28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 OCAK 2015 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Dün Paris’te Charlie Hebdo saldırısına karşı büyük bir yürüyüş yapıldı. Bu yazı yazıldığı saatlerde yürüyüş devam ediyordu. Muhtemelen Fransa’nın uzun süredir gördüğü en büyük gösteri yürüyüşü. Her ne kadar Fransız basınında, Rusya, İsrail, Ürdün ve Gabon’la beraber Türkiye’den resmi katılım olması bu ülkelerin ifade özgürlüğü konusundaki zayıf karnesi nedeniyle eleştirilse de Davutoğlu’nun yürüyüşte olması olumlu. Umalım ki iktidara yakın yayın organlarında ve sosyal medya aktörlerinde görülen kafa karışıklığı ve saldırgan tutum bu kararla azalsın. Charlie Hebdo saldırganlarının radikalleşmesinde ABD’nin Irak işgali önemli bir rol oynamış. Zaten polisin radarına takılmaları ve kardeşlerden birinin mahkum olmasının sebebi de Irak’a savaşmaya gitme planları. Memleketimizde de, iktidardan nasiplenen birçok yorumcu meselenin bütün yükünü Batı dünyasına atan ve onların Ortadoğu’daki politikalarına bağlayan değerlendirmeler kaleme aldı. Bu bana Paris’teki başka devasa bir yürüyüşü hatırlattı. O dönem Fransa’da uluslararası hukuk yüksek lisansı yapıyordum. ABD, Irak’ı işgal etmek üzereydi. Paris’te yüz binlerin katıldığı bir gösteriyle ABD’nin savaş planı protesto edilmişti. Çok büyük oylarıyla savaşın parçası olmadık. Tezkereden 9 sene sonra Erdoğan’ın şu sözlerini unutmamalı: “Ben 1 Mart tezkeresini savunanlardandım.” Bugün AKP’nin yanında mevzilenmiş ve Charlie Hebdo saldırısından külliyen Batı’yı sorumlu tutan bazı yazarların da o dönem tezkereden yana tavır aldığını da not edelim. Irak’ın işgalinden sonra ABD’nin savaştaki müttefikleri İngiltere ve İspanya çok ciddi terör saldırılarıyla sarsıldı. Fransa ise savaş karşıtı pozisyonunun da katkısıyla bu ilk terör dalgasından etkilenmedi. Bugün Irak savaşına karşı tavır almış Charlie Hebdo ve Fransa’nın uğradığı saldırının, Irak savaşına asker yazılmaya çalışmış bir partinin taraftar ve mensupları tarafından Ortadoğu’daki Batı politikalarıyla izah edilmesi gibi bir vaziyetle karşı karşıyayız. Ne Fransa ne de genel olarak Batı dünyası günahsızdır. Ancak zamanında o çok lanetlenen Irak işgaline katılmaktan sadece 4 oyla ve tezkereyi isteyen Erdoğan’a rağmen kurtulunduğunu da unutmamakta fayda var. “Gâvur”un hep kötü kendimizin ise hep “haklı” olduğuna inanmak elbette iyi gelir. İyi gelir ama ne mevzuları anlamaya ne de onları çözmeye yarar. Kara kış mola verdi l Türkiye güneşli geçen pazar gününden sonra yeni bir yağışlı sistemin etkisi altına giriyor. Marmara, Ege, Batı Akdeniz, Anadolu’nun kuzeybatısı ile Batı Karadeniz’de görülecek yağışların genellikle yağmur ve sağanak, Trakya ile Marmara’nın yüksekleri, akşam saatlerinden sonra Kuzey Ege’nin iç kesimleri ile İç Anadolu’nun kuzeybatısında karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması bekleniyor. Yarın ise Ege, Batı Akdeniz, Anadolu’nun batısı, Hep Batı’nın Suçu ihtimalle savaşa karşıtı Charlie Hebdo’nun katledilen çalışanları da o yürüyüşteydi. Fransa, ABD’nin Irak’a saldırmasına karşıydı. Hatta Bush, Irak saldırısına direnen Fransa ve Almanya’yı “eski Avrupa” olarak damgalayıp başka müttefiklere bel bağladığının işaretlerini vermekteydi. O müttefiklerden biri Türkiye’ydi. Yeni seçilmiş AKP hükümeti ABD ile birlikte Irak’ın işgaline katılmaya pek hevesliydi. Bu amaçla Meclis’e bir tezkere verildi. Meclis’te sadece AKP ve CHP bulunmaktaydı. CHP blok halinde tezkereyi reddetti. Oylama neticesinde 264 milletvekili ABD’nin yanında savaşmayı kabul etti, 250 milletvekili ise bunu reddetti. Anayasaya göre 268 kabul oyu gerekiyordu. Türkiye, Irak savaşına kıl payı, sadece 4 milletvekili sebebiyle girmedi. CHP’nin ve henüz genel başkanına tam biat etmemiş genç AKP’nin içindeki bazı unsurların dönüyor Batı Karadeniz ile Orta ve Doğu Karadeniz kıyıları yağışlı, yağışların genellikle yağmur ve sağanak, Kuzey Ege’nin iç kesimleri, İç Anadolu’nun kuzeybatısı ile Batı Karadeniz’in iç kesimlerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması bekleniyor. Yarın Antalya ve Muğla’daki yağışların çok kuvvetli olması bekleniyor. Meteoroloji sel, su baskını ve karbonmonoksit zehirlenmelerine karşı da yurttaşları uyardı. Gölde facia SAMSUN (Cumhuriyet) Trabzon’daki çığ felaketinin ardından, bir facia haberi de dün Samsun’dan geldi. Samsun’un Bafra ilçesinde balık avlamak üzere Gıcı Gölü’ne açılan 7 kişinin içinde bulunduğu tekne, fırtına nedeniyle alabora oldu. Teknedekilerden 30 yaşındaki Niyazi Türkmen ve 37 yaşındaki Muharrem Türkmen’in cesetlerine ulaşıldı. Teknede bulunan ve yüzerek kenara çıkan Dursun Namlı (30) ise hastanede hayatını kaybetti. 1’i çocuk 4 kişinin bulunması için çalışma başlatıldı. Olay dün sabah Samsun’un Bafra ilçesi Sarıköy mevkii Gıcı Gölü’nde meydana geldi. Dursun Namlı (30), Yunus Emre Erol (20), Yunus Semiz (38), Muharrem Türkmen (37), Niyazi Türkmen (30), Mehmet Ali Semiz (35) adlı balıkçılar, 15 yaşındaki Tekne alabora oldu: 3 ölü, 4 kişi kayıp B.N’yi de yanlarına alarak olumsuz hava şartlarına rağmen balık avlamak için tekneyle göle açıldı. Deniz kenarına yakın bir bölgede bulunan gölde şiddetli fırtına nedeniyle tekne alabora oldu. Olay sonrasında bölgeye gelen jandarma ve itfaiye ekiplerinin gölde yaptığı arama sonucunda Dursun Namlı’nın cesedine ulaşıldı. Samsun İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ekipleri teknedeki kayıp 6 kişinin bulunması için çalışma başlattı. Bafra Belediye Başkanı AKP’li Zihni Şahin ise “Bir kişinin cesedine ulaşıldı. Balık avlamaya gitmemeleri konusunda kendilerini uyarmışlar ama maalesef dinlememişler. Fırtına nedeniyle de tekneleri alabora olmuş. Ekiplerin çalışması sürüyor” diye konuştu. (Fotoğraf: AA) Samsun’daki tekne faciasında kaybolanların yakınları acılı bekleyiş içinde. Üç usta ÖZLEM YÜZAK ÜSKÜP “Göç, herkesin bir şekilde parçası olduğu bir olgu, bu yüzden Balkanlar’la başladık kültür yolculuğumuza” diye söze başladılar. Kayboldu sanılan “Biz”i bulmak için bir yola çıkıştı sanırım onlarınki, insanların birbirlerini boğazladığı bir dünyada kültür kardeşliğini aktarmak, belki kültürler arasına bir pencere açabilmek... Ve sonunda her biri 45 dakikalık 10 bölümden oluşan ve müziklerini Kardeş Türküler’in yaptığı bir belgesel ve 205 sayfalık bir kitap çıktı ortaya. Kafkas yaylalarından Sulukule sokaklarına, Ada sahillerinden Balkan köprülerine, Abdal düğünlerinden Akdamar efsanelerine... Belgeselin 3 ustası, Nebil Özgentürk, Can Dündar ve Coşkun Aral’ın Denizbank ile birlikte gerçekleştirdiği projenin tanıtımı Can Dündar, Nebil Özgentürk ve Coşkun Aral’dan Biz Kültür Yolcuları adlı belgesel dizisi ‘biz’in peşinde için Makedonya’nın başkenti Üsküp’teyiz. Belgeselin ilk bölümünü izlemeden önce kısa konuşmalar yapılıyor. Nebil Özgentürk, “Türkiye üzerinde oyunlar oynanan bir ülke; biraz kimliklere dokunalım istedik. Kültürleri tanıştıralım, kaynaştıralım, biraz daha gülümseyen bir ülke olması için uğraşalım..” derken sözü Can Dündar alıyor, ortak paydaların giderek yittiğini, “Biz” olgusundan giderek uzaklaşıldığını anlatarak “3 belgeselci olarak ‘dağılan Biz’in peşine düştük. Bu ülkenin kültürel zenginliğini, mozaiğinin ortak hazinemiz olduğunun bilincini yeniden yeşertmek istedik” diyor. Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş projeyi “Bu bizim için bir anlamda insanımızın hikâyesiydi, içinde yer aldığımız coğrafyanın geçmişiydi ve geleceğiydi’” diye özetliyor. Özellikle belgesellere destek bulmanın hayli zor olduğu günümüzde Denizbank’ın desteği gerçekten anlamlı. Ailesi aynı topraklardan göç etmek zorunda kalan biri olarak belgeselin Balkan göçü ile başlaması benim için daha bir anlamlı. Ata topraklarında bu belgeseli izlemek de... Gezide bize eşlik eden, 8 yaşında bu toprakları terk etmek zorunda kalmış Suzan Kardeş’in gözyaşları hepimizin gözyaşları haline geliyor. “Biz diye bir şey var mı gerçekten” sorusunun yanıtını beraber arayacağımız bir belgesel bu. Ardında büyük savaşlardan yanlarına tek bir kofer ve bir sandık alarak kaçışlar, hiç bilmedikleri topraklara yolculuklar ve yeni bir yaşama tutunma çabaları var. Beraberinde acılarını, anılarını, şarkılarını ve kültürlerini de getiren insanların onların çocuklarının, torunlarının öyküleri... Tabii bu ilk bölüm sadece. Devamında Yaşar Kemal’le dengbenjler, Ara Güler’le Ermeni ustaları konuşuluyor, Zülfü Livaneli ile Livane kalesine tırmanılıyor, Fazıl Say ile Adalar kültürünün izi sürülüyor... C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle