28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 EYLÜL 2014 SALI 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada ... arkasından işçi dünyası ağlıyor ve… …polisin gaz bombalı müdahalelerine karşın yeter artık diye haykırıyor. 12 yıldır bu ülkeyi yöneten RTE hükümetlerinin rüşvet, yolsuzluk başta, bilumum sorunlarını devralan AD (Ahmet Davutoğlu) önü alınmayan iş kazalarını asansör katliamı vesilesiyle Bakanlar Kurulu’nda nihayet masaya yatıracaklarını açıklamak lütfunda bulundu. Soma faciası göz göre göre geldi. RTE hükümeti sanki bu facianın oluşunda en ufak hatası, yanlışı yokmuş gibi, 131 işçinin toprak altında kalarak can vermesinde de tam bir sorumsuzluk örneği verdi. Oysa maden kazalarını pek çok Batı ülkesi gibi asgari düzeye indirecek önlemleri sıralayan uluslararası anlaşmayı yıllardır imzalayıp uygulamaya girmesini, örneğin maden ocaklarında güvenli odalar yapımı gibi önemlerin alınmasını AKP hükümetleridir engelleyen. Son 8 ayda toplam 1270+10 iş kazası olduğu açıklandı. Dünya devleti olduk, olmak üzereyiz diye seçmen oylarını tavlayan RTE, örneğin iş kazalarında dünya üçüncüsü olduğumuzun altını çizerek bu iddiasının doğrulandığını cumhurbaşkanı nutuklarında açıklarsa sakın şaşırmayın. HHH AD hükümeti iş kazalarının hangi nedenlerle olduğunu saptayıp ilgili kimselerin ağlaşmalarına aldırış etmeden, gerekli de değil, zorunlu önlemleri alabilecek mi? Dünyanın hangi demokratik ülkesinde 8 aydaki iş kazalarından sonra sorumlu çalışma bakanının bizde olduğu gibi giden gelen hükümetlerde koltuğunda oturmaya devam ettiğine tanık olmadığınızı… …ilgili bakanımızın dün de bugün de istifa etmeyi bir lahza olsun aklından geçirmediğini rahatlıkla söyleyebilirsiniz! Soma faciasından sonra çalışma bakanımıza gazeteciler istifayı anımsattıklarında aldıkları yanıtı anımsıyor musunuz: “İstifa bu faciaları önleyecek mi?” HHH Asansör katliamı geçen haftanın iki önemli olayını geride bıraktı. Oysa Cumhurbaşbakan RTE’nin Başkan Obama ile yaptığı uzun süreli görüşme ile CHP kurultayı önemliydi. Obama RTE görüşmesinin içeriğine bakarsak; ABD Başkanı IŞİD tehlikesini, RTE’nin onayladığı uluslararası bir koalisyona devretmeyi başlıca amaç olarak öne çıkardı ve son konuşmalarının birinde “IŞİD’e karşı mücadeleye Türkiye, Ürdün, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Sünni ülkelerin müdahil olması lazım” dedi. IŞİD’e müdahalede Türkiye’nin ön plana çıkması coğrafi bir zorunluluk. Bu doğrudan müdahalelerin içeriği henüz belli değil ama yarınlarda şu ve bu biçimde, üstelik askeri müdahaleye dönüşmesi de olası müdahalelere pek gönüllü olmayan Türkiye ne yapacak? HHH RTE görüşmeye, mademki stratejik dostuz, paralel yapının ulusal güvenliğimizi tehdit ettiğini dikkate alarak Gülen’i ya sınır dışı et ya da bize iade et gibi kesin hatlı bir öneriyle girdi de... Obama’dan ne aldı? Başkan, tabii sen istiyorsan derhal, mı dedi bu dayatmaya? Gülen’in bu yapının başında olduğunun, ulusal güvenliği tehdit ettiğinin hele belgelerini, bilgilerini görelim, dedi. Ama RTE’yi eli boş döndü denilmesin diye bizimkinin havada kaptığı istihbarat servisleri ile dışişleri bakanlarını konuyu izlemeleriyle görevlendirdirmeyi önerdi. Bu da bir dostu uyutmanın zoraki yöntemi. HHH Ha bir de PM seçimleriyle sonuçlanan CHP kurultayı var. Yeni PM’den çok umutlu genel başkan. Yeni üyeler de 2015’te partiyi mutlaka iktidar yapacaklarını söylediğine göre bekleyip gelişmeleri görmek ve izlemek kalıyor geriye! Bir de umut bu işte demek!.. HABERLER Gezi’ye katılan üyeleri hakkında iddianame hazırlandı ve liderleri darbeye teşebbüsle suçlandı GÜNDEM MUSTAFA BALBAY n Baştarafı 1. Sayfada ... Büyük Taarruz’un başarıyla sonuçlanmasının ardından 9 Eylül’de Belkahve sırtlarından İzmir’e gelen Mustafa Kemal’e çevresindekiler övünçle seslendiler: “Başardık paşam, zaferle bitti...” Atatürk, “hayır” dedi, şöyle devam etti: “Asıl mücadele şimdi başlıyor...” Evet, asıl mücadele yeni başlıyordu. Atatürk’ün kafasındaki hedefin henüz ilk aşaması tamamlanmıştı. Devamında daha zorlu bir yolculuk vardı. Bu yolculuk modern Türkiye’nin kurulmasıydı. Bir bakıma hiç bitmeyecek bir yolculuktu. Zira Atatürk’ün kafasında çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmanın, devamında onun da ötesine geçmenin, çağı belirleyen bir ülke olmanın planları vardı. Atatürk’ü gerek yaşadığı çağın gerekse tarihin öteki evrelerinin komutanlarından, devlet adamlarından ayıran başlıca özellik budur. Rousseau, “bir toplumu aydınlatmak yönetmekten zordur” diyor. Atatürk, bu sözün gereğini yaptı, daha zor olanı seçti. 9 Eylül’de Anadolu’yu işgal eden son kuvvetleri de bu topraklardan çıkardıktan sonra, zaferin hazzını yaşamayı, nimetlerini toplamayı değil, toplumu aydınlatmayı seçti. HHH Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı zaferle sonuçlandırdığı gün söylediği “daha yeni başlıyor” cümlesi, aynı ayın içinde anlamını buldu. Bursa’daki öğretmenler kurultayı, savaş sonrası katıldığı ilk büyük toplantı oldu. “Öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır” sözünü söylediği bu kurultayla birlikte yeni dönemin en önemli hamlesi eğitimde atıldı. O dönemin öğrencilerine sadece derslerinde başarılı olma aşkı verilmiyordu, aynı zamanda cumhuriyetle birlikte gelen devrimlerin heyecanıyla yetişiyorlardı. Attilâ İlhan’ın bir söyleşisinde okuduğumu anımsıyorum; Cumhuriyetin ilk yıllarında İzmir’de öğrenci iken duygularını şöyle anlatıyordu: “Derslerimizde başarılı olmayı o kadar önemsiyorduk ki, karnemizde zayıf gelirse Cumhuriyet de zayıflayacakmış gibi hissediyorduk...” Yine aynı dönemin öğrencilerinden matematikte Arf teoreminin bulucusu Prof. Cahit Arf da İzmir’deki lise yıllarını şöyle özetliyordu: “Cumhuriyet ve devrimleri bize öylesine büyük bir heyecan ve özgüven veriyordu ki; matematik okurken yeryüzünün bütün problemlerini çözebileceğimize, çözdükten sonra da yeni problemler üretip onları da çözeceğimize inanıyorduk...” Prof. Arf’ın o inancı gerçekleşti ve yıllar sonra dünyaca ünlü bir matematik profesörü oldu. HHH 9 Eylül’de yola çıkılan “başlangıcın” hedefinde sadece okul çağı çocukları yoktu. Aydınlanma projesinin en önemli ayaklarından birini Halkevleri ve Halkodaları oluşturuyordu. Halkevleri tiyatrodan el sanatları eğitimine, okuma yazmadan müziğe kadar onlarca etkinliği içinde barındıran gerçek bir halkeviydi. Bunlar daha çok büyük kentlerde kuruluydu. Halkodaları ise büyük ölçüde köylerdeydi. Yerine göre muhtarın odasının yanı ya da köyün en büyük kahvesi aynı zamanda Halkodası işlevi görüyordu. Burada da özellikle süreli yayınlar, kitaplar yer alıyordu. Sayıları mı; Halkevi 500 kadar, Halkodası ise 4 binin üzerinde. Halkevleri ve Halkodaları bugünkü sivil toplum kuruluşlarının işlevini de üstlenen bir yapıya sahipti. Bu gerçeği Atatürk’ün sadece Ankara ve büyük kentlerin merkezlerinde Cumhuriyeti ve devrimleri yayabildiğini iddia edenlere bir kez daha anımsatmış olalım. 9 Eylül 1922’deki büyük zaferi ve büyük başlangıcı bir kez daha selamlıyoruz. ‘Türkiye isyan etti, ERK ACARER ihale bize kaldı’ Toplumun kodlarıyla oynayan iktidar, attığı her adımda direniş ruhunu geri çağrıyor! Gezi’ye katıldığı için darbe girişimiyle yargılanacak çArşı’ya en anlamlı destek Fenerbahçe’nin taraftar grubu Sol Açık’tan “Faşizme karşı kardeşimsin çArşı” başlığıyla geliyor. Sol Açık, başlığın altına şunları sığdırıyor: “Akıl tutulması yaşamak dedikleri bu olsa gerek. İleri demokrasi şimdi de buradan saldırıyor.” “Akıl tutulması” meselesini Beşiktaş Çarşı içinde, bizzat çArşı’nın abileriyle tartışıyoruz. Konu “Türkiye isyan etti, ihale bize kaldı” sözleriyle açılıyor: “Bu kitlesel bir hareketti. çArşı vicdan sahibi bir gruptur. Biz büyük iş yapmadık aslında. Toplum ‘mute’ tuşunda olduğu zamanlarda da biz ‘titreşimdeydik’. Üşüyen çocuklara atkı gönderdiğimiz, haksıza karşı haklının yanında olduğumuz, ağaçlara dokunma dediğimiz için zaten yıllarca çıban başı olarak görüldük. Söylemlerimiz sistemi rahatsız etti. Hiçbir demokratik ülkede protestocular darbe girişimiye yargılanmazlar. Kasti yapıyorlar. Esma’ya ağlayıp Berkin’e ağlamayanlardan değiliz.” çArşı’nın yürüyüş yapmak ve protesto gösterilerine katılmak için 24 bin TL para aldığı, tapelerde geçen ve yandaş medyanın sık sık kullandığı ifadelerden biri üzerinde duruyoruz. çArşı’nın tam damarından olanlar bu iddialar konusunda çok net yanıtlar verip işin aslını özetliyorlar: “Yıllar önce Spor Asayiş Şube Müdürü olan, Lokman Yanık isimli ‘kirli bir polis’ vardı. Futbol camiasından menfaat sızdırıyordu. Bilet ve formaları temin ediyor, bunları polis müdürlerine jest yapmak için dağıtıyordu. Beşiktaş tribünleri ona biat etmedi, istediklerini yapmadı. Bu, Lokman Yanık’ta kişisel bir hırs yarattı. İşadamlarını da tehdit etmeye başlamıştı. Sonunda görevi kötüye kullanmaktan hakkında bir sürü dava açıldı ve Diyarbakır’a sürüldü. Kişisel husumeti yüzünden aramızdan ayrılan eski bir arkadaşımızla yakınlaştı. Onu çArşı, para aldı diye araması işin içyüzüdür. Bu arkadaşımız da kirli polisin iftirasını yaymıştır. Trilyonları da önümüze ser AĞIRLAŞTIRILMIŞ HAPİS İSTENİYOR İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı Direnişi sırasında gözaltına alınan çArşı grubu üyeleri hakkında ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme’ ve ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçlamaları’ ile iddianame hazırlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede, çArşı grubu kurucularından Cem Yakışkan, Numan Bülent Ergenç ve Halil İbrahim Erol’un da aralarında bulunduğu 35 kişiye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Adem Meral’in hazırladığı iddianamede, 35 kişi için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının yanı sıra çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmek, görevli memura direnme ile izinsiz gösteri suçlamalarıyla 2 yıldan 50 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede 9 polis de müşteki olarak yer aldı. İddianame gönderildiği İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi iddianamenin kabul edilip edilmediğine ilişkin kararını önümüzdeki günlerde açıklayacak. çArşı twitterdaki @forzabesiktas hesabından “Ömür Boyu Ağırlaştırılmış Beşiktaşlıyız! çArşı” ve “Sağı solu yok. ÜstüAltı yok. Şirketi dükkânı yok. Şefi yok, tarikatı yok. Siyaseti, Partisi yok. Sırtında yumurta küfesi yok. çArşı Vicdanı var” twitlerini attı. seler, içimize sinmeyecek işi yapmayız!” çArşı duyarlığından ödün vermediğini ve korkuya teslim olmadığını Torunlar Centar’daki iş cinayetini kınayarak gösteriyor. çArşı’nın abileri anlatıyor: “Dünyada sistem korkunç işliyor. Para aldılar yalanı Tayland, Malezya, Singapur gibi Uzakdoğu ülkelerinde, plazaların altı mezarlıktır. Büyük gökdelenler inşa edebilmek için insanları 18 saat çalıştırmanın formülünü düşünmüşler ve Ekstazi’yi bulmuşlardır. Uzakdoğu’daki ya da buradaki işçiler fark etmiyor. İnsana kıyan düşünce ve sistemi eleştiriyoruz. İşte bu nedenle problemli çocuklar olarak görülüyoruz!” çArşı’nın avukatlarından Derviş Yıldız, iddianameyi şöyle değerlendiriyor: “Savcılık polis fezlekesini alıp iddianame olarak kopyalamış. Ne kamu araçlarına zarar verildi ne de taş atıldı. Sosyal medyayı sıkça kullandıkları söylenenler bu mecraların yanından bile geçmedi. Resimler var, diyorlar. Kayseri’de 2009 yılında çekilen bir fotoğrafı iddianameye koymuşlar. Dosya bizim lehimize çünkü somut delillerimiz var.” Diğer çArşı avukatı İnan Kaya da iddianameye ilişkin bilgiler veriyor: “İddia edilen şey çok ağır ve komik! En saçma olan da eşzamanlı Ankara ve İstanbul’daki Başbakanlık ofisini basma girişimleri. Aktif rol oynadıkları söylenen 23 kişi telefonla bile konuşmamış. Nasıl örgüt olsunlar! Ceza alacaklarını düşünmüyorum. Ama... Yine de burası Türkiye belli mi olur diyelim!” CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, iddianameye “Bir darbeden söz edilecekse darbeyi AKP hükümeti yapmıştır. İddianamenin, hükümetin Gezi sürecinde yaptığı darbenin üstünün örtülmesi için işleme konduğu açıktır” tepkisini gösterdi. DHKPC’DEN KAYDI OLAN YOLDAŞ AYDOĞAN İLE GÖKMEN KESKİN YAŞAMINI YİTİRDİ OKULA YALINAYAK BAŞLADI n İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Soma Kaymakamı Mehmet Bahattin Atçı, Soma Kömürleri AŞ’ye ait Işıklar ocağında üretimin bir ayakta bugün yeniden başlayacağını açıkladı. Soma’da, 13 Mayıs’ta Eynez yeraltı kömür madeninde yaşanan iş cinayetinin ardından Soma Holding’e ait Işıklar ve Atabacası ocaklarında da eksikler nedeniyle üretim durdurulmuştu. Soma’da üretim başlıyor Gazi’de silahlı çatışma Mahir Çetin yaşamını yitirdi. n MUŞ (DHA) Bulanık’taki Çataklı köyünde yaşları 1120 arasında değişen 1’i kız 10 çocuğun, PKK’liler tarafından dağa götürüldüğü belirtildi. Muş Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada, “Ailelerin bir kısmı çocuklarının İstanbul’a çalışmaya gittiklerini, bir kısmını ise kendi rızasıyla bölücü terör örgütüne katıldıklarını beyan etmişlerdir. Durum netlik kazanmadığından araştırmalara devam edilmektedir” denildi. PKK 10 çocuğu dağa götürdü 8 ayda 19 ölü 25 yaralı n DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın yaptığı belirlemeye göre, bu yıl geride bıraktığımız süre içinde sınırdan Türkiye’ye girmek isterken “yargısız infaz” olarak değerlendirilen müdahaleler sonucunda 19 kişi öldürüldü, 25 kişi de yaralandı. Sadece “sınır ticareti” için Suriye ve Türkiye’ye kaçak mal götürenler değil, Rojava’daki çatışmalardan kaçanlar, Rojava bölgesinde yaşanan yiyecek sıkıntısı nedeniyle Türkiye’ye geçen Suriyeliler ve sınırın her iki tarafında bulunan yakınlarını ziyaret etmek için sınırdan geçenler de kurşunların hedefi oldu. n ANKARA (AA) Milli Piyango idaresince düzenlenen On Numara oyununun bu haftaki çekilişinde 10 bilen 1 kişi, 271 bin 893 lira on kuruş ikramiye kazandı. Kazandıran numaraların; “9, 15, 23, 32, 34, 42, 47, 49, 50, 51, 52, 57, 60, 61, 65, 68, 72, 74, 75, 76, 78 ve 80” olarak belirlendiği çekilişte, 9 bilenler 2 bin 449 lira ellişer kuruş, 8 bilenler 117 lira kırkar kuruş, 7 bilenler 23 lira seksen beşer kuruş, 6 bilenler 4 lira otuzar kuruş ve hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler, 2 lira yirmi beşer kuruş ikramiye alacak. Bir kişiye 271 bin lira İstanbul Haber Servisi Gazi Mahallesi’nde iki grup arasında çıkan silahlı çatışmada 2 kişi öldü, 2 kişi yaralandı. İddiaya göre Yoldaş Aydoğan (33) isimli kişi DHKPC’den ayrılıp Ezilenlerin Sosyalist Platformu’na (ESP) üye oldu. Yoldaş Aydoğan’ın bu girişimine karşı çıkan bazı DHKPC üyesi arkadaşları konuşmak için kendisini İsmetpaşa Caddesi’nde çağırdı. Yoldaş Aydoğan ile diğer örgüt üyeleri arasında tartışmayla başlayan olayda silahlar çekildi. Silahların ateşlenmesiyle birlikte çıkan çatışmada, Yoldaş Aydoğan ve Gökmen Keskin (32) hayatını kaybederken Erdal Başçı ve Ufuk Güleç ise yaralandı. Yaralılar Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldıAydoğan rıldı. Ölen Yoldaş Aydoğan’ın DHKPC örgütüyle ilgili poliste kaydının olduğu öğrenildi. Sırtından vurularak yaralanan Erdal Başcı’nın 2 yıl kesilmiş hapis cezası, 4 ayrı suçtan aranması ve 20 ayrı suçtan sabıka kaydının bulunduğu, olayla ilgili bir kişinin de arandığı bildirildi. YaKeskin ralı Ufuk Güleç’in o sırada yoldan geçtiği ve kavgayı görünce ayırmak için araya girdiği ileri sürüldü. Adli Tıp Kurumu’nda otopsi işlemleri biten Yoldaş Aydoğan’ın cenazesi Gazi Cemevi’ne getirildi. Cenaze geldiği sırada Aydoğan’ın yakınları gözyaşı döktü. Gökmen Keskin’in cenazesi ise Pir Sultan Abdal Cemevi’ne getirildi. Yoldaş Aydoğan memleketi Tokat Zile’de Gökmen Keskin ise Gazi Mezarlığı’nda toprağa verilicek. HDP, NEFRET SUÇUYLA MÜCADELEYE ÇAĞIRDI Antalya’da ırkçı saldırı latılmasını isterken, İHD Batman Şube Başkanı Mehmet Bağatır ve ÇHD Genel Başkan Yardımcısı avukat Münip Ermiş, olayın takipçisi olacaklarını söyledi. Yazılı bir açıklama yapan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç, saldırı sırasında “Pis Kürtler” ifadesini kullanmasının, saldırganların ırkçı niteliğini açıkça ortaya koyduğunu vurguladı. Oluç, başta hükümet olmak üzere tüm siyasi parti ve kuruluşları ırkçılıktan arınmaya, ırkçılık ve nefret suçlarıyla mücadeleyi gündemlerine almalarına ve bunun bir devlet politikası olarak benimsenmeye çağırarak, “Irkçılıkla mücadelede gösterilecek her çabanın toplumsal barışın sağlanması için atılmış bir adım olacağını” dedi. Kaş Kaymakamı Selami Kapakkaya ise “ Bu meydana gelen olay, herhangi bir siyasi grubun organizesiyle olmuş değildir. Etnik bir husus kesinlikle yok” diye konuştu. Fotoğraf: DHA Yurt Haberleri Servisi Antalya’nın Kaş ilçesinde bir otelde çalışan Batmanlı Mahir Çetin (20) ve kuzeni Vedat Çetin, 3 Eylül akşamı 2030 kişilik bir grubun saldırısına uğradı. Saldırı sonucu ağır yaralanan Mahir Çetin, hastaneye kaldırıldı, ancak kurtarılamadı. Otopside, Çetin’in darp sonucu beyin kanaması geçirmesine bağlı olarak hayatını kaybettiği kaydedildi. Çetin’in cenazesi 5 Eylül günü Batman’ın Sinan köyünde toprağa verildi. Olayla ilgili gözaltına alınan 7 kişiden Mehmet Ali Çakmak tutuklandı. Olayda yaralanan Vedat Çetin, kuzeniyle sohbet ettikleri sırada, Mahir’in birisini bir arkadaşına benzettiğini, bu sırada ufak çaplı bir tartışma yaşandığını, olayın tatlıya bağlanmasının ardından 2030 kişilik bir grubun “Pis Kürtler” diyerek küfür ve hakaretlerle kendilerine saldırdığını anlattı. Baba Abdulsamet Çetin, olayın aydın Sen utanma Kudret asıl biz utanalım ADANA (DHA) Yeni eğitim ve öğretim yılında okulöncesi, 1. sınıf ve 5. sınıf öğrencileri “uyum süreci” kapsamında dün okula başladı. Adana’nın merkez Yüreğir ilçesinin Başak Mahallesi’ndeki Çetin Topçuoğlu İlkokulu’nun 1. sınıfına başlayan Kudret Beşenk, ayakkabıları olmadığı için annesi Zeliha Beşenk (34) tarafından yalınayak okula getirildi. Yürüyerek okul bahçesine giren küçük kızın diğer 2 kardeşinin de ayakkabılarının olmaması dikkat çekti. Kardeşleri ve annesiyle birlikte sınıfını gezen minik kızın oldukça heyecanlı olduğu gözlendi. Anne Zeliha Beşenk, eşi 43 yaşındaki İbrahim Beşenk’in seyyar satıcılık yaptığını ve 2 odalı evde kirada oturduklarını söyledi. Hastalığı nedeniyle eşinin son 1 yıldır çalışmadığını ve bu yüzden ekonomik sıkıntı çektiğini anlatan genç kadın, “Eşim çalışamayınca perişan olduk. Çocuklarımıza ayakkabı alamıyoruz. Çünkü karnımızı bile doyurmakta güçlük çekiyoruz. Küçük kızım, ablasının yırtık çantası ile mecburen okula yalınayak geldi” dedi. Anne ile kızları, sınıfı gezdikten sonra okula 200 metre uzaklıktaki evlerine döndü. Heyecanlanan Kudret Beşenk, “Okuyup, doktor olacağım. Hasta babamı iyileştireceğim” dedi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle