Katalog

SAYFA CUMHURİYET 9 EYLÜL 2014 SALI 6 HABERLER ABD Savunma Bakanı Hagel, gönüllüler koalisyonunda kararlı olduklarını iletti IŞİD için İncirlik masada u Hagel, IŞİD’e karşı oluşturulacak koalisyonda Türkiye’nin rolünün ‘kritik’ olduğunu belirtti. Hagel’in Savunma Bakanı Yılmaz ile görüşmemesi dikkat çekti. Ortadoğu turuna çıkıyor AA’nın Editör Masası’nın sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, IŞİD’e karşı oluşturulan koalisyonda Türkiye’nin yer alıp almayacağı sorusuna şöyle yanıt verdi: “Prensip olarak biz bölgemizin istikrarı, kanın, gözyaşının dinmesi için üzerimize düşeni yapacağımızı her platformda söyledik. Bölgedeki her gelişmede, atılacak her adımda NATO üyesi olarak Türkiye’nin içinde olması, müttefiklerimizin arzusudur” dedi. Çavuşoğlu Ürdün, Bahreyn, Katar ve Cidde’ye Mevlüt gidecek. Çavuşoğlu Türkiye’ye yönelik ziyaretlerin süreceği belirtildi. Hagel’in görüşme sonrasında Türk hükümetinin karar vereceğinin belirterek “Türkiye’nin sınırlamaları var. Bunu biliyorum ve anlıyorum. Nihai kararı Türkiye verecek” dediği öğrenildi. HAGEL’DEN ÇARPICI İDDİA Şehit İlan Et, Yetmedi Cihat! Öyleyse “Şehit” ilan edilenlerin katilleri kim, hükümet onları bulsun. Öyleyse Torunlar’ın yakalarına yapışsın... Davutoğlu, “Bugünden itibaren her gün ramazan” diyerek cihat mı ilan etti?! RTE çok kızmıştı öyle değil mi?.. Soma’da katledilen 300’ü aşkın maden işçisini şehit ilan ettiklerinde, kendisine verilen yanıta: Bu işçiler ne şehit ne gazi... Ya ne? İşyerlerinde patronların bilerek yaptıkları katliam... Daha açıkçası: kasten adam öldürmedir.. Katliamdan doğrudan şirketin patronu ve yönetim kurulu sorumludur. Ne taşaron, ne oradaki mühendis ne da başka birisi... Neden Avrupa ülkelerine göre 8 kat daha fazla iş cinayetleri bizde?! Bakın sürekli iş cinayetleri diyorum.. Kaza, patron ve şürekâsının işyerinde, zorunlu zorunsuz, ölüm/kaza riskini sıfırlayacak önlemleri almasından sonra olabilecek beklenmedik olaylara derim... Cinayetlerle, vurgunlarla, yolsuzluklarla bezeli “Yeni Türkiye” mimarlarından Başbakan Davutoğlu, 10 işçiyi “şehit” ilan etmez mi? Okurlar mesaj atıyor, eğer şehitse onlar, savaştıkları ve onları öldürden bir de düşman var demektir... Kim bunlar? Hey konuşun, Soma’da madende “şehit” edilen 301 işçinin düşmanı, katili kim?! İnsanın durup dururken “şehit” olduğu nerede görülmüş? Madendeki katil “kömür”, Torunlar’daki katil “asansör” mü? Madeni bir ölüm kuyusuna dönüştüren... Asansörü de ölüm asansörü yapanlar kim? Torunlar, o asansörü kimlere yaptırdı? Hangi on para etmez şirket, en ucuz fiyatı vererek ikide bir bozulan, freni tutmayan boktan bir asansörü oraya koydu? Çiğdem Toker açıkladı: Geda Major Limited’miş.. İsviçre’den okur Karamuk mesaj attı: “77 yıllık inşaat mühendisiyim fakat bu firmanın ismini ilk defa duyuyorum. Sözde 80 senelik bir Alman şirketi ile ortak imişler. İnternette bu Alman firmasını araştırdım. Meğer bu firma özellikle bina dışında, cephe asansörleri yapan bir firma imiş: http://gb.geda.de/Company .. Halbuki dünyanın her yerinde, yüksek binalarda rastladığımız isimler. Otis, Schindler, KONE  vs. Sanırım burada, bu kadar önemli bir sistem için, işin en ucuz teklifi veren firmaya verildiğini tahmin ediyorum. Türkiye’deki durumu bilmiyorum ama her türlü iş kazasına karşı İsviçre’de herkes SUVA denen kuruluşun yönetmeliklerine uymak zorundadır. İş ve iş harici kazaları kapsayan bu sigorta ile ilgili bilgileri bu linklerde bulabilirsiniz: http://www.suva.ch/english/startseiteensuva/suvaensuva.htm HHH Asansörü seçen kim, alan kim, kiralık mı, yenisi kaça, kiralandıysa kaça... Torunlar’ın 4 milyon dolara kadar çıkan lüks daireleri yapılırken bir “asansör standardı” yok muydu.. Bu ülkede devletin, hangi yüksekliklerde hangi tip, hangi özelliklere sahip asansör kullanılacağına ilişkin, şirketleri sorumlu tuttuğu bir “standard”ı yok mu?.. Tamam tamam devleti bırak, iktidarı bırak, onlar çalışma hayatını can pazarına dönüştürdü, diyeceksiniz.. Peki ey Torunlar! Senin vicdani “asansör standard”ın yok mu? Standardında “asgari niteliklerde olsun, çalışıyor görünsün ve ucuz olsun yeter, düşerse de, zaten Allah’ın emri peygamberin kavli ile bu dünyaya ödünç verilen canları öbür dünyaya alınmış, yer değiştirmiş olurlar” mı yazılı? Ey Torunlar, biliyoruz RTE’nin imam hatip arkadaşısın.. İmam hatip ahlakı bu mudur: “Mümkün olduğu kadar çok kazan, mümkün olduğu kadar ucuz işgücü kullan, mümkün olduğu kadar çalışanları en rezil yerlerde yatır, güvenlik müvenlik fazla para harcama ki masraf olmasın ve kazançlarımız azalmasın..” İnanç sahibisindir, hiç aklından çıkarma: 10 canın, aileleri, çocukları, çevreleri ve gelecek düşleri, binlerce el yakana yapışmış durumda.. Bakalım bunlardan nasıl kurtulacaksın.. Bırakın “şehit” palavralarını bu, katliamlardaki sorumluluğunuzdan sizi kurtarmaz... Şehit ilan edeceğinize, bu cinayete yol açan kimselerden hesap sorun.. Bunu yapamazsınız, sadece şehit der geçersiniz ve örtbas edersiniz... Dikkat edin Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı’nda yeni bir dinsel dil kullanma dönemini başlattı. Davutoğlu diyor ki 3 gün önceki Konya mitinginde: “Bugünden itibaren her gün ramazandır. Ramazanda oruç tutarken bayramı nasıl hasretle bekliyor, fedakârlığa hazır olduğumuzu gösteriyorsak, yeni Türkiye’ye kadar milli iradeyi tam anlamıyla egemen kılana kadar, bugünden itibaren her gün ramazandır”. Bu bir cihat ilanıdır. Bir başbakan seçmenlerine, seçimlere kadar eğer o olmazsa öbür seçimlere kadar her günü dini bir gün ilan ediyor ve adeta ibadet yapar gibi yaşayacaksınız, diyor. Milli irade tam olarak gerçekleşinceye kadar, ne demek? İşte iktidardarsınız 13 yıldır daha ne istiyorsunuz? Anayasayı değiştirecekleri, kendi mutlakiyetlerini tam olarak ilan edecekleri, tam bir din devleti, yani tam bir köktendinci yönetim kuruncaya kadar her gün ramazan! Bu söyleme bakınca diyebileceğim tek şey, adeta yeminli bir İslamist kişinin koltukta oturduğudur. Ta oradan derhal Mecidiyeköy’e koşacağına, cinayete kurban gidenleri de şehit ilan ettiğine göre... Aynı zamanda büyük bir dini otoriteliği de üstlenmiş demek.. ANKARA ABD’nin, IŞİD’e karşı gönüllüler koalisyonunu oluştururken Türkiye’den de talepler netleşmeye başdı. ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel, Türkiye’den ikmal, eğitim ve üsler konusunda koalisyona lojistik destek vermesini istedi. Ocak ayında planladığı Türkiye ziyaretini, Erdoğan hükümetiyle soğukluk nedeniyle erteleyen Hagel, NATO zirvesinin hemen ardından Ankara’ya geldi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ile de görüşen Hagel’in Ankara’da Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ile görüşmemesi ise dikkat çekti. Yılmaz, Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile yapılan görüşmelere katıldı. İkmal konusunda Türkiye’nin coğrafi konumuna işaret eden Hagel, bölgede görev alacak küçük askeri grupların desteklenmesi, operasyonda havadan yakıt ve su başta olmak üzere gıda gibi insani yardım malzemelerinin ikmali için Ankara’dan talepte bulundu. Askeri birliklerin sahaya inmeyeceği açıklanmasına karşın Türkiye’den Irak askerlerinin eğitiminde de rol alması is Türkiye ENDİŞELİ Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu ile yaptığı görüşmelerde Hagel’e Türk tarafının IŞİD’in Irak ve Suriye’den sonra Türkiye’ye yönelik terör eylemleri başlatmasından kaygı duyduğunu ilettiği öğrenildi. Ankara, IŞİD ile mücadele için Irak güçlerine verilecek silah yardımı konusunda da “Bu silahların PKK’ya gitmesinden endişe duyuyoruz” uyarısını yaptı. AP’nin haberine göre ise Hagel, Türkiye ziyaretinin ardından beraberinde getirdiği gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye’nin IŞİD’e karşı savaşta limitleri olduğunu fakat, bölgesel kampanyada geliştirilen rolü oynayacağını söyledi. Türk liderleriyle görüşmesinin ardından Hagel, “Hâlâ oynayacakları rol üzerinde değerlendirme yapıyorlar” dedi. Hagel, detay veremeyeceğini belirtti. İngiliz parlamentosunun alt kanadı Avam Kamarası’nı geçen hafta Galler’de yapılan NATO zirvesiyle ilgili bilgilendiren İngiltere Başbakanı David Cameron, Türkiye’nin yanı başındaki IŞİD tehdidinden çok endişeli olduğunu kaydetti. Cameron, “Türkiye sınırı konusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüm. Türkiye, sınırındaki güvenliği daha da artırmak için halihazırda birçok adım attı ve yardım etmemiz için bizimle askeri, istihbarat ve güvenlik konularında işbirliği yapmak istiyor” dedi. ABD Savunma Bakanı Hagel, Ankara temasları sırasında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel ile görüştü. tendi. Yakıt ikmali ile hava taşımasına yönelik istek kulislerde başta İncirlik ve Malatya gibi Türkiye’nin daha önce operasyonlarda kullanımına izin verdiği üsleri akla getirdi. Kaynaklar bu konuda henüz tam bir netlik olmadığını kullanım kesinleşse bile üssün operasyonel değil lojistik anlamda faaliyetinin gündeme geleceğini belirtiyor. ABD tarafının, “Bizim transferde Türkiye’ye ihtiyacımız var” dediği ve operasyonel katkıdan çok lojistik katkıyı gündeme getirdiği belirtildi. Türkiye, IŞİD’e karşı oluşturulacak koalisyonda yer alacak ancak koalisyondaki görevi ABD Başkanı Barack Obama’nın, yol haritasını yarın açıklamasından sonra netleşecek. Hagel, Ankara’yı “Sünni kartıyla” ikna etmeye çalıştı ve IŞİD konusunda “Yapabileceğimiz herşeyi yapmakta kararlıyız. Karşılık vermezsek IŞİD’in gücü artar ve bölge bugünkünden çok daha az güvenli olur. Sünnilerin dışlanmaması için sizin de görev almanız kaçınılmaz” mesajı verdi. Ankara, talebe olumlu yanıt verirken detaylar için önümüzdeki günlerde ABD’den, Cameron: Türkiye çok endişeli Oluşturulan koalisyon konusunda Türkiye’nin çekincelerine işaret eden Türk kaynaklar, yapılacak silah yardımının yanı sıra IŞİD’in elindeki Türk rehinelerin hayatının riske atılmamasının önem taşıdığını belirtti. Türkiye’nin korkusu MYK’de ‘dış ilişkiler’ arayışı Murat Özçelik’e Erdoğan’ın ‘deport’ talebi için Arınç, ‘Dünyada karşılanma imkanı kalmadı’ dedi ‘Özel’ formülü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’nin yeni parti meclisi (PM) üyelerinin kesinleşmesinden sonra, gözler CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun atayacağı yeni MYK’ye çevrildi. PM’de hiç diplomat kökenli yönetici kalmaması, emekli diplomat Murat Özçelik’in de seçilememesi nedeniyle “Dış İlişkiler ve Yurtdışı Örgütlenmeler”den sorumlu genel başkanlığına kimin getirileceği merak konusu oldu. Kılıçdaroğlu’nun listesini “delerek” PM’ye seçilen Manisa Milletvekili Özgür Özel’in grup başkanvekilliğine kaydırılıp istifa ettirilmesi formülüyle Özçelik’in PM’ye girmesi yolunun zorlanabileceği bildirildi. CHP’nin kuruluş yıldönümü nedeniyle yeni PM üyeleri bugün 09.30’da Anıtkabir’de buluşacak. Atatürk’ün mozolesine çelenk koyacak olan PM üyeleri, daha sonra genel merkezde Kılıçdaroğlu ile bir araya gelecek. Yeni PM üyelerinden Mehmet Bekaroğlu, dün genel merkezde Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti. Bekaroğlu, cinsiyet kotasıyla PM’ye girmesiyle ilgili soruya “Ben isterdim ki yarışıyım ve delegeyle olsun, ama beni Genel Başkan davet etti partiye. Dolayısıyla genel başkan kontenjanından parti meclisine girmiş oldum. Bu normal bir şey, bir sıkıntı, bir problem yok. Ama yarışmak isterdim” karşılığını verdi. Bu arada, PM seçimlerine çeşitli itirazlar oldu. Adaylardan Yaşar Seyman, Çankaya İlçe Seçim Kurulu’na başvurarak PM’ye giren 52 üye ve Bilim Yönetim Kültür Platformu (BYKP) için ayrı ayrı cinsiyet kotası hesaplanmasına itiraz etti. CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler de yaptığı yazılı açıklamada, “Genel Başkan tarafından doğrudan önerilen Mehmet Bekaroğlu ile Sencer Ayata delege tarafından elenmişlerdir” dedi. Kılıçdaroğlu, yeni MYK’yi önümüzdeki günlerde atayacak. Bu atamalarla ilgili en önemli merak konusu, “Dış İlişkiler ve Yurtdışı Örgütlenmeler”den sorumlu genel başkan yardımcılığına kimin getirileceği oldu. Kılıçdaroğlu’nun bu görev için Murat Özçelik’i düşündüğü biliniyor. Ancak, Özçelik’in seçilememesi üzerine yeni formüller konuşulmaya başlandı. Kulislerde, yüksek bir oy alarak Kılıçdaroğlu’nun listesini delip PM’ye giren Özel’e grup başkanvekilliğinin önerilebilceği, böylece Özçelik’in yedeklerden PM’ye girmesi yolunun açılabileceği konuşuluyor. Yeni PM 13 Eylül Cumartesi günü toplanacak. CHP Parti Meclisi’ne ilişkin yapılan itirazlar sonuçlandı. Bazı CHP’lilerin itirazı üzerine yeni seçilen PM listesini değerlendirmeye alan, Çankaya 4 NO’lu İlçe Seçim Kurulu kararını verdi. Edinilen bilgiye göre ilçe seçim kurulu PM’ye 60’ıncı sıradan giren Ali Özcan’ın yedeklere düşürülmesini, Sera Kadıgül’ün ise cinsiyet kotasının tamamlanması gerekçesiyle PM’ye alınmasına karar verdi. Böylece PM listesi kesinleşmiş oldu. Mehmet Bekaroğlu ve Sencer Ayata ise yerlerini korudu. ‘Gülen’de ters düştüler u “Onu oradan al bana ver şeklindeki bir talebin dünyada karşılanma imkânı kalmamıştır” diyen Arınç, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın deporta (sınır dışı) edilmesi konusunda taleplerinin bir siyasi talep olarak ABD tarafından nasıl karşılanacağını doğrusu benim bilmem mümkün değil” ifadelerini kullandı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Fethullah Gülen ’in Türkiye’ye iadesi konusunda ABD Başkanı Barack Obama’ya “Ya bunu deport (sınır dışı) edin ya da verecekseniz bize verin. Gelsin ülkesinde yaşasın” diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la ayrı düştü. Bakanlar Kurulu’nun ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bülent Arınç’a, Erdoğan’ın gündeme getirdiği Fethullah Gülen’in iadesi veya sınır dışı edilmesi talebi de soruldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Obama arasındaki görüşmede Gülen’in iadesinin hangi çerçevede görüşüldüğü yönündeki soru üzerine Arınç, baş başa ve heyetler arası görüşmelerin içeriği konusunda bilgisi olmadığını söyledi. lışma yapabilirler. Elde varsa bilgi ve belgeler şüphesiz hükümetler kanalıyla da başka kanallarla da ABD ile müşterek bir çalışma şekline dönüştürülebilir. Yoksa, birilerinin zannettiği gibi, ‘onu oradan al bana ver’ şeklindeki bir talebin dünyada artık karşılanma imkânı kalmamıştır.” Abdullah Öcalan’ın kız kardeşi Fatma Öcalan ile kızı Dilek Öcalan ve aynı cezaevinde kalan Cuma Karasu’nun kız kardeşi Pervin Oduncu, Şeyhmuz Poyraz’ın kardeşi Felek Çızlaşmak, Gemlik Jandarma Komutanlığı’nda yapılan kimlik kontrolünün ardından İmralı’ya hareket etti. Yürümekte zorluk çektiği gözlenen Fatma Öcalan’a kızı Dilek Öcalan yardımcı oldu. Fatma Öcalan, “Dört aydır görüşmüyoruz. Gidip görüşeceğiz. Sağlığını merak ediyorum. Artık bırakmalarını istiyorum. Başka ne söyleyeyim” dedi. Fatma Öcalan ve beraberindekiler Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne ait botla İmralı’ya giderek yaklaşık bir saatlik görüşmenin ardından Gemlik’e geri döndü. ‘Serbest bırakılsın’ ‘Hukuki süreç kesinleşmeli’ HDP heyeti Erdoğan’la da görüşecek MAHMUT LICALI ANKARA Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Köşk’e çıktıktan sonra nasıl bir profil izleyeceğine ilişkin ilk ipuçlarını verecek gelişme Kürt sorununa ilişkin çözüm sürecinde ortaya çıktı. İmralı’da Abdullah Öcalan’la görüşen HDP heyeti, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç başkanlığındaki heyetle görüşmenin yanı sıra çözüm süreciyle ilgili olarak bu hafta içinde ya da gelecek hafta başında hem Erdoğan hem de Başbakan Ahmet Davutoğlu ile de bir araya gelecek. Devletin zirvesiyle yapılacak bu görüşmelerden sonra HDP heyeti tekrar İmralı’ya gidecek ve “yol haritası” da bu ziyaretin ardından açıklanacak. İmralı’daki son görüşmede Öcalan da hükümetten “mazeretsiz somut adım atılmasını” istedi. HDP Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan, İdris Baluken ile HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreyya Önder’den oluşan HDP heyetinin önceki gün İmralı’da yaklaşık 4.5 saat süren görüşmesinin ayrıntıları belli oldu. Buldan, “Cumhurbaşkanı ve Başbakan’dan randevu istendiğini açıklarken çözüm süreci kapsamında atılacak adımların yer alacağı yol haritasının 10 gün içinde kamuoyuna duyurulması bekleniyor. HDP tarafından yapılan açıklamada Öcalan’ın diyalog sürecinin yeni bir for Harita 10 gün içinde mat altında ve yakın dönemde önemli bir pratikleşme aşamasına geldiği mesajını verdiği belirtildi. Açıklamada, “Öcalan, meseleyi bu ciddiyet ve sorumlulukla ele almaya çalışan bütün aydın, akademisyen ve politikacıları yakından izlediğini ve böylesi büyük bir meselede daha geniş kesimlerin öneri ve katkılarına her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu vurguladı. Öcalan, yeni hükümetin hiçbir mazeret kalesine sığınmadan anlamlı ve derinlikli müzakereleri başlatacak ilke ve mekanizmaları bir an önce hayata geçirmesi gerektiğine dikkat çekti” denildi. Öcalan hasta tutuklular için acilen adım atılması gerektiğini söyledi. Cumartesi toplanacaklar radan al bana ver’in imkanı yok Arınç, şöyle konuştu: “Türkiye’deki bu yapılanma ilgili olarak ABD’deki o zatın, Türkiye’ye iadesi istenecekse veya o ülkeden sınır dışı edilmesi istenecekse ABD ilk defa soracağı şey ve isteyeceği konu, bu konudaki eldeki bilgi ve belgelerin kendisine ulaştırılmasıdır. Biz bunun gerekli ve doğru olduğuna da hem şahsen hem hükümetimiz olarak inanıyoruz. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın bir diğer ifadesi geçiyor; MİT ve ABD istihbaratı bu konuda ça ‘O Bekaroğlu yerini korudu cracı’ söyleminin ilk örneği ‘İ Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile HDP heyeti arasında yapılması beklenen görüşme daha farklı öneme de sahip. 2012 yılından bugüne kadar çözüm süreciyle ilgili yürütülen çalışmalar ve yapılan görüşmelerde Cumhurbaşkanlığı pek fazla etkin olmazken istenilen randevuya yanıt vermesi halinde HDP heyeti ile yapacağı görüşme; seçilmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Köşk’e çıktıktan sonra “icracı cumhurbaşkanı” söylemi kapsamında hareket edeceğinin ilk önemli örneğini de oluşturacak. İki ülke arasında suçluların iadesi anlaşmasının da yapılabileceğini, ancak bunun için de hukuki süreçlerin kesinleşmesinin ön şart olduğunu belirten Arınç, şunları kaydetti: “Belki bazı siyasi sebeplerle, Türkiye’nin güvenliğini tehdit ettiği düşünülen ama hakkında herhangi bir suçlama, herhangi bir iddianame herhangi bir yargı kararı bulunmadığı da varsayılan bir insan hakkında, o ülkenin tavrının ne olacağını benim bilmem mümkün değil. Ya ni şunu söylemek istiyorum; adli yardımlaşma 2 ülke arasında olabilir. Bazen suçluların iadesi anlaşması da olabilir ama bunların hepsi hukuki bakımdan bir dava açılmasını, o davanın hükümle sonuçlanmasını ve kesinleşmesini gerektirir. Bunun dışında Sayın Cumhurbaşkanı’nın deporte (sınır dışı) edilmesi konusunda taleplerinin bir siyasi talep olarak ABD tarafından nasıl karşılanacağını doğrusu benim bilmem mümkün değil.” Davutoğlu cihat mı ilan ediyor?