19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 OCAK 2015 SALI 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada sonra tehdide karşı bulduğu çareyi şöyle açıkladı: “Avrupa’da aşırı akımlara ciddi bir kayma var. Türkiye AB’ye entegre olmuş olsaydı, engel çıkartılmasaydı bu kültürel gerilimler bu ölçüde olmazdı.” Ah Avrupa Birliği ah! Başbakan; RTE yönetimindeki Türkiye’nin AB’ye üye olmasını engellemeseydiniz şimdilerde Avrupa’yı kasıp kavuran İslamofobi eylemleri olmayacaktı, demek istiyor! AB, aklına kurban olsun AD’nin! Neden mi? Gazze’ye yapılan saldırı, daha önce Madrid’de, Londra’da, Norveç’te olan terör saldırılarında da sesimizi yükselttik, diyor. Fakat AD, ustası gibi bazı gerçekleri elbette anımsamıyor. O saldırılara yalnız Türkiye’nin değil, bütün dünyanın sesini yükselttiğini ıska geçiyor; sanki bu olaylar karşısında tek sesin Türkiye’den ve AKP hükümetlerinden yükseldiğinin sanılmasını istiyor. HHH Gelelim şu tam üye olmamızı AB’nin engellediğine… Üye olmamızı AB değil, bizzat AKP hükümetlerinin icraatlarının engellediğini nedense anımsamıyor. Bellek zafiyeti! Başbakan; AB, Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğüne iktidarın (geçmiş dönem başbakanı, şimdi Cumhurbaşkanı RTE’nin) vurduğu darbelerin örgüt kriterleriyle asla bağdaşmadığını her fırsatta açıkladığını unutuyor ve… ...özgürlükleri sürekli baltalayan Türkiye’nin AB’ye üye olamayacağını her kademede açıklıyor. Bu koşullarda AD, sanki Türkiye’yi AB’ye üye yapmayarak Avrupa’nın İslamofobinin sürekli ivme kazanmasına, böylece AB’nin neden olduğu gibi saçma sapan bir iddia ile Paris yürüyüşünü yorumluyor. Ve… …yürüyüşte birçok devletin bayraklarının yanı sıra kalabalık arasında şurada burada görülen Türk bayraklarıyla vatandaşlarımızın görünmesinin, teröre karşı olduğumuzu ve AB ile ilgili söylediği üyelik önlemini açık biçimde belirttiklerini söylemeye çalışıyor. HHH Bu sırada Cumhurbaşbakanı RTE, 10 Ocak Gazeteciler Günü’nde yalnız kendine uygun 17 medya ile yaptığı toplantıda başka havalarda. Ne AB’nin basın ve ifade özgürlüğüne olan titizliğinden ve bizi uyarmasından ne de yalaka ve yandaş basın dışındaki medyayı neden böyle bir toplantıya çağırmadığından söz ediyor. HHH RTE, devlet yönetenleri yanılgılara sürükleyen, fikri sabit denilen rahatsızlıktan bir türlü kurtulamıyor. Toplantıda, “paralel yapı bütün dünyada bizi karalayan ve bu terör odaklarıyla ilişkiliymişiz gibi gösteren yayınlar yapıyor” diyor. Buna karşı önlem almak gerektiğinden söz ederken dünya medyasını paralel yapının (Pensilvanya’nın) aleti olmakla suçladığının farkında bile değil. HHH Zira o hep haklı. Türk ve İslam dünyasının bir türlü onu anlayamadığından şikâyetçi... Ne var ki RTE, yurtdışındaki olumsuz ve hükümet karşıtı yayınlara o her şeyi bilen zekâsı ile çare bulamamış ki, “neler yapılabileceğini, topladığı yandaş gazetecilere” soruyor. HHH RTE biliyorsunuz Türk medyasının dünyanın en özgür medyası olduğunu ilan etti. Tabii ve herhalde bu saptamasıyla onun gösterdiği yönde yayın yapan yandaşyalaka medyayı söylüyor. Şu tablo RTE için yalanlarla dolu ama işte uluslararası örgütlerin açıkladığı acı tablo: 2014’te 217 gazeteci darp edildi. 900’e yakın çalışan işten atıldı. 83 gazeteci istifa etti. 21 gazeteci halen cezaevinde. Geçen yıl tam 30 ayrı olay hakkında yayın yasağı getirildi. 1725 Aralık operasyonlarını haber yapan gazete ve çalışanlarına 100’ün üzerinde dava açıldı. HHH Bu rakamlar RTE’ye göre hep yalan, uydurma, tabii iktidar aleyhine uydurulan rakamlar. İyi ama ABD merkezli düşünce kuruluşu Freedom House’un, 2014 raporunda Türkiye’yi basın özgürlüğü konusunda “kısmen özgür ülkelerden, özgür olmayan ülkeler” kategorisine düşürmesi, uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün 2014 basın sıralamasında Türkiye’yi 180 ülke içerisinde 154. sırada göstermesi... Acaba bunlar, RTE’nin her yolsuzluğu örtmeye çalışırken iddia ettiği gibi hükümeti devirmeyi mi amaçlıyorlar? RTE bu ciddi suçlamaları yalanlayarak şimdi gururla Türk medyasının Etiyopya, Uganda gibi Afrika ülkelerinin bile gerisinde kalmadığını iddia ederse şaşıracak mıyız? HABERLER “Fascislamism…” Faşizmle İslamın birlikte anıldığı yeni kavram bu… Fransız filozof BernardHenri Levy, pazar günü CNN ekranında, son kitabında yer verdiği bu kavramı savunuyordu. Radikal İslamın faşist karakterini ve “cihadizm” tehdidini küçümseyen Fransız düşünürleri eleştiriyor, “Bundan böyle bu konuda asla zayıflık göstermeyeceğiz” diyor, yürüyüşü ise “Özgüvenimizin dönüşü” diye yorumluyordu. O sırada ekrana gelen görüntüyle çelişen bir yaklaşımdı bu… Paris’teki görkemli 11 Ocak mitingini yorumlayanlar, Avrupa’nın saldırılara tepkisinin, 11 Eylül sonrası Amerika’dan farklı olacağı kehanetini dillendiriyordu. ABD, ikiz kuleler saldırısından sonra güvenlik politikalarını sıkılaştırmış, “karşı cihat” ilan ederek radikal İslamcılara karşı bir haçlı seferi başlatmıştı. Charlie Hebdo saldırısına karşı, Müslüman liderlerle omuz omuza yürüyen Avrupalı devlet başkanlarının ise “daha çok dayanışma” şiarı ile ve Batı’nın liberal değerlerinden taviz vermeden, akılcı bir çözüm arayacağı iyimserliği hâkimdi. HHH Erken bir iyimserlik… Pazar mitingindeki birlik havası ve “Ben Charlie Hebdo’yum” dayanışması çok umut verici olmakla birlikte, bu çapta bir travmayı yatıştırmaya yeteceği şüpheli… popülaritesi yüzde 43’e ulaşmıştı. 2017 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tura kalmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Son saldırının, bu eğilime hız kazandırmadığını kim iddia edebilir? HHH Tersini dilemekle birlikte “Charlie Hebdo sonrası Fransa”nın Müslüman göçmenler için eskisinden çok daha zorlu bir ülke olacağını öngörmek ve ona göre politika oluşturmak gerek. Dünya televizyonlarının yayında olduğu sırada bütün konuk liderlere hararetle sarılan Hollande’ın Davutoğlu’nu soğuk bir el sıkmayla geçiştirmesinin sembolik bir anlamı var: Fransa, IŞİD’e anlayışla yaklaşan ve Suriye’de palazlanması için silah ve militan kapılarını açık tutan Ankara’nın bu tavrını “Gelip bizimle aynı safta yürüdü” diye unutmayacaktır. Paris’te karikatüristlere yönelik saldırıya karşı yürürken, kendi evinde karikatüristlere ve farklı fikirlere gösterdiği hoşgörüsüzlüğü ve hoyratlığı, elbette dikkate alacaktır. Nitekim dünkü Independent, Davutoğlu’nun yürüyüşteki varlığının, “IŞİD’le suç ortaklığı” nedeniyle yadırgandığını yazdı. Türkiye, özgür dünyanın bir parçası olmak ve Batı’da yükselen İslamofobiye karşı teminat oluşturmak istiyorsa, barbarlıkla arasına daha net bir mesafe koymak ve inanç özgürlüğüne sahip çıktığı kadar fikir özgürlüğünü de savunmak zorundadır. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY n Baştarafı 1. Sayfada dönmesi neredeyse alışılmış bir durumdu. Önceki benzer saldırılarda da Müslüman kökenliler başta olmak üzere göçmenlerin yaşamı zorlaşmış, değil ülke değiştirmek, şehir değiştirmeleri de sorun haline gelmişti. Yine benzer bir tablo ile karşı karşıyayız. Başta Suriye ve çevresi olmak üzere adı terörle anılan bölgelere öteki ülkelerden “stajyer terörist” olarak gidenlerin büyük bölümünün yine benzer coğrafyalardan batıya göçmüş kimseler olması rastlantı olarak yorumlanamaz. Yasal ya da yasadışı yollarla batıya göçmüş kişilerin, geldiği ülkeye uyumu yıllardır tartışılan bir konu. Gelişmiş Batı ülkeleri sadece eğitimli ve işlerine yarayacak kişilerin göçünü kabul ediyor, ötekileri geri göndermek için her yöntemi deniyor. Gemileri yakarak gelmiş olan ailelerin genç kuşakları da gördükleri, yaşadıkları çelişkiler karşısında “göç” olgusunun başındaki “g”yi atarak bugüne, geleceğe bakıyor. HHH Göç, tarihin motorudur. İnsanlık tarihi bir başka boyutuyla göçlerin etrafında şekillenmiştir. Türkiye nüfusunun yaklaşık üçte biri başta Balkanlar ve Kafkaslar olmak üzere göç kökenlilerden oluşuyor. Türkiye, nüfusuna oranla ülkesinin dışına en çok yurttaşını gönderen ülke. 5 milyonu Avrupa’da olmak üzere 8 milyon yurttaşımız dünyanın dört bir yanında yeni yaşam kurmuş durumda. Türkiye’nin kaderi, sadece göçmen almak ve göndermekten ibaret değil. Dünyanın en büyük göç geçiş yollarından biriyiz. Afrika’dan, Asya’dan gelip Avrupa’nın herhangi bir ülkesine gitmek isteyen 32 milletten insanın çoğunun umudu, Ege’de, Marmara’da ya ölümle ya hüsranla sonuçlanıyor. Bugün başlıca göç hedefi olan Avrupa’nın tarihi de göçlerle doludur. Bizim yaşadığımız topraklar da dahil olmak üzere 19. yüzyılda bütün kıtaların kaderini göç belirlemiştir. 1921’le 1924 arasında Avrupa’dan öteki kıtalara 55 milyon kişi göç etti. Bunun 34 milyonu Amerika’ya idi. ABD’nin bütün damarlarında Avrupa’dan göç var. HHH Göç, tarihin her döneminde büyük dramlara neden olmuştur. Anadolu’ya yönelen 191213 Balkan göçü, son 200 yılda en az üç kez yoğunlaşan Kafkas göçü, 1915’te Anadolu’dan çıkan Ermeni göçü tarifsiz acılarla örülüdür. Bugün “insan kaçakçılığı” diye tarif edilen küresel göç ise tarihin belki de en insanlık dışı tanımlarından biridir. 16., 17. yüzyıldaki “köle ticaretinin” yerini insan kaçakçılığı aldı. İşte küresel terörü besleyen olgulardan biri de bu. Önceki gün Paris’te 2 milyonu aşkın insanın teröre karşı bir araya gelmesi, pek çok dünya liderinin yan yana yürümesi elbette çok büyük bir dayanışma. Ancak başta küresel göç, insan kaçakçılığı olmak üzere teröre kaynaklık eden çağın vebalarını görmezsek; dayanışma, bataklığın ötesinde, bir araya gelmenin kolay olduğu yerde buluşup kötülükleri kınamaya benzer. Umut yolcuğuna çıkmış insanları Akdeniz açıklarında gemiden kovarak, onları denize dökerek sorunu çözmüş olmuyorsunuz. Kendi dışınızdaki coğrafyaya bölparçalayönet diye baktığınızda parçalardan biri size isabet edebiliyor. Küreselleşiyoruz diye öteki kıtalara hükmetmeye girişirken bir bakmışsınız küre selleşmiş; seller sizin sokaklarınızı da yarıp girmiş, yaşam biçiminizi önüne katmış götürüyor... ‘Faşislamizm’ Dalgası Geliyor İnsanın aklına Türkiye’de Hrant Dink’in katledilmesinin ardından “Hepimiz Ermeniyiz” sloganıyla yürüyen yığınların, devlet katındaki tezgâhı aydınlatmaya ve sokaktaki ırkçılığı bastırmaya yetmemesi geliyor. Paris’teki barbarlık da, kaçınılmaz olarak ırkçılığın dişini kamaştıracaktır. Marine Le Pen’in ırkçı partisi, pazar mitinginden dışlandı, ama Fransızların bilinçaltında bir karşılığı olduğu ve giderek mevzi kazandığı apaçık… 2011’den beri girdikleri her seçimde oy oranlarını artırdılar. Geçen yılın başındaki yerel seçimlerde yüzde 7’ye çıkmışlardı. Mayıstaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde büyük bir sıçrama yaparak yüzde 25’i gördüler. Bu, iktidar partisinin oyunun da üzerinde bir orandı. Saldırıdan hemen önceki anketlerde, Cumhurbaşkanı Hollande’a güven yüzde 17’ye gerilerken Le Pen’in Davutoğlu, ‘IŞİD’e karşı önlem’ sorusuna sert tepki gösterdi: Sınırı kapatırız Haber Merkezi Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, Berlin’de bir araya geldi. Görüşmenin ardından iki liderin düzenlediği ortak basın toplantısında bir yabancı gazetecinin, “Türk hükümetinin IŞİD’e karşı daha fazla önlem alması gerektiğini düşünüyor musunuz” sorusu karşısında Davutoğlu’nun ses tonunun sertleşmesi dikkat çekti. Davutoğlu, “Birileri eğer Türkiye’yi suçlarsa, yarın sınırları kapatırız ama öbür tarafta Suriye rejiminin bombaları altında katledilen her çocuğun vebali, o sınırları kapatma kararını almamızı isteyenlerin üzerinde olur” dedi. Önceki akşam geldiği Berlin’deki programı kapsamında, bir otelde bazı Türk sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle buluşan Davutoğlu’nun toplantısı basına kapalı olarak yapıldı. Davutoğlu için daha sonra Şansölyelik Binası önünde resmi tören düzenlendi. Almanya Başbakanı Angela Merkel tarafından karşılanan Davutoğlu, daha sonra Merkel ile baş başa bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından Davutoğlu ve Merkel ortak bir basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu, Paris saldırısına ismi karışan teröristin Türkiye üzerinden Suriye’ye geçmesinden sorumlu olamayacaklarını söyledi. Uluslararası istihbarat örgütlerinin kara listesinde bulunan 1500 ile 2000 yabancı uyruklunun Türkiye tarafından sınır dışı edildiğini de hatırlatan Davutoğlu, “Paris saldırısından bir gün önce İstanbul’da yine bir terör saldırısı oldu. Biz bütün müttefiklerimizden bekleriz ki aynı duyarlılığı İstanbul’daki terör saldırısında da, Türkiye ile beraber gösterilmeliydi” dedi. AB’ye üyelik konusunun Türkiye için bir medeniyet projesi olduğunu vurgulayan Davutoğlu, “Bizim üyeliğimiz, aşırıcıların alanını daraltır. AB’de Müslüman üye olmazsa başka bir resim ortaya çıkar. Türkiye olarak FRANSA ZİYARETİ Davutoğlu temassız ayrıldı DUYGU GÜVENÇ PARİS Fransız halkı, Charlie Hebdo ile sembolleşen farklı düşünme hakkına sahip çıkmak ve Fransız devriminin üç sloganına, “Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik”e yeniden sarılırken, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile temas kurmaktan özenle kaçındığı öğrenildi. Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün tehdit altında olduğu günlerde dünya basını liderlerin kortejinde Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da yer almasını eleştirirken, Elysee Sarayı’ndan Türkiye’ye özel bir davet gelmediği öğrenildi. Kaynaklar, davetin genel olduğuna işaret etti. Davutoğlu’nun başbakanlığı konusunda dünya arenasında önemli sınav verdiği ziyarette temasları sınırlı kaldı. İsrail ile “One minute” kriziyle başlayan Davos oturumuna yıllar sonra yeniden gitmeye hazırlanan Davutoğlu’nun Netanyahu ile yan yana durmamaya özen gösterdiği öğrenildi. Davutoğlu’nun kısa Paris ziyareti sırasında Almanya Şansölyesi Angela Merkel, İngiltere Başbakanı David Cameron, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Ürdün Kralı Abdullah ve Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras ile kısa süreli sohbetler yaptığı belirtildi. Liderlerin yürüyüşü sırasında ise Davutoğlu’nun yeri, AB üyesi ülkelerden oldukça uzağındaydı. 50’yi aşkın liderin kortejinde koruması yanında olan ve kolunu bırakmayan tek lider de Netanyahu oldu. Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande, davet ettiği liderleri öperek karşılarken, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun elini sıkmakla yetindi. Bu görüntüler, Fransız basınında Hollande’ın Davutoğlu’na mesafeli yaklaşımı olarak yorumlandı. Paris’te yaklaşık 2 milyon ve Fransa genelinde 3.7 milyon kişi özgürlük için yürürken, hiçbir olay çıkmadı. Buna karşın Fransa güvenlik önlemlerini artırmaya devam ediyor. Son verilere göre Fransa’da alarm durumu devam ediyor ve şehirde 10 bin ek güvenlik konuşlandırılacak. Bu ek güvenliğin 5 bini Yahudi okullarını korumakla sorumlu olacak. Fransa, hapishanelerde de İslamcı tutukluları birbirinden ayrı tutma kararı aldı. Bunun en büyük gerekçesi olarak da saldırgan Cherif Kouachi’nin Coulibaly ile hapishanede tanışması gösterildi. Davutoğlu, Merkel tarafından Şansölyelik binası önünde resmi törenle karşılandı. (AA) Almanya’dan çağrı: Daha fazla önlem alın Davutoğlu, Merkel’le ortak basın toplantısı yaparken Alman iç istihbarat servisinin şefi HansGeorg Maassen, Türkiye’ye çağrı yaptı. Associated Press’in haberine göre, ARD televizyonuna konuşan Maassen, Suriye’ye giden radikallerin yüzde 90’ının Türkiye üzerinden gittiğini belirterek radikal grupların Suriye’ye geçişini engellemek için daha fazla önlem alması gerektiğini söyledi. asırlardır Avrupa’nın parçasıyız, bundan sonra da parçası olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. zetecinin yönelttiği “Türk hükümetinin IŞİD’e karşı daha fazla önlem alması gerektiğini düşünüyor musunuz” sorusuna Davutoğlu sinirli bir şekilde, “IŞİD’den en fazla zararı Türkiye gördü. Dünya mülteci akınına belki de Türkiye şahit olmuştur. Şu an bu sayı 2 milyon. Biz sınırlarımızı açtıysak, teröristlerin geçişi için değil; babası, annesi öldürülen çocuklara, eşlerini kaybedenlere açtık. Türkiye’ye her sene 35 milyon turist geliyor. İstihbarat gelmesi lazım ki Türkiye bu kişileri listeye alsın” yanıtını verdi. Ankara’da gasp çatışması slam Almanya’nın parçası “İslam Almanya’nın bir parçasıdır. Almanya’da yasalara saygı duyanları içtenlikle karşılıyoruz” diyen Almanya Başbakanı Angele Merkel, “Almanya’da yaşayan Müslümanların içtenlikle karşılandığını bilmenizi isteriz. Birçok federal ve eyalet milletvekilimiz bulunmaktadır” dedi. Sorucevap kısmında bir ga İ n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Beysukent’te iddiaya göre, yaşlı çiftin evinde hizmetçi olarak çalışan bir kadın, gasptan sabıkası bulunan 3 kişiyi soygun için çalıştığı eve çağırdı. Şüpheliler, akşam saatlerinde Beysukent’teki eve geldi. Şüphelilerden ikisi yaşlı çiftin evine girdi. Gözcülük yapan Metin Ö, ihbar üzerine gelen polise, ateş açtı. Polis karşılık verince Metin Ö, olay yerinden kaçtı. Polis, evdeki iki zanlıyı ve hizmetçiyi gözaltına alırken polisin kovaladığı Metin Ö ölü olarak ölü geçirildi. Poz veren Türk IŞİD’ci öldürüldü n Haber Merkezi Suriye’nin Azaz Kasabası’nda kesilen kafalarla poz veren 24 yaşındaki Türk genci Mustafa K., kendisiyle birlikte Almanya’dan IŞİD’e katılan iki arkadaşıyla birlikte öldürüldü. Deutsche Welle Türkçe’nin haberine göre Almanya’da paket dağıtıcısı olarak çalışan, daha çocukken bir çok suça karışan Mustafa K., daha sonra düzenli olarak camiye gitmeye başlamış ve ardından IŞİD’e militan yetiştiren çevrelerin etkisiyle, bu örgüte katılmıştı. Erdoğan’dan İlber Ortaylı’ya gönderme n İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Topkapı Müzesi’nin restorasyonu tamamlanan Zülüflü Baltacılar Ocağı, Harem Hünkâr Sofası ve Müzik Odası, Kara Ağalar Mescidi ve Harem Kadınlar Mescidi’nin açılışını yaptı. Erdoğan törende “Birileri yazıyor çiziyor. İşte Vahdettin Köşkü’nü niçin yaptınız? Bunu diyor başbakan kendisi için kullanacak. Yani bu eserleri ayağa kaldırmaktan, rahatsız olan güya düşünce adamı yazıyor, çiziyor ve bunları eleştirmeye, bunun arasına da her türlü hakareti sıkıştırmaya çalışıyor” dedi. Tören salonunda daha önce Vahdettin Köşkü’nün restorasyonunu beğenmediğini, tarihi realiteye, sadık kalınmadan yapıldığını söyleyen Prof. Dr. Prof. Dr. İlber Ortaylı da vardı. ERDOĞAN: MÜSLÜMAN MAĞDUR 40 madenci daha işsiz kaldı Katliama gerekçe buldu: İslamofobi belirten Erdoğan, Türkiye’nin 200 milyon dolarla görevini yerine getirdi. Gazetecilerin soruları üzerine Erdoğan, ABD Başkanı Obama’nın çağrısıyla toplanacak Küresel Güvenlik Zirvesi için henüz davet gelmediğini kaydetti. Erdoğan, Paris’teki saldırıya ilişkin olarak “Olayın faileri belli, failleri Fransız vatandaşıdır” yorumunu yaptıktan sonra son dönemlerde Batı’da nefret suçunu tahrik noktasında olumsuz gelişmelerin olduğunu dile getirdi. Erdoğan, özetle şunları söyledi: “İslamofobi, aldı başını gidiyor. Biz Müslümanlar olarak, barış dininin mensubu olarak böyle bir katliam nereden gelirse gelsin tesvip etmemiz mümkün değil... Ancak bazı gerçekleri görmemiz gerekir. Suriye’de 300 bin insan öldürüldü, dünya kılını kıpırdatmadı. Türkiye, Lübnan ve Ürdün 5 milyon insana bakıyor. 5 milyar dolar harcadık, gelen destek para 250 milyon dolar. ‘Ev sahipliğiniz takdire şayan’ diyorlar. Batı’nın iki yüzlülüğü ortadır.” Abbas ise en büyük korkularının din çatışması olduğunu, böyle bir durumda dünyanın sonucu belirsiz bir girdaba gireceğini söyledi. Ala, Sultanahmet saldırısında sessiz kaldı n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanı Efkan Ala, İdareciler Günü dolayısıyla Vilayetler Evi’nde düzenlenen programın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP’nin soru önergesi ile gündeme getirdiği, “Sultanahmet saldırısı zanlısının da daha önce Suriye’ye Kilis üzerinden iki kez giriş çıkış yaptığı ve kendisine kırmızı pasaport verildiği” iddiasına “Bir soru önergesi varsa, ona cevap veririz ama bizde böyle bir bilgi yok” yanıtını verdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Paris’teki terör saldırısının ardından “Olayın failleri Fransızdır. Fransızların işlediği katliamın kesildiği yer Müslümanlardır, çok manidar” dedi. Bu kişilerin 16 ay hapis yattığına dikkat çeken Erdoğan, “Fransız istihbarat teşkilatı içerden çıkanları takip etmez mi?” diye sordu. Erdoğan’ın “Biz terörün yanında yer almadık ama katliamların arkasında ırkçılık, İslamofobi yatıyor. İslam dünyasının üzerinde oyunlar oynanıyor, bunu da bilmemiz lazım.” sözleri ise dikkat çekti. Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı resmi törenle karşıladı. ikili görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi. Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Binyamin Netanyahu’nun Paris’teki yürüyüşe katılmasına tepki göstererek “Hangi yüzle oraya gittin, önce Gazze’de katlettiğiniz yavruların, kadınların hesabını verin” dedi. Gazze’nin yeniden inşası için vaat edilen paraların verilmediğini n ZONGULDAK (AA) Ereğli ilçesi Kandilli beldesinde faaliyet gösteren Hattat holding’e bağlı HEMA kömür işletmesinde 40 madencinin iş akitlerinin feshedildiği bildirildi. Genel Maden İşçileri Sendikası Armutçuk Şube Başkanı İsa Mutlu, “İşten çıkarılanlar 520’ye ulaştı” dedi. Adliyede bir garip sergi ‘Hangi yüzle oraya gittin’ n İstanbul Haber Servisi İstanbul Adalet Sarayı’na girişte xray cihazına takılan ve özel güvenlik görevlilerin yaptığı aramalarda ele geçirilen delici, kesici ve sakıncalı aletlerin yer aldığı bir sergi adliyenin C bloğundaki atriumda açıldı. Başsavcı Hadi Salihoğlu, Adalet Komisyonu Başkanı Ayhan Ayan ile bazı başsavcıvekilleri kurdele keserek serginin açılışını yaptı. 2 bin 500 yakın kesici ve delici aleti gören Salihoğlu’nun yaptığı espriler gülüşmelere neden oldu. 3 kişiye 295’er lira n İstanbul Haber Servisi On Numara’da 10 bilen 3 kişi 295 bin 832 lira ikramiye kazandı. Şanslı numaraların 2, 5, 6, 10, 14, 17, 19, 21, 28, 33, 40, 43, 45, 49, 52, 55, 59, 63, 66, 67, 78 ve 79 olarak belirlendiği çekilişte, 9 bilenler 2 bin 216 lira, 8 bilenler 116 lira, 7 bilenler 23 lira, 6 bilenler 4’er lira, hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler 3 lira ikramiye alacak. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle