Üzgünüm Ama... Pazar günü Paris’teki büyük töreni, hem yerli hem de yabancı kanallardan izledim. 11 Ocak 2015 Pazar günü Paris, tarihi günlerinden birini yaşadı. Görüntü hem umut vericiydi, hem de duygulandırıcı. Dünyanın dört bir yanından koşup gelmiş devlet adamlarının terör karşısındaki birlikteliği umut verici, sokaktaki vatandaşın olgun sağduyulu kararlılığı duygulandırıcıydı. Ama yine de insan şunu düşünmeden edemiyordu: Yara henüz sıcaktı. Bu duygulandırıcı görüntüler, ardında yatan gerçeği de gözden kaçırtmamalıydı. Bir kere görüntü tüm Fransa’yı yansıtmaktan uzaktı. Bir de Marine Le Pen’in Fransası vardı. O Fransa görüntüde değildi. Ama o Fransa yine de vardı! O Fransa çoğunlukta değildi. Ama yine de vardı! Ve tarihi her zaman çoğunluklar yazmıyorlardı. Direnişin Fransası’nda da direnenler çoğunlukta değillerdi. Ama tarihi onlar yazmışlardı, pasif çoğunluk değil. HHH Fransa’daki ırkçı tırmanış da, İslam dünyasında markalaşmış kurumsallaşmış terör de çoğunluğun seslerini yansıtmıyorlar. Ama yarın sesleri en yüksek çıkacak olanların sağduyulu özgürlükçü çoğunluk olacağını söylemek, aşırı iyimserlik olacaktır. Çünkü her iki taraftan da yükselen bağnazlığı doğuran etkenler ortadan kalkmış değildir. Kalkması için de herhangi bir şey yapılmamaktadır. Özgürlük ve hoşgörü çağrıları ile çınlıyordu dört bir yan pazar günü Paris’te. Ama somut önlemler konusunda ortaya atılan somut öneriler neydi? Vize konusunda Schengen sistemini gözden geçirmek, koşulları ağırlaştırmak, terörle mücadele konusunda yetersiz olan mevzuatı değiştirip yerine yenisini getirmek. Bütün bunlar çevre sorunlarıyla birlikte, 21. yüzyılın en vahim sorunu olan terörle mücadelede etkili olmaya yetecek unsurlar değildir. Kuaşi kardeşleri, Ahmedi Kulubali’yi doğuran koşulların beşiği Paris aynı Paris’tir, o koşullar da Republique Meydanı’nda dile gelen ilkeleri doğuran Paris kadar gerçektir ve kenti çepeçevre kuşatmaktadır. Kurumlaşmış İslami teröre (tekrar ediyorum, çoğunlukta olmaması, var olmaması veya önemli olmamasını gerektirmez) yol açan koşullar her yerde durmaktadır. Dünden bugüne değişen bir şey yoktur ki, Republique Meydanı’nda dile gelen temenniler yaşama geçsinler. HHH Küreselleşen dünya herkesi herkesin komşusu haline soktu. Artık kimse güvende değil. Artık, Irak’ta fitili ateşlenen bomba; Paris’te patlayabiliyor. Artık Suriye’deki sefalet Colmar’da kaldırıma düşebiliyor. Ve görünen o ki, 7 Mayıs’ta meydana gelen olayların nedenlerinin kökü kurutulmadığı, olduğu gibi durduğu için zincirleme reaksiyonlar şeklinde yeni olayların yaşanması ve gerginliklerin tırmanması pek önlenebilir gibi görünmüyor. 11 Ocak 2015 Pazar günü Republique Meydanı’ndaki görüntü, hem umut verici hem de göz yaşartıcıydı. 11 Ocak 2015 Pazar günü, ekranlara yansıyan görüntü gerçekti. Ama aynı 11 Ocak Pazar günü, o ekranlara yansımayan bir görüntü daha vardı. O görüntü de öbürü kadar gerçekti. Ekranlarda görünmeyen görüntü, bütün çatışma ve terör unsurlarını, bütün bağnazlık tohumlarını bağrında taşımaktadır ve ne yazık ki, bu gerçek asıl farkında olması gerekenler tarafından fark edilmedikleri için gittikçe de daha tehlikeli hale gelmektedir. Çok üzgünüm, ama ne yazık ki böyle! Reklamcıların AKP korkusu FIRAT KOZOK ANKARA CHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, 2015 seçim kampanyası için görüştükleri reklam şirketlerinin, iktidar baskısı nedeniyle CHP ile çalışmak istemediklerini, bu nedenle parti içerisinde bir ekip oluşturduklarını söyledi. Ünlü Kartacalı komutan Hannibal’a atıf yapan Bekaroğlu, “Ya yeni bir yol bulacağız, ya yeni bir yol yapacağız düşüncesiyle hareket ediyoruz” dedi. Genel Merkez’de bir grup gazeteciyle bir araya gelen Bekaroğlu, seçim çalışmaları hakkında bilgiler verdi. Bekaroğlu, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik ayakkabılı saldırı sırasında masadan kaçtığı yönündeki iddialara tepki gösterirken, olayın kendisinin kalktığı sırada yaşandığını belirterek, “kaçsaydım kapıya doğru giderdim” diye espri yaptı. Eylemin organize olduğu yönünde ciddi bilgileri olduğunu belirten Bekaroğlu, bir internet haber sitesinin eylem sürerken ayrıntılı bir haberi yayına sunduğuna dikkat çekti. AKP’nin oy oranının ilk kez yüzde 40 düzeylerine düştüğünü, bu nedenle CHP üzerinde bir algı operasyonu yürütülmeye çalışıldığını anlatan Bekaroğlu, şöyle devam etti: “HDP barajı geçemese bile AKP’nin alacağı oy ve çıkaracağı milletvekili sayısı onların deyimiyle ‘reis’i başkan yapmıyor. Bütün sıkıntı buradan kaynaklanıyor. Bu yüzden her şeyi yapacaklarını düşünüyoruz ve tedbirlerimizi de buna göre alıyoruz.” Kampanya için bir ekip kurduklarını belirten Bekaroğlu, kampanyanın eski Reklamcılar Derneği Başkanı Nesteren Davutoğlu koordinasyonunda yürütüleceğini söyledi. Bekaroğlu, reklam şirketlerinin bugün AKP baskısı altında olduklarını, bazılarının CHP’nin işlerini alması durumunda diğer işlerinin zarar göreceğini düşündüğünü, bazılarının da vergi ve benzeri baskılarla karşı karşıya gelmekten çekindiğini ekledi. l CHP’NİN 2015 SEÇİM ÇALIŞMALARI ‘Reis’i başkan yapamayacaklar’ C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle