27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 OCAK 2015 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 En büyük maden faciasını yaşatan Soma AŞ’ye termik santral için ön lisans verildi 6 ayda ön lisans MAHMUT LICALI Paris Yürüyüşü Umut Olabilir mi? Milyarlarca dünyalıyı insanca yaşamdan koparan, ağır yoksullaşma, yoksunlaşmayla birlikte, kuralsız düzenin kuralsız savaşlarında, öncelikle yoksul dünyada, şimdilerde zenginlere de bulaşan kanlı terör, iç savaşlarda, her tür kimlik, inanç ayırımcılığı ekseninde yaşanan ötekileştirmelerde, akıtılan kanların en aza indirgenmesinde... “Paris Yürüyüşü Umut Olabilir mi?” İki kutuplu dünyada, demokratik olmasa da Marksizimden “Eşitlikten, paylaşımdan” esinlenmiş ideolojinin, emperyal kapitalist ideolojilerle yönetilen ülkeler, zengin kuzey dünyasında yarattığı gelişmeleri yok sayabilir miyiz? Evrensel insan hakları, hukuk devleti düzenleri, laiklik, demokratik ilkeler, sol, sosyal değerlerle, sendikal haklar, örgütlülüklerin katkılarıyla insana yönelik yaratılmış olumlu gelişmeleri, hak kazanımlarını silip yok sayabilir miyiz?.. Algılasak da algılamasak da önceleri yoksul güney dünyasında, sonraları zengin kuzey dünyasında da, ağırlıklı emeği ile geçinenler, ücretliler, ötekilerin yaşamında yaşanan olumsuz gelişmeler, hızla geriye, dibe çekiliş, tek kutuplu dünya düzeninde onlu yıllar içinde akıl almaz boyutlarda olumsuz gerçekleşti... Tek kutuplu dünya düzeninin ideolojisine göre, bilimsel teknolojik devrim çağında, hızlı küreselleşme ile birlikte öncelikle uluslararası tekellerin güçlenmesiyle birlikte önce sermayenin merkezlerde toplanması gerçekleşse de, sonuçta gelişmezenginleşme dünyanın her yerine yayılacak, insanlar söz konusu gelişmeler, ekonomik büyümelerden, zenginleşmeden paylarını alacaklardı... İdeolojik senaryo pazarlandığının tam tersi sonuçları üretti... Denetimsiz, insan haklarına aykırı paranın piyasalar düzeni içindeki büyümesi, öngörülemeyen boyutlarda kirliliği hızla üretti... Uluslararası Çalışma Örgütü verileriyle kaygıyla izlenmesi gereken gelişmeler yaşandı. Yüzyıllar içinde zorlu savaşımlar, örgütlülüklerle kazanılmış hakların, demokrasi, hukuk devleti düzeni, evrensel haklar çerçevelerinde, kurallı düzenler içinde korunamamasına yönelik kırılmalar gündeme girdi. Bilimsel tekonolojik devrim çağının silahlı güçten daha etkin güce ulaşan medya gücü, silahının çok etkin, çokuluslu tekeller eline geçmesiyle, milyarlarca dünyalının kolaylıkla çıkarlarına aykırı kamu algılaması yöntemiyle, güdülenmeleriyle, insan haklarına yönelik ne varsa her şeyin tüketilmesi sürecine geçildi... Önce kirli sermaye birikiminin kirli siyaseti üretmesi, sonra da insana, haklarına ait korunması olmazsa olmaz, evrensel boyuta taşınması zorunlu değerler, kurallar, örgütlülükler varsa, hepsinin kirletilmesi, gerçeklerin algılanamaması sonuçları dünyaya yayıldı... HHH 19708090200010’lu yıllarda insan eksenli, dünyanın geleceğini koruyacak, çocuklara miras bırakılacak yaşama dair her şeyin çok hızlı tüketilişi, milyarlarca dünyalının yaşamındaki kazanımların gasp edilişi görmezlikten gelindi... Küreselleşme çok hızlı bir tek piyasalar düzeni üzerinden, dini imanı olmayan paranın kazanılması eksenli, üstelik insan eksenli değil, sanal büyüme odaklı gerçekleştikçe... Evrensel insan hakları, hukuk devleti düzeni, demokrasiler, sendikal haklar için küresel çapta gelişmeler hak götüre, geriye püskürtme gündeme girdi. Sistemin ekonomik krizleri bağlantılı yaşanan paylaşım kavgasında, devletler arasındaki düzenli ordular ağırlıklı dünya savaşları yerine, kuralsız düzenin kuralsız savaşlarında silahlı güç olarak terörün tırmanışı gündeme girdi. Piyasalar düzeninin büyüme kurallarının kaçınılmaz sonucu olarak da, önce yoksul güney dünyasında çok işe yarayan iç savaşlar, patlamalar, ırklar ve dinler, mezhepler, kültürler, her türden ötekileştirmeler üzerinden çatışmalar, iç savaşlar.. krizlerden çıkış, nefes almalarda çok işe yarar oldularsa da... Yetmez oldular... Milyarlarca dünyalının örgütsüz, yaşadıkları trajedileri algılayamaz, haklarını koruyamaz konumda olmalarıyla, düzenin ayakta duramadığı bir sürecin içindeyiz... Paris’te yaşananlardan; terör, çatışmaların çok keskin, bıçak sırtı konumunda; AB, zengin kuzey dünyası eksenli siyasi erkleri adına çizilme zorunluluğu duyulan fotoğraf karesinden umutlanabilir miyiz? Özgürlüklerin, insan eksenli değerlerin yeniden savunulması, terörden korkmama, devletler, siyasetler olarak, insan haklarından yana tüm örgütlülüklerle ortak duruş... Siyasetin düzgün bir çabası, suç ortaklıklarından dersler çıkarılmış, önlemler alınabilecekse katkıda bulunma niyeti olarak kabul edilebilir mi? Dünya sendikalarının Paris terörünü kınama çıkışlarından birkaç cümleyi paylaşarak sorgulamaya başlayabiliriz... “Charlie katliamına yönelik lanet duygularımızı ifade etmenin en iyi yolu, din farklılıklarının arkasına gizlenmiş suça fiziksel ve ahlaki açıdan izin vermemektir. Bütün emekçiler kardeştir... Jeostratejik planlar doğrultusunda enerji kaynaklarının, yeni pazarların, sınırlarını kontrol, ele geçirme hedefleriyle, ABD, AB, NATO, emperyalistlerin politikaları, yapay ayırımların ortaya çıkmasına, halklar arasındaki nefretin körüklenmesine, dinsel fanatizim eğilimlerinin eklemlenmesine neden olmuştur...” ANKARA Soma’da işlettiği maden ocağındaki pek çok ihmalle Türkiye’ye en büyük maden faciasını yaşatan firma Soma Holding AŞ’nin, facianın üzerinden henüz bir yıl geçmeden Amasya’da termik santral kurması için Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nda (EPDK) başlatılan ön lisans süreci olumlu bir şekilde tamamlandı. 301 işçinin hayatını kaybetmesine neden olan faciadaki ihmaller bir bir ortaya çıkarken Soma Holding AŞ’ye bağlı Gürmin Enerji Madencilik adlı firmanın Amasya’da kurulması öngörülen termik santral için haziran ayında yaptığı başvuruyu EPDK haziran ayında değerlendirmeye almıştı. Soma EPDK’de yapılan inceleme ve kuHolding’in rulması öngörülen termik santrapatronu Alp lın bağlantısıyla ilgili TEİAŞ’ın Gürkan. da olumlu görüş vermesi üzerine; Soma AŞ’ye termik santralın kurulmasıyla ilgili ön lisans verildi. HeSoma AŞ, faciadan nüz maden faciasındaki yaklaşık bir yıl önce ihmallerin hesabı sorulYeni Çeltek Maden madan Soma AŞ’ye yeİşletmesi’nden 15 Mayıs ni bir termik santral ku2013 tarihinde rödovans rulması için verilen ön karşılığı söz konusu lisansın süresi 18 Aralık termik santral sahasını almıştı. Amasya’da bazı sivil 2017 olarak belirlendi. toplum örgütleri, termik Maden faciasıyla ilgili santralın kurulacağı bölgenin deprem bölgesi hâlâ yargı süreci işlerolduğu, çevreyi kirleteceği ve insan sağlığını ken; Soma AŞ’nin ön liolumsuz etkileyeceği gerekçesiyle projeye sans başvurusu TEİAŞ’ın karşı çıkıyor. Projeye göre Merzifon ve Suluova olumlu görüşü üzerine arasında 300 megavatlık kömürle çalışan bir 6 ay gibi kısa bir süre de verildi. Soma AŞ’nin 2015 içinde üretim lisansı alması da bekleniyor. retimin bu yıl başlaması öngörülüyor Soma AŞ, söz konusu termik santral projesi için 2017’ye kadar imar planının onaylanması, ön proje onayı, bağlantı ve sistem kullanma anlaşmaları için başvuru yapacak. Soma AŞ, ÇED olumlu kararı sunulması ve yapı ruhsatını almasının ardından üretim için lisans başvuru yapabilecek. Soma AŞ’nin tüm bu süreçleri tamamlayarak 2015 yılı içinde EPDK’ye üretim lisansı başvurusunda bulunması ve kurulun da üretim lisansını vermesi bekleniyor. CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, TBMM’de bulunan tasarıya göre iş kazası geçmişi olan firmaların kamu ihalelerinden men edilmesinin düzenlendiğini anımsatarak “Bizim önerimiz madencilik işkolundan men edilmesi yönünde. Soma faciasının boyutuna göre bu firmanın ömür boyu bu alandan men edilmesi gerekiyor” diye konuştu. Aynı iş güvenliği anlayışı ve şımartılmış yandaş firmayla aynı hatanın tekrar yapılmak üzere olduğunu belirten Özel, şunları dile getirdi: “Soma AŞ havayolu şirketi olsa ve son seferinde 301 kişiyi öldürmüş olsa, EPDK’nin başkanı, Enerji Bakanı ya da Başbakan çocuklarını Soma AŞ’nin kazadan sonra yapacağı ilk seferde o uçağa bindirirler miydi? Einstein’ın da dediği gibi; aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek ahmaklıktır. Firma aynı, işkolu aynı, iktidar aynı. Birkaç yıl sonra nasıl bir sonuç bekleyeceğiz?” Ü Bakan Yıldız hakkında gensoru önergesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız hakkında gensoru önergesi verdi. Soma’da meydana gelen maden faciası ve Soma madenlerinde yapılan yolsuzluk ve usülsüzlük iddiasıyla verilen gensoru, CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu’nun imzasıyla Meclis Başkanlığı’na sunuldu. Gensoru önergesinde, Soma’da 301 kişinin yaşamını yitirdiği faciaya ilişkin ihmallerin yanı sıra sorumlu olan kurumlarda yapılan yolsuzluk iddialarının da yeraldığı kaydedildi. Önergede, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) yöneticileri ile Bakan Yıldız’ın birinci dereceden sorumlu olduğu belirtilirken, TKİ’nin sözleşme yaptığı İmbat AŞ ile Soma AŞ firmalarına 2013 yılında ihalesiz ve yönetim kurulu kararı olmadan büyük işler verildiğine işaret edildi. İhalesiz yapılan işlemlerin kasıtlı olduğu iddiasına yer veren önergede, her iki firmaya da peşkeş çekilen tutarın minimum bedelinin 4 milyar lira olduğu belirtildi. Gensoru önergesinde, “Kamuyu zarara sokan, belirli kişileri kollayan işlemlerde bürokratlar kadar Bakan Yıldız da sorumludur. Yapılan işlemleri sahiplenen tavrıyla, Yıldız’ın yaşananlardan birinci derece sorumlu olduğu görülmektedir. Bakan Yıldız, bu kadar büyük bir hukuksuzluk ve yolsuzluk olayının baş sorumlusudur. Bu 2 firmaya yönelik özel söylemleri, sempatisi ve kollaması vardır” ifadelerine yer verildi. Özel: Men edilmeliler Sahayı rödovansla almıştı termik santral kurulması öngörülüyor. Martin Raiser Metal işçisi greve çıkıyor u DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş Sendikası’nın Metal Sanayicileri Sendikası ile yürüttüğü toplusözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamadı. Birleşik Metalİş 41 işyerinde grev kararı aldı. MUSTAFA ÇAKIR Yapısal Ekonomi Servisi Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser, Türkiye’nin beş yıl içinde yüksek gelirli bir ülke haline gelebileceğini ancak bunun için verimliliği artıracak ve hukukun üstünlüğü ilkesini güçlendirecek yapısal reformlar yapılması gerektiğini söyledi. Türkiye ekonomisini, artan küresel finansal sorunlar ve yüksek cari açığın yanı sıra yabancı yatırımlardaki gerileme büyümeyi olumsuz etkilediğini kaydeden Raiser, Reuters ile söyleşisinde, “Türkiye Nijerya gibi ülkelerin yer aldığı grupta değil, Polonya ve Meksika’nın da olduğu tarafta bulunmak isteyeceği bir konumda” dedi. reform şart ANKARA DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş Sendikası toplu iş sözleşmesinde anlaşmaya varılamaması üzerine metal işkolunda grev kararı aldı. Greve 41 işyerinde 15 bin işçi katılacak. İşverenin önerilerini reddeden Birleşik Metalİş yarın grevin gününü açıklayacak. Birleşik Metalİş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, “metal işçisinin hakkını yedirtmeyeceklerini” vurguladı. İşverenin teklifini değerlendiren Birleşik Metalİş Sendikası Merkez Toplu İş Sözleşmesi Kurulu, önerileri reddetti. MESS ilk olarak 3 yıllık toplusözleşme önerdi. Birleşik Metal İş Sendikası ise sözleşmelerin 2 yıllık olmasını istedi. Sendika ile işveren arasında ücret zammında da anlaşma sağlanamadı. Birleşik Metalİş ilk altı ay için ortalama yüzde 20’nin üzerinde zam istedi. İşveren ise toplam yüzde 9.78 zam verdi. Sendika, işverenin teklifini reddetti. Metal işkolundaki işçilerin yüzde 75’inin ortalama bin 200 lira ücret aldıklarına işaret eden Serdaroğlu, “Yüzde 9.78’lik zam bin 200 lira ücret alan bir işçi için bir şey ifade etmiyor” dedi. Birleşik Metalİş Sendikası grev süreci için de şu kararları aldı: “Mücadele toplu verilecek. İşyeri bazında pazarlık yapılmayacak. Herkes greve hazır hale gelecek ve greve çıkacak. Olası grev oylamalarına karşı her türlü tedbir önceden alınacak. Uluslararası sendikal dayanışma devreye sokulacak.” İstanbul caddeleri Oxford Street ile yarışıyor Ekonomi Servisi Gayrimenkul danışmanlık şirketi Cushman & Wakefield’in araştırmasına göre 5 orta çaplı AVM büyüklüğüne denk gelen İstiklal, Bağdat ve Nişantaşı Caddeleri; uluslararası markaların varlığı ve mağaza sayısı bakımından Londra’daki Oxford ve Berlin’deki Ku’damm Caddeleri ile yarışıyor. Stok, kategori dağılımı ve kiralama hacmi bakımından yapılan İstanbul Alışveriş Caddeleri Raporu’na göre, İstiklal, Nişantaşı ve Bağdat caddelerinin toplam perakende stoku binden fazla mağazada yaklaşık 190 bin metrekare. Alışveriş caddeleri, yeni uluslararası perakendeciler, özellikle de lüks markalar tarafından amiral mağazalarının ana konumu olarak tercih ediliyor. İstiklal Caddesi’nde hazır giyime hitap eden ulusal ve uluslararası markalar yer alırken ulusal ve uluslararası lüks markalar Nişantaşı ve Bağdat caddelerini tercih ediyor. Uluslararası marka sayısı bazında, Nişantaşı bölgesi 75 mağaza ile birinci sırayı alırken, 62 mağaza ile Bağdat Caddesi ve 36 mağaza ile İstiklal Caddesi onu takip ediyor. İstiklal Caddesi, yaklaşık 200 bini aşan günlük hafta sonu ziyaretçi sayısı bakımından yaklaşık 5 orta çaplı AVM’ye denk geliyor. Kılıçdaroğlu: Mazot çiftçiye 2 lira olsun ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, mozotun 2 TL’ye indirilmesi gerektiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, “Çiftçiye verdiğimiz bir söz var. Mazotu senin için 2 liraya indireceğiz. Biz bunu söylediğimizde, bize ısrarla ‘kaynağı nereden bulacaksınız’ diye soruyorlardı. Sen yatlara, ÖTV’siz, KDV’siz mazot verirken kimse kaynak soruyor mu?” diye konuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ziraat Mühendisleri Odası’nın düzenlediği “Türkiye Ziraat Mühendisliği 8. Teknik Kongresi”ne katıldı. Kılıçdaroğlu, “Tarım çökmüş durumda. Eğer üretici ürettiği ürünün karşılığını alamazsa niçin üretsin? Çiftçi sonunda toprağını ekmemeye karar veriyor” dedi. Kılıçdaroğlu, çiftçiye dünyanın en pahalı mazotunun satıldığını belirterek, CHP olarak mozotun 2 TL’ye ineceğine ilişkin verdikleri sözü anımsattı. Bunu söylediklerinde kendilerine ısrarla, “Kaynağı nereden bulacaksınız” diye sorulduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, “Siz kendinize kaçak saray yaparken kaynağı nereden buldunuz diye kimse sormuyor. Ama çiftçiye gelince soruyorsunuz. Çiftçinin günahı ne? Tek günahı var çiftçinin üretiyor, alın teri döküyor, bizi besliyor, geleceğimizin güvencesi. Şimdi onu yok etmeye çalışıyoruz” diye konuştu. Aydınlara büyük görev düştüğünü söyleyen Kılıçdaroğlu, sokaktaki yurttaşın uzun vademi düşünemeyeceğini belirterek, vatandaşların ekonomiyi, siyaseti bir aydın kadar irdelemeyebileceğini de kaydetti. Ekonomi Servisi Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, NTV canlı yayınında memurlara enflasyon farkı ödeneceğini, yeni bir vergi reformu yapılacağını açıkladı. Şimşek’in açıklamalarının satır başları şöyle; * Petrol ortalama 5060 dolar aralığına inerse enflasyon yüzde 5’in altına bile inebilir. Enflasyonda en önemli risk faktörü doların değer kazanması. *Jeopolitik sıkıntılar Türkiye’nin büyüme performansını olumlu etkiledi. Yüzde 3’lük büyüme bu şartlarda iyi. * Gelir vergisi tasarının seçim öncesi ele alınmasını çok gerçekçi görmüyorum. Takdir Meclis’in. Memura enflasyon İhracatta beklentiler 5.6 puan düştü farkı ödenecek 17 Aralık sonrasında Türkiye’nin karşısına birçok sorun çıktı. Bu sorunlar içinde vergi reformu gecikti. Vergiyi tabana yaymamız lazım. Yeni tasarı bunu öngörüyor. Seçim sonrası ilk sıralarda gelir vergisi reformu gündeme gelecek. * Sadece şehir rantlarını vergilendireceğiz. * Sigarada bazı firmalar son çeyrekte fiyatları düşürerek bizim vergi gelirlerimizi aşındırdı. Kendilerini uyardım. Sigara firmaları pazar payı için fiyatlarını düşürüyor. * Bu sene memurlara enflasyon farkı ödeyeceğiz, memur maaş artışı en az yüzde 6.1 olacak. Enflasyon öngörülenden farklı olursa onu da memurlara ödeyeceğiz. Ekonomi Servisi İhracat Beklenti Endeksi, yılın 1. çeyreğinde, 2014’ün 4. çeyreğine göre 5.6 puan azaldı. 2014’ün 4. çeyreğinde 114,1 olan endeks, 2015’in 1. çeyreğinde 108.5 seviyesinde gerçekleşti. Ekonomi Bakanlığı’nın, 2015 yılı 1. çeyreğine ilişkin dış ticaret beklenti anketi açıklandı. Beklenti anketine göre, 2015’in 1. çeyreğinde, 2014’ün 4. çeyreğine göre ithalat beklenti endeksi azaldı. İthalat Beklenti Endeksi, söz konusu dönemde 2014’ün 4. çeyreğine göre 5.7 puan azaldı. 2014’ün 4. çeyreğinde 109,9 olan endeks, 2015’in 1+. çeyreğinde 104.2 seviyesinde gerçekleşti. Bu dönemde, 2014 yılı 4. çeyreğine göre, İthalat Beklenti Endeksi’ni oluşturan sorulardan gelecek 3 aydaki ithalat beklentisi, birim ithalat fiyatı beklentisi, mevcut ithalat sipariş düzeyi ile son 3 aydaki ithalat sipariş düzeyine ilişkin soruların ise endeksi azalış yönünde etkilediği gözlendi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle